Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/30716 E. 2023/45 K. 12.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/30716
KARAR NO : 2023/45
KARAR TARİHİ : 12.01.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

TUTUKLU
Duruşma ve Tahliye Talepli

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/569 – 2022/596
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiş,
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.11.2021 tarihli ve 2021/13 Esas, 2021/576 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 10 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 30.03.2022 tarihli ve 2022/569 Esas, 2022/596 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 23.05.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, adil yargılanma ve savunma hakkının kısıtlandığına, eksik araştırma sonucu hüküm kurulduğuna, kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine, delillerin hukuka uygun yöntemlerle elde edilmediğine, müsnet suç açısından mahkumiyete yeter derecede kesin, inandırıcı ve şüpheden uzak delillerin mevcut olmadığına, verilen mahkumiyet kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna, lehe hükümlerin uygulanmadığına ve sanığın tahliyesine karar verilmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk derece mahkemesince “Çanakkale/Gelibolu 18’inci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı emrinde sırasıyla Tabur Komutanı ve Kurmay Başkanı olarak görev yapan, burada görev yaparken İngiltere Londra … Ateşeliği emrine Ateşe olarak atanan, Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde Piyade Kurmay Albay rütbesiyle çalışmakta iken terör örgütleriyle ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle 679 sayılı KHK kamu görevinden çıkarılan, soruşturma aşamasında adli kontrol tedbiri uygulanmak suretiyle serbest bırakılan, yargılama devam ederken yasadışı yollardan Yunanistan’a geçecekleri bilgisi üzerine yapılan araştırmada … ilçesi Adasarhanlı köyü mevkiinde hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak ve Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçlarından yargılaması ve soruşturması bulunan başkaca asker şahıslarla, üzerinde sahte kimlik ve örgüt mensupları tarafından temin edilerek örgüt içi iletişim ve irtibatı kurarken kullanması için yabancı uyruklu şahıs adına kayıtlı GSM hattının takılı olduğu cep telefonu ile yakalanan, sanıktan el konulan cep telefonuna daha önce takılan tüm GSM hatları ile bu telefona takılı olarak ele geçirilen 0544 (….) (…) 33 numaralı GSM hattına ait HTS kayıtları, 16.08.2021 tarihli Değerlendirme Tutanağı, ankesör … sorgusunda soruşturma aşamasında düzenlenen 14.07.2020 tarihli İnceleme Tutanağı, … Emniyet Müdürlüğü’nce Ankesör/Büfe/Sabit Hat HTS Veri Havuzundan sorgulama yapılarak düzenlenen 25.02.2021 tarihli Ankesör/Büfe Sorgu Raporu, tanık S. Atasoy’un beyanı ve dosya kapsamı ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün askeri mahrem yapılanması içinde öğrenci konumunda faaliyet yürüttüğü sabit olan sanığın faaliyetlerinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında belirtilen süreklilik, çeşitlililik ve yoğunluk unsurlarını taşıdığı, bu suretle sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütü üyeliği suçundan mahkumiyetine karar vermenin hukuka, yasaya ve dosya içeriğine uygun olacağı yönünde Mahkememizde her türlü kuşkudan uzak, tam bir vicdani kanı oluşmuş ve alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle ve ayrıca sanığın yargılama devam ederken yasa dışı yollardan Yunanistan üzerinden yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandığı, yakalandığı ana kadar örgütle irtibatını devam ettirdiğinin bilirkişi raporuyla sabit olduğu, bu hususlar karşısında sanığın savunmalarında suçtan pişmanlık duyduğu halinin gözlemlenmemesi, yargılama sürecinde yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaat oluşmaması gözetilerek sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62/1. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince, incelenen dosya kapsamına ve gerekçeye göre İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular ile hukuki vasıflandırma ve cezanın kişiselleştirilmesi yönünden hükümde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a) Sanığın özellikle 22.03.2021 tarihli dilekçesi ile covid 19 pandemisinden de bahsederek SEGBİS vasıtası ile dinlenilmek istediğine dair talepte bulunması ve yargılamanın hiçbir aşamasında bu yöntemle dinlenmesine itiraz etmeyerek zımnen kabul etmiş olmasına nazaran, savunmasının zorunluluk nedeni gösterilmeden SEGBİS vasıtasıyla alınması silahların eşitliği ve adil yargılama ilkesi çerçevesinde savunmada zaafiyet oluşturmadığından bu yöndeki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
c) Ayrıntıları Dairemizin 06.11.2019 tarih ve 2019/1582 Esas, 2019/6838 sayılı kararında açıklandığı üzere; bir asker şahsın; örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olduğu kabul edilmiştir.
d) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, ankesörlü/kontörlü telefonlar aracılığı ile aranan askeri personele yönelik başlatılan soruşturma kapsamında, HTS kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan 16.08.2021 tarihli Değerlendirme Tutanağı, ankesör … sorgusunda düzenlenen 14.07.2020 tarihli İnceleme Tutanağı, Bursa Emniyet Müdürlüğünce Ankesör/Büfe/Sabit Hat HTS Veri Havuzundan sorgulama yapılarak düzenlenen 25.02.2021 tarihli Ankesör/Büfe Sorgu Raporlarında, kullanımında bulunan 0555 (…) (…) 09 numaralı GSM hattının İstanbul ilinde bulunan … numaralı hattan 12.02.2013 tarihinde 12.06.03, 12.06.26, 12.07.08 saatlerinde yapılan aramaların 1. Grup ardışık arama olarak tespit edildiği, bu tarihte sanıkla birlikte ardışık olacak şekilde Z. K. isimli şahsın kullanımında olan … numaralı sabit hattın da arandığı, yine 2. Grup ardışık arama olarak 13.03.2013 tarihli aramaya yer verildiği, bu tarihte sanık arandıktan sonra saat 21.25.00’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde Albay rütbesiyle görev yapan ve hakkında örgütten işlem bulunan A. D. (533 (…) (…) 33) isimli askeri personelin arandığı ve 74 saniye görüşme kaydının bulunduğunun tespit edilmesine ve tanık S. Aksoy’un beyanına nazaran, sanığın örgütün amacını gerçekleştirmesi bakımından stratejik önemi haiz askeri-mahrem yapılanması içerisinde yer alarak mahrem imamlar vasıtasıyla organik bağını sürdürdüğü ve bu suretle müsnet suçun sübut bulduğu yönündeki yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
e) Tebliğnamedeki onama talepli görüşte (e) bendinde gösterilen nedenle isabet bulunmamıştır.
f) Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmediğinden reddine. Ancak; Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK’nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi ve kasta dayalı kusurun ağırlığı bağlamında, sanığın örgütteki konumu, kaldığı süre, faaliyetlerinin önem ve yoğunluğu ile faaliyet alanı göz önünde bulundurularak dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun adil bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile fazla ceza tayini hukuka aykırıdır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (e) numaralı bentte açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 30.03.2022 tarihli ve 2022/569 Esas, 2022/596 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, müsnet suçun niteliği, kaçacağına dair somut olgular bulunan sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının a bendi uyarınca Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Bursa Bölge Adliye

Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
12.01.2023 tarihinde karar verildi.