Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/33318 E. 2023/763 K. 27.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/33318
KARAR NO : 2023/763
KARAR TARİHİ : 27.02.2023

T U T U K L U D U R U Ş M A V E T A H L İ Y E T A L E P L İ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/134 E., 2022/836 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği cezanın süresi nedeniyle reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.01.2022 tarihli ve 2021/33 Esas, 2022/6 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrası, 58 inci maddenin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 8 yıl 1 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 25.05.2022 tarihli ve 2022/134 Esas, 222/836 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 17.07.2022 tarih ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık müdafiinin temyiz istemleri özetle; bölge adliye mahkemesi kararında gerekçe belirtilmediğine, sanığın FETÖ/PDY ile hiçbir irtibatı, iltisakı ve mensubiyetinin olmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığına, eksik araştırma ile karar verildiğine, sanığın kendi adına kayıtlı hattan ankesörlü telefondan aranmasında hatalar olduğuna, mükerrer kayıtlar tespit edildiğine, aramaların örgütsel içeriğinin olmadığına, operasyonel hat kullanmadığına, sanığın sabit hattan aranmasından sonra geçersiz sayılayacak aramaların … içinde çok fazla kez yapıldığına, bu hususun perdeleme olarak nitelendirilemeyeceğine, sanığın aynı soruşturma kapsamında bulunan 122 şüpheli ile belirtilen tarih aralığında, çok sayıda ortak baz birlikteliğinin bulunduğu belirtilmiş ise de; sanığın bu şahısları tanımadığına ve bu şahısların da sanığı tanımadığına, aynı soruşturma kapsamındaki mahrem imamlarla ortak bazının bulunduğu belirtilmiş ise de; bu şahısları da tanımadığına, ardışık arandığı belirtilen kişileri tanımadığına ve ardışık aranmayı kabul etmediklerine, sanık hakkındaki ihbarın soyut itham olup iftira niteliğinde olduğuna ve hükme esas alınamayacağına, sanığın kullandığı şahsi hat ile kullandığı iddia edilen operasyonel hattın baz çakışmalarının arasında uzun süreler bulunduğuna, her iki hattın aynı anda farklı yerlerde baz bilgisi verdiğine, bu hususların bilirkişi raporunda ele alınmadığına, her iki hattan aynı anda görüşme yapıldığı, sanığın aynı anda iki hattan görüşme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğuna, bu hatlar arasında IMEİ çakışması bulunmadığına, açıklanan nedenlerle sanığın operasyol hattı kullanmadığına, sanık hakkında hiçbir tanık beyanının bulunmadığına, ByLock vb. programları kullanmadığına, mahkemenin soyut gerekçelerle üst hadden mahkumiyet kararı verdiğine, sanığın murafaa açılarak beraatine karar verilip tahliye edilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.
2. Sanığın temyiz istemleri özetle; operasyonel hat kullanmadığına, operasyonel hat sahibinin tanık olarak dinlenilmesi gerekirken dinlenilmediğine, kendi kullandığı hat ile operasyonel hattın 3 yılda yalnızca 93 kere baz çakışması olmasının operasyonel hattı kullandığına delil olamayacağına, her iki hattın aynı günlerde aynı anda farklı şehirlerde baz bilgisi verdiğine, yine her iki hattan aynı anda görüşme yapıldığına ve kendisinin aynı anda görüşme yapamayacağına, kendi kullandığı hattın 10 yılda 9 kez sabit hattan arandığına, bu kadar uzun sürede 9 aranmanın normal olduğuna, 9 aranmanın 4 tanesinin 2017 yılına ait olduğuna, perdeleme arama yapılmasının mantıklı olmadığına, kullanmadığı operasyonel hattan ardışık arandığı iddia edilen kişileri tanımadığına, baz çakışmalarının hayatın olağan akışına uygun olduğuna, Bank Asyaya talimat ile para yatırmadığına, beraatine karar verilip tahliye edilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın Bank … isimli bankada ilk hesabını 12.07.2010 da katılım hesabı şeklinde açtığı, bu tarihten yaklaşık 4 sene sonra Bank Asyaisimli bankada tekrar katılım hesabı açtığı, aradan geçen zaman zarfında sanığın Bank … isimli bankada katılım hesabı açma gibi bir durumunun söz konusu olmadığı ve örgüt elebaşısının talimatından sonraya denk gelecek zaman dilimi içinde söz konusu katılım hesabını yaklaşık 4 sene sonra açtığı, söz konusu katılım hesabı açma işleminin geçmişten gelen bankacılık alışkanlığının devamı olarak değerlendirilemeyeceği, aradan geçen 4 yıllık zaman dilimi içinde de başkaca açılan bir katılım hesabı olmadığı ve yine bu hususun Masak raporu ile de müştereken değerlendirilmesinde sanığın söz konusu bankada herhangi bir mevduatının olmadığı, ve sanığın bu bankada herhangi bir mevduatı yokken örgüt elebaşısının talimatından sonra 21.03.2014 tarihinde 7800TL tutarında katılım hesabı açtığı, bu itibarla sanığın söz konusu katılım hesabı açma işleminin geçmişten beri süregelen bankacılık alışkanlığı olarak değerlendirilmesi mümkün olmayan bir işlem olduğu ve bu itibarla sanığın açıkça örgüt liderinin Bank Asyaya destek olunması yönündeki talimatına istinaden sözkonusu çağrıya olumlu cevap vermek suretiyle sözkonusu 7800 TL lik katılım hesabı açma işlemini gerçekleştirdiği ve bu şekilde örgütsel refleks gösterip örgüte olan bağlılığını açıkça ortaya koyduğunun izahtan vareste olduğu, dosya kapsamında sanıkla ilgili tanzim edilen iddianamede sanığın … mahrem hizmetler yapılanması kapsamında adına kayıtlı olan hattın yanı sıra operasyonel olarak değerlendirilen bir hat da kullandığı, sanığın gerek kendi adına kayıtlı ve gerekse operasyonel olarak kullandığı belirtilen hatların FETÖ/PDY silahlı terör örgütü askeri mahrem yapılanması tarafından deşifre olunmasını engellemek ve örgütsel amaçla haberleşmeyi sağlamak amacıyla kullandığı ankesörlü/sabit hatlardan arandığı, sözkonusu aramalar arasında ardışık arama mahiyetinde aramaların da olduğu, sanığın bu kapsamda Ankara ve Samsun illerinde kurulu bulunan ankesörlü/sabit hatlardan arandığının iddia edildiği, yine sanığın kendi adına kayıtlı olan hatla operasyonel olarak kullandığı hattın 93 defa ortak baz birlikteliğinin tespit edildiği, dosyada mevcut kayıtlar itibariyle 05– — 76 35 numaralı hattın sanık tarafından herhangi bir kurum veya kuruluşa da bildirmediği, burada da amaçlanan hususun gizliliği sağlamak olduğu, bu itibarla sanıkla ilgili olarak da dosya kapsamındaki iddialar hususunda kendi adına kayıtlı olan 05– — 93 60 numaralı hattın yanı sıra …. adına kayıtlı 05– — 76 35 numaralı bir hattı da operasyonel olarak kullandığının belirtilen hattın ankesörlü/sabit hatlarla irtibatından söz edildiği, sanığın dosya kapsamında mevcut tüm savunmalarında bu şekilde operasyonel bir hat kullanmadığını ifade ettiği, bu itibarla öncelikle sanığın iddia olunduğu üzere …. adına kayıtlı olan 05– — 76 35 numaralı hattı kullanıp kullanmadığının tespit edilmesi gerektiğinin açık olduğu, soruşturma aşamasında bu hususla ilgili birtakım tespitlerin yer aldığı ve her iki hattın 93 defa ortak baz bilgisinin olduğunun belirtildiği, ancak mahkemece bununla yetinilmeyip bilirkişi raporu alındığı, söz konusu raporda sanığın adına kayıtlı olan ve bizzat kendisinin kullandığını ifade ettiği 05– — 93 60 numaralı hatla operasyonel olarak sanığın kullandığının iddia edildiği 05– — 76 35 numaralı hattın karşılıklı olarak analizinin yapıldığı ve söz konusu her iki hat arasında çok sayıda farklı yer ve tarihlerde olmak üzere ortak baz kaydının tespit edildiği, yine 05– — 76 35 numaralı hatla sanığın adına kayıtlı olan ve savunmalarında kendisinin kullandığını beyan ettiği 05– — 93 60 numaralı hat arasında veya yine 05– — 76 35 numaralı hatla sanıkla aynı soyismi taşıyan şahıslar arasında herhangi bir irtibatın olmadığının da tespit edildiği, bu durumun da yukarıda açıkça belirtildiği, operasyonel olarak kullanılan hatların sadece bu amaca özgülendiği, bu hatları kullanan kişilerin yakınları ile irtibatta bu hatları kullanmadıkları, bilirkişi raporu itibariyle rapora konu olan 05– —76 35 ve 05– — 93 60 numaralı hatların aynı veya birbirine yakın zaman dilimlerinde gerçekleşen işlemler sırasında Ankara, Konya ve Yozgat illerinde süreklilik arz edecek şekilde aynı veya birbirine yakın konumlarda kurulu olan baz istasyonlarından sinyal aldıklarına dair çok sayıda kayıt olduğu, özellikle sanığın adresinin bulunduğu Ankara ili Keçiören ilçesi ve sanığın görev yaptığı TRT civarında bulunan baz istasyonlarında her iki hattın çok sayıda baz birlikteliğinin bulunduğu anlaşılmış, raporda söz konusu ortak baz birliktelikleri ile ilgili olarak yapılan tespitler kapsamında sanığın adına kayıtlı olan ve kendisinin fiilen kullandığı 05– — 93 60 numaralı hat ile operasyonel olarak kullandığı belirtilen 05– — 76 35 numaralı hatların saat olarak aynı veya yakın zaman dilimlerinde adres bilgileri de örtüşecek şekilde verdikleri ortak baz bilgilerinin bulunduğu, yine Ankara ilinde raporda gösterilen adresler ve saat itibariyle ortak baz kayıt bilgilerinin olduğu, her iki telefon hattının hem sanığın ikametinin bulunduğu yer ve civarından, hem sanığın o tarihlerde görevli olduğu TRT’nin bulunduğu Ankara-Orandaki adresinin olduğu yerden özellikle mesai saatleri içerisinde olmak üzere ve hem de yine sanığın memleketi olan Yozgat ilinden defalarca ortak baz kayıt bilgilerinin bulunduğu, her iki hattın tesbit edildiği üzere gerek Ankara içinde ve gerekse Ankara dışında farklı tarih ve adreslerde süreklilik gösterecek ve tesadüfle açıklanamayacak şekilde çok defa ortak baz bilgilerinin bulunduğunun herhangi bir duraksamaya yer kalmayacak şekilde ve denetime elverişli şekilde ortaya konulduğu, yine rapora konu her iki hattın ortak IMEİ numarası tesbitinin olmadığı, bir başka deyişle her iki hattın aynı telefon cihazında kullanılmadığı, 05– — 76 35 nolu hattın sadece 1 adet cihazda kullanıldığı, diğer hat olan 05– — 93 60 numaralı hattın ise 18 farklı cihaza takıldığı, sanığın adına kayıtlı ve fiilen kendisinin kullandığı 05– — 93 60 numaralı hattın yanında ayrıca bir de F.B. isimli bir şahıs adına kayıtlı olan 05– — 76 35 numaralı hattı operasyonel amaçla örgütsel irtibat ve iletişimi sağlamak amacıyla kullandığının açıkça ve duraksamasız bir şekilde ortaya konulduğu,…adına kayıtlı olan 05– — 76 35 numaralı hattın sanık tarafından örgütsel gizlilik amacıyla kullanıldığının bu şekilde anlaşıldığı, sanık hakkında tanzim edilen iddianamede sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü askeri mahrem yapılanması tarafından örgütsel manada gizli haberleşmeyi sağlamak ve deşifre olunmasını engelleme amacıyla kullanılan ankesörlü/sabit hatlarla gerek kendi adına kayıtlı ve gerekse operasyonel olarak kullandığı hat üzerinden irtibatının bulunduğunun belirtildiği, soruşturma aşamasında bu hususla ilgili birtakım tesbitlerin mevcut olduğu anlaşılmakla birlikte tensip aşamasında mahkemece söz konusu sanıkla irtibatın kurulduğu belirtilen arama kayıtları ile ilgili ankesörlü/sabit hatların sanıkla irtibatın kurulduğu tarihlerdeki günlük kayıtlarının BTK’dan celbedildiği, bu kapsamda incelenen kayıtlarda; sanığın operasyonel olarak kullandığı 05– — 76 35 numaralı GSM hattının sabit hattan arandığı, söz konusu aramadan hemen sonra aynı sabit hattın 312 şeklinde geçersiz bir arama yaptığı, bu itibarla sözkonusu hattı daha sonra kullanacak olan üçüncü kişilerce tekrar arama (redial) yapılması ihtimaline binaen sanıkla kurulan irtiban görülmesini engellemek için perdeleme amacıyla yapılan bir arama olduğunun anlaşıldığı, sanığın kullandığı 05– — 93 60 numaralı GSM hattının da sabit hattan arandığı, söz konusu aramadan hemen sonra aynı hattın 312 şeklinde geçersiz bir arama yaptığı ya da … Bankasına ait bir numarayı aradığı, söz konusu aramaların esas itibariyle sanıkla kurulan irtibatın bu hattı daha sonra kullanacak olan üçüncü kişilerce yeniden arama (redial) yapılması halinde görülmesinin engellenmesi için perdeleme amacıyla yapılan bir arama olduğu, sanığın aramalarında ardışık olarak arama şeklinde isimleri geçen şahıslardan Z.A. isimli şahısla ilgili FETÖ kapsamında Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/258 esas sırasında yargılamasının yapıldığı, yine sanıkla ardışık arama kayıtlarında ismi geçen E.T. isimli şahısla ilgili de Amasya CBS 2020/7409 soruşturma sayılı dosyasının bulunduğunun anlaşıldığı, yine bunların yanı sıra dosyaya gönderilen bilgi ve belgeler itibariyle sanığın görev yaptığı TRT ve yine ÖSYM ye bildirdiği numaralardan olan 05– — 38 07 numaralı hattın da dosyaya celbedilen BTK kayıtlarının incelenmesinde, bu hattın … P. adına kayıtlı olduğu ve bu hattın 13.12.2008 ve 07.08.2010 tarihleri arasında kullanılmış olduğu, bu hattın ilk başta sanığın üniversite okuduğu Yozgat ilinde baz verirken daha sonra sanığın ikameti ile paralel şekilde baz verdiği ve bu hattın sanığın babası S.Ç adına kayıtlı hatlar ile telefon irtibatlarının bulunduğu, bu itibarla sözkonusu hattın da sanık tarafından kullanıldığının anlaşıldığı, sanığın kullandığı anlaşılan 05– — 38 07 numaralı hat ile ve yanı sıra sanığın ev telefonu olarak kullandığı 03– — 77 13 numaralı hattın birtakım ankesör/sabit hattan arandığının da anlaşılması üzerine mahkemece yine bu hatlarla irtibata geçtiği anlaşılan ankesörlü/sabit hatların ilgili tarihlerdeki günlük iletişim kayıtlarının dosyaya BTK dan celbedildiği, bu itibarla yapılan incelemelerde, sanığın kullandığı 05– — 38 07 numaralı GSM hattının da sabit hattan arandığı, buna karşın sanığın babası S.Ç. adına kayıtlı ev telefonu ile kurulan irtibatlarda arama sürelerinin ise genel olarak uzun olduğu (103, 174 saniye gibi), yine sanığın kullandığı anlaşılan 05– — 38 07 numaralı hat ve yanı sıra sanığın babası adına kayıtlı olan ve ev telefonu olarak kullanıldığı anlaşılan 03– — 77 13 numaralı hatla ilgili olarak ankesörlü hatlardan aranma hususu kapsamında bu hatların ankesörlü hatlardan aranması esnasında kullanılan T-Kartların araştırmasının yapıldığı, BTK dan gönderilen yazı cevabında sanığın kullandığı Anjelika adına kayıtlı GSM hattının ankesör hatlarından aranmasına ilişkin calling kart kullanılmış olabileceği belirtildiğinden buna ilişkin calling kart iletişim kayıtlarının BTK’da bulunmadığından tespit yapılamadığı, sanığın kullandığı sabit ev numarasının … ait ankesör hatlarından aranmasına ilişkin … nolu T-KART iletişim içeriklerinin gönderildiği, incelenmesinde sanığın ikamet ettiği evde kullanılan babası S.Ç. adına kayıtlı 03– — 7713 nolu hat ile birlikte M.H. adına kayıtlı bir GSM hattının ve N.S., A.Ç., T. M. adına kayıtlı sabit ev hatlarının bu T-KARTTAN aranmış olduğu, dosyada sanıkla ilgili olarak yapılan tespitlerde sanığın mahrem imam olduğu belirtilen birden çok şahısla gerek kendi adına kayıtlı olan hattıyla ve gerekse operasyonel olarak kullandığı anlaşılan hattıyla ortak baz bilgisinin bulunduğu, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasıyla kamu davası açıldığı, silahlı örgüt üyeliği suçunun; silahlı bir örgütün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine dahil olmayı tercih etmek suretiyle işlenebileceği, bu nedenle eylemin iradi olması ve örgüte iştirak bilinç ve iradesiyle hareket edilmiş olması gerektiği, Yargıtay’ ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere örgüt üyeliğinin belirlenmesinde, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olma yani örgütle organik bağ olması, eylem ve faaliyetlerin sürekliliği, çeşitliliği ve yoğunluğun bulunması gerektiği, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 26.10.2017 tarih 2017/1809 Esas 2017/5155 Karar sayılı ve benzer pekçok içtihatında örgüt üyesinden ne anlaşılması gerektiğinin vurgulandığı, yine Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2015/3 Esas 2017/3 Karar( Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih 2017/956 Esas 2017/370 Karar sayılı ilamıyla da kesinleşen), 2017/1443 Esas 2017/4758 Karar, 2017/1779 Esas 2017/4841 Karar, 2016/7162 Esas 2017/4786 Karar sayılı içtihatlarıyla FETÖ/PDY nin silahlı terör örgütü olduğunun da tesbit edildiği, yapılan yargılama, toplanan deliller, mahkemece belirtilen Yargıtay içtihatları ve tüm dosya kapsamından her ne kadar atılı suçlamayı kabul etmediği anlaşılmış ise de sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün askeri mahrem yapılanması dahilinde sivil mahrem imam olarak yer aldığı ve silahlı terör örgütü FETÖ/PDY ile sıkı bir ile organik bağ içerisinde bulunduğu, yukarıda da belirtildiği üzere FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün TSK ve devletin diğer kurumlarındaki yapılanmasına daha büyük bir önem verdiği, buradaki örgüt üyelerine ve yine bu kurumlardaki örgütsel faaliyetlerde daha sıkı gizlilik ve tedbir kurallarının uygulandığı, bu kurumlardaki yapılanmanın deşifre olmaması amacıyla örgütün bu kurumlara sızdırdığı elemanları ile örgütsel faaliyetlerin devamının sağlanması için daha farklı iletişim yollarının kullanıldığı, ankesörlü/sabit hatlarla irtibat, başka şahıslar adına kayıtlı patates/operasyonel hatlar üzerinden irtibat gibi metodların kullanıldığı, yukarıda da belirtildiği şekilde TSK içerisinde görev yapan örgüt mensubu mahrem imamların da gizliliği sağlamak için belirtilen ankesörlü ve sabit hatlar aracılığıyla iletişim kurdukları, örneğin örgüt içinde öğrenci olarak tabir edilen örgüt üyesi şahıslarla ilgilenen öğretmen konumundaki kişilerin bir üstü olan müdür yardımcısı konumundaki kişilerle bu şekilde de haberleştikleri, bu şekilde irtibata geçilerek deşifre olmayı engelleme amacı güttükleri, ayrıca gerçekleştirilecek örgütsel toplantı ve faaliyetlerin aksamadan ve devamlı şekilde yapılmasını sağlamaya çalıştıklarının açıkça anlaşıldığı, sanığın da bu şekilde mahrem hizmetler sınıfına tabi olacak şekilde belirtilen tarih ve zaman dilimlerinde birden fazla farklı numara tarafından örgütsel maksatla arandığı, arama kayıtlarında açıkça periyodik şekilde arama kayıtlarının da bulunduğu ve sanığın mahrem yapı içinde vazifeli olarak bulunurken başkası adına kayıtlı ve sadece örgütsel haberleşme ve koordinasyonu sağlamak için kullanılan operasyonel hat kullandığı, sanığın kullandığı kendi adına kayıtlı telefonun yanı sıra yine kendisinin kullandığı açıkça anlaşılan operasyonel hat üzerinden de ankesörlü/sabit hatlarla irtibata geçtiği, TRT Genel Müdürlüğü gibi saygın bir devlet kurumunda görev yapan sanığın kendi adına kayıtlı olan hattının yanı sıra bir başka şahıs adına kayıtlı ve hiçbir kamu kurum ve kuruluşuna bildirmeyerek operasyonel amaçla bir hat kullanmasının legal veya hukuki hiçbir temelinin de bulunmadığı, böyle bir hat kullanmasını gerektirecek herhangi geçerli yasal bir nedenin söz konusu olmayacağı, bu itibarla sanığın adeta örgütsel faaliyetlerin deşifresini engellemek maksadıyla tedbir içinde tedbir uygulayarak örgütün sıkı tedbir kurallarına yüksek bir şekilde bağlı olduğu ve uyduğunun da hiçbir duraksama olmaksızın anlaşılmış olması karşısında sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü içinde ve hiyerarşisinde TSK mahrem yapılanmasında mahrem imam olarak görevli ve vazifeli olduğu anlaşılmakla aşamalardaki suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmeyerek yasal unsurları oluşan silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Sanığın örgütsel haberleşme amacıyla operasyonel hat kullandığının ortaya konulması bakımından, bu hatla aranan ve bu hattı arayan kişilerin tespiti ile hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında soruşturma bulunup bulunmadığı, var ise ilgili mahkemelerden dosyalarının onaylı birer örneklerinin dosya içerisine getirtilmesi, gerekirse bu kişilerin tanık olarak dinlenilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık ve müdafiinin temyiz talebi yerinde görüldüğünden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 25.05.2022 tarihli ve 2022/134 Esas, 2022/836 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı, bozma sebebi ve sanığın tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanık ve müdafinin tahliye taleplerinin REDDİNE,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.02.2023 tarihinde karar verildi.