Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/19515 E. 2023/269 K. 24.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/19515
KARAR NO : 2023/269
KARAR TARİHİ : 24.01.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/436 E., 2020/536 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek
yardım etme
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEMYİZ EDENLER : Sanık müdafileri, Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Nevşehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.03.2020 tarihli ve 2018/84 Esas, 2020/105 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/3 ve 220/7 delaletiyle 314/2, 220/7-son cümle, 3713 sayılı Kanun’un 3-5/1, TCK’nın 62/1, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 01.07.2020 tarihli ve 2020/436 Esas, 2020/536 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin ve o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunun, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 03.03.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemi Özetle,
KHK ile kapatılan … Derneğine üyelik kaydının bulunan, örgütün dini sohbet adı altında düzenlenen toplantılarına katılan, örgütte mütevelli olarak görev alan, iş arayan örgüt mensuplarına yardımcı olan, darbe girişiminden sonra bazı örgütsel dökümanları yakarak imha eden, Bank …’ya çağrı üzerine 31.12.2013 tarihinde 8940,85 TL para yatıran, dijital incelemeye göre örgüte müzahir sitelere erişim sağlayan sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğinin sübuta erdiği halde suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.
B. Sanık Müdafilerinin Temyiz İstemleri Özetle;
Sanığın toplam ticari hacminin %2’sini Bank …’da bulundurduğuna, bu paranın ise ihracattan geldiğine, sanığın yatırdığı para olmadığına, 17/25 aralık sürecinden sonra bankaya para yatırmadığına, diğer bankalarda parasının bulunduğuna, evde bulunan derginin çok eski tarihli olduğuna, … isimli derneğe iş hayatındaki güncel gelişmelerden haberdar olmak ve sosyalleşmek için üye olduğuna, 17/25 aralık sürecinden sonra ise dernekle ilişiğinin kalmadığına, sohbetlere katılmadığına, yayınların yakıldığı iddia edilen tarihten sanığın cezaevinde olduğuna, maddi destekte bulunmadığına, … ve … isimli kişilerle iş ilişkisinden dolayı para alışverişi olduğuna, duruşmalı incelenerek beraatine karar verilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.
Diğer müdafinin temyiz istemi; duruşmalarda dinlenen tanıkların beyanlarının çelişkili mesnetsiz ve soyut ifadelerinin olduğuna, fabrikasında çalışan işçilerin kendi ahlaksızlıklarını gizlemek amacıyla gizli tanık olarak iftira içeren beyanda bulunduklarına, Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak TCK’nın 2. maddesine aykırı davranıldığına, telefon ve HTS kayıtlarında aleyhe delile rastlanılmadığına, …ve … isimli kişilerle para alışverişinin hayatın olağan akışına uygun olduğuna, beraatine karar verilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.
Tebliğnameye karşı verilen cevap dilekçesinde; bilgi bankası araştırması yapılmamasına, dosyaya sunulan diğer bankalara ait hesap dökümleri ile mukayeseli mutad hesap hareketlerinin olup olmadığının tespitine ilişkin bilirkişi raporu alınmamasına, sanık tüm bildiklerini samimi bir şekilde tüm aşamalarda ifade etmesine rağmen sanığın objektif beyanları göz önüne alınmasına, siber incelemeden çıkanların hükme esas alınmasına, Bankasya hesabının açılış tarihi, paranın giriş – çıkış tarihleri, talimat ile alakasız tarihler olduğuna, sanığın aleyhine beyan olmadığına, diğer şirket yöneticileri ile dosyaların birleştilrilmeden görülmesine, ihraç edilen C. ‘nın çalıştırılması eylemi örgüte yardım olmadığına, C.D. ile para transferi yapılan M.’ nin mahkemede tanık olarak dinlenmediğine, örgütle iltisaklı ait sitelere girilmesi ve A. videolarının bulunmasının delil sayılamayacağına, sanığın aynı eylemden hem beraat hem mahkumiyet almayacağına, elde edilen delillerin duruşmada tartışılmadığına ve sanığa sorulmadığına ve sair sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü Özetle;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame kapsamında mahkemece yapılan yargılama sonunda; sanığın sabit kabul edilen örgüt liderinin bankanın kurtarılması yönündeki talimatının kamuoyuna yansımasından sonra FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne ait Bank … isimli bankadaki nakit miktarını artırmak, bankanın TMSF ‘ye devrinden sonra banka ile çalışmasını sonlandırmak, işten ayrılan örgüt üyelerini şirketinde işe almak, örgütün sohbetlerine katılmak şeklinde gerçekleşen eylemlerinin silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk içermemesi karşısında sanığın silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan cezalandırılmasına dair hüküm tesis edilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü Özetle;
İlk derece mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge adliye mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (… özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.
Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, Esas 9-242, Karar 305). Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlilik veya yoğunluk var ise örgüt üyesi olarak da kabul edilebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemi değerlendirildiğinde;
1.Sanığın sohbet toplantılarına katıldığı, örgüt üyelerine iş bulduğu ve örgütte mütevelli olarak görev aldığı, iltisaklı derneğe üye olduğu, Bank …’ya talimat tarihlerinde para yatırdığı, bazı örgütsel dökümanları yakarak imha ettiği bu nedenlerle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması gerektiği isteminde bulunulmuş ise de; belirtilen sohbet toplantılarına katılma ve mütevelli olduğu hususunda gizli tanık beyanının tek başına delil sayılamayacağı, örgüt üyelerine iş sağlaması ile işyerindeki belgelerin yakıldığına ilişkin iddianın ise tespit edilemediği anlaşılmakla Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
2. BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107. maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı … Katılım Bankası AŞ’de gerçekleştirilen mutad hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilip, örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak kabul edilebileceği nazara alındığında;
Dosya kapsamında yer alan Bank … hesap hareketleri dökümüne göre; sanığın savunmasının aksine örgüt liderinin talimatı ile örgütsel amaçla Bank … hesabını kullandığına yönelik dosyada her türlü şüpheden uzak kesin delil bulunmadığı anlaşılmakla atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkumiyetine yönelik hüküm kurulması hukuka aykırı olduğu görülmekle tebliğnamedeki onama isteyen görüşe iştirak olunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafilerinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Nevşehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.03.2020 tarihli ve 2018/84 Esas, 2020/105 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Nevşehir 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
24.01.2023 tarihinde karar verildi.