YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9804
KARAR NO : 2023/3621
KARAR TARİHİ : 30.05.2023
DURUŞMA TALEPLİ
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
İlk Derece Mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen esastan ret kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, yasal şartları oluşmadığından 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.05.2018 tarihli ve… sayılı Kararıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesi, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infazına ve mahsubuna karar verilmiştir.
2. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 21.11.2018 tarihli ve… sayılı Kararıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafinin istinaf başvurularının, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 07.05.2021 tarihli ve hükmün bozulması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz istemi özet olarak;
1. Usule ve esasa aykırı karar verildiğine,
2. Tevsi tahkikat taleplerinin reddedildiğine, lehe deliller ile içtihatların değerlendirilmediğine,
3. Eksik inceleme ve araştırma ile, gerekçesiz şekilde hüküm kurulduğuna,
4. İsnad olunan HİS – CGNAT ve HTS verilerinin sanığa tebliğ edilmediğine ve bu hususta savunması alınmadan karar verildiğine,
5. ByLock kullanmadığına,
6. ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının bulunmadığına, bu itibarla sanığın örgütsel amaçla ByLock kullandığının tespit edilemediğine,
7. Yalnızca CGNAT kayıtlarına dayanılarak mahkumiyet hükmü verilemeyeceğine, CGNAT ve ByLock verilerinin hatalı olduğuna, dolayısıyla bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğine,
8. ByLock delilinin hukuka aykırı delil niteliğinde olduğuna,
9. İlgili dönemde Kanunlar çerçevesinde faaliyet gösteren Bank … hesap kayıtlarının ve okulda çocuğunun devlet teşvikiyle eğitim görmesinin müsnet suç yönünden delil olarak kabul edilmeyeceğine,
10. Sanığa isnat edilen Bank … hesabını eşinin açıp işlemler yaptığına, aynı konu hakkında yeterli araştırma yapılmadan hem kendisine hem de eşine ceza verildiğine, suçun şahsiliği ilkesine aykırı hüküm verildiğine,
11. Eşinin yaptığı Bank … hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemi olduğuna, talimatla hareket etmediğine,
12. Delillerin yetersiz olduğuna, delillerden ziyade varsayıma dayalı yargılama yapıldığına, duruşmada tartışılmayan delillerin hükme esas alındığına,
13. İddia olunan eylem tarihleri itibariyle yasal olan eylemlerin suç sayılmaması gerektiğine, sanığın örgüt içindeki konumunun somut şekilde tespit edilmediğine, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edildiğine,
14. Önemli konularda savunma hakkının kısıtlandığına,
15. Kabule esas alınan delillerin hukuka aykırı olduğuna,
16. Temyiz dilekçesinde belirtilen sair hususlara ve sair temyiz sebeplerine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğunun kabulü ile sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1. Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.05.2012 tarih ve 2011/1-872 Esas 2012/198 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği üzere; sanığın aynı dava dosyasında eşi V.T. ile beraber yargılanmış olması ve istinaf aşamasında eşi hakkındaki dosyanın tefrik edilmiş olması, sanığın aşamalardaki beyanlarında, sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne esas alınan Bank … hesap hareketlerinin eşi Veli tarafından yapıldığını beyan etmesi göz önüne alındığında, sanığın ve eşinin aynı müdafi tarafından temsil edilmelerinin savunmalarına zaafiyet yaratacak düzeyde zarar verebilecek menfaat çatışması oluşturduğu anlaşılmakla; sanıkların ayrı müdafiilerce temsil edilmelerine imkan sağlanması gerekirken 5271 sayılı Kanun’un 152 nci maddesinin birinci fıkrasına aykırı şekilde yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmak suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
2. Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas 2017/3 sayılı Kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY’nin cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütü niteliğinde olduğu, söz konusu kararda; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği anlaşıldığından,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, buna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden dosyaya gelen 205014 ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının, yine hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden dosyaya gelen ve sanığın “Emniyet içindeki FETÖ yapılanmasının etki alanı dışında kalan kişiler”in
karşılığı olarak “AD” kodlamasıyla kodlandığına dair Veri İnceleme Raporunun, UYAP’ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda da hakkında başkaca bir beyan yahut delil bulunup bulunmadığının araştırılması neticesinde elde edilecek sair delillerin, 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulması, gerekirse beyanda bulunan kişilerin duruşmada beyanlarının alınması ve sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3. Kabule ve uygulamaya göre de,
Sanık hakkında belirlenen temel ceza suçun niteliği gereği artırılırken, artırım oranı doğru yapıldığı halde uygulama maddesinin 3713 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası yerine “3713 sayılı Yasa’nın 5. maddesi” olarak gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 inci maddesinin altıncı fıkrasına muhalefet edilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, sanık müdafinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 21.11.2018 tarihli ve 2018/1641 Esas, 2018/597 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
30.05.2023 tarihinde karar verildi.
… … … … …