Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/35063 E. 2023/271 K. 24.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/35063
KARAR NO : 2023/271
KARAR TARİHİ : 24.01.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/23 E., 2022/157 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

Sanık hakkında bozma üzerine dosyanın gönderildiği İlk Derece Mahkemesince verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.03.2018 tarihli ve 2017/407 Esas, 2018/215 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62/1, 53/1, 58/7-9, 63 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 12.11.2018 tarihli ve 2018/1712 Esas, 2018/1966 sayılı kararıyla sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Adana Bölge Adliyesi Mahkemesi 2. Ceza Dairesi kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 15.12.2021 tarihli ve 2021/2656 Esas, 2021/10649 sayılı kararı ile özetle; sanığın üzerine atılı silahlı örgüt suçu için 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/2. maddesi ile müsnet suç için uygulanması zorunlu olan TMK’nın 5/1. maddesinin uygulanması sonucunda öngörülen hapis cezasının alt sınırı nazara alınarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 150/3. maddesi uyarınca sanığa barodan zorunlu müdafii tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, kanuna aykırı görüldüğünden sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş, sair yönleri incelenmeksizin hükmün öncelikle bu sebeplerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
4. Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinin bozmaya uyarak vermiş olduğu, 28.06.2022 tarihli ve 2022/23 Esas, 2022/157 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5/1, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/1, 6/5-j, 58/9, 63 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 29.08.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle; sanığın ByLock kullanıcısı olduğu kabul edilmiş ise de, yargılamada dinletilen sanığın eşi A. G.’nin ByLock uygulaması kendisinin kullandığını söylemesinin dikkate alınmadığına, emniyet yazısında ByLock ID tespit edilemediğine, tanık D. A. Öğrencilerden sorumlu olduğunu belirtmesine rağmen sanığın Kredi Yurtlar Kurumu’nda kaldığına ve bu hususun araştırılmadığına, tanık T.S.’nin ise mağdur ailelerine yardım yapıldığını belirttiğini, bir kısmının kargo yolu yardım yapıldığını söylemesine rağmen kargo firması araştırılıp kayıtların getirtilmediğine ve T.S. ile yüzleştirilmediğine, Anayasa Mahkemesinin kararına göre 15.07.2016 tarihinden önce ByLock yazışmalarının FETÖ’nün terör örgütü sayılmaması nedeniyle mahkumiyet kararı verilemeyeceğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarınca haberleşme aracı olarak kullanılan ByLock yazılımını kullandığı, bu şekilde FETÖ/PDY terör örgütü liderinin ByLock ile ilgili talimatlarına uyarak örgüt hiyerarşisine dahil olduğu, örgüt sohbetlerine katıldığı, üniversite öğrencilerinden sorumlu olduğu sanığın eylemlerinin silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk içermesi dikkate alındığında sanığın örgüt üyesi olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılarak sanığın silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan cezalandırılmasına dair hüküm tesis edilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
1.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında; “Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran suç örgütünün bir kısım mensuplarınca kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla sanık tarafından kullanıldığının ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı ve tanık beyanı ile her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir biçimde ortaya konulan sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
2.ByLock kullanıcısı olan ve tanık beyanlarına göre Hatay ilindeki üniversite öğrencilerinden sorumlu abla olduğu kabul edilen sanığın mahkumiyetine ilişkin yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinin bozmaya uyarak vermiş olduğu, 28.06.2022 tarihli ve 2022/23 Esas, 2022/157 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
24.01.2023 tarihinde karar verildi.