Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/37818 E. 2023/236 K. 24.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/37818
KARAR NO : 2023/236
KARAR TARİHİ : 24.01.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1040 E., 2021/939 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.05.2019 tarihli ve 2019/143 Esas ve 2019/286 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesinin, 15.06.2021 tarihli ve 2019/1040 Esas, 2021/939 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik O yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 06.11.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemi özetle, sanık …’ın SGK kayıtları incelendiğinde; FETÖ irtibatı nedeniyle 667 sayılı KHK kapsamında kapatılan; … Eğitim Tesisleri ve Tic. A.Ş.’de 2002/02 ile 2006/08 tarihleri arasında, … Basın Yayın Özel Eğitim İnş. Teks. San. Tic. A.Ş.’de 2006/09 ile 2013/06 tarihleri arasında, … Özel Eğitim ve Öğretim Hiz. Tic. A.Ş. bünyesinde hizmet veren Özel … Lisesinde 2013/08 ile 2016/06 tarihleri arasında çalıştığının anlaşıldığı, yine Sivas Sulh Ceza Hakimliği tarafından FETÖ ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle kayyum atanan … Fen Eğitim Hizmetleri A.Ş.’de 1995/02 ile 2000/02 tarihleri arasında SGK kayıtlarının olduğu, sanığın FETÖ ile irtibatı nedeniyle 667 sayılı KHK kapsamında kapatılan sendikal kuruluşlardan … EĞİTİM İŞ isimli sendikada 22.04.2014 tarihinde üyelik kaydının olduğu, yine örgüt liderinin talimatı sonrası sanığın talimata uygun olarak örgütün finans ayağını oluşturan …da 11.05.2015 tarihinde bankaya destek amacıyla ek 17 nolu 5088,13 TL tutarında ve aynı tarihte ek 18 nolu 1001,89 Euro tutarında katılım hesapları açtığı, sanığın örgütle iltisaklı farklı eğitim kurumlarda uzun süre çalışmış olması, sanığın örgüte müzahir sendikal kuruluşlardan … EĞİTİM İŞ isimli sendikaya üye olması ve …da destek amacıyla katılım hesapları açması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın eyleminin bu haliyle örgüte üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçu kapsamında kaldığı halde ilk derece mahkemesince sanığın beraatine, istinaf dairesince de aleyhe istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkeme huzurunda yaptığı savunmasında; Biyoloji bölümü mezunu olduğunu, bir arkadaşının vasıtası ile türbanlı olduğu için rahat çalışabileceği … FEM Dershanesinde işe başladığını daha sonra sırasıyla .., …, … illerinde örgüte müzahir kurumlarda maaşlı öğretmen olarak çalıştığını, son olarak 2013-2016 yılı haziran ayına kadar … Kolejinde çalıştığını ancak 2016 haziran ayında istifa ederek ayrıldığını, çalıştığı kurumlardan kaynaklı olarak Bank … A.Ş’de maaş hesabının olduğunu, çocuğu lösemi tedavisi gördüğü için kardeşinin kendisine para yardımında bulunduğunu ve bunu da başka bir bankada hesabı olmadığından Bank … üzerinden aldığını ancak kesinlikle örgütsel bir talimat ile hareket etmediğini yine dernek ve sendika üyeliklerinin bilgisi ve rızası dışında gerçekleştiğini ayrıca çalıştığı kurumlarda burs adı altında maaşlarından kesinti yapıldığını, kesinlikle FETÖ/PDY Silahlı terör örgütü üyesi olmadığını beyan etmiş, sanığa ait Bank … hesabı uzman bankacı Bilirkişi marifetiyle incelenmiş ve dosyaya sunulan 25.04.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre sanığın 2002 yılında açılan hesabının TMSF’nin Bank … A.Ş’nin hisselerinin tamamına el koyduğu tarih sonrasında aktif olarak kullanılmaya başlandığı ve hesapta bu tarih itibariyle yüksek mevduat tutulduğu görülmüş bu nedenle sanığın Bank … A.Ş hesabında gerçekleşen mevcut işlemlerin olağan bankacılık faaliyetleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kabul olunmuştur. Sanığın yargılamanın tüm aşamasında FETÖ/PDY Silahlı Terör örgütü üyesi olmadığı yönündeki savunması, sanığın ByLock kullanıcısı olmadığı, Bank … hesabının etkisiz olması, hakkında aleyhe bir beyan bulunmaması ayrıca örgütsel herhangi bir eyleme katılmadığı anlaşılmakla mahkemece sanığın FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olmadığı kanaati hasıl olmuştur. Zira silahlı örgüte üye olmak; örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Suçun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Dosya kapsamına göre tüm aşamalarda suçlamayı kabul etmeyen sanığın örgütle organik bağ içine girip sürekli şekilde çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylemlerde bulunarak silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediğine dair savunmasının aksine her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir delil bulunmamaktadır. Kuşkunun bulunduğu yerde mahkumiyet kararından bahsedilemeyeceği, ceza yargılamasının temel amacının hiçbir duraksamaya yer vermeden maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olduğu, maddi gerçeğin her türlü şüpheden arındırılmış, somut, kesin, kati ve inandırıcı delillerle ispat edileceği, somut olayda ise sanığın söz konusu suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi nedeniyle CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca sanığın beraatine dair hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Ayrıntıları (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 2017/1809 Esas ve 2017/5155 sayılı Kararında ve Dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere: Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ; canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, syf. 383 vd.)
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır. (… özel kısım syf. 263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf. 280)
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
Nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında, tanık anlatımlarına, sanık savunmasına ve tüm dosya kapsamına göre; örgütün kriptolu iletişim ağı olan ByLock iletişim sistemini kullandığına dair tespit ve iddia bulunmayan ve alınan bilirkişi raporuna göre 2002’de açmış olduğu Bank … hesabını bankanın TMSF’ye devrinden sonra da aktif şekilde kullanan ayrıca rutin bankacılık işlemleri dışında bir faaliyeti tespit edilemeyen sanığın örgüt ile iltisakı sebebiyle kapatılan okullarda çalışması ve FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı … Eğitim Sendikasına üye olmasının atılı suçtan mahkumiyeti için yeterli delil muhteva etmediği anlaşılmakla, Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, sanığın delil yetersizliğinden beraatine yönelik vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle; yapılan yargılama sonunda suçun sanık tarafından işlendiğinin kanıtlanamadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesinin, 15.06.2021 tarihli ve 2019/1040 Esas ve 2021/939 sayılı kararında Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısınca öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza

Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
24.01.2023 tarihinde karar verildi.