YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/36696
KARAR NO : 2022/8627
KARAR TARİHİ : 29.11.2022
İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.11.2019 tarih ve 2018/221 – 2019/444 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma gereğince yazılmamıştır
Hüküm : Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurusunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Duruşma istemi içermeyen temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt
üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, syf. 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (… özel kısım syf. 263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf. 280).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığın, tanık anlatımlarına göre yükseköğrenimi döneminde örgüte ait evde barındığı, tanık …’nın 24.02.2017 tarihli anlatımına göre bu dönemde ev ablalığı yaptığı, fakülteden mezuniyet sonrası hâkimlik sınavına hazırlanmak üzere yine örgütün çalışma evinde barındığı ve tanık …’in, aşamalarda değişmeyen istikrar gösteren beyanına göre örgütün çalışma evinde ev ablası gibi davrandığı ve evde kaldığı dönemde kendisinin görev aldığını kast ederek “….benim bu alelade evde ne işim var” dediği, sanığın örgütün çalışma evlerinde hâkimlik sınavına hazırlandığına dair bu anlatımının tanık Burcu Çetin tarafından 24.08.2016 tarihli beyanında doğrulandığı, tüm bu delillere göre sanığın fakülte yıllarında itibaren örgütün hiyerarşisi içerisinde yer aldığı ve hâkimlik sınavına hazırlık döneminde de iki yıl örgütün çalışma evinde kalmak suretiyle örgütsel bağını süreklilik bağlamında devam ettirdiği anlaşılan sanık hakkında, UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında bilgi ve beyan olup olmadığının da araştırılarak varsa beyanların aslı veya onaylı suretlerinin dosya kapsamına alınması ile olanaklı ise duruşmada tanık sıfatıyla dinlenilmeleri, olanaklı değil ise beyanlarının CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulduktan sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile sanık hakkında beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe
giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.