Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/1285 E. 2023/729 K. 16.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1285
KARAR NO : 2023/729
KARAR TARİHİ : 16.02.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
TUTUKLU

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma, kasten öldürme ve mala zarar verme
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.04.2021 tarihli ve 2021/36 Esas, 2021/167 sayılı Kararı ile sanık hakkında,
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesi, 62 inci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 221 inci maddesinin beşinci fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Kasten öldürme ve mala zarar verme suçlarından ise 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fırkasının e bendi uyarınca ayrı ayrı beraatine,
karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 09.09.2021 tarihli ve 2021/724 Esas, 2021/774 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ve O yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 20.12.2021 tarihli ve bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi özetle; örgütten kaçıp güvenlik güçlerine teslim olduğuna, ancak tutanağın yakalanmış gibi düzenlendiğine, örgüte ilişkin bildiklerini anlattığına, ayrıca başka mahkemelerde örgüt üyeliğinden ceza aldığına ve tüm dosyaların birleştirilerek etkin pişmanlık hükümleri uygulanmak suretiyle tek örgüt üyeliğinden değerlendirme yapılması gerektiğine ve sair sebeplere ilişkindir.
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle; sanığın konusu aynı suçlamalardan ötürü iki farklı mahkemede yargılandığına, sanık lehine etkin pişmanlık hükümleri kapsamında karar verilmesi gerektiğine ve sair sebeplere ilişkindir.
Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemi özetle; sanığın örgüt içerisinde aktif terör eylemleri gerçekleştirdiğine, tanık beyanları doğrultusunda sanığın terör amaçlı nitelikli adam öldürme suçunu işlediğinin sabit olduğuna, sanığın terör eylemlerinden TCK’nın 37 ve 39 maddeleri kapsamında cezai sorumluluğu bulunduğuna, sanığın yakalandığından itibaren bilinçli şekilde cezadan kurtulmaya yönelik beyanlarda bulunduğu sabit olduğundan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının usul ve esasa aykırı olduğuna, sanık hakkında TCK 302 gereğince mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine, yine sanığın mala zarar verme ve terör amaçlı nitelikli kasten adam öldürme suçlarından cezalandırılması gerektiğine ve sair sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tüm dosya kapsamı, mevzuat ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; 20.06.2020 günü saat 18.00 sıralarında … köyü Keklik Mezrasında Güvenlik korucuları tarafından yakalanan sanık hakkında yapılan araştırmada … (K) … isimli BTÖ örgüt üyesi olduğunun tespit edildiği, sanığın her ne kadar teslim olmak için geldiğini beyan ettiği görülse de olaya müdahale eden güvenlik korucuları ve kolluk personeli tarafından tutulan olay yeri tespit tutanağı ve alınan bilgi alma ifadelerinde sanığın … (K) …’ın teslim olmak için gelmediğinin, bulunduğu bölgeden ayrılmak için çaba sarf ettiğinin belirtildiği, sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütünün kırsal yapılanmasına ilk kez 2011 yılında katıldığı, ilk olarak Kuzey Irak’ta bulunan Metina Kampına gittiği ve orada 3 yıl ideolojik egitim ve kısa süreli silahlı eğitim aldığı, sanığın örgüt içinde mağara açma gibi faaliyetler yürüttüğü, 2012 yılında Kuzey Irak’ta kaçakçılardan örgüt adına vergi toplayan grupta görevli olduğu, 2014 yılı bahar ayında Şırnak, Hakkari ve Van üçgeninde faaliyet göstermek için geçiş yaptığı, 2015 yılının sonbaharında bu bölgeden tekrar Kuzey Irak’a döndüğü, daha sonrasında sanığın 2015 yılında ülkesine geçiş yaptığı ve 2016 yılının Temmuz ayında ‘den ülkemize geçiş yaparak Amanos olarak adlandırılan bölgeye geldiği, sanığın 2017 yılının bahar ayına kadar Hatay Dörtyol’da terör faaliyetlerini sürdürdüğü, 2017 yılının bahar ayında Maraş bölgesine geçerek 2017 yılının Kasım ayına kadar bu bölgede faaliyet gösterdiği, daha sonra kendisi ve haricinde beş kişi olarak Adıyaman bölgesine geldiği, sanığın Adıyaman ilinde 20.06.2020 tarihine kadar kırsal alanda örgüt dağ kadrosunda bulunduğu, ayrıca sanığın örgüt içerisinde başta “…” kod adını daha sonrasında ise “…” Kod adının kullanarak faaliyet yürüttüğü, sanığın en son 20.06.2020 günü güvenlik güçlerince yakalandığı, buna ilişkin örgüt mensubu olan B.H.’den ele geçirilen dokümanlarda da sanığın örgütten kaçtığının belirtildiği, bu hususların alınan sanık ikrarları ile doğrulandığı, ayrıca 23.05.2018 tarihli tutanaktaki örgütsel dokümanlar içinde ele geçirilen defterde sanığın örgüte 2011 yılında katıldığının belirtildiği, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğün yapılan e-posta ihbarı içeriği ile K.A.’dan ele geçirilen 1 GB kapasiteli … sd kart üzerinde yapılan incelemede K.A. isimli şahsın kardeşi olan sanık …’ın PKK/KCK terör örgütünün kırsal alanda faaliyet yürüten silahlı örgüt mensuplarına ait 218 adet fotoğraf bulunduğu, ilgili fotoğrafların yapılan incelemesinde sanığın Kuzey Irak’ta PKK/KCK terör örgütü adına faaliyet yürüttüğü döneme ait fotoğraflarının da bulunduğunun tespit edildiği, sanığın PKK örgüt içerisinde yer aldığına ilişkin sanık ikrarı dışında tanık Y.Ç.’nin sanığı Metina Kampında gördüğünü, sanığın gümrük adı altında sınırdan kaçak geçenlerden PKK/KCK terör örgütü adına vergilendirme yaptığını belirten, tanık H.E.’nin sanığı ‘de Kamışlı’da YPG’lilere ait bir evde gördüğünü, sanığı ve beraberindekileri çarşıya götürmüş olabileceğini, sanığı Serekaniye araçla bıraktığını hatırlamadığını ve sanığın üzerinde silah bulunmadığını belirten beyanlarının bulunduğu, sanığın aşamalarda kendisinin örgüt içerisinde herhangi bir görev almadığını ve örgüt adına herhangi bir eylem ve faaliyetle bulunmadığını, 2019 yılı Temmuz ayında Sincik ilçe merkezinde polis şehit edilmesi olayında kendisinin olmadığını, olayı daha sonradan örgüt içindeki … isimli şahıstan duyduğunu, kendisinin o eylemin gerçekleştiği sırada Gerger ilçesi kırsalında konumlandığını, eylemin Mervan Kod adındaki başka bir örgüt mensubunun işlediğini, 2016 yılından sonra Afrin’den Amanoslara 40-45 örgüt mensubunun geçtiğini, bunların birçoğunun kimlik bilgisinin olmadığını ve Güvenlik güçlerinde de kimlik bilgileri bulunmadığını, örneğin Emniyet’in elinde Amanoslar’da bir tane … kod bulunmakta olduğunu, onun da bingöllü olduğu kayıtlarda yer almakta iken kendisinin Amanoslar’da suriye uyruklu olan aynı kod adlı bir kişi daha olduğunu bildiğini, aynı şekilde kendisi gibi … kod adını kullanan uyruklu bir kişinin daha olduğunu ve bu kişinin bu eylemi gerçekleştirdiğini, örgüt içerisinde kod isimlerini başka kişilerin kullanabildiğini veya kişinin kod adının bölgelere göre başka kullanım durumunun olabileceğini belirten savunmaları, tanık A.T.’nin sanığı Amanoslar’da görmediğini, bir askerin şehir olması olayında ismi geçen … Kod adlı kişinin sanık olmadığını, bu …’ın başka birisi olduğunu belirten beyanı, tanık R.A.’nın sanığı tanımadığını, … Kod adının duymadığını, Amanoslarda da bu ismi hiç duymadığını ve 22 Mayıs 2017’de gerçekleşen şantiye yakma olayı ve bir askerin şehit edilmesi olayı ile ilgili bilgisinin olmadığını belirten, tanık Ş.Ö.’nün sanığı çıkartamadığını, aradan uzun zaman geçtiği için önceki beyanını hatırlayamadığını belirten beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; … Kod isimli … isimli sanığın 2011 yılında PKK terör örgütüne ilk kez katılım sağladığı, 23.05.2018 tarihli tutanaktaki örgütsel dokümanlar ve sanığın silahlı çekilmiş fotoğrafları ile bu hususun netleştiği, sanığın kendi hür iradesi PKK örgütü içerisinde yer aldığı, örgüt içerisinde faaliyer göstererek 2015 yılında Ülkesine geçtiği, bu bölgede faaliyet yürüten YPG/PYD terör örgütü içerisinde bulunduğu, PKK/KCK terör örgütü içerisinde … kod ismini kullandığı, sanığın PKK/KCK terör örgütü içerisinde ülke içerisinde kendi hür iradesi ile çeşitli faaliyetler yürüttüğü, dinlenen tanıklar ve sanığın ikrara yönelik savunması ile mahkememizce sübut ve oluş olarak kabul edilmiştir.
Bu bilgiler ışığında dosya değerlendirildiğinde; sanığın TCK 302 nci maddedeki suçun unsuru olan Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koyma veya Devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya yönelik cebri nitelikte ve vehamet teşkil eden bir eylemde bulunduğuna dair tüm dosya kapsamından sanığın cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği, yine mütalaada belirtilen sanığın ikrarı ile kendisini sözde ”savaşçı” olarak kodlaması, sanığın dahil olduğu grubun yukarıda belirilen bölgelerde ülkemize karşı silahlı eylem ve faaliyetler de bulunması ve aynı grup içerisinde bulunan teröristlerin farklı tarihlerde çıkan çatışmalarda öldürülmeleri ve dosyanın tamamındaki bilgi ve belgeler göz önünde bulundurulduğunda sanığın örgüt bünyesinde bulunduğu süre zarfında silahlı herhangi bir eyleme katılmadığına ilişkin beyanları hayatın doğal akışına uymayacağının, sanık tarafından yapılan savunmaların suçtan kurtulmaya yönelik olup gerçeği yansıtmadığının belirtildiği, ancak mahkememizce yapılan araştırmada ise sanığın ülkemize yönelik herhangi bir silahlı eylemde bulunduğuna dair bilgi, belge ve beyan olmadığı, nitekim ilgili birimlerden alınan müzekkere cevaplarında da sanığın terör örgütü içerisinde karıştığı vahim bir eylemin tespit edilemediğine yönelik belirlemelerin yapıldığı, sanığın sadece örgütün içinde kaldığı süre dikkate alınarak bu suçu işlememesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağı gerekçesi ile cezalandırılmasının mahkememizce kabul edilemeyeceği, mahkememizin her türlü şüpheden arındırılmış, somut delillere göre vicdani kanaatini oluşturduğu, nitekim her ne kadar sanığın PKK silahlı terör örgütü içerisinde yer aldığı hususunda mahkememiz kabulüne karşın ilgili suçun sübut bulması için aranan ‘Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koyma veya Devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya yönelik olarak işlenen amaç suç yönünden elverişli/vahim nitelikli fiil’ şartının sanık açısından oluşmadığı, bu hususta şüphe olduğu ve evrensel hukuk normları gereği şüpheden sanık yararlanması gerektiği, bu şüreçte ele geçirilen örgütsel dökümanlar, tanık beyanları ve fotoğraflar ile sanığın ikrara yönelik savunması nazara alınarak PKK terör örgütü dağ kadrosu içerisinde 2011 yılından itibaren faaliyet gösterdiği sabit olan sanığın terör örgütüne üye olmak suçundan TCK 314/2 nci maddesi uyarınca cezalandırılması cihetine gidilmiştir.
Dosya kapsamında aynı suçtan sanık hakkında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/83 Esas, 2013/155 Karar sayılı kesinleşmiş ilamı olduğu, sanığın işbu dosya kapsamındaki eylemleri İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesine konu suçtan kurulan hükmün kesinleşmesinden, fiili ve hukuki kesinti gerçekleştikten sonra olup mükerrirlik durumu söz konusu değildir.
Yine sanık hakkında Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/247 Esas, 2020/371 Karar sayılı ilamına konu suçun suç tarihinin 15.02.2009 olduğu, iddianame tarihinin ise 27.03.2009 tarihi olduğu, sanığın işbu dosyası kapsamındaki eylemleri Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/247 Esas sayılı dosyasına konu eylemleri fiili ve hukuki kesinti gerçekleştirdiğinden sonra gerçekleştirdiğinden mükerrirlik söz konusu değildir.
Aynı suçtan sanık hakkında derdest bulunan Osmaniye CBS’nin 2017/6737 Soruşturma sayılı dosyasının delillerin birlikte değerlendirilmesi ve mükerrer yargılamayı önlemek için işbu dosyamız ile birleştirilmiştir.
Sanığın örgüt içerisinde hangi konumlarda bulunduğunu ve kimlerle görüştüğünü anlattığı, bu haliyle sanığın örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı ve faaliyetleri ile ilgili samimi bilgi verdiği, örgütte bulunduğu süre içerisinde örgütteki üstleri ve diğer örgüt mensupları hakkında konumuna uygun olduğu, verdiği bilginin tutarlı ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, suçun aydınlatılmasına katkıda bulunarak samimi olarak pişmanlık duyduğu ve sakladığı ve gizlediği bir hususun tespit edilmediği anlaşılmakla sanık hakkında verilen cezadan etkin pişmanlık hükümleri kapsamında TCK’nın 221/4-2.cümle maddesi gereğince değerlendirme yapmak gerekmiştir. Sanığın verdiği bilgilerin niteliği ve niceliği dikkate alınarak cezasından takdiren 1/3 oranında indirim yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkememizin kabulü doğrultusunda;
Her ne kadar sanık hakkında TCK’nın 302 nci maddesinde düzenlenen Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, yukarıda ayrıntılarıyla anlatıldığı şekilde sanığın sabit olan eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu, sanığın eylemine uyan TCK’nın 314/2 ncı maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın kastının yoğunluğu göz önüne alınarak cezasından suçunun ağırlığıyla orantılı teşdit cihetine gidilmiş, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 3 üncü maddesindeki Terör suçu olması nedeniyle, Terörle Mücadele Kanunu’nun 5/1 maddesi gereğince; verilen cezada takdiren yarı oranında arttırım yapılmış sanığın vuku bulmuş suçu kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlediğini gösterir her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı nedenle 3713 sayılı Kanunun 8/A maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığa verilen cezadan etkin pişmanlık hükümleri kapsamında TCK’nın 221/4-2 ncı cümle maddesi gereğince takdiren 1/3 oranında indirim yapılmış, sanığın yargılama sürecindeki davranışları 5237 sayılı Kanunun 62/1 inci maddesi uyarınca lehine takdiri indirim nedeni kabul edilip cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılaraksanığın neticeten 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermek gerekmiş, mahkememizde bu hususta tam bir hukuki ve vicdani kanaat hasıl olmuş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Birleşen dosya yönünden sanığın 21.05.2017 tarihinde Osmaniye İli … Çardak Yaylası Ayseki Mevki KAR-TAŞ Madencilik firmasına ait araç yakma olayı ve akabinde çevreyi keşfe çıktıkları esnada bölgede asker olduğunu fark etmeleri üzerine bir askeri şehit etmeleri olayında saldırıyı sanık …(K) …’ın gerçekleştirdiği ve bu nedenle cezalandırılması istenmiş olsa da sanığın eylem tarihinde eylem bölgelerinde olmadığı yönündeki aşamalardaki tutarlı savunmaları, mahkememizce dinlenen tanık A.T.’nin eylemi gerçekleştiren … Kod adlı şahsın sanık olmadığını, bu kod adıyla başka birisi olduğu yönünde beyanı olduğu, kaldı ki tanığın eylemi … Kod adlı …’ın gerçekleştirdiği yönündeki soruşturma evresi beyanı da duyuma dayalı olup tanığın görgüye dayalı şahitliği olmadığı, yine örgüt içerisinde aynı kod ismini başka örgüt mensuplarının kullanma ihtimali birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar sanığın bahsi geçen suça konu eylemlerin gerçekleştiği tarihte … Kod ismiyle PKK terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği sabit olsa da sadece bu hususun sanığın ilgili eylemleri işlediği hususunda delil sayılarak cezalandırılması yoluna gidilemeyeceği, mahkememizde bu hususta somut delilin olmamasından ötürü şüpheden arındırılmış bir vicdani kanaatin oluşmadığı, sanığın atılı mala zarar verme ile kasten öldürme suçlarını işlediğine dair başkaca bir delil olmadığı, bu nedenle sanığın üzerine atılı mala zarar verme suçu ve kasten öldürme suçunu işlediği sabit görülmediğinden atılı suçlardan CMK 223/2-e gereği beraatine karar vermek gerekmiş ve neticede sanık hakkında dava ve birleşen davada aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Oluş, iddia, mahkeme kabulü, sanık ve müdafii ile Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyizinin kapsamı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
1-Kovuşturma aşamasında tanık olarak beyanı alınan A.T.’nin önceki ifadelerinde Mervan kod adlı şahsın 21.05.2017 tarihinde Osmaniye İli … Çardak Yaylası Ayseki Mevki KAR-TAŞ Madencilik firmasına ait araç yakma olayı ve akabinde çevreyi keşfe çıktıkları esnada bölgede asker olduğunu fark etmeleri üzerine bir askeri şehit etmeleri olayına karıştığını belirtmesi karşısında her ne kadar kovuşturma aşamasında … kod …’ın olayı gerçekleştiren kişi olmadığını belirterek önceki beyanlarından dönmüş olsa da, temyiz aşamasında dosyaya gönderilen Yakup Y.’nin sanık aleyhine beyanlar içeren etkin pişmanlık ifadelerinin bu hususu doğrulaması karşısında (bölgenin ve asker şehit etme olayının uyumlu olması); öncelikle bu ifadenin CMK 217 inci gereğince sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulması, gerekirse Yakup Y.’nin tanık olarak dinlenilmesinin sağlanması, söz konusu olaya ilişkin Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı ya da yetkili Başsavcılıklara yazılarak olaya ilişkin soruşturma ve/veya kovuşturma evraklarının onaylı örneklerinin dosya içerisine getirtilmesi, sanığın söz konusu eyleme müşterek fail ya da yardım eden olarak katıldığının belirlenmesi halinde örgüt üyeliği ile devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun geçitli suç özelliği de nazara alınarak kül halinde TCK 302’de düzenlenen suçu ve ayrıca TCK 302/2 ncı delaletiyle kasten adam öldürme ve varsa mala zarar verme suçlarını oluşturacağının gözetilmemesi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
Sanığın eylemlerinin son olarak silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağının belirlenmesi halinde ise;
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme veya örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçlarında etkin pişmanlık, şahsi cezasızlık veya cezadan indirim yapılması gereken hâl olarak kabul edilmiştir.
Amaç suçun işlenişine iştirak etmeksizin, hakkında bir soruşturma başlamadan önce örgütten gönüllü olarak ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde (TCK’nın 221/2 m.), hakkında soruşturma başladıktan sonra gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde (TCK’nın 221/4 m. ilk cümlesi), verilen bilgilerin samimi ve örgütlü suçlarla mücadelede yararlı olması durumunda yakalandıktan sonra pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının önemli ölçüde yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde (TCK’nın 221/3 üncü m.) sanık hakkında şahsi cezasızlık nedeni uygulanacaktır.
Amaç suça elverişli vahim nitelikte sayılan eylemler gerçekleştirilmeden yakalanmış olup örgüt kuran, yöneten, örgüte üye olan, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek isteyerek yardım edenlerin örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde cezasından indirim yapılacaktır (TCK’nın 221/4. fıkra 2 inci cümlesi).
Silahlı terör örgütüne üye olması suçu kapsamında etkin pişmanlıkta bulunan sanığın soruşturmanın en başından beri süreklilik gösterecek şekilde beyanlarda bulunduğu, birçok örgüt üyesi ve faaliyetleri hakkında bilgi verdiğinin 02.12.2021 tarihli tutanakla bildirildiği anlaşıldığından;
TCK 221/4-2 inci cümlesi gereğince hakkında etkin pişmanlıktan dolayı ceza indirimi uygulanan sanıkla ilgili olarak; etkin pişmanlıktan kaynaklı indirim oranını uygularken, sanığın örgütte kaldığı süre, konumu, uygun bilgiler vermek suretiyle suçun aydınlatılmasına katkı sağladığı etkin pişmanlığın gerçekleştiği aşama ve verilen bilgilerin niteliği dikkate alınarak sanık hakkında hakkaniyete uygun daha üst seviyeden indirim oranı uygulanması gerekirken hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, sanık ve müdafii ile Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemi yerinde görüldüğünden, hükmün 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.02.2023 tarihinde karar verildi.