YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9924
KARAR NO : 2023/389
KARAR TARİHİ : 07.02.2023
T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
DURUŞMA TALEPLİ
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/85 E., 2018/98 K.
SUÇLAR : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18/10/2018 tarihli ve 2018/60-2018/71 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birici fıkrası ve Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 21/11/2018 tarihli ve 2018/85- 2018/98 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3.Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 11.05.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, sanığın terör örgütü üyeliğinin sabit olmadığı ve bylock kullanıcısı olmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın eczacı olduğu ve kendisine ait iş yerinde faaliyette bulunduğu, hazırlık aşamasında kollukta alınan 10.11.2017 tarihli savunmasında, hakkındaki iddiaların tamamını reddettiği, 15.11.2017 tarihinde Cumhuriyet Savcılığınca müdafii huzurunda alınan savunmasında, ara ara … isimli şahsın düzenlemiş olduğu sohbetlere katıldığını, sohbetlerde risale-i nur isimli kitaplar okunduğunu, …’in peygamber sevgisiyle alakalı videolarını izlettirildiğini, bu yapılanmanın en son faaliyetine Haziran 2014 ayında katıldığını, 2015 yılında Ağrı’ya eşinin yanına gittiğinde … isimli şahsın ziyaretine geldiğini, Tango isimli uygulamayı Ağrı’da kaldığı dönemde … isimli şahıs ile görüşmek için kullandığını savunduğu, daha sonra sorgusu sırasında alınan savunması ve savcılık aşamasında alınan ikinci savunmasının da benzer mahiyette olduğu,bu savunmalarında da özetle örgüt tarafından yapılan bazı etkinliklere katıldığını, otel kayıtlarının doğru olduğunu, oteldeki toplantıların organize ettiği programlar olduğunu, bu programlara oturup kalktığı arkadaşlarla beraber gittiğini, bylock kullanıcısı olmadığını, Tango isimli programı kullandığını savunduğu, sanığın yargılama aşamasında alınan savunmalarında, suçlamaları kabul etmediği, daha önce savcılık aşamasında müdafisi nezaretinde iki kez ve sorgusu sırasında alınan savunmalarını inkar ettiği, etkin pişmanlık kapsamında herhangi bir ifade vermediğini, orada verdiği ifadeleri cezaevinde bulunması nedeniyle psikolojik baskı altında hissettiği için ifade verdiğini söylediği, toplanan delillere göre sanığın 2014 yılı Haziran ayına kadar fetö yapılanması tarafından düzenlenen etkinliklere katıldığı, Cennet isimli kişinin düzenlemiş olduğu sohbetlere katıldığı, Ağrı ilinde kaldığı dönemde … isimli şahıs ile görüşmek için Tango isimli programı kullandığı, örgüt tarafından otellerde düzenlenen toplantılara katıldığını ikrar ettiği, yargılama devam ederken ikrarından dönmüş ise de, bunun suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, sanığın kullandığı 0 535 (…) (..) (..) nolu telefon hattı ile haklarında FETÖ/PDY terör örgütüne yönelik soruşturmalarda ismi geçen kişilerle çok sayıda görüşmesinin olduğu, sanığın adına kayıtlı olan ve kullandığını kabul ettiği 0 535 (…) (..) (..) nolu GSM hattı ve … IMEI nolu telefon cihazı ile ByLock programına bağlanıldığı, BTK resmi internet sitesinden yapılan IMEI sorgulamasında bu cihazın Sony Xperia Z2 marka olduğunun anlaşıldığı, sanığın duruşmada 2014 yılının sonuna doğru Sony marka cep telefonu kullandığını ve modelinin Z1 veya Z2 olduğunu kabul ettiği, bylock içeriklerine rastlanılmadığı, ancak 0 535 (…) (..) (..) nolu hatta ilişkin CGNAT kayıtlarına göre, bu telefon hattı ile 28.04.2015 ile 22.05.2015 tarihleri arasında 1262 kez erişim sağlandığı, bu bağlantıların … IMEI nolu Sony Xperia Z2 marka telefon cihazı ile ByLock sunucuları/sistemlerine ait ByLock’un belirlenen 9 adet IP numaralarından bağlanılarak gerçekleştirildiği, yine CGNAT bilgilerine göre sanığın kullandığı telefon hattı üzerinden ByLock IP adreslerine erişim sağlanan tarihlerde telefonun sinyal aldığı baz istasyonlarının sanığın eşinin görev yaptığı Ağrı ilinde ikamet ettikleri konuta yakın Ağrı-Erzurum yolu … petrol arkası yüzüncü yıl mahallesi olduğu, telefonun Ağrı-Konya ili araç güzergahı olan … ili … ilçesi ve …. ili … ilçesinde sinyal verdiği, yine Konya-Ağrı ili aktarmalı uçak güzergahı olan İstanbul ili Bahçelievler ilçesinde sinyal verdiği, tüm bu hususlar karşısında sanığın kullandığını kabul ettiği telefon hattı ve telefon cihazı ile ByLock programına bağlanarak terör örgütünün gizli haberleşme aracı olan ByLock programını kullandığı, bu şekilde sanığa isnat edilen maddi eylemlerin sabit olduğu, sanığın örgüt üyeliğini gösterir bir çok eylemde bulunduğu, bu eylemleri örgüt üyeliği için gerekli olan süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluğa sahip olduğu, bu yönüyle sanığa atılı bulunan suçun sabit olduğu kanaatine varılmış ve cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutunun kabulünde, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasfının tayininde, cezanın belirlenmesinde, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesinin takdirinde, savunmasının inandırıcı gerekçelerle red edilmesinde ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin istinaf talebi yerinde görülmemiş olmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas 2017/3 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.).
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (… özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280).
Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.
Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı terör örgüt olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.
Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, Esas 9-242, Karar 305). Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlilik veya yoğunluk var ise örgüt üyesi olarak da kabul edilebilecektir.
Örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; Devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükumet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı,
Sanığın soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı ve sorgu Hakimliğinde 2015 yılına kadar örgütün toplantılarına katıldığını, bu toplantılarda örgütsel görüşmelerin geçtiğini, toplantıyı düzenleyen kişiler ile Tango programı üzerinden görüştüğünü kabul etmesi ve sanığın ByLock kullanıcısı olduğunun CGNAT kayıtları ve dosya içerisindeki HTS sonuçları ile anlaşılması karşısında sanık hakkında kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiş ve bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 21/11/2018 tarihli ve 2018/85- 2018/98 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.02.2023 tarihinde karar verildi.