YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9677
KARAR NO : 2023/2964
KARAR TARİHİ : 09.05.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM :İlk derece mahkemesince verilen mahkumiyet hükmüne
yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret
İlk derece mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.02.2018 tarihli,… sayılı Kararı ile sanık hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 5237 sayılı TCK’nın 314/2 nci maddesi gereği 5 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 3713 sayılı Kanun’un 5/1 inci maddesi gereğince cezasından 1/2 oranında artırım yapılarak 7 yıl 15 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 62/1 inci maddesi gereği cezasından taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak neticeten 6 yıl 10 ay 15 … hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak mahrumiyetlerine karar verilmiştir.
2. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 23.10.2018 tarihli, 2018/54 Esas ve 2018/509 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca esastan ret görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi:
Aşamalardaki savunmalar ve istinaf dilekçesi kapsamında kararın bozulmasına ve sair nedenlere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın savunması, toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları ile Yargıtay (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin yukarıda bahsi geçen mezkur kararları ve BDDK’nin Bank … ile ilgili raporu ve bilhassa örgüt üyelerinin kullandığı ByLock programı kullanıcısı olması hususu birlikte değerlendirildiğinde, Her ne kadar sanık hakkında silahlı terör örgütü yöneticiliğinden cezalandırılması amacıyla kamu davası açılmış ise de, sanığın yönetici posizyonunda olabileceğine ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığından sanığın örgütteki konum ve kişisel özellikleri de nazara alındığında sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler içerisinde olduğu, subutu kabul edilen eylem ve faaliyetlerine göre FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair mahkememizce tam bir vicdani kanaat oluşmakla sanığın sübut bulan eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK’nın 314/2, 3713 sayılı TMK’nın 3 üncü maddesi delaletiyle 5/1 inci madde ve fıkraları gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Tanık beyanlarından bir dönem Erzurum Adliye imamı görevini yürütecek şekilde örgüt içerisinde aktif olarak faaliyet gösterdiği, katiplere sohbet verdiği ve bir kısmının telefonuna ByLock programını yüklediği anlaşılan sanık hakkındaki temel cezanın, eylemlerinin niteliği, kastının yoğunluğu ve TCK’nın 61 inci maddesindeki diğer hususlar dikkate alınarak alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle belirlenmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik tayini aleyhe istinaf bulunmadığından, sanığa CMK’nın 226 ncı maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan hakkında TCK’nın 314/2 nci maddesinin uygulanması anılan maddeye sanık ve müdafinin yüzüne karşı verilen Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasında yer verilmiş olması nedeniyle bu eksiklik savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde görülmediğinden, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin sanığın yakalanmasıyla temadinin kesildiği 25.07.2016 yerine, 15.07.2016 olarak yanlış gösterilmesi ise, mahallinde giderilebilir yazım hatası olarak kabul edildiğinden, davanın yeniden görülmesi nedeni yapılmamışlardır.
İlk Derece Mahkemesinin kararında, eleştiriler dışında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 5271 sayılı CMK’nın 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
b) Diğer delillerin atılı suçun sübutu, vasfının tayini ve cezanın kişiselleştirilmesi için yeterli olduğu görülmekle, sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna ilişkin ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı beklenmeden ByLock kullandığının kabul edilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
c) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, örgütün Erzurum İl yapılanmasında adliye sorumluluğu görevi yapan, bu kapsamda örgütsel toplantıları organize eden görevlendirmeler yapan, Latif kod adı kullanan örgütle irtibatlı diğer şahıslara ByLock yükleyen sanığın anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
d) Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla, sanık müdafinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sair temyiz itirazlarının reddine; Ancak,
Ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadale bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK’nın 221 inci maddesinin 4 üncü fıkrasının 2 nci cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi, maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K., 26.10.2015 tarih, 2015/1565 E. 3464 K. sayılı kararları).
TCK’nın 221 inci maddesinin 4 üncü fıkrasının 2 nci cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde, bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre, belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık müdafiinin 19.10.2021 tarihli tarihli dilekçesi itibarıyla, sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirtmesi ve örgütsel faaliyetlerine ve yargılama aşamasında bildirmediği birtakım örgüt mensuplarına ilişkin bilgiler verdiğini beyan etmesi karşısında, hükmün kesinleşmesine kadar etkin pişmanlıkta bulunma imkanı bulunduğu da gözetilerek öncelikle sanığın duruşmada hazır edilerek ayrıntılı beyanlarının alınması, dilekçede belirtilen ifade tutanaklarının temin edilmesi ve vermiş olduğu bilgilerin, sanığın örgüt içerisindeki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve konumuna uygun doğruluk ve faydalılık durumunun ilgili birimlerden sorulması ile sonucuna göre sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılarak bir karar verilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.
e) Kabul ve uygulamaya göre de:
Sanığa silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen temel cezanın 3713 sayılı Kanun’un 5/1 inci maddesi ile artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin fıkra belirtilmeksizin aynı Kanun’un 5 inci maddesi olarak gösterilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (d) ve (e) başlıklarında açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 23.10.2018 tarihli, 2018/54 Esas ve 2018/509 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.05.2023 tarihinde karar verildi.