Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/9552 E. 2023/3551 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9552
KARAR NO : 2023/3551
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.02.2018 tarihli ve … sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca mahkûmiyet kararı karar verilmiştir.

B. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 02.11.2018 tarihli ve… sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
C. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 22.05.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğuna,
2. Lehe olan delillerin dikkate alınmadığına,
3. Kanuna aykırı olarak elde edilen istihbari nitelikteki bilgilerin hükme esas alındığına,
4. Eksik inceleme ile karar verildiğine,
5. Sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğine,
6. Sanığın eşinin ByLock kullanıcısı olmasının sanık yönünden atılı suçun delili olamayacağına,
7. Yasal olarak kurulmuş Bank …’ya talimatla para yatırmadığına,
8. Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edildiğine,
9. Tanık E.E.’nin soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki beyanları farklı olmasına rağmen mahkemenin bu hususu yanlış değerlendirdiğine, tanığın beyanlarının asılsız ve çelişkili olduğuna, zira sanığın ByLock kullanıcısı olmadığının emniyetten gelen raporla sabit olduğuna, firari olduğu için dinlenemeyen diğer tanık E. G.’nin soruşturma aşamasındaki beyanlarının da aynı nedenlerle gerçekleri yansıtmadığına,
10. Sanığın öğretmen veli ilişkisi içerisinde olduğu “örgütün emniyet yapılanması içerisinde ders hocası olarak yer alan M.A.U. ile görüşmesi ve mesajlaşmış olmasının da” örgüt üyeliğine delil olarak esas alınamayacağına,
11. Sanığın Pak-İş Eğitim Sendikasına üye, olmadığı halde velev ki olsa bile Zaman gazetesi abonesi olması, çocuklarını yapıya ait okullarda okutması, yapıya ait dershane ve okullarda çalışmasının suç teşkil eden hususlar olmadığına,
12. Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
13. Savunmada talep edilen bilgi ve belgelerin mahkemece dikkate alınmadığına, silahların eşitliği ilkesine aykırı davranıldığına,
14. Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğunun kabulü ile sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere göre, tanık beyanlarına ve dosya kapsamına göre, sanığın çocuklarını örgütle iltisaklı okullara göndermesi ile zaman gazetesine abone olmasının örgütsel faaliyetler olarak kabul edilemeyeceği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin kararlarında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında;
Dosyadaki diğer delillerin atılı suçun sübutu, vasfının tayini ve cezanın bireyselleştirilmesi için yeterli olduğu görülmekle, temyiz aşamasında dosyaya gelen ve sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna ilişkin ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanakları beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak eksiksiz yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü temyiz sebepleri ve sair hususlar yerinde görülmemiştir. Ancak;
Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen, İlk Derece Mahkemesi Kararına yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararında; örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 02.11.2018 tarihli ve 2018/1585 Esas, 2018/2278 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereği hüküm fıkrasının beşinci paragrafından “maddesi delaletiyle TCK’nin 58/6.” ibarelerinin çıkartılması suretiyle Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
30.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …