YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/11200
KARAR NO : 2023/2714
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI :2018/2697 E., 2019/266 K.
SUÇ :Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek isteyerek yardım etme
HÜKÜM :İstinaf başvurusunun düzelterek esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ :Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kesin kararın; 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 29 ncu maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyize tabi hale gediği, anılan Kanuna eklenen geçici 5 inci maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içerisinde temyiz talebinde bulunduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği yasal şartları oluşmadığından REDDİNE karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/289 Esas, 2018/118 sayılı Kararı ile sanık hakkında Silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314/3 ve 220/7 nci maddeleri delaletiyle 5237 sayılı Kanun’un 314/2 nci 220/7 nci 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanun’un (3173 sayılı Kanun) 5/1, 5237 sayılı Kanun 62, 53/1-2-3, 63 üncü maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar verilmiştir.
2.İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 2018/2697 Esas, 2019/266 sayılı Kararıyla sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzelterek esastan reddine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 17.02.2022 tarihli usul ve yasaya aykırı hükmün bozulmasına karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri;
Bank … hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemi olduğuna, talimatla hareket etmediğine,
Sanık hakkında usul ve yasaya aykırı olarak verilen mahkumiyet kararının bozulması gerektiğine,
Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabullü
“Sanığın eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek isteyerek yardım etme suçunu oluşturduğunun kabulü ile mahkumiyetlerine karar verilmiştir.”
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanun’un 107 nci maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı … Katılım Bankası A.Ş.’de gerçekleştirilen mutad hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek, örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak kabul edilebileceği nazara alındığında; dosya içerisinde bulunan 22.12.2017 ve 15.09.2017 tarihli bilirkişi raporları da dikkate alınarak; 21.10.2014 tarihinde açılan 14 nolu 3.177,42 TL tutarındaki katılım hesabının hesabında yatan bilirkişi ödemeleri ile açıldığının 22.04.2014 tarihinden sonra 25.04.2014 tarihinde hesaba 10.000 TL yatırılarak 10.089,88 TL tutarında 11 nolu yeni katılım hesabı açıldığının, açılan 11 nolu hesabın 7 nolu hesabın devamı niteliğinde olup olmadığının 22.04.2014 tarihinde para girişi 24.04.2014 tarihinde para çıkışı olması nedeniyle tespit edilemediği, 19.01.2012 tarihinde 7 nolu hesabın 12.000 TL tutarında katılım hesabı açıldığı açılan hesabın emeklilik hakkının kazanıldığı ayda açıldığının bildirildiği anlaşılmış olup; şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği ve sanığın örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katıldığı ya da aksi kanıtlanamayan savunmaya uygun hesap hareketlerine göre, örgüt liderinin talimatı doğrultusunda bankacılık işlemi yaptığı hususunda her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmaması karşısında atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, suretiyle karar verilimesi hukuka aykırı bulunmuştur
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 2018/2697 Esas, 2019/266 sayılı Kararını 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının a bendi uyarınca İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.05.2023 tarihinde karar verildi.