Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/36677 E. 2023/2 K. 10.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/36677
KARAR NO : 2023/2
KARAR TARİHİ : 10.01.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/546 – 2022/751
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.04.2022 tarihli ve 2021/234 Esas, 2022/91 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesinin ikinci fıkrası ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2.Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 16.06.2022 tarihli ve 2022/546 Esas, 2022/751 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 29.10.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur..
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz istemi, tanık beyanlarının çelişkili olduğu, etkin pişmanlıktan yararlanan tanıkların ifadelerine itibar edilmemesi gerektiği, HTS kayıtlarına göre ardışık ve periyodik şekilde aranmadığı, HTS kayıtlarının cezalandırma gerekçesi olamayacağı, sanığın suçu işlediği iddia edilen tarihlerde FETÖ/PDY terör örgütünün olmadığı, sanığın suç işleme amacını bilerek silahlı terör örgütüne girmesinin söz konusu olmadığı, sanığa atfedilen eylemlerin suç teşkil etmediği, suçun manevi unsurunun oluşmadığı, dosyada kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına ve sanığın tahliyesine karar verilmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk derece mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda; hukuka uygun olarak elde edilen (HTS) kayıtlarının incelenmesinde, “sanığın kendi kullanımında olan 0541 (..) (..) (..) GSM nolu hattının Balıkesir ve Ankara illerindeki ücret karşılığı kullanıma sunulan farklı farklı sabit hatlı telefonlardan, toplam 10 kez arandığı, bu aramalardan 7 tanesinin 0 saniyelik kayıtlardan oluştuğu, mahkemece de incelenen kıymetlendirme ve değerlendirme tutuanağında da yer aldığı üzere bu aramaların 2 tanesinin ardışık arama olduğu, ayrıca periyodik ve tekil aramalarının bulunduğu anlaşılmakla, sanık ile ardışık aranan tanık …’nun örgütle irtibatlı kişi tarafından arandığı yönündeki beyanları, tanık Y.E.A.’nın etkin pişmanlık kapsamındaki müdafi huzurunda Ankara TEM Şube Müdürlüğünce alınan ayrıntılı, çelişkisiz ve birbiri ile uyumlu ifade ve teşhislerinde sanıkla grup olup 2016 yılı Kara Harp Okulu kapanana kadar sohbet olarak adlandırılan örgütsel toplantılara katıldığına dair ikrar içeren anlatımları, 11.10.2014 tarihli ardışık aramada mahrem imamlarca sanık ile … arandıktan sonra redial (geri arama) tuşu ile son aranan kişinin tespitinin önlenmeye çalışılması, yukarıda izah edilen ardışık, periyodik ve tekil aramaların sayısı, aramaların ardışık ve periyodik olması, ardışık aramaya konu edilen şahısların sanık gibi askeri öğrenci olup aynı rütbede ve kuvvete mensup kişiler olması, aramaların gerçekleştirildiği zaman, konuşma süreleri, sanığın farklı sabit hatlardan aranması, aranmaların makul görünmemesi nazara alındığında, sanığın örgütün iletişim metotlarından olan “ankesörlü/sabit hatlardan aranma” gizli iletişim sistemine dahil olduğu anlaşılmakla, her ne kadar sanık atılı suçlamayı kabul etmemiş ve kendisini örgüt elemanlarının aramadığını beyan etmiş ise de inkara yönelik savunmalarının kendini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu anlaşıldığından, sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Örgüt mensuplarınca örgütün amacı doğrultusunda ve örgütsel faaliyet kapsamında işlenen eylem ve faaliyetlerinin ayrıca suç teşkil etmeleri gerekmediğinden sanık müdafiinin bu hususa ilişkin temyiz nedeni yerinde görülmemiştir.
Dairemizce ardışık ve sabit hatlardan örgütün mahrem imamları tarafından yapılan aramaların örgütün haberleşme yöntemi kabul edildiğine dair istikrarlı kabulü nedeniyle sanık müdafisinin bu hususa ilişkin temyiz nedeni de yerinde görülmemiştir.
Dairemizin 13.11.2019 tarihli 2018/5526 – 2019/6842 sayılı kararında detayları belirtildiği şekilde örgütün iletişim yöntemi olduğu kabul edilen ardışık arama ve ankesörlü telefon ile haberleşme yöntemlerince sanığın örgütün mahrem imamları tarafından ardışık, periyodik ve tekil yöntemlerle arandığı ve etkin pişmanlık kapsamında müdafi huzurunda alınan tanık Y.E.A’nın beyanına göre sanık ile 2014-2016 yılları arasında örgüt evinde birlikte kaldığı ve örgütün kendilerinden sorumlu mahrem imamı olan Ahmet isimli kişi gözetiminde her haftasonu örgüt evinde örgütsel toplantılara katıldıklarına ilişkin beyanı gözetilerek sanığın örgütün hiyerarşik yapısına girerek silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği kabul sanık hakkındaki hükümde, yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapılması, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlenmesi, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilenmesi, özleri değiştirilmeksizin tartışılması, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırılması, eylemin doğru olarak nitelendirilmesi ve kanunda öngörülen suç tipine uyması, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulanması, sanığın da mahkeme huzurunda kabul etmiş olduğu telefon numarasının örgütün hiyerarşik yapısının içinde olduğunu gösterir bir şekilde ankesör aramalarında ardışık, periyodik ve tekil olmak üzere örgütün şifreli haberleşme yöntemine uygun olarak arandığı ve aranan kişilerle aynı rütbe, makam, sınıf olarak denk olduğu ve bu durumun tanık Y.E.A.’nın beyanındaki örgütün askeri öğrencilerden sorumlu mahrem imamı … isimli kişi gözetiminde her haftasonu örgütsel faaliyet olarak örgüt toplantılarına katıldığı şeklindeki tanık anlatımları ile uyumlu olması nedenleriyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 16.06.2022 tarihli ve 2022/546 Esas, 2022/751 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.01.2023 tarihinde karar verildi.