YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9933
KARAR NO : 2023/60
KARAR TARİHİ : 16.01.2023
T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/145 E., 2018/77 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.09.2017 tarihli ve 2017/48 – 2017/67 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birici fıkrası ve Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 17.05.2018 tarihli ve 2018/145-2018/77 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3.Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 17.05.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, sanığın terör örgütü üyeliğinin sabit olmadığı, Bank … hesap hareketlerinin rutin olduğu, bylock içeriklerinin örgütsel olmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ve Kom Daire Başkanlığına yazılan müzekkere cevaplarından, sanık …’ın “…” ID numarası ile 11.06.2015 tarihinden ByLock iletişim sistemi üzerinden mesaj ve mail gönderip aldığı ve ByLock iletişim sistemi üzerinden sesli aramalar yapmak suretiyle aktif olarak kullandığı anlaşılmıştır. ByLock iletişim sistemi, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle, örgüt talimatı ile bu ağa dahil olan ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla “…” ID numarası ile kullanan sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğu anlaşılmıştır.
Sanık …’ın 667 sayılı KHK ile kapatılan … Üniversitesinde hemşire olarak görev yaptığı, yukarıda da belirtildiği üzere FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ByLock iletişim sistemi kullanıcısı olması ve yine örgüt liderinin talimatı doğrultusunda Bank …da yeni hesaplar açması birlikte değerledirildiğinde, sanığın örgüt hiyerarşisi içerisinde bulunup örgüt üyesi olduğu anlaşılmakla, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 314/2 maddesi uyarınca cezalandırılması yoluna gidilmiş, sanığın suçtan sonraki davranışları ve alt sınırdan uzaklaşmayı gerektiren bir durum bulunmayışı dikkate alınarak alt sınırdan cezalandırılmasına karar verilmiştir. Sanığa verilen cezada 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca artırıma gidilmiş, sanığın fiilden sonraki davranışları lehine taktiri indirim nedeni kabul edilerek sanık hakkında TCK 62 inci maddesi uygulanmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Silahlı terör örgütü üyeliği yakalama tarihine kadar temadi eden suçlardan olması nedeniyle, 25.10.2016 olan yakalama tarihinin suç tarihi olduğu gözetilmeden, gerekçeli karar başlığına suç tarihinin 15.07.2016 olarak yazılmasının mahallinde düzeltilmesi olanaklı bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutunun kabulünde, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasfının tayininde, cezanın belirlenmesinde, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesinin takdirinde, savunmasının inandırıcı gerekçelerle red edilmesinde ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin istinaf talebi yerinde görülmemiş olmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre sanığın örgütle iltisaklı Bank … nezdindeki rutin bankacılık işlemlerinin delil ya da örgütsel faaliyetler olarak değerlendirilemeyeceği kabul olunarak yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği;
Sanığın ByLock programını kullanmış olduğu 0533 (…) (..) (..) no’lu hattı ile … ID numarasıyla kullandığı, İlk Derece Mahkemesi kabulünde olduğu üzere kullanıcı adı, yazışma içerikleri nazara alındığında ByLock kullanıcısının sanık olduğunun anlaşıldığı, ByLockta örgütsel içerikli yazışmaların olduğu, bu şekliyle sanığın örgütsel haberleşme amacıyla ByLock kullandığının sabit olduğu, bu yöne ilişkin temyiz sebeplerinin yerinde olmadığı,
Yukarıda açıklanan nedenlerle; yargılama sürecindeki usuli işlemlerin Kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş ve sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 17.05.2018 tarihli ve 2018/145 – 2018/77 sayılı Kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.01.2023 tarihinde karar verildi.