Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/8605 E. 2023/141 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8605
KARAR NO : 2023/141
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/3809 E., 2019/1152 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.11.2018 tarihli ve 2018/97 Esas, 2018/487 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesi ikinci fıkrası ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 221 inci maddesi dördüncü fıkrası, 62 nci maddesi birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 04.10.2019 tarihli ve 2018/3809 Esas, 2019/1152 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin 5237 sayılı Kanun’un 221 inci madde beşinci fıkrasının eklenmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusun reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 25.06.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteminde özetle; suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı, her türlü şüpheden uzak mahkumiyete yeter delil bulunmadığı, müvekkilinin teşhis ettiği … isimli şahsın dosyasının incelenmediği, şahsın dinlenmediği, ByLock kullanıcısı olduğunu kabule yeter delil bulunmadığı, User ID ve içeriklerin dosya arasına alınmadan hüküm kurulduğu ve sair gerekçeler ile istinaf mahkemesi kararının sanık lehine bozulması talep edilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla Artvin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ve Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının birleşen iddianamesi kapsamında mahkemece yapılan yargılama sonunda:
Tüm kovuşturma evrakı ile delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi suretiyle, sanığın mahkeme huzurundaki beyanlarında örgütle temasını kabul ettiği, … isimli şahsın ilk önce Viber isimli programı daha sonra da örgütün ByLock isimli kripto haberleşme programını telefonuna yüklediğini beyan ettiği, ByLock isimli programın tek başına yüklenilmesinin dahi bizzat örgüt üyeliğini ispatlamak için yeterli delil kabul edildiği, ayrıca sanık hakkında ardışık arama iddiasının bulunduğu, başkaca ardışık arama iddiası ile hakkında işlem yapılan kişilerin müdafii eşliğinde verdikleri beyanlarında toplantı çağrısı, … ve saatin belirlenmesi ya da teyit edilmesi amacıyla örgüt mahrem imamlarının askeri personel ile bu yolla irtibat kurduğuna dair beyanlarının bulunduğu, sanığın da sivil mahrem imamları tarafından çeşitli tarihlerde asker kişilerle beş kez olmak üzere ardışık aranmasının olduğu anlaşılmakla örgüt ile bağının çeşitlilik gösterdiği değerlendirilen sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyet kararı verildiği, sanığın 02.08.2018 tarihli üçüncü celsede ikrar içerikli beyanlarında … isimli şahıs ile Mardin’de tanıştığını, o güne kadar işini kaybetme korkusuyla söyleyemediğini, bu şahıs ile ayda bir kez görüştüklerini, görüşmelerin bire bir olduğunu, “asker olduğun için cemaatçiler ile takılıyorsun derler, sorun olur” dediğini, görüşmek için Viber programını yüklediğini, bu programın ByLock olabileceğini ya da daha sonra ByLock programını yüklemiş olabileceğini ifade etmesi karşısında örgütle alakalı başka kimse hakkında bilgisinin olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı değerlendirilerek takdiri indirimin 1/2 uygulanmak suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için sanığın örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi, bu beyanlarının soruşturma ve kovuşturma aşamalarında samimi ve tutarlı olması, yaptığı ihbar ve verdiği bilgilerin örgütteki konum ve faaliyetine uygun nitelikte faydalı olması gerekliliği karşısında, sanık hakkında koşulları oluşmadığı halde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmak sureti ile eksik ceza tayini aleyhe istinaf bulunmadığından bozma nedeni yapılmadığı, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanırken uygulama maddesinin “TCK’nın 221/4-2. cümle maddesi” yerine “TCK’nın 221/4. maddesi” olarak gösterilmesinin uygulanan indirim oranı ve ulaşılan ceza miktarı karşısında sonuca etkili görülmediği ve sanıktan ele geçirilen dijital materyallerle ilgili olarak mahkemesince her zaman karar verilebileceği değerlendirildiği, hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanan sanık hakkında TCK’nın 221 inci madde beşinci fıkrası gereğince 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a ve 303 üncü maddelerine göre yeniden yargılama yapılmaksızın giderilebilir bir yanılgı olması sebebiyle hüküm fıkrasının sekizinci paragrafından sonra gelmek üzere “Etkin pişmanlıktan yararlanan sanık hakkında TCK’nın 221/5. maddesi gereğince 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” cümlesi eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve taktirine, gösterilen gerekçe ve uygulamaya oluşa ve dosya içeriğine göre; mahkemenin kararında düzeltilen husus dışında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanuni bağlamda uygulandığı, kararda bir isabetsizlik görülmediği anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafiinin istinaf itirazları yerinde görülmemiş olmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda:
A. Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, (kapatılan) 16. Ceza Dairesi’nin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı Kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
B. Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olarak kabul edilmesi mümkündür.
Diğer delillerin atılı suçun sübutu ve cezanın kişiselleştirilmesi için yeterli olduğu görülmekle, sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna ilişkin ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı getirilmeden ByLock kullandığının kabul edilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
C. Ayrıntıları (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 06.11.2019 tarih ve 2019/1582 Esas, 2019/6838 sayılı Kararında açıklandığı üzere; bir asker şahsın; örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olduğu kabul edilmiştir.
Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere, sanığın ikrarına ve dosya kapsamına göre, ankesörlü/kontörlü telefonlar aracılığı ile mahrem imam tarafından aranan, programını örgütsel iletişim amacıyla kullanan, örgütsel toplantılara katılan sanığın örgütün amacını gerçekleştirmesi bakımından stratejik önemi haiz askeri-mahrem yapılanması içerisinde yer alarak mahrem imamlar vasıtasıyla organik bağını sürdürdüğü ve bu suretle müsnet suçun sübut bulduğu yönündeki yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 04.10.2019 tarihli ve 2018/3809 Esas, 2019/1152 sayılı Kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
19.01.2023 tarihinde karar verildi.