Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/24165 E. 2022/4614 K. 15.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/24165
KARAR NO : 2022/4614
KARAR TARİHİ : 15.09.2022

I- TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.05.2022 tarih ve 2021/67312 sayılı yazısı ile: Silahlı terör örgütüne üye olmak ve görevi kötüye kullanma suçlarından şüpheliler … ve diğerleri haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2. Dairesinin 18/12/2020 tarihli ve 2020/455 esas, 2020/1014 sayılı kovuşturma izni verilmesine dair kararını müteakip, … Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 09/02/2021 tarihli ve 2021/10 soruşturma, 2021/10 esas, 2021/10 sayılı son soruşturma açılması talepli iddianamesi üzerine, şüphelilere isnat edilen kişisel suç niteliğindeki eylemler nedeniyle genel hükümlere göre işlem yapılması gerektiğinden bahisle son soruşturmanın açılmasına dair karar verilmesi talebinin değerlendirilmesine yer olmadığına dair … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2021 tarihli ve 2021/44 esas, 2021/163 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
… 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2021 tarihli kararının kesin nitelikte olması karşısında anılan kararı müteakip itiraz üzerine verilen … 21. Ağır Ceza Hakimliğinin 03/08/2021 tarihli ve 2021/949 değişik iş sayılı kararının yok hükmünde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun;
4/1-c maddesinde ” Aşağıdaki alt bentlerde belirtilen hâkim ve savcılar hariç olmak üzere, hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemek; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırmak ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemlerini yürütmek.”,
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun;
89. maddesinde “ Hakim ve savcılar hakkında görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde evrak, Adalet Bakanlığınca ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılığına; Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli hakim ve savcılar hakkındaki evrak ise … Cumhuriyet Savcılığına gönderilir. (1)

Cumhuriyet savcısı beş gün içinde iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir.
İddianamenin bir örneği Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince, hakkında kovuşturma yapılana tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine ilgili, Kanunda yazılı süre içinde delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu husus göz önünde tutulur ve gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir.”, şeklinde düzenlemelerin mevcut olduğu,
… (kapatılan) (CMK’nın 250. Maddesi ile görevli) 13. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi eski, halen … Hakimi iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (28298) …, … (kapatılan) (CMK’nın 250. Maddesi ile görevli) 13. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi eski halen Kocaeli Hakimi iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (32346) …, … (kapatılan) (CMK’nın 250. Maddesi ile görevli) 13. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi eski, halen Gaziosmanpaşa Hakimi iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (37266) …, … (kapatılan) (CMK’nın 250. Maddesi ile görevli) 13. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi eski, halen … Hakimi iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (39995) …, … (kapatılan) (CMK’nın 250. Maddesi ile görevli) 13. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi eski, halen … Hakimi iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (40244) …, … (kapatılan) (CMK’nın 250. Maddesi ile görevli) 13.Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi eski, halen Kayseri Hakimi iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (41981) …, … 13. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi eski, halen … Hakimi iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (39770) …, … Hakimi iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (37378) …, … 14. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi eski, halen … Hakimi iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (40054) …, … eski halen Diyarbakır hakimi iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten
çıkarılmasına karar verilen (40180) …, … 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı eski, halen Edirne Hakimi iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (35190) …, … 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı eski, halen Şanlıurfa Hakimi iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (33377) …, … 10. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi eski, halen Büyükçekmece Hakimi iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (39505) …, … 10. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi eski, halen Kocaeli Hakimi iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (39800) …, … 12. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi eski, halen … Hakimi iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (40026) …, … 12. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hakimi eski, halen İskenderun Hakimi iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (41991) …, … eski halen … Cumhuriyet Savcısı iken Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (34287) …, … eski Mersin Cumhuriyet Savcısı iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (33954) …, … eski halen Hatay Cumhuriyet Savcısı iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (36924) …, … Cumhuriyet Savcısı iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (40226) …, … Cumhuriyet Başsavcı Vekili eski, halen Bolu Cumhuriyet Savcısı iken, hakkında yürütülen farklı soruşturmalar nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesi tarafından meslekten çıkarılmasına karar verilen ve bu cezaları kesinleşen (35837) …, … Cumhuriyet Savcısı iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (34332) …, … eski, halen Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (34996) …, … eski, halen … Cumhuriyet Savcısı iken, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 karar sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına karar verilen (39622)
…’a isnat edilen fiiller yönünden yapılan inceleme ve soruşturma neticesinde; Hakimler ve Savcılar Kurulu 2. Dairesinin 08/12/2020 tarihli 2020/455 Esas, 2020/1014 Karar sayılı kararı ile adı geçen şüpheliler hakkında kovuşturma izni verildiği,
… Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 09/02/2021 tarihli iddianamede;
1-… eski Cumhuriyet Savcısı şüpheli …’ün; Topçu Kurmay Albay olarak görev yaptığı sırada 2011 yılı Ağustos ayında yapılacak olan Yüksek Askeri Şura toplantısının hemen öncesinde generalliğe terfi etmesinin önlenmesi için imzasız sahte ihbar mektubuna dayanarak müşteki …’i kamuoyunda ”Ergenekon Soruşturması” olarak bilinen soruşturmaya haksız şekilde dahil ettiği,
2-… eski Cumhuriyet Savcısı şüpheli …’ın; kamuoyunda ”Ergenekon Soruşturması” olarak bilinen soruşturma kapsamında ifadesini dahi almadan müşteki hakkında haksız şekilde kamu davası açtığı,
3-… eski Cumhuriyet Savcıları …, …, …, … 13. Ağır Ceza Mahkemesi eski Başkanı …, aynı mahkemenin Üye Hakimleri …, … ve …’ın;
Müştekinin kamuoyunda ”Ergenekon Davası” olarak bilinen … (kapatılan CMK’nın 250. Maddesi ile görevli) 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/106 esas sırasına kayden yargılandığı davada usul ve Yasaya aykırı işlemler yaptıkları,
Bu cümleden olarak;
a)Hakkında yakalama emri çıkarılması üzerine yurt dışından kendiliğinden gelerek teslim olan müştekinin haksız şekilde tutuklanmasına karar verdikleri, tahliye taleplerinin kaçma şüphesi olduğu gerekçesi ile haksız şekilde reddine karar verdikleri,
b)Ön savunma ve esasa ilişkin savunmasında isnad edilen suçlamalara delilleri ile birlikte cevap vererek hakkında ileri sürülen iddiaları çürüten müştekinin savunmalarını dikkate almadıkları,
c)Bir çoğu resmi kurumlar tarafından gönderilen 65 tane delili dikkate almayıp, sahte ihbar mektubunu esas alarak karar verdikleri,
d)Eksik inceleme ile karar verdikleri, bu kapsamda; müştekinin dinlenmesini istediği tanıkları dinlemedikleri ve donanma komutanlığında yapılan aramada ele geçirilen 5 nolu hard disk üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair talebin haksız şekilde reddine karar verdikleri,
4-… 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hakimleri, …, … ve …’ın;
Müştekinin kamuoyunda ”Ergenekon Davası” olarak bilinen … (kapatılan CMK’nın 250. Maddesi ile görevli) 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/106 esas sırasına kayden yargılandığı davada usul ve Yasaya aykırı işlemler yaptıkları,
Bu cümleden olarak;
Hakkında yakalama emri çıkarılması üzerine yurt dışından kendiliğinden gelerek teslim olmasına rağmen tutuklanan müştekinin, tutukluluk halinin devamı ile ilgili … (kapatılan) 13.v Ağır Ceza Mahkemesice verilen kararlara yapılan itirazları inceleyerek haksız şekilde itirazları red ettikleri,
5-… 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hakimi …’ın;
a)Hakkında yakalama emri çıkarılması üzerine yurt dışından kendiliğinden gelerek teslim olmasına rağmen tutuklanan müştekinin, tutukluluk halinin devamı ile ilgili … (kapatılan) 13. Ağır Ceza Mahkemesice verilen kararlara yapılan itirazları inceleyerek haksız şekilde itirazları red ettiği,
b) Kamuoyunda ”Ergenekon Davası” olarak bilinen … (kapatılan CMK’nın 250. Maddesi ile görevli) 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/106 esas sırasına kayden yargılandığı davada 05/08/2013 tarihli kararla hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulan müştekinin yurt dışından almış olduğu iş teklifi nedeni ile yasağın kaldırılmasına ilişkin talebini, müşteki ile aynı konumda olan Hıfzı ÇUBUKLU’nun talebinin kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen, … 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/668 Değişik İş sırasına kayden 02/06/2014 tarihli kararla haksız şekilde red ettiği,
Bu cümleden olarak;
A) … 13. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hakimi …’un, müşteki hakkında yakalama kararı çıkaran ve tutuklama kararı veren heyette bulunduğu,
B) … 13. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hakimleri …, … ve …’ın; müştekinin tutukluluğuna yapılan itirazları reddeden heyette bulundukları,
C) … eski Cumhuriyet Savcıları …, … ve …’ın; müştekinin tutukluluk haline yapılan itirazların reddi hususunda mütalaada bulundukları,
D) … 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hakimleri …, …, …, … ve …’nın; Müştekinin tutukluluk halinin devamı ile ilgili … (kapatılan) 13. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararlara yapılan itirazları inceleyerek itirazları reddeden heyette bulundukları,
E) … 13. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hakimleri … ve …’ın;
a)Ön savunma ve esasa ilişkin savunmasında isnad edilen suçlamalara delilleri ile birlikte cevap vererek hakkında ileri sürülen iddiaları çürüten müştekinin savunmalarını dikkate almadıkları,
b)Bir çoğu resmi kurumlar tarafından gönderilen 65 tane delili dikkate almayıp, sahte ihbar mektubunu esas alarak karar verdikleri,
c)Eksik inceleme ile karar verdikleri, bu kapsamda; müştekinin dinlenmesini istediği tanıkları dinlemedikleri ve donanma komutanlığında yapılan aramada ele geçirilen 5 nolu hard disk üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair talebin haksız şekilde reddine karar verdikleri,
Sonuç Olarak;
Yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı bulunan şüphelilerin, yapmış oldukları yargısal faaliyetlerinde Anayasaya, Kanuna ve Hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermedikleri, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleriyle hiç bir biçimde bağdaşmayacak şekilde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü yapılanmasının içerisine girerek, örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duyguları ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek anılan silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettikleri,maddi gerçeğin ortaya çıkmasına çalışmadıkları, buna göre tarafsızlık, doğruluk, tutarlılık, ehliyet ve liyakat ilkelerine aykırı davrandıkları anlaşılmakla…”, şeklinde ifadelere yer verildiği,
Bu kapsamda, adı geçen şüphelilerin kapatılan … (CMK 250. maddesi ile görevli) 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/106 esas sayısında görülen dava kapsamında ki usul ve yasaya aykırı eylemlerinin, silahlı terör örgütünün hiyerarşisi içinde ve örgüte duyulan bağlılık duygusu kapsamında örgütün amaçları doğrultusunda işlendiğinin iddia edilmiş olması karşısında, şüphelilerin silahlı terör örgütüne üye olmak ve görevi kötüye kullanma eylemlerinin bir bütün halinde görev sırasında işlendiğinin kabulü ile son soruşturmanın açılmasına yönelik talep hakkında esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 22/04/2022 gün ve 94660652-105-34-20654-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY;
Müşteki …, HSYK 3’üncü Daire Başkanlığına hitaben tanzim olunan ve … Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 11.04.2016 tarihli havalesini içerir dilekçesi ve ekinde sunduğu belgelerle ayrıca 01.11.2018 tarihli ifadesi ile özetle; Topçu Kurmay Albay olarak görev yapmakta iken 2011 yılı Ağustos ayında gerçekleştirilecek olan Yüksek Askeri Şura toplantısının hemen öncesinde generalliğe terfi etmesini engellemek ve tasfiye edilmesini sağlamak maksadıyla imzasız sahte ihbar mektuplarına dayanarak kamu oyunda İnternet Andıcı olarak bilinen soruşturma kapsamında hakkında kamu davası açıldığını, soruşturma kapsamında ifadesine başvurulmadığını ve durumdan haberdar olmadığını ancak yurt dışında görevli olduğunun ilgili kurumlarca Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiğini, sonrasında hakkında yakalama kararı çıkartıldığını, o tarihlerde … … Türk Cumhuriyetinde görevli olmakla, görev süresinin dolmasının öncesinde ülkeye dönerek, teslim olup ifadesini vermesine müteakip tutuklamasına karar verildiğini ve
süreçte dosyanın Ergenekon davası olarak bilinen dava dosyası ile birleştirildiğini, yargılama sürecinde ileri sürülen iddiaları çürütmesine rağmen haksız yere hapis cezası ile mahkumiyetine karar verildiğini, 05.08.2013 tarihinde tahliye edildiğini fakat süreçte uygulanan adli kontrol tedbiri nedeni ile mağdur olduğunu belirterek, ilgili hakim ve savcılar hakkında şikayette bulunmuştur.
Yürütülen soruşturma neticesinde, Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesinin 08.12.2020 tarihli 2020/455 esas, 2020/1014 sayılı kararı ile özetle; FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat veya iltisak kapsamında, kamuoyunda ”Ergenekon Davası” olarak bilinen ve müştekinin yargılandığı davada usul ve yasaya aykırı işlemler yaptıkları isnat olunan şüpheliler hakkında kovuşturma izni verilmesine, düzenlenecek iddianame ile birlikte … Ağır Ceza Mahkemesine verilmek üzere soruşturma evrakının 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89’uncu maddesi uyarınca … Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliği, 22.01.2021 tarihli yazısı ile … Cumhuriyet Başsavcılığına, meslekten çıkarılmasına karar verilen şüphelilerle ilgili kovuşturma izni verilmesine ilişkin karar ve eklerini göndermiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığının 09.02.2021 tarih ve 2021/10 esas, 2021/10 soruşturma, 2021/10 id. nolu, başlıkta suç tarihinin “2019” ve suçların silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma olarak belirtildiği görülen iddianamesi ile şüpheliler hakkında özetle; FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne dair bilgilere ve de şüphelilerin soruşturma ve kovuşturma aşamasında yaptıkları işlemler ve kararların mahiyetleri ile haklarında meslekten çıkartılması kararı verilip verilmediği de belirtilmek sureti ile yapmış oldukları yargısal faaliyetlerinde Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermedikleri, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleriyle hiç bir biçimde bağdaşmayacak şekilde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yapılanmasının içerisine girerek, örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duyguları ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket ettikleri, maddi gerçeğin ortaya çıkmasına çalışmadıkları, buna göre tarafsızlık, doğruluk, tutarlılık, ehliyet ve liyakat ilkelerine aykırı davrandıkları iddiası ile TCK’nın 257/1, 314/2, 53/1, 3713 sayılı TMK’nın 5/1 maddelerinden, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89. ve 90. maddeleri uyarınca Yargıtay ilgili Ceza Dairesinde yargılanmak üzere haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilmesi istenmiştir.
… 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.02.2021 tarih ve 2021/7 dosya nolu kararı ile “sanıklar” hakkında tanzim olunan iddianamenin kabulüne karar verilmiş; aynı tarihli tensiple de “sanıklara”, 2802 sayılı Kanunun 89/3 maddesince tebligat çıkartılmasına karar verilmiştir.
Cumhuriyet savcısı, 02.06.2021 tarihli mütalaasında özetle; şüpheliler hakkında yetkili Cumhuriyet Başsavcılıklarınca işlem yapılması gerektiğinden son soruşturmanın açılmasına dair karar verilmesi talebinin değerlendirilmesine yer olmadığına kararı verilmesini istemiştir.
… 20. Ağır Ceza Mahkemesi, 18.05.2021 tarihli “ikinci tensip” ile verdiği karar ile “şüpheliler” hakkında, son soruşturmanın açılmasına dair karar verilmesi talebinin değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bahse konu karar şöyledir;
“Hüküm; Ayrıntıları Gerekçeli Kararda Açıklanacağı Üzere;
1- Müşteki …’in şikayeti üzerine, şüpheliler …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … haklarında … CBS’nin 09.02.2021 tarihli ve 2021/10 iddianame numaralı talep yazısı gereğince son soruşturmanın açılmasına dair kararı verilmesi talebinin değerlendirilmesine yer olmadığına,
2- Karar kesinleştiğinde; Müşteki …’in şikayeti üzerine şüpheliler hakkında genel hükümlere göre gereğin takdir ve ifası için dosyanın işbu karar ekinde, son soruşturmanın açılmasına dair karar verilmesi talebinin ait olduğu … CBS’ye iadesine,
3- Kararın kesinleşmesi beklenmeden gerekçeli karardan bir örneğin bilgi edinilmesi için Hakimler ve Savcılar Kurulu’na UYAP’tan gönderilmesine,
4- İşbu kararın müşteki/vekiline ve şüphelilere ayrı ayrı tebliğine,
İşbu esas bakımından karar verilmediğinden kesin, mütalaaya uygun, soruşturma merciince verilecek nihai karar ya da gerekmesi halinde kovuşturma merciince verilecek nihai hükümle birlikte yasa yolu açık olmak üzere, tensiben dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, oybirliğiyle karar verildi.”…
… 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2021 tarih, 2021/44 esas ve 2021/163 sayılı gerekçeli kararında ise özetle; şüphelilerden …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … haklarında çıkartılan çağrı kağıtlarının ayrı ayrı bila tebliğ iade edildiği; …, …, …, … ve … adlarına çıkartılan tebligatların usulüne uygun tebliğ edildiği; …, …, …’nun savunmalarını ve taleplerini içerir dilekçe sundukları, …’a 05.03.2021 tarihli karar ile 30 gün ek süre ve ceza evi ortamında bilgisayar kullanabilme izni verildiği belirtilerek; 2802 sayılı Kanunun 89 ve devamı maddeleri uyarınca yapılan soruşturmaların görevden doğan ve görev sırasında işlendiği iddia olunan kişisel suçları kapsamadığı, TCK’nın 314/2 hükmünde düzenlenen silahlı terör örgütüne üye olmak suçunun kişisel suçlardan olmakla, bu suçu işlediği iddia olunan şüphelilerle ilgili 2802 sayılı Kanunun 93, 94 maddelerince soruşturma ve kovuşturma iznine gerek bulunmadığı, şüpheliler hakkında “yerine getirdikleri yargısal faaliyetlerinde bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleri ile bağdaşmayacak bir şekilde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşisi içinde ve örgüte duyulan bağlılık duygusu kapsamında anılan silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda hareket

ettikleri, … Kapatılan 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/191 esas sayılı dosyası kapsamında yukarıda yazılı şekilde usul ve yasaya aykırı işlemler yaptıkları ve müştekilerin mağduriyetine sebebiyet verdikleri.” iddiasına yer verildiğinden, haklarında genel hükümlere göre yetkili ve görevli olan ilgili Cumhuriyet Başsavcılığınca işlem yapılması, gereğine tevessül edilmesi halinde ise bu bağlamda iddianame düzenlenerek görevli ve yetkili mahkemeye tevdii edilmesi gerektiği, konuya ilişkin emsal kararlar belirtilerek, şüpheliler hakkında son soruşturmanın açılmasına dair kararı verilip verilmemesi yönünden mahkemece değerlendirme yapılmasına ihtiyaç olmadığı, haklarında genel hükümlere göre görev ve yetkili Cumhuriyet Başsavcılıklarınca işlem yapılması, savunma ve itirazların da soruşturma birimince değerlendirilerek gereğine tevessül edilmesi halinde ise iddianame tanzim edilmesi gerektiğinden yazılı şekilde karar verildiği belirtilmiştir.
Süreçte şüphelilerin bir kısmının istem ve savunmalarını içerir dilekçelerini ibraz ettikleri, şüpheli … yönünden vekaletname ibraz edildiği, şüphelilerden …’ın savunma dilekçesinde tensipte şüpheli yerine “sanık” olarak belirten hakim hakkında red isteminde bulunduğu görülmüştür.
Tutuklu/hükümlü olarak bulunanlar yönünden cezaevlerine; diğer şüphelilerin ise mernis adreslerine gerekçeli kararın tebliğe gönderildiği; bu süreçte ilgili infaz kurumunun 16.06.2021 tarihli yazısı ile şüpheli …’un 14.06.2021 tarihli son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmesine dair beyanlarını içerir dilekçesinin; yine şüpheli …’ın 15.06.2021 tarihli infaz kurumunun yazısı ekinde gönderilen 14.06.2021 tarihli dilekçeleri ile özetle, hakimin reddi talebinde bulunmasına rağmen bu yönde bir karar verilmediği gibi yazışmalarda da sanık olarak adının bir başka hakim tarafından belirtildiğini, bu nedenle ihsas ı reyde bulunulduğunu, ayrıca istemin kabul veya reddine dair bir karar verilmesi gerekirken yerindelik denetimi yapılarak hatalı karar verildiğini, kanun yolunun 2802 sayılı Kanunun 92 maddesi kapsamında hatalı gösterildiğini, kararın yasal dayanağının bulunmadığını, şayet soruşturmanın genel hükümlere tabi olunduğu kanaati hasıl olmuş ise mahkemenin son soruşturmanın açılması talebinin reddine karar verilerek evrakın ikmali için dosyanın HSK’ya göndermesi gerektiğini, aslında verilen kararın mahiyetinin görevsizlik kararı türünde olduğunu, bu mantık üzerine karar tesis edilmesi nedeni ile de kararın itiraz kanun yoluna tabi olduğunu, her ne kadar kesin olduğu belirtilmiş ise de CMK’nın 264. maddesine nazaran itirazda bulunduğunu ayrıca kararda bir yönden kesin olduğu belirtilirken, diğer yönden kesinleştiğinde Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesinden bahsedilerek çelişkiye sebebiyet verildiğine dair beyanlarını da içerir itiraz dilekçesinin; yine şüpheli …’in 14.06.2021 tarihli ve aynı tarihli infaz kurumu yazısı ile gönderilen özetle mahiyeti itibari verilen kararın görevsizlik kararı niteliğinde olduğundan karara itiraz ettiğini belirterek itirazlarını bildirdiği dilekçesinin dosya içeriğine girdiği görülmüştür.
… 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.06.2021 tarih ve 2021/44 esas sayılı yazısı ile karar HSK Genel Kuruluna gönderilmek üzere; 14.06.2021 tarih ve 2021/44 esas sayılı yazısı ile de karar ve eki dosya gereği için … Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

… Cumhuriyet Başsavcılığı HSK Soruşturma Bürosunun 24.06.2021 tarihli 2021/10 sayılı yazısı ile … 20. Ağır Ceza Mahkemesinden özetle; şüpheliler hakkında son soruşturmanın açılması talebi ile düzenlenen iddianamede silahla terör örgütüne üye olma suçu yanında 2802 sayılı Kanunun 89. ve 90. maddeleri uyarınca görev suçu kapsamında olan “görevi kötüye kullanma” suçundan da son soruşturma açılmasının talep edildiğini, mahkemece iddianamede ayrı suç olarak vasıflandırılan görevi kötüye kullanma suçundan; gerektiğinde bu suç yönünden tefrik edilerek, son soruşturmanın açılması yahut açılmaması yönünde herhangi bir karar verilmesi gerekli iken, silahlı terör örgütüne üye olma suçu ile birlikte değerlendirilip esasının kapatılması suretiyle dosyanın kül halinde gönderildiğini, şüpheliler hakkında düzenlenen iddianamenin teknik anlamda soruşturmayı neticelendiren ve CMK’nın 170. maddesi anlamında kamu davasının açılmasına ilişkin düzenlenen bir iddianame vasfında olmadığını, Kanunun 174. maddesi uyarınca iadesi mümkün bulunmayan 2802 sayılı Kanun 89 ve 90 maddeleri uyarınca düzenlenen iddianamenin yeniden tanziminin hukuken mümkün bulunmadığı belirtilerek, dava dosyasının yeniden incelenerek şüpheliler hakkında son soruşturmanın açılması talebiyle, görev suçu kapsamında olan görevi kötüye kullanma suçu yönünden son soruşturmanın açılması/açılmaması kararı verilmek üzere bu suç yönünden dosyanın tefrik edilerek gerektiğinde kişisel suç kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden dava dosyasının Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi talep edilmiştir.
… 20. Ağır Ceza Mahkemesi, 25.06.2021 tarih, 2021/44 esas ve 2021/163 sayılı ek kararı ile özetle; şüpheliler …, …, …’un dilekçeleri ile karara itiraz ettikleri, … Cumhuriyet Başsavcılığı HSK Bürosunca gönderilen yazının da karara itiraz mahiyetinde olduğunun değerlendirildiği belirtilerek; şüpheli …’ın aşamalarda belirtmiş olduğu hakimin reddi talebinin, gösterilen gerekçenin ret sebebi olmadığı ve buna ilişkin delilin de bildirilmiş olduğunun kabulü mümkün olmadığından CMK’nın 31/1-b uyarınca geri çevrilmesine; şüpheli …’ın hakimin reddi talebinin geri çevrilmesi kararına süresinde itiraz etmesi halinde bu yönden dosyanın ayrıca itiraz merciine gönderilmesine ve şüpheliler …, …, … ile … Cumhuriyet Başsavcılığının itirazlarının reddine; dosyanın CMK’nın 268/1 ve devamı maddeleri uyarınca incelenmek üzere … 21. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Gerekçede ayrıca bahse konu kararda her ne kadar kararın kesin olduğu ifade edilse de verilen kararın mahiyeti, 2802 sayılı Kanunun 92 maddesinin uygulanma ihtimali, karara itirazın CMK’nın 268 ve devamı hükümlerine göre mümkün olup olmadığının itiraz merciince değerlendirilmesi gerektiği yönündeki hukuki yarar dikkate alınarak, uygulanması ihtimaline binaen CMK’nın 268 ve devamı uyarınca dosyanın yeniden ele alınıp, incelendiği ve kararda her hangi bir değişikliğe yer olmadığından itirazların reddedildiği izah edilmiştir.
İtiraz merciine sunulan mütalaasında Cumhuriyet savcısı özetle; itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
… 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.08.2021 tarih, 2021/949 değişik iş sayılı kararı ile ek kararda usul ve kanuna aykırı bir durum görülmediğinden itirazın reddine, kesin olarak oy birliği ile karar verilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesi, 06.07.2021 tarih, 2017/77 esas ve 2021/540 sayılı kararı ile 08.12.2020 tarih 2020/1014 sayılı daire kararı ile verilen kovuşturma iznine istinaden düzenlenen iddianame ile son soruşturmanın açılmasına karar verilmesi talebi üzerine verilen … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2021 tarih 2021/44 esas, 2021/163 sayılı kararının, ilgililere isnat edilen eylemlerin görev sebebi ile işlendiği ve fiillerin, soruşturma ve yargılama işlemlerini yaptıkları dava dosyasındaki usul ve aykırılıklar olduğu anlaşıldığından, bahse konu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvuru konusunda gereğinin takdir ve ifası için … Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına oy birliği ile karar vermiştir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğinin 27.08.2021 tarihli yazısı ile … Cumhuriyet Başsavcılığına bu karar gönderilmiştir.
Şüpheli …, 24.08.2021 tarihli dilekçeleri ile … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.06.2021 tarih 2021/44 esas ve 2021/163 sayılı ek kararına, hakimin reddi talebinin geri çevirilmesi yönünden itirazda bulunmuştur. Özetle; şüpheli sıfatına haiz olması gerekli iken sanık olarak kararda adını belirten üye ve üst yazıda adını sanık olarak belirten hakimler hakkında ihsası reyde bulunmaları nedeni ile reddi hakim talebinde bulunduğunu, istem ve buna dair kararın soruşturma aşamasına yönelik olmasına rağmen, kovuşturma aşamasında uygulanabilecek CMK’nın 31 maddesince talebinin geri çevrilmesine karar verildiğini; oysa CMK’nın 24. maddesi uyarınca istemde bulunulduğunu, masumiyet karinesinin ihlal edildiğini, verilen kararın yok hükmünde olduğunu, ayrıca kararda CMK’nın 31 maddesine göre işlem yapılarak bir kez daha kanaat açıklandığını, bu nedenle her iki hakimin iştiraki ile verilen kararın itirazen kaldırılmasını istemiştir. … 20 Ağır Ceza Mahkemesi, 07.09.2021 tarih, 2021/44 esas ve 2021/163 sayılı karar ile ek kararda değişikliğe yer olmadığından itirazın reddi ile dosyanın itiraz merciine gönderilmesine oy birliği ile karar vermiştir. İtiraz merciine sunulan 13.09.2021 tarihli mütalaada; ek karar usul ve kanuna uygun bulunduğundan itirazın reddine karar verilmesi talep olunmuştur. … 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.09.2021 tarih ve 2021/1029 değişik iş sayılı kararı ile ek kararda usul ve kanuna aykırı bir durum görülmediğinden itirazın reddine, oy birliği ile kesin olarak karar verilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığının, 20.09.2021 tarih ve 2021/10 sayılı yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden, … 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.08.2021 tarih ve 2021/949 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına dair görüş ve ihbarda bulunulmuştur.
İhbar/görüş yazısında özetle; şüpheliler hakkında kamu oyunda Ergenekon Davası olarak bilinen dava kapsamında, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda yargısal faaliyetleri sırasında, 2802 sayılı Kanununun 89/1 maddesi
uyarınca görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeni ile Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından yapılan soruşturma neticesinde verilen kovuşturma izni üzerine aynı Kanunun 89/2 maddesince şüpheliler hakkında ”Son Soruşturmanın Açılması” talepli iddianamenin tanzim edildiği, mahkemenin ”silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma” suçları yönünden 2802 sayılı Kanunun 89/2 maddesince “son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına” şeklinde hüküm tesis etmesi gerektiği ve bunun kanuni bir zorunluluk olduğu, ilgili maddede belirlenen kararlar dışında herhangi bir karar türünün de düzenlenmediği, CMK’da hüküm olarak belirtilen kararlarda da ”iddianamenin değerlendirilmesine yer olmadığına” şeklinde bir karar türüne yer verilmediği, iddianamenin mahkemece esas numarası alınmak suretiyle kabul edildiği, iadesi cihetine gidilmediği, bu aşamadan sonra aynı eyleme ilişkin yeniden iddianame düzenlenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, Yargıtayın emsal kararlarında silahlı terör örgütüne üye olan sanıkların örgütün amacı doğrultusunda yargısal yetkilerini kötüye kullanarak gerçekleştirdikleri eylemlerinin ”silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma” suçlarını ayrı ayrı oluşturduğunun kabul edildiği, ”silahlı terör örgütüne üye olma” suçunun 2802 sayılı Kanunun 93. ve 94. maddelerince kişisel suç olarak değerlendirilmesi durumunda bu suç yönünden dava dosyasının tefrik edilerek Cumhuriyet Başsavcılığınca gereğine tevessül edilmesi amacı ile gönderilmesi gerektiği, ”görevi kötüye kullanma” suçu yönünden ”son soruşturmanın açılması/açılmaması” yönünde bir karar verilmesi gerekirken belirtilen şekilde verilen yok hükmündeki karar ile kül halinde dosyasının Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesinde hukuki isabet bulunmadığı, ayrıca yok hükümündeki … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin zikredilen kararına vaki itirazı değerlendiren … 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/08/2021 tarihli ve 2021/949 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının da usul ve yasaya aykırı olmakla, yok hükmünde olduğu izah edilerek, … 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.08.2021 tarih ve 2021/949 değişik iş sayılı, yok hükmündeki itirazın reddine ilişkin kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi görüş ve ihbarında bulunulmuştur.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 22/04/2022 gün ve 94660652 – 105-34-20654-2021-Kyb sayılı yazısı ile … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2021 tarih ve 2021/44 esas, 2021/163 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Silahlı terör örgütüne üye olmak ve görevi kötüye kullanmak suçlarından 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89. ve 90. maddeleri uyarınca son soruşturmanın açılması kararı verilmesine yönelik talebin değerlendirilmesine yer olmadığına dair verilen kararda isabet bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık bulunmakta ise de öncelikle anılan kararının kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilip edilemeyeceğinin tartışılması gerekmektedir.
IV- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME;
Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 – 2012/141 sayılı 10.05.2011 tarih 6-80-90 sayılı 14.12.2010 tarih 4-210-259 sayılı 15.06.2010 tarih 9-117-146 sayılı 23.06.2009 tarih 9-30-177 sayılı gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.
Aynı nedenlerle olağan kanun yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez.
Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yararına bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
O halde, temyizden geçmeyerek kesinleşen ve kesin hüküm halini almış bulunan bir kararın olağanüstü yasa yolu aşamasında denetimi söz konusu olmaktadır. Kesin kararın niteliği üzerinde durmak, konumuza ışık tutacağı için gereklidir. Yargılama faaliyeti bir uyuşmazlığın çözümü için yapılır. Uyuşmazlık bir kararla çözülmektedir. Bu çözümün bir noktada kesin olması yargılama faaliyetinin zaruri ve doğal bir gereğidir. Bu şekilde elde olunan kesin kararın (Kaziye‐i muhkeme) en önemli iki özelliği kesinliği ve değerliliğidir. Buna kısaca kesin kararın otoritesi de diyebiliriz. İşte bu özellikleri taşıyan kesin karar, olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozmada esas alınacaktır (YCGK., 25.6.1996,145‐157).
Ayrıca Yargıtay uygulamasında, bir suçtan verilen kararın kesin nitelikte olması ve kesinleşmesi halinde, aynı konuda verilen ikinci hükmün hukuki değerden yoksun olduğunu ifade edilmektedir.
… 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.05.2021 tarihli kararının niteliğine nazaran, süreçte itiraz üzerine verilen … 21. Ağır Ceza Hakimliğinin 03.08.2021 tarihli ve 2021/949 değişik iş sayılı kararının yok hükmünde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
Yargısal faaliyetlerinde bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleri ile bağdaşmayacak bir şekilde mensubu oldukları FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda, müştekinin yargılandığı davada, iddialara konu usul ve kanuna aykırı işlemlerde bulunarak müştekinin mağduriyetine sebebiyet verdiklerinden silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma suçlarından son soruşturmanın açılması kararı verilmesi talep olunan ve dosya içeriğinde yansıyan belgelerle, savunmalardan bir kısmı hakkında karar tarihi itibari ile atılı suçlardan derdest veya sonuçlanmış davalarının bulunduğu da anlaşılan şüpheliler hakkında, her iki müsnet suç yönünden de yasal şartları tartışılarak 2802 sayılı Kanunun 89 maddesince son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair olumlu ya da olumsuz, uyuşmazlığı çözen, infazı kabil bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde; “son soruşturmanın açılmasına dair kararı verilmesi talebinin değerlendirilmesine yer olmadığına…; Karar kesinleştiğinde; müşteki …’in şikayeti üzerine şüpheliler hakkında genel hükümlere göre gereğinin takdir ve ifası için dosyanın işbu karar ekinde, son soruşturmanın açılmasına dair karar verilmesi talebinin ait olduğu … CBS’ye iadesine…; Kararın kesinleşmesi beklenmeden gerekçeli karardan bir örneğin bilgi edinilmesi için Hakimler ve Savcılar Kuruluna UYAP’tan gönderilmesine…;
İş bu esas bakımından karar verilmediğinden kesin….soruşturma merciince verilecek nihai karar ya da gerekmesi halinde kovuşturma merciince verilecek nihai hükümle birlikte kanun yolu açık olmak üzere…” şeklindeki hukuki değerden yoksun kararın, olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma talebine konu olabilecek hukuki değer taşıyan kesin bir karar niteliğinde bulunmaması ve söz konusu hukuka aykırılığın aynı mahkemeye yeniden yapılacak bir taleple olağan süreçte giderilmesinin mümkün bulunması nedeni ile istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
V-SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.05.2022 tarih ve 2022/67312 sayılı Kanun yararına bozma isteğinin, tebliğnamedeki düşünce de yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi uyarınca Kanun Yararına Bozma isteğinin REDDİNE, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.