Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/9979 E. 2023/180 K. 23.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9979
KARAR NO : 2023/180
KARAR TARİHİ : 23.01.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/63 E., 2018/53 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilere esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.10.2018 tarihli ve 2017/300 Esas, 2018/249 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 nci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 nci maddesi, 58/6-7 nci maddesi, 53 üncü maddesi ve 5275 sayılı Kanun’un 108/4 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 09.11.2018 tarihli ve 2018/63 Esas, 2018/53 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 03.05.2021 tarih ve düzeltilerek onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle; tanık beyanlarının tek başına delil niteliğinin olamayacağına, tanıkların çelişkili ve hayatın olağan akışına uygun olmadığına, dijital materyallerinde örgütü öven ya da yandaşı olan delil elde edilmediğine, veri inceleme raporunun hukuka aykırı delil olduğuna, sanığın silahlı terör örgütü üyesi olmadığına, atılı suçun unsurlarının sanıkta bulunmadığına ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Polis memuru olarak görev yapan ve görevinden ihraç edilen sanığın sohbet toplantılarına katılımının olduğu hususunun sabit olduğu, her ne kadar savunmasında herhangi bir toplantıya katılmadığını beyan etmişse de savunmasının suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik olduğu; zira Sivas’ta görev yaptığı sabit olan sanıkla ilgili olarak tanık E. D. ve Y. K.’un birbirini doğrular nitelikteki beyanlarda bulundukları, sanıkla Sivas’ta aynı sohbet grubunda yer aldıklarını, zaman zaman da sanığın sohbet hocalığı yaptığını belirttikleri, bunun haricinde yine Y. K.’un sanığın 2013 yılı sonlarına doğru yapılan toplantıda siyasi içerikli konuşmalarda bulunduğunu beyan ettiği, aralarında herhangi bir husumet olduğu belirlenemeyen tanık beyanları karşısında sanık savunmasına itibar edilmediği; bunun haricinde Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … aldı gizli tanıktan elde edilen dijital materyallerde sanıkla ilgili olarak SAYA kodlamasının yapıldığı, bu kodlamanın karşılığının ise FETÖ mensubu olup gassalın elindeki meyyit olarak ifade edilen, zaafları olmayan, her şeyiyle kendisini örgüte teslim etmiş, yöneticilik vasfı olan, grubu olan ve sohbet hocalığı yapan polis memurları olduğunun anlaşıldığı, veri inceleme raporundaki bu kodlamanın alınan tanık beyanları ile de desteklendiği, zira tanıkların sanığın zaman zaman sohbet hocalığı yaptığını beyan ettikleri, dolayısıyla veri inceleme raporundaki kayıtlara da itibar edilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı, sanıktan ele geçirilen materyallerle ilgili düzenlenen raporda da FETÖ’ye ait görsellerin yer aldığı ayrıca sim kartında yer alan pın kodu nedeniyle sım kart çözümünün yapılamadığının rapor edilmiş olması nedeniyle bu hususun da sanık aleyhine değerlendirildiği; nihayetinde tanık beyanları, tanık beyanlarını destekleyen veri inceleme raporu ve dijital materyal raporuna göre sanığın örgüt hiyerarşisi içinde yer aldığı, emniyet hizmetlerinin yapı tarafından mahrem
heyetler olarak adlandırıldığı ve gizliliğe son derece riayet edildiğinin anlaşıldığı, eylemlerinin Yargıtay kriterlerinde aranan yoğunluluk, çeşitlilik ve süreklilik unsurularını sağladığı anlaşılmakla örgüt içinde üye sıfatıyla yer aldığı noktasında mahkemece tam ve kesin bir vicdani kanaate ulaşıldığından sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği ancak ilk derece mahkemesi kararının TCK’nın 53 üncü maddesinin uygulanmasına yönelik hükümleri doğru bulunmamakla beraber Daire tarafından CMK’nın 280/1-a maddesi gereği bu hususun düzeltilmesi mümkün görüldüğünden hükümdeki TCK’nın 53 üncü maddesinin uygulanmasına yönelik paragrafın hükümden çıkarılarak, yerine ”Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan duruma göre sanık hakkında TCK’nın 53.maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3.fıkrasının 1.cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
2. Polis memuru olarak görev yapan sanığın örgütün nihai amacını gerçekleştirmek için, tanık beyanlarına ve Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından garson adlı gizli tanıktan elde edilen dijital materyallerde sanıkla ilgili olarak SAYA kodlamasının yapıldığı veri inceleme raporuna göre; sanığın sohbet toplantılarına katıldığı, zaman zaman da sohbet hocalığı yaptığı, toplantıda siyasi içerikli konuşmalarda bulunduğu, veri inceleme raporundaki SAYA kodlamasının “FETÖ mensubu olup gassalın elindeki meyyit olarak ifade edilen, zaafları olmayan, her şeyiyle kendisini örgüte teslim etmiş, yöneticilik vasfı olan, grubu olan ve sohbet hocalığı yapan polis memurları olduğunun anlaşıldığı, veri inceleme raporundaki bu kodlamanın alınan tanık beyanları ile de desteklendiği, sanıktan ele geçirilen materyallerle ilgili düzenlenen raporda da FETÖ’ye ait görsellerin yer aldığı, bu sebeple anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmış, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 uncu maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6-7 inci maddeleri gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesinin dışında sanık müdafiiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmeyerek kararda başkaca hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 09.11.2018 tarihli ve 2018/63 Esas, 2018/53 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının c bendi gereği hüküm fıkrasındaki “5237 sayılı TCK’nın 58/9 maddesi delaletiyle 58/6 ve 7 maddesi gereğince” ibaresinin ve “5237 sayılı TCK’nın 58/6 ve 7 maddesi ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108/4 maddesi gereğince cezanın infazından sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,” yazan bendin hükümden çıkartılarak yerine “5237 sayılı TCK’nın 58/9 maddesi” ibaresinin yazılması suretiyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.01.2023 tarihinde karar verildi.