Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/30173 E. 2023/9305 K. 23.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/30173
KARAR NO : 2023/9305
KARAR TARİHİ : 23.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1473 E., 2021/96 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 … Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.05.2019 tarihli ve 2017/233 Esas, 2019/206 … kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 … … Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 … Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 … Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesi, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, yedinci fıkrası, 5275 … Kanun’un 108 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 221 inci maddesinin beşinci fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca mahkûmiyet kararı verilmiştir.
2. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 11.02.2021 tarihli ve 2019/1473 Esas, 2021/96 … kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 … Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 24.06.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1.İstinaf mahkemesinin ceza miktarının tayini konusundaki itirazlarını dikkate almadığına,
2.Yerel mahkemenin neden alt sınırdan uzaklaştığı ve etkin pişmanlık indiriminin azami miktarda uygulanmadığı konusunda açıklama yapmadığına ve gerekçeye yer vermediğine,
3.Sanıkla aynı durumda olan kişilerin çoğuna 2 yılın altında ceza öngörülerek HAGB hükümleri uygulanırken sanık hakkında bu hükümlerin neden yeterince uygulanmadığının anlaşılamadığına, etkin pişmanlık indirim oranının yetersiz olduğuna,
4.Lehe hususların göz önüne alınmadığına,
5.Sanığın 17 25 Aralık sürecinden sonra bu yapı ile irtibatının kalmadığını beyan ettiğine, tanık beyanlarının da sanığın beyanlarını doğrular nitelikte olduğuna,
6.Sanığın sadece sohbet toplantılarına katıldığına, himmet paralarını toplamak gibi bir görev üstlenmediğine, örgüt abiliği isnadının doğru olmadığına,
7.İtirafçı beyanlarının çok eski tarihlere dayandığına,
8.Sanığın Bank … hesabında artışa gitmemesinin masumiyetini ortaya koyan delil olduğuna,
9.HTS kayıtlarının da lehine delil teşkil ettiğine, örgütsel iletişimi söz konusu olmadığına,
10.Veri inceleme raporunun delil olarak kabul edilemeyeceğine,
11.Veri inceleme raporunda sanığa verilen kodun gerçekle bağdaşmadığına, sahte olarak oluşturulduğunu düşündüklerine,
12.Sanığın örgüt üyesi olduğuna dair somut, kesin ve şüpheden uzak delil bulunmadığına,
13.Sanığın soruşturma başlatıldığını öğrenince emniyete giderek samimi beyanlarda bulunduğuna, sanığın her şeyi olduğu gibi anlattığı için mahkemenin sanığın kısmen yalan söylediğini düşündüğüne,
14.Sanığın istemeden hataya düştüğüne, hataya düşen sanık hakkında önce beraat kararı verilmesine,
15.Ekin pişmanlık ve lehe hükümlerin uygulanarak HAGB kararı tesis edilmesine,
16.Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğunun kabulü ile sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz taleplerinin reddine, ancak;
1.Ayrıntılı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 … kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme veya örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçlarında etkin pişmanlık, şahsi cezasızlık veya cezadan indirim yapılması gereken haller olarak kabul edilmiştir.
Şahsi cezasızlık nedeni olarak; sanığın amaç suçun işlenişine iştirak etmeksizin, hakkında bir soruşturma başlamadan önce örgütten gönüllü olarak ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi (TCK’nın 221/2 maddesi), hakkında soruşturma başladıktan sonra, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili samimi ve faydalı bilgi vermesi (TCK’nın 221/4 maddesinin ilk cümlesi), yakalandıktan sonra pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının önemli ölçüde yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi (TCK’nın 221/3 maddesi) hallerinde sanık hakkında cezaya hükmolunmayacaktır.
Amaç suça elverişli vahim nitelikte sayılan eylemler gerçekleştirilmeden yakalanan, örgüt kuran, yöneten, örgüte üye olan, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek isteyerek yardım edenlerin örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde ise cezadan indirim yapılacaktır (TCK’nın 221/4 maddesinin ikinci cümlesi).
Kanun vazının, etkin pişmanlığı şahsi cezasızlık sebebi olarak kabul ettiği durumlarda, örgütten ayrılma veya güvenlik güçlerine teslim olma bakımından “gönüllülük” esasını benimsediği görülmektedir. Gönüllülük, … Dil Kurumu sözlüğünde; “bir iş yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken üstlenen” olarak

tanımlanmıştır.
Örgütten ayrılma bağlamında gönüllülük, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde kalması imkanını ortadan kaldıran veya zorlaştıran bir dış etken bulunmaksızın kendi hür iradesiyle gönüllü olarak örgütten ayrılmasıdır (Ersan Şen – H. … Eryıldız, Suç Örgütü 2018 baskı syf. 346).
Güvenlik güçlerine teslim olma bakımından gönüllülük kavramına gelince;
Pişmanlık ve gönüllülük failin psikolojik dünyasıyla alakalı ve son derece soyut kavramlar olması nedeniyle sanığın “gerçek ve samimi” bir pişmanlık duyup duymadığı veya gönüllü olup olmadığının tespiti fevkalade zordur. Suç sonrasındaki tutum ve davranışların belli ölçüde cezadan kurtulma düşüncesine dayanması son derece insani bir durumdur (Baba, … Ceza Hukukunda Etkin Pişmanlık 2013 baskı syf 98). Bu nedenle aslında saptanmaya çalışılacak olan, failin salt cezadan kurtulma saikiyle değil failin yarattığı haksızlığı gidererek legaliteye dönme düşüncesiyle hareket edip etmediği hususudur ki bu da ancak kişinin dış dünyaya yansıyan davranışlarıyla belirlenebilir.
Yakalamanın yasal koşulları oluştuğunda hakkında usulüne uygun olarak düzenlenmiş yakalama müzekkeresine istinaden yakalanan ya da kanunda öngörülen şartlar gerçekleştiği için yakalama müzekkeresi olmaksızın yakalanan faillerin etkin pişmanlıkta bulunmaları halinde, diğer şartlar da gerçekleşirse cezada indirim uygulanması gerekecektir. Bu durumda bir gönüllü teslimden bahsetme imkanı olmadığı açıktır.
Suç işleyen ya da suç şüphesi ile takip edilen/soruşturulan kişilerin belli ölçüde yakalanma korkusu taşıyacağının doğal bir durum olduğu da gözetildiğinde, kural olarak gıyabında düzenlenmiş yakalama emri bulunsa da kendiliğinden/gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde gönüllü olarak teslim olduğunun kabulü gerekecektir. Ancak örgütsel faaliyetlere devam ederken hakkında soruşturma açıldığını ve yakalama müzekkeresi düzenlendiğini bilmesine rağmen bu soruşturmayı sonuçsuz kılmak için kaçan failin makul olmayan bir zaman sonra gelip teslim olmasının gönüllü teslim olarak kabul edilmesine de yasal olanak bulunmamaktadır.
Bu kapsamda, sanık savunması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
Hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma başlatılan sanık hakkında 03.05.2017 tarihli ev arama tutanağına göre 03.05.2017 günü saat 06:00 sıralarında sanığın belirtilen ikametine gidildiğinin ancak sanığın ikametinde bulunamadığının belirtildiği, 03.05.2017 tarihli yakalama tutanağına göre ise 03.05.2017 günü saat 21:00 sıralarında sanığın Kocaeli Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne kendisinin geldiği, görevlilere komşusundan polislerin ikametine geldiği ve ikametinde arama yaptıkları bilgisini öğrendikten sonra Ankara’dan kendi imkanları ile gelerek teslim olmak istediğini beyan etmesi üzerine sanığın yakalandığının belirtildiği ve 06 – 07.05.2017 günü etkin pişmanlık kapsamında ifade verdiğinin anlaşılması karşısında, söz konusu olayda gönüllü teslim olma şartlarının oluştuğunun kabul edilmesinin gerektiği, bu anlamda örgütsel faaliyetleri ile ilgili örgütte kaldığı süre ve konumuna uygun bilgiler vermek suretiyle suçun aydınlatılmasına katkıda bulunan, samimi şekilde pişmanlık duyan sanık hakkında 5237 … Kanun’un 221/4-1. cümle uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
2. Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında sadece TCK’nın 58/9 uncu maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 5275 … Kanun’un 108/4 üncü maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
3. Sanığın sarfına sebebiyet verdiği 14,00 TL değerindeki yargılama giderinin, 6352 … Kanun’un 100 üncü maddesi ile 5271 … CMK’nın 324 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 … Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanığa yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 11.02.2021 tarihli ve 2019/1473 Esas, 2021/96 … kararının 5271 … Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 … Kanun’un 304 üncü maddesi uyarınca Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.11.2023 tarihinde karar verildi.