Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2022/10525 E. 2023/6468 K. 02.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/10525
KARAR NO : 2023/6468
KARAR TARİHİ : 02.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/958 E., 2020/264 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 … Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.06.2019 tarihli ve 2019/97 Esas, 2019/132 … kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraat kararı verilmiştir.

2. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 27.02.2020 tarihli ve 2019/958 Esas, 2020/264 … kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik o yer Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 … Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 27.01.2022 tarihli ve bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının (aleyhe) temyiz sebepleri özetle;

1. Sanığın haklarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan soruşturma yapılan ve bir kısmında ByLock abonelik bilgileri tespit edilen çok sayıda şüpheli ve sanıkla yoğun şekilde telefon görüşmesi yaptığına, örgütle bağlantılı Kimse Yok Mu isimli dernekten 100 adet mesaj aldığına ve derneğe yardım ettiğine HTS inceleme raporu ile belirlendiğine,

2. Sanık hakkında düzenlenen veri inceleme raporu içeriğine göre sanık ile ilgili yapılan sorgulama sonucunda, sanığın suça konu örgüt tarafından sanığın … (FETÖ içerisinde olup, örgüt benim örgütüm diyen ancak bazı zaafları olan “himmet verme, kampa kalma, her çağrıldığında gelme, sigara, karşı cins, namaz” kişileri ifade eder) olarak nitelendirildiğine,

3. Sanık hakkında CMK 223/2-a veya b hükümleri değerlendirilmek suretiyle beraat kararı verilmesi gerektiğine,

4. Kararın usul ve kanuna aykırı olduğuna

5. Temyiz dilekçelerinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığının kabulü ile sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.02.2021 tarihli, 2019/16-493 Esas – 2021/25 … kararında belirtildiği üzere;

… yargılama, …, ceza muhakemesi hukukunda, sanığa ve mağdura tanınan hakların tümünün kullanılmasını sağlamak ve insan hakları ihlal edilmeden yapılan yargılama olarak tanımlanmakta olup soruşturma ve kovuşturma evrelerinin tamamında geçerli olan bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. 07.10.2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5235 … Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 25 ve geçici 2 nci maddeleri uyarınca kurulan Bölge Adliye Mahkemeleri, 07.11.2015 tarihli ve 29525 … Resmî Gazete’de ilan edildiği üzere 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlamıştır. Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte istinaf kanun yolu uygulamaya girmiş, böylece ülkemizde fiilen üç dereceli yargı sistemine geçilmiştir. İstinaf, İlk Derece Mahkemelerinin henüz kesinleşmemiş hükümlerinin hem maddi hem de hukuki yönden denetlenmesi için kabul edilmiş olan olağan bir kanun yolu olup ikinci derecedir. Temyiz ise kural olarak Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri tarafından verilen hükümlerle, bu dairelerin hükme esas teşkil eden ara kararlarına ve 6706 … Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu’nun 18 inci maddesi uyarınca iade taleplerine ilişkin Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı başvurulan bir olağan kanun yoludur.

İlk Derece Mahkemesince verilen bir kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi denetiminden geçmiş olmasının, söz konusu kararın olay tespiti bakımından hatasız olduğu konusunda kesin bir güvence oluşturacağını iddia etmek mümkün değildir. Yargıtayın, görevi olan hukuksal denetimi sağlıklı bir şekilde gerçekleştirebilmesi, somut olayın objektif bir bakış açısıyla, hukuksal açıdan duraksamaya yer bırakmayacak biçimde tespit edilmiş ve delil değerlendirmesinin hatasız şekilde gerçekleştirilmiş olmasına bağlıdır. Olay mahkemelerinin maddi vakıa tespitlerinin, hukuksal denetim yapılmasına olanak sağlamayacak derecede eksik, belirsiz ve çelişkili olması ile bilimin yerleşmiş kuralları, genel tecrübe kaideleri, mantık ve deneyim kuralları ile çatışması durumunda, Yargıtayın incelemesine tabi olması gerekliliktir. Hukuksal denetimin, olay mahkemelerince yapılan maddi vakıa tespitlerinin hukuk kurallarının olaya uygulanması için yeterli olup olmadığının değerlendirilmesini de kapsayacağı, başka bir ifadeyle maddi sorun ile maddi hukuk normlarının ayrılmaz niteliğinden dolayı uygulanan maddi hukuk normlarının hatalı olduğu iddiasıyla yapılan temyiz başvurularında hükmün hukuki yönden denetiminin maddi sorundan ayrılmasının mümkün olmadığı gözden kaçırılmamalıdır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması sonucunda maddi sorunun da hatalı şekilde belirlendiği hâllerde dosyaya yansıyan tüm delillerle birlikte maddi sorun irdelenmeksizin hükmün hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesi söz konusu olamayacaktır. Kaldı ki, kanuni düzenlemelerde Yargıtayın temyiz denetimi sırasında maddi sorunu inceleyemeyeceğine ilişkin kısıtlayıcı bir hüküm de mevcut değildir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.10.1984 tarihli ve 297-820 … kararında; “…müddeti içinde verilen temyiz istidası hükmün katileşmesine mani olacaktır. Hükmün kesinleşmesi için, kanun yoluna gidilmemesi veya gidilip geri alınması veya temyiz isteğinin ister usulden, ister esastan reddedilmesi gerekir. Yerel Cumhuriyet savcısı hükmü sanık aleyhine temyiz etmekle hükmün kesinleşmesini önlemiştir. Bir sanık hakkında bir suçtan verilen hüküm bir bütün teşkil eder, bir noktadan kanun yoluna gidildi veya bozuldu ise o hâlde öteki noktalar kesinleşti demeye yani kısmi kesinleşmeye olanak yoktur. Böylece kesinleşen kısım olmayınca olağanüstü yasal yola da gidilemez (Kunter No:514, s.737). Hâl böyle olunca, hata sonucu görülüp incelenmeyen Yerel Cumhuriyet savcısının itirazlarının incelenmesi…'” gerektiği karara bağlanmıştır.

Somut olayda; sanık hakkında yerel mahkemece silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan verilen beraat kararına ilişkin sanık müdafii tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bu talep değerlendirilmeden karar verilmesinin verilen hükmün bütünlüğünü bozması, İlk Derece Mahkemesince verilen bir kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi denetiminden geçmiş olmasının, söz konusu kararın olay tespiti bakımından hatasız olduğu konusunda kesin bir güvence oluşturmaması, Yargıtayın, görevi olan hukuksal denetimi sağlıklı bir şekilde gerçekleştirebilmesi için somut olayın objektif bir bakış açısıyla, hukuksal açıdan duraksamaya yer bırakmayacak biçimde tespit edilmiş ve delil değerlendirmesinin hatasız şekilde gerçekleştirilmiş olmasına bağlı olması hususları bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde; yerel mahkemenin sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kurulan 12.06.2019 tarihli ve 2019/97 – 2019/132 … beraat hükmüne yönelik sanık müdafiinin istinaf isteminin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sırasında değerlendirilmemesi nedeniyle sanık müdafiinin ve Bölge Adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri hususlar yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hüküm öncelikle bu nedenle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR

Başkaca yönleri incelenmeyen Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 27.02.2020 tarihli ve 2019/958 Esas, 2020/264 … kararının, sanık müdafiinin istinaf talebinde belirttiği gerekçeler yönünden de inceleme yapılarak istinaf talebi hakkında bir karar verilmesini teminen Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

02.10.2023 tarihinde karar verildi.