YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/33986
KARAR NO : 2023/12
KARAR TARİHİ : 11.01.2023
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/532 E., 2021/1890 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, hükmedilen cezanın süresine göre yasal şartları bulunmadığından, 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince, reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.01.2020 tarihli ve 2018/339 Esas, 2020/6 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. Maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrası, 58. Maddenin dokuzuncu fıkrası ve 63. maddesi uyarınca 7 Yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 29.11.2021 tarihli ve 2020/532 Esas, 2021/1890 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 13.07.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafinin temyiz talepleri özetle;
1-Mahkumiyet hükmünün 230. maddeye uygun gerekçeyi içermediğine,
2-Hükmün hukuka aykırı elde edilen delillere dayandığına,
3-Şüpheden sanık yararlanır ilkesinin ihlal edildiğine,
4-Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edildiğine,
5-Sanık hakkında eksik araştırma ve inceleme yapılarak karar verildiğine,
6-Duruşmada tartışılmayan delillerin gerekçeli karara dayanak yapıldığına,
7-HTS kayıtları üzerinde hataların bulunduğuna, HTS kayıtlarının gerçeği yansıtmadığına,
8-Somut gerçekliğe aykırı olarak arama kayıtlarının değerlendirildiğine, tespit edilen sabit hat aramalarının örgütsel nitelikte aramalar olmadığına,
9-HTS kayıtlarının tek başına iddia konusu suçu ispat bakımından değerlendirilemeyeceğine,
10-Atılı suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına ve sanığın terör örgütü üyesi olmadığına,
11-Atılı suçu kabul etmemekle birlikte alt sınırdan haksız bir şekilde uzaklaşıp teşditle ceza verildiğine
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tüm dosya kapsamından her ne kadar atılı suçlamayı kabul etmediği anlaşılmış ise de asker şahıs olan sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün askeri mahrem yapılanması dahilinde yer alarak terör örgütü ile organik bağ içerisinde bulunduğunun ayrıntılarıyla izah edilen ve somutlaştırılan çok sayıdaki ankesörlü/ardışık arama kayıtlarıyla herhangi bir tereddüde mahal bırakılmayacak şekilde mahkememizce anlaşılmış olması karşısında sanığın aşamalardaki suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmeyerek yasal unsurları oluşan silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine, sanık hakkında temel ceza belirlenirken bilhassa suçun işleniş biçimi, Türk Silahlı Kuvvetlerine subay olarak sızmış olması nedeniyle gösterdiği tehlikeliliğin ve kastının yoğunluğu nazara alınarak cezanın alt sınırından uzaklaşma yoluna gidilmiş, sanık hakkında yasal şartları oluşmadığından etkin pişmanlık hükümlerinin ve hakkında tayin olunan netice ceza itibariyle CMK 231, TCK 50-51. maddelerinin ayrı ayrı uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay 16. C.D 13.11.2019 tarih ve 2018/5526 esas, 2019/6842 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Asker bir şahsın; örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, “her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olacağı”, hususu nazara alınarak somut olay değerlendirildiğinde;
… Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda 2010-2018 yılları arasında sözleşmeli subay olarak görev yapan; ankesörlü hatlardan ardışık ve tekil olarak aranan sanığın eylemlerinin belirlenebilmesi bakımından; emniyet kayıtlarının yanı sıra BTK’dan alınan baz istasyonunu gösterir HTS kayıtlarının, “0” saniyeli çağrılar da dahil olmak üzere getirilerek üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda “gerçekleştirilen arama sayısı, aramaların ardışık ya da periyodik olup olmadığı, aramaların gerçekleştirildiği saatler, konuşma süreleri, sanığın farklı ankesörlü telefonlardan aranıp aranmadığı, ardışık aramaya dahil olan şahısların aynı kuvvete mensup ve aynı rütbede olup olmadıkları, aramaları gizlemek için herhangi bir şifreleme yönteminin kullanılıp kullanılmadığı” hususlarını gösterir bir analiz inceleme ve tespit raporunun tanzim edilmesi, ayrıca sanığın, görev yaptığı yerlerin tespiti ile ilgili birimlere yazı yazılmak suretiyle, görev yaptığı yerler itibariyle sanık hakkında ankesör veya sabit hatlardan periyodik ya da ardışık aramasının olduğuna yönelik herhangi bir kayıt, soruşturma veya kovuşturmanın olup olmadığının saptanması, varsa buna ilişkin bilgi ve belgelerin getirtilmesi, yine sanık ile birlikte ardışık arandığı tespit edilen şahıslarla ilgili herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma olup olmadığı belirlendikten sonra şahısların tüm aşama ifadelerinin getirtilerek gerekirse tanık olarak dinlenmeleri, sanık ile ilgili herhangi bir beyanının olup olmadığının tespiti ile UYAP’ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak sanık hakkında başkaca bir beyan yahut ifade bulunup bulunmadığı araştırılıp, varsa bu beyan yahut ifadelerle birlikte tüm bu belgelerin CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafıine okunup değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması, isabetli bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık ve müdafiinin temyiz talebi yerinde görüldüğünden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 29.11.2021 tarihli ve 2020/532 Esas, 2021/1890 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı, sanığın adli kontrol kararını ihlal etmesi ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanık ve müdafinin tahliye taleplerinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dosyanın Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.01.2023 tarihinde karar verildi.