YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15827
KARAR NO : 2023/727
KARAR TARİHİ : 21.02.2023
TUTUKLU
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2021/1144, 2021/1086
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin
birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Gaziantep 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.10.2021 tarihli, 2018/6 Esas ve 2021/181 sayılı kararı ile sanığın terör örgütüne üye olmak suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 314/2 maddesi uyarınca 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 3713 sayılı Kanun’un 5/1 maddesi uyarınca yarı oranında artırım yapılarak 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 62/1 maddesi gereği cezasından taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak neticeten 10 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak mahrumiyetlerine ve hükmen tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 27.12.2021 tarihli, 2021/1144 Esas ve 2021/1086 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özet olarak; temyiz sebepleri 5271 sayılı Kanun’un 288 inci ve 289 uncu maddeleri kapsamında olmadığından ve yerinde görülmediğinden aynı Kanun’un 302 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince temyiz davasının esastan reddine karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafiinin temyiz istemi;
1- Delillerin hukuka aykırı olduğuna,
2- Savunma hakkının kısıtlandığına,
3- İtibar edilemez tanık beyanlarının hükme esas alındığına,
4- Deliller yetersiz olmakla suçun unsurlarının bulunmadığına,
5- Alt sınırdan uzaklaşılarak temel cezanın belirlendiğine,
6- Tahliyeye ve sair nedenlere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tespit ve değerlendirme tutanağında, … İD numaralı ByLock kullanıcısının tespit edilen ilk log tarihinin 12.11.2014 olduğu İD’yi kullanan kullanıcının adı soyadı ve TC: kimlik numarasının … tespit edilen GSM numarasının ….2558 olduğu, İD’ye bağlı kişi listesinde sanığın eşininde bulunduğu ve İD’ye bağlı arama aranma sayısının 93 olduğunun tespit edildiği görülmektedir.
Gönderilen diğer bir değerlendirme ve tespit tutanağında … İD numaralı kullanıcının … olduğu, kullanıcı profil bilgilerinin İD:…, kullanıcı adının … şifresinin a….2011 olduğu, tespit edilen GSM ADSL kaydının bulunmadığı, SGK kaydının … tetkik Hakimi olduğu, son online tarihinin 15.01.2016 olduğu, … ID’ye bağlı gönderilen mail sayısının 10 gönderilen toplam mail sayısının 728, gönderilen mesaj sayısının 27 olduğu, … İD’yi ekleyenlerin kendisine canercan, caner, aosm, ali o bey, … abi isimlerini verdiklerinin tespit edildiği, … nolu İD’nin üç gruba katıldığının tespit edildiği görülmüştür.
Dosyada bulunan sanığa ait aile nüfus kayıt örneğine göre sanığın 2011 doğumlu A. isimli bir kızının olduğu … İD numaralı ByLock şifresinin a….2011 olduğu, kızının isim ve doğum tarihinin giriş şifresi olarak kullanıldığı görülmüştür. Tespit ve değerlendirme tutanağına göre; … İD. numaralı ByLock kullanıcısı tarafından … İD. numaralı kullanıcıya gönderilen mesajlarda “Tangoyu kurdunuz mu” ve “doğrulama şifresi 1234” şeklinde mesajların gönderildiği görülmektedir. Yine … İD. Numaralı ByLock tespit tutanağında .. İD numaralı kullanıcı tarafından gönderilen çok sayıda yazışma içeriğinin de tespit edildiği görülmektedir. Bu yazışma içeriklerinde terör örgütü tarafından kullanıldığı tespit edilen diğer bir program olan Tango’nun kurulmasını belirten sanık tarafından diğer kullanıcılara yazılan yazışmaların yanında, “Bu merhum Ecevit falan çok edepliymiş, Bunun gibi lanlı lunlu bir ağzı yoktu. Bu herşey dedi, Sülük dedi, haşhaşi dedi, müsvedde dedi, Demedik bir şey bırakmadı,” şeklinde yazışmaların ve daha birçok yazışmaların bulunduğu görülmüştür. Ayrıca tanık olarak ifadesi alınan B. E.’nin alınan beyanında sanığın ByLock kullandığını bizzat gördüğünü belirtmiştir.
Tanık beyanlarında özetle; sanığın öğrenci iken cemaat evinde kaldığı daha sonra İstanbul grubunun devre abiliğini yaptığı, akademide de devre abiliği yaptığı, cemaatin üst yapılanması ile irtibatı sağladığı, tanık R. M’nin beyanına göre cemaate mensup olmayan kişiyle tanığın evlenmesinden vazgeçirmek için evine giderek vazgeçirmeye çalıştığı, örgüt mensubu olduğu için HSYK tetkik hakimliğine atandığı, tanık B. E.’nin beyanına göre sanığın örgüt içerisinde çok aktif olduğu, her hafta proğramlara katıldığı, A. B.’nin adaylığını desteklediği, seçim proğramını yaptığı hususlarının ifade edildiği görülen dosyada sanıkla tanıklar arasında herhangi bir husumetin bulunmaması, tanıkların anlatımlarının birbirine uygun ve birbirlerini doğrular nitelikte olmaları nedeniyle tanık anlatımları sanık aleyhine delil olarak kabul edilmiştir.
Örgütün şifreli haberleşme programı olan ByLock proğramını yoğun olarak kullanan, örgüte ait evlerde kalan, bu evlerdeki sohbet toplantılarına katılan, devre abiliği yapan örgütün üst yöneticileri ile irtibat kurarak aldığı emir ve talimatları alttaki üyelere ileten, bu faaliyetlerini 17/25 Aralık sonrasında da devam ettiren sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile arasında organik bağ kurarak örgütün hiyerarşik yapısına dahil olup, örgüte ait süreklilik, çeşitlilik, yoğunluk gerektiren örgütsel eylem ve faaliyetlerde bulunmak suretiyle eylemine uyan silahlı terör örgütü üyeliği suçunu işlediği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Sanığın kastının yoğunluğu ile amaç ve saiki, suçun işleniş biçimi, örgütsel eylemlerinin yoğunluğu ve çeşitliliği, suçun işlendiği zaman ve yer ile meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önüne alınarak eylemlerinin alt sınırdan uzaklaşmayı gerektirir nitelikte olduğundan alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve hükmen tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir, şeklindedir
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün usül ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle sanık müdafiinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun 5271 sayılı CMK’nın 280/1-a maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir, şeklindedir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
b) Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ve müstakar kararlarında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacağı kabul edilmiştir.
c) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, 411727 ve 75007 ID numaraları üzerinden ByLock iletişim sistemini örgütsel iletişim amacıyla kullanan, örgütün il yapılanmasında Adalet Akademisinde eğitim gören İstanbul ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakülteleri mezunu hakim savcı adaylarının devre abiliğini yapan, düzenli olarak örgütsel toplantılara katılıp örgütün üst yöneticileri ile irtibat kurarak aldığı emir ve talimatları alttaki üyelere ileten, sorumlu olduğu evleri gezerek adayların takibini yapan sanığın anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
d) Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmediğinden reddine, ancak; Anayasa’nın 138/1 inci maddesi hükmü, TCK’nın 61 inci maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve
bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1 inci maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi ve kasta dayalı kusurun ağırlığı bağlamında, sanığın örgütteki konumu, kaldığı süre, faaliyetlerinin önem ve yoğunluğu göz önünde bulundurularak dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun adil bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın belirlenmesinde, yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde fazla ceza tayini hukuka aykırıdır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (d) bendinde açıklanan nedenle sanık ve müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 27.12.2021 tarihli, 2021/1144 Esas ve 2021/1086 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, müsnet suçun niteliği, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Gaziantep 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
21.02.2023 tarihinde karar verildi.