Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/16835 E. 2023/2596 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16835
KARAR NO : 2023/2596
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

¸

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.11.2021 tarihli ve 2021/487 Esas, 2021/454 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 3-5/1, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62/1, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri uyarınca 8 yıl 1 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 28.01.2022 tarihli ve 2022/52 Esas, 2022/101 sayılı Kararıyla sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 19.03.2022 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz ve ek temyiz istemi özetle;
-Bölge Adliye Mahkemesi kararının somut gerekçe içermediğine,
-Etkin pişmanlıkta bulunan, tanıkların duyuma dayalı, çelişkili ifadelerinin hükme esas alınamayacağına,
-Tanık K.Y. beyanlarının iftira niteliğinde ve tanık M.P. beyanlarının aşamalarda çelişkili olduğuna, jandarmada gözaltındayken kendisinin yönlendirildiğine, olaya ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığına ve konuyla alakalı bir ilgisinin ve herhangi bir bilgisinin olmadığına,
-Eksik araştırma, inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğuna,
-Cezada artırım sebebi bulunmadığına,
-Duruşmalı olarak inceleme yapılması gerektiğine,
-Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame kapsamında mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; dosya kapsamında yer alan teşhis tutanakları, tanıkların beyanları ile sabit olduğu üzere sanığın Harun kod adlı kişi olduğu ve örgüte farklı tarihlerde erzak temin ettiği, etkisiz hale getirilen Aziz Tolhildan (K) Y. T. isimli BTÖ mensubunun üzerinden çıkan ve “Harun’a 300 TL” yazılı olan notun tespit edilmesi, HTS kayıtlarına göre sanığın kullanmış olduğu 5346243085 numaralı GSM hattı ile haklarında aynı suçtan soruşturma yürütülen bir çok kişi ile iletişim halinde olduğunun tespit edilmesi, sanığın Adıyaman İli kırsalı Tamak Tepe bölgesinde öldürülen Zerdeşt Çerçalla (K) K. B. isimli PKK/KCK terör örgütü mensubunun cenazesine katılmış olduğunun tespit edilmesi hususlarının tümü beraberce değerlendirildiğinde; sanığın bu şekilde milislik faaliyeti yürüttüğü, sanığın yukarıda bahsedilen eylemleri gereğince örgüte erzak temini sağladığı, sanığın örgüt içinde “Harun” kod adıyla bilindiği, sanığın milislik görevini doğrulayan ve sanığın örgütle ilişkili olduğunu belirten tanıkların beyanlarının mevcut olması ile sanığın örgüt içindeki görevinin doğrulandığı, örgüt içinde kod adı alıp uzun yıllara dayalı milislik faaliyeti sürdüren sanığın bu şekilde süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylemleriyle örgüt hiyerarşisine dahil olduğu, örgüt ile organik bağ kurarak örgüt üyesi vasfını kazandığı anlaşılmakla sanığın silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan cezalandırılmasına dair hüküm tesis edilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (… özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Oluş, iddia ve mahkeme kabulü nazara alındığında;
PKK/KCK silahlı terör örgütünden aldığı talimat üzerine örgüte çeşitli zamanlarda erzak aktarması, öldürülen örgüt üyesinin üzerinden sanığa ait dokümanın ele geçirilmesi, tanık beyanlarına göre sanığa örgüt tarafından “Harun” kod adının verilmesi, örgüt mensuplarına leşker kıyafetlerini ulaştırması, temin ettiği tabanca ve gübrelerden, tabancanın örgüt mensubunun babasına örgüte ulaştırılması için teslim etmesi, birbiri ile uyumlu tanık beyanlarının bu hususları doğrulaması birlikte değerlendirildiğinde sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütü hiyerarşisi içerisinde yer aldığı, sürekli olarak örgüt tarafından talimatlandırılıp bu doğrultuda hareket ettiği anlaşılmakla silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine ilişkin yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; karar gerekçelerine göre sanık müdafiinin yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü temyiz sebepleri ve sair hususlar yerinde görülmemekle sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 28.01.2022 tarihli ve 2022/52 Esas, 2022/101 sayılı Kararında sanık müdafince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.05.2023 tarihinde karar verildi.