Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/17417 E. 2023/698 K. 22.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/17417
KARAR NO : 2023/698
KARAR TARİHİ : 22.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1919 E., 2020/1004 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Artvin Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.07.2018 tarihli ve 2018/164 Esas, 2018/250 sayılı kararı

Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314/2, 62/1, 53/1-2-3, 58/9, 58/6, 63 üncü maddeleri ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı) 3, 5/1 inci maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve sanık hakkındaki cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.

2. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 02.06.2020 tarihli ve 2018/1919 Esas, 2020/1004 sayılı kararı

Sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 23.02.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

1. Sanık müdafiinin temyiz istemi;

Kararın usul ve kanuna aykırı olduğu, eksik inceleme yapıldığına, savunma hakkının kısıtlandığına, tevsii tahkikat talepleri gerekçesiz ret edildiğine, lehe olan delillerin toplanmadığına, hukuka aykırı olarak elde edilen deliller hükme esas alındığına, yerel mahkeme kararı hukuki ve fiili gerekçeden yoksun olup yetersiz gerekçe, vasıflandırmada hata, dosya kapsamına uymayan gerekçe, takdir hakkının dayanaklarının gösterilmediğine, tanık beyanlarının çelişkili, genel ve soyut ifadeler içerdiğine, karar içeriğindeki CMK’nın 289 uncu maddede belirtilen hukuka kesin aykırılık nedenlerinin dikkate alınması gerektiğine, sanık hakkında lehe olan hükümlerin uygulanmasına, beraat kararı vermesi gerektiğine, eksik soruşturma ve kovuşturmaya, yetersiz hukuka aykırı delillere hüküm kurulduğuna, vesaireye ilişkindir.

2. Temyiz aşamasında sanığın 23.05.2022 ve 05.01.2023 tarihli dilekçelerinde;

Sanığın etkin pişmanlıktan yararlanma istediğine ve etkin pişmanlık kapsamındaki anlatımlarına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince “sanığın kendi savunması, tanık ifadeleri ve elde edilen teknik bilgilerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda 2015 yılının Ocak ayından itibaren FETÖ/PDY terör

örgütü üyelerinin örgütsel haberleşme aracı olarak kullandıkları ByLock isimli programı kullanıyor oluşu, somut bilgi ve görgü sahibi olan ve mahkememizce itibar edilen tanık beyanları da nazara alındığında sanığın Artvin Emniyet Mahrem yapılanmasında mahrem öğretmenler Ö. E. ve F. B.’den sohbet aldığı, bu yapılanmada öğrenci statüsünde bulunduğu, sanığın gizli haberleşme programı ByLock’u kullanması, tanıkların itibar olunan beyanları ve sanığın kendi savunmaları da dikkate alındığında, sanığın çeşitlilik, yoğunluk ve süreklilik gösteren eylem ve faaliyetlerinin silahlı terör örgütü olan FETÖ/PDY’nin hiyerarşik yapısına dahil terör örgütü üyeliği boyutuna ulaştığı anlaşıldığından ve kanaatine varıldığından sanığın silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’ye üye olma suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 314/2 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.” gerekçesiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından birbirleriyle uyumlu tanık beyanları itibariyle FETÖ’nün sohbet adı verilen toplantılarına örgütün bir terör örgütü olduğunun devletin yetkili makamları tarafından ilan edildiği dönem öncesi ve sonrasında düzenli olarak katıldığı, eşi hakkında veri inceleme raporunda kendisinin örgüt üyeliğine ilişkin bilgilere yer verildiği, 328259 ID’ye ilişkin ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı, CGNAT kayıtları ve tanık F.’nin beyanına göre örgütün gizli haberleşme programı olan ByLock’u kullandığı anlaşılan sanığın, mevcut deliler itibariyle terör örgütüne üye olduğunun anlaşılması karşısında, sonradan dosyaya gelen ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı ile tanık C. Ç.’nin beyanının sonuca etkili olmayacağı değerlendirilerek bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmış ancak; örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında TCK’nın 58/9 uncu maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiği gözetilmeyip, uygulama maddesi olarak TCK’nın 58/6 ncı maddesinin de yazılması, kanuna aykırı, sanık müdafiinin istinaf talebi bu nedenle yerinde ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu aykırılık, 5271 sayılı CMK’nın 280/1-a ve 303 üncü maddeleri uyarınca düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, tekerrür hükümlerinin uygulandığı “6” numaralı bendin çıkartılarak yerine “sanığın atılı suçu örgüt faaliyetleri kapsamında işlediği anlaşılmakla, hakkında hükmolunan cezanın TCK’nın 58/9 uncu maddesi gereğince, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve sanık hakkındaki cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ifadesinin yazılması suretiyle istinaf isteminin düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

1. Mevcut delillerin ve tanık beyanlarının, suçun sübutu, vasfının tayini ve cezanın kişiselleştirilmesi için yeterli olduğu görüldüğünden, sanığın ByLock kullandığına ilişkin ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili görülmemiştir.

2. Dosya kapsamı ve birbirleriyle uyumlu tanık beyanları itibariyle FETÖ’nün sohbet adı verilen toplantılarına örgütün bir terör örgütü olduğunun devletin yetkili makamları tarafından ilan edildiği dönem öncesi ve sonrasında katıldığı, eşi hakkında veri inceleme raporunda kendisinin örgüt üyeliğine ilişkin bilgilere yer verildiği, ByLock sorgu tutanakları, CGNAT ve HTS kayıtları ve tanık F.B’nin beyanına göre örgütün gizli haberleşme programı olan ByLock’u kullandığı anlaşılan sanığın

anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Sanığın 23.05.2022, 05.01.2023 tarihli dilekçeleri itibarıyla, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirtmesi kendisinin örgütsel faaliyetlerine ve birtakım örgüt mensuplarına ilişkin bilgiler vermesi karşısında, hükmün kesinleşmesine kadar etkin pişmanlıkta bulunma imkanı da gözetilerek öncelikle sanığın duruşmada hazır edilerek ayrıntılı bir şekilde beyanlarının alınması, daha sonra vermiş olduğu bilgilerin, sanığın örgüt içerisindeki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve konumuna uygun doğruluk ve faydalılık durumunun ilgili birimlerden sorulması ile sonucuna göre sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılarak bir karar verilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 02.06.2020 tarihli ve 2018/1919 Esas, 2020/1004 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Artvin Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

22.02.2023 tarihinde karar verildi.