Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/17144 E. 2023/3078 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/17144
KARAR NO : 2023/3078
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Hükmün düzeltilerek onanması

İlk Derece Mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen esastan ret kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü :

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.09.2018 tarihli ve 2017/326 Esas, 2018/594 sayılı kararıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele

Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesi, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 3 yıl 14 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infazına ve mahsubuna karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi kararının sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 28.11.2019 tarihli ve 2018/2969 Esas ve 2019/1258 sayılı kararı ile özetle,

“… 1-) Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesi Başkanlığının 16.05.2019 tarih ve 2018/7173 Esas, 2019/4397 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere; silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılaması yapılan sanığın, yargılama aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafii bulunmadığı gibi 5271 sayılı CMK’nın 156 ncı maddesi gereğince de re’sen bir müdafi görevlendirilmediği, sanığa isnat edilen silahlı terör örgütü üyeliği suçunun niteliği dikkate alındığında, CMK’nın 150 nci maddesinin 2 ve 3 üncü fıkraları uyarınca hakkında müdafi görevlendirilmesinin zorunlu olduğunun anlaşılması karşısında, Anayasa’nın 36, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6 ncı maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesine aykırı olacak ve savunma hakkının kısıtlanmasını doğuracak biçimde kovuşturmada müdafi hazır bulundurulmaksızın hüküm kurulmak suretiyle CMK’nın 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edildiği,

2-) Karardan sonra dosya içerisine giren İ. Ö.’nün ifadesi ve teşhis tutanağı duruşmada sanık ve sanık müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra dosyadaki delillerin bir bütün halinde değerlendirilip sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmediği…” belirtilerek, hükmün bozulmasına ve dava dosyasının Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin bozma üzerine vermiş olduğu, 01.07.2020 tarihli ve 2019/508 Esas, 2020/187 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesi, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 3 yıl 14 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infazına ve mahsubuna karar verilmiştir.

4. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 05.10.2020 tarihli ve 2020/569 Esas ve 2020/519 sayılı kararıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İlk Derece Mahkemesince bozma üzerine kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 21.02.2022 tarihli, etkin pişmanlıktan yararlanan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanması gerektiği yönünden hükmün düzeltilerek onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz istemi özet olarak;

1. Eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna,

2. Taleplerin gerekçesiz reddedildiğine, savunmaların dikkate alınmadığına, delillerin aleyhe değerlendirildiğine,

3. Tanığın, sanık ve müdafiinin hazır bulunmadığı celsede dinlenmesi ve soru sorma hakkı tanınmaması suretiyle savunma hakkının kısıtlandığına,

4. Tanık A. A.’dan ele geçirilen dijital materyaller bakımından kimin tarafından hazırlandığı bilinmeyen ve içeriği teyit edilmeyen bilgilerin hükme esas alınamayacağına ve sanığa atfedilemeyeceğine, tanık A. A.’nın sanığı tanımadığına ve bu bilgileri bizzat oluşturmadığına, dolayısıyla bu bilgilerin sanığın ve tanık Ahmet A.’nın iradesi dışında oluşturulduğuna,

5. Her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına,

6. Sanığın örgütsel faaliyette bulunmadığına, suçun yasal unsurlarının oluşmadığına ve temyiz dilekçelerinde belirtilen sair hususlara ve sair temyiz sebeplerine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Sanık FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile 2014 yılında tanıştığını, asker olmak istediği için o dönem cemaat olarak bilinen örgütte etkin konumda olan eniştesinin kendisini örgütle tanıştırdığını beyan etmiş, bu tarihten sonra örgüte ait evlerde askeri okul sınavlarına yönelik ders çalıştığını, örgüt elemanlarının kendisini mülakata hazırladıklarını, askeri mülakatlardan geçtikten sonra örgüt elemanlarının kendisiyle irtibata geçtiğini ifade etmiş, tanıdığı örgüt elemanlarını teşhis etmiş olup; sanık bu savunmaları ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü içerisinde eğitim danışmanı ve gezici olarak görev yapan A. A.’nın rızası ile teslim ettiği flaş bellek içerisinden elde edilen bilgilerin doğruluğunu teyit ettiği, tanık İ. Ö.’nün sanık ile örgüt içerisinde aynı grup arkadaşı olduğunun örgüt içerisinde söylenildiğini beyan etmesi ile tanık A. A’dan ele geçirilen flash bellekten elde edilen bilgiler arasında örgütün bire bir yerleştirdiği asker şahıslardan biri olarak sanığın hiyerarşiye dahil olduğunu kanıtlayan kendisinden sorumlu müdür ve müdür yardımcısı pozisyonundaki şahısların isimlerinin yer alması, örgütle bağlantısını anlatan sanık savunmaları nazara alındığında eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğunun kabulüyle mahkumiyetine, sanığın etkin pişmanlıkta bulunurken zikrettiği isimlerin sayısı, bu kişilerin etkinliği, konumu da dikkate alındığında TCK’nın 221/4-son maddesi gereği cezasında takdiren 1/3 indirim oranı belirlenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Dosya kapsamındaki delillerin birbirini desteklediği, bir bütün olarak suçun sübutunu sağladığı, tanık İ. Ö.’nün kolluktaki ve savcılıktaki beyanlarının müdafii eşliğinde alındığı ve tanığa fotoğraftan teşhis işleminin de müdafii eşliğinde yaptırıldığı, talimat mahkemesince alınan beyanlarının da sanığa duruşmada okunup diyeceklerinin sorulduğu değerlendirildiğinde, tanık İ. Ö.’nün beyanlarının hükme esas alınmasına yahut sair hususlara ilişkin temyiz itirazları isabetli bulunmamış olup;

Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında belirlenen “7 yıl 6 ay” hapis cezasında, 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılması neticesinde “5 yıl” yerine hesap hatası sonucu “4 yıl 12 ay” hapis cezası olarak, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması neticesinde sonuç hapis cezasının “4 yıl 2 ay” yerine “3 yıl 14 ay” hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, örgütün hiyerarşik yapısı içinde çeşitli görevler yürütmüş olan tanık A. A.’nın beyanları, tanık A. A.’dan ele geçirilen örgütün yerleştirdiği askeri personel ve askeri öğrencilere dair dijital materyaldeki sanığın kişisel bilgileriyle uyumlu bilgiler, tanık İ. Ö.’nün beyanları, sanığın etkin pişmanlık savunmaları ve sair deliller itibarıyla, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne müzahir öğrenci evlerinde askeri okullara hazırlandığı, Jandarma MYO’da eğitim gördüğü dönemde örgütün askeri mahrem yapılanmasındaki mahrem imam tarafından takip edildiği ve örgütsel faaliyetlere katıldığı, eylemlerine örgütün operasyonel faaaliyetlerinin başlamasından sonraki süreçte de devam ettiği belirlenen sanığın, silahlı terör örgütüne üye olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik bulunmadığından, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1. Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanık hakkında, incelenen dosya kapsamı, deliller ve mahkeme kabulüne göre, örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile, örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti bakımından faydalılık derecesi ve yargılama sürecinde etkin pişmanlıkta bulunulan aşama gözetildiğinde, uygulanan kanun maddesinin amaç ve gerekçesi ile orantılılık ilkesi çerçevesinde belirlenen ceza üzerinden dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun bir şekilde üst hadde yakın oranda bir indirim yapılması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde fazla ceza tayini,

2. Uygulamaya göre de,

a) Etkin pişmanlıktan yararlanan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

b) İlk Derece Mahkemesi karar başlığında, suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olan “05.07.2017” yerine “04.07.2017” şeklinde yazılması,

c) İlk Derece Mahkemesi karar başlığında gözaltı bilgilerine yer verilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde yer alan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 05.10.2020 tarihli ve 2020/569 Esas, 2020/519 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …