Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/8897 E. 2023/3738 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8897
KARAR NO : 2023/3738
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan ve düzeltilerek esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama

Sanık … hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı;

Sanık … hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kesin kararın; 24.10.2019 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanun’a eklenen 5 inci maddenin birinci fıkrasının (f) bendinde belirtilen süre içerisinde sanık müdafiince 31.10.2019 tarihinde temyiz edildiği, 5271 sayılı Kanun’un 260 ncı

maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı;

Yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. GEREKÇE

1. Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 20.10.2009 tarihli ve 2009/1-85 Esas, 2009/242 sayılı kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan ve karı koca olan sanıkların, soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki birbirleriyle ilgili vermiş oldukları beyanları da nazara alındığında, aynı avukat tarafından savunulması nedeniyle aralarında menfaat çatışmasının oluştuğu anlaşılmakla; sanıkların ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafi tarafından savunmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 152 nci maddesine aykırı davranılması,

2. İlk derece yargılaması aşamasında Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan sanık …’ın, hükümden önce 25.08.2017 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı KHK’nın 147 nci maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 196 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen zorunluluk halinin ne olduğu belirtilmeden yargılamanın hiçbir aşamasında mahkeme salonunda hazır bulundurulmaksızın SEGBİS yöntemiyle savunması alınıp 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi kapsamında aynı Kanun’un 196 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına muhalefet edilerek savunma hakkının kısıtlanması,

3. Sanık … hakkında gerekçeli karar başlığında suç adının “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” yerine “silahlı terör örgütüne üye olma”; suç tarihin ise son yardım eylemi kabul edilen tarih yerine yakalanma tarihi olan “16.02.2017” olarak yazılması,

4. Sanık … hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan temel ceza belirlenirken delalet maddeleri olan 5237 sayılı Kanun’un 314 üncü maddesinin üçüncü ve 220 nci maddesinin yedinci fıkralarının belirtilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Hukuka aykırı bulunmuştur.

II. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanıklar müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 28.09.2018 tarihli ve 2018/67 Esas, 2018/118 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesi uyarınca İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

31.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …