YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/35056
KARAR NO : 2022/8865
KARAR TARİHİ : 05.12.2022
İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma
Uygulama : Sanık hakkında TCK’nın 302/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9,63. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükmü
Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.05.2019 tarih ve 2018/589 esas, 2019/268 karar sayılı mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin 03.01.2020 tarih ve 2019/1746 esas, 2020/48 karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, söz konusu karara yönelik temyiz yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 16.03.2022 tarih ve 2021/2213 esas, 2022/1365 karar sayılı kararı ile “Ayrıntıları Dairemizin 28.09.2016 tarih ve 2016/5731 esas 2016/4926 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, 15 yaşından küçük fiil ehliyeti bulunmayan çocukların, ancak silahlı terör örgütlerinin emrine verilip, onların savaşçı olarak yetiştirilmesi ve örgütün amaçları doğrultusunda silahlı çatışmalara sürülerek gerek kendileri için gerekse başka şahıslar bakımından tehlikeli birer suç makinesi haline dönüştürülmeleri amaç suçu işlemeye elverişli kabul edilebileceğinden, 15 yaşından küçük çocuğu örgütün dağ kadrosuna doğrudan kazandırma şeklinde gerçekleşen eylemlerinin Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarını oluşturacağı, bunun dışında terör örgütlerinin yurt içi ve yurt dışındaki kamplarına örgüte katılmak üzere eleman göndermenin, bu örgütlere üye sağlamanın başlıca yollarından biri olduğu, terör örgütlerinin amaç suçun işlenmesi yolunda güven, disiplin ve sıkı irtibata önem veren iş bölümüne dayalı hiyerarşik düzene sahip yapılar olarak istihbarat, gizlilik, güvenlik ve denetim konularında duyarlı oldukları, işleyiş ve yapılanma itibariyle bu özellikleri gösteren terör örgütlerinin, örgütün ‘hiyerarşik yapısına’ dahil edilmek üzere gönderilen elemanları, irtibat halinde olmadıkları, güvenilir bulmadıkları, denetlemedikleri kaynaklardan kabul etmeyecekleri gibi, gizlilik ve güvenlik kuralları ile hiyerarşiye uymayan kişilerin bu tür faaliyetlerine de izin vermeyecekleri, terör örgütlerine yeni eleman temin etme, barındırma, gönderme veya ulaşımını sağlama gibi faaliyetlere ilişkin organizasyonun örgütsel yapı dışında değerlendirilemeyeceği göz önüne alındığında,
15 yaşından küçük mağdur …’nın aşamalardaki anlatımları ve olayın oluş şekline göre; mağdur …’nın PKK terör örgütünün dağ kadrosuna katılmak amacıyla irtibat kurduğu örgüt ile iltisaklı kişilerin kendilerini yönlendirmeleri üzerine aynı iradeyi taşıyan yanındaki şahıslarla birlikte önce Diyarbakır’a, daha sonra ise sanığın ikamet ettiği Şırnak ilinin Cizre ilçesine gitmeleri, kendilerine buraya gelmeden önce verilen örgütün şifreli mesajları doğrultusunda Deniz kod adlı sanık …’u bulmaları, Deniz kod adlı sanığın mağduru yanındaki şahıslar ile birlikte evine götürdükten sonra bizzat eve getirdiği işbirlikçilere teslim etmesi, bu işbirlikçilerin ise mağduru yanındaki şahıslarla birlikte bir araçla Gabar Dağı’na götürmeleri ve burada 4-5 kişiden oluşan örgüt mensuplarının mağduru karşılayarak teslim almalarından sonraki aşamada mağdurun örgütsel eğitimlerinin ve faaliyetlerinin başlaması şeklinde gerçekleşen olayda; 15 yaşından küçük mağduru doğrudan örgütün dağ kadrosuna teslim etmeyen, ancak kendisinin evine getirererek PKK terör örgütünün Gabar Dağı’ndaki eğitim kampına götürecek olan işbirlikçilere teslim eden, bu itibarla ‘Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma’ suçu yönünden amaç suça elverişli vahim nitelikte eylemler gerçekleştirmeyen sanığın, suç vasfının belirlenmesine ilişkin yapılan açıklamalar doğrultusunda, dosya kapsamında benzer yöndeki mağdur ve tanık beyanları itibarıyla Deniz kod adını kullanması, örgüt hiyerarşisi ve gizliliği içinde örgüte eleman kazandırması, sanığa yönelik anlatımlarda ‘Taziye Evi/Halk Evi’ olarak bahsedilen sözde öz yönetim ilanı dahil örgütsel faaliyetlerin yürütüldüğü yerde yapılan aramada sanığın isminin bulunduğu dökümanların ele geçirilmesi, yine ele geçirilen sair dökümanlarda sanığın örgütün sözde Kent Meclisi yapılanmasının faaliyetlerine katıldığının tespit edilmesi göz önüne alındığında; silahlı terör örgütü ile organik bağ kurarak hiyerarşik yapıya dahil olduğuna dair süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemlerinin ‘Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma’ suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek ‘Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma’ suçundan mahkumiyetine dair yazılı şekilde hüküm kurulması” gerekçesiyle bozma kararı verildiği, bozma ilamı üzerine Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.05.2022 tarih ve 2022/110 esas, 2022/119 karar sayılı hükmü ile eski kararda direnilerek mahkumiyet kararı verildiği, yapılan incelemede ise 15 yaşından küçük mağdur …’nın sanık tarafından doğrudan örgütün dağ kadrosuna kazandırılmadığı ve sanığın mağduru işbirlikçilere teslim etmesinden sonraki süreçte mağdurun örgütün dağ kadrosuna katılmaktan vazgeçme iradesi de gösterebileceği gözetildiğinde, sanığın eylem üzerinde kurduğu hakimiyetin boyutu itibarıyla devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu kapsamında vehamet unsurunun gerçekleşmediği, bu itibarla Dairemizin bozma ilamının yerinde olduğu anlaşıldığından, 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 32. maddesi ile CMK’nın 307/3-2. cümlesinde yapılan değişiklik uyarınca dosyanın Yargıtay Yüksek Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında tahliye talebinin reddi ile TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA, 05.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.