YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8099
KARAR NO : 2023/3227
KARAR TARİHİ : 22.05.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği süre yönünden reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Edirne 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.03.2018 tarihli ve …sayılı kararı ile
sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 221 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birici fıkrası ve Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 8 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 31/05/2018 tarihli ve … sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
3. 7188 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un 286 ncı maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 13.06.2021 tarihli ve bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, sanığın terör örgütü üyeliğinin sabit olmadığı, sanığın ByLock kullanıcısı olmadığı, verilen cezanın fazla olduğu ve etkin pişmanlık indiriminin az olmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Suç tarihi ve öncesinde Uzunköprü’de polis memuru olarak görev yapan sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü bağlantısı nedeniyle 20.07.2016 tarihinde açığa alındığı, bu nedenle sanık hakkında soruşturmaya başlandığı, ByLock isimli örgütsel gizli haberleşme programını kullandığının anlaşıldığı, neticesinde bu kamu davasının açıldığı, sanığın da tüm aşamalarda etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma talebi ile savunma yaptığı,
Sanığın kendi adına kayıtlı 0507 … .. .. numaralı GSM hattı üzerinden …, … İMEİ numaralı cep telefonu cihazları ile ilk tespit tarihi 11.08.2014 olan ByLock kullanımının tespit edildiği, sanığın da bu programı kullandığını ve bu program üzerinden örgüt mensupları ile haberleştiğini ikrar ettiği, E. Ç.nin telefonundan Bluetooth programı kendisine gönderdiğini ve telefonuma kurduğunu,
Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY yapılanmasına yönelik olarak yapılan soruşturmada etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen E. T.nin; “2015 yılınan itibaren Uzunköprü Emniyet Müdürlüğünde çalışmaya başladığını, … ile burada tanıştığını, bir … …’in kendisini telefonla arayarak eve tavla oynamaya davet ettiğini, evine gittiğinde evde Dursun’dan başka bir erkek şahıs daha olduğunu, bu şahsın kendisini E. olarak tanıttığını,
muhabbetin devamında konu Fetullah Gülen’e gelince kendisini bir daha çağırmamalarını istediğini, …’in evinde tanıştığı şahsın E. Ç. olduğunu beyan ve teşhis ettiği,
” şeklinde beyanda bulunduğu,
E. Ç.nin; “… ve E. T.yi tanırım. Diğer şahsı tanımam. …. dediğim şahsın aracılığıyla tanıdım. 2015 yılı içerisinde A. bana senin Samsun’Iu bir hemşerin var ismi …’dir, kendisine kuran öğrenmesi konusunda yardımcı olur musun dedi. Ben de ilahiyat mezunu olduğumdan ve şahsın da hemşerim olmasından ötürü teklifini kabul ettim ve … ile tanıştım. İlk tanıştığımda da kendisinin polis memuru olduğunu öğrendim. Tanıştıktan sonra 5-6 kere Dursun’un evine gittim. Evine gittiğim zaman E. T. ile tanıştım. E. de polis memurudur. A. isimli şahıs bana bu arkadaşlara sohbet yapar mısın arada bir gidip görüşür müsün dedi, bende ağırlıklı olarak kuran dersi vermek konusunda teklifi kabul ettim. Bu şahıslarla 1-2 kez sohbet yaptıktan sonra E. T. bir daha sohbete gelmeyeceğini söyledi ve sonra ki sohbetlere hiç katılmadı. Geri kalan sohbetleri benle Dursun yaptık. A. isimli şahıs Edirne merkezde olduğundan ve sıklıkla Uzunköprü ilçesine gelemediğinden bana kurduğu ByLock programını …’ye de dini konular ile ilgili paylaşımlarda bulunmak için ByLock programını …’nin telefonuna yüklemem konusunda benden talepte bulundu ve bu teklifi kabul ettim. Teklifi kabul ettikten sonra A. isimli şahıs benim telefonuma bir ByLock programı daha yükledi ve yüklediği 2. ByLock programını …’ye göndermemi söyledi ve ben de gönderdiği 2. ByLock programını bluetooth yoluyla …’nin telefonuna yükledim. A. isimli şahıs bize bu programın ücretsiz olduğunu ve daha rahat haberleşebileceğimizi söylemesi üzerine bu programı kullandım ve …’nin telefonuna yükledim. Biz bu programdan dini içerikli paylaşımlarda bulunduk.” şeklinde beyanda bulunduğu,
A. B.nin; “…başka bir sohbette de …’i isimli aynı şubede çalışan polis memrunu gördüm, ilerleyen tarihlerde S. abi beni ve …’i birlikte sohbetlere çağırırdı, …’in telefonu Eagle isimli programa uygun olmadığından sohbet gününü ben kendisine haber veriyordum, 2015 yılına kadar … ile birlikte S. abinin evlerinde sohbetlere gittik, bizden himmet istemedi, Fetullah Gülen’in videolarını bize izlettiriyordu…” şeklinde beyanda bulunduğu,
S. A.nın; “…mahrem yapı içerisinde bulunduğum süre zarfında E. E., Ü. C., …, soyadını hatırlamadığım adliye lojmanlarında bir dönem güvenlik olarak çalışan ve Bolu’da polis memuru olarak görev yapmış E. isimli kişi, M. P., F. altılar, soyadını hatırlamadığım Kastamonu’ya 2015 yılında tayini çıkan S., A. B. isimli polis memurları ile görüştüm, bana genellikle örgüte bağlılığı yüksek polis memurlarını verdiler…’ şeklinde beyanda bulunduğu, ayrıca şüpheliyi teşhis tutanağında ‘bana 250 nci resimde göstermiş olduğunuz şahıs ifademde belirttiğim … isimli polis memurudur. Kendisi 17/25 Aralık sürecinden sonra benim sohbet grubuma katıldı ve daha sonra başka bir ile tayini çıktı” şeklinde beyanda bulunduğu,
Sanığın etkin pişmanlık kapsayan beyanlarından anlaşıldığı üzere; liseyi bitirdikten sonra Bafra’da örgütle bağlantılı dersaneye üç sene gittiği, bu süreç zarfında örgüt evlerine de gittiği, bu evlerde örgüte bağlılık sağlanabilmesi için dini görünüm altında yapılan Risalei Nur okuma, … kitapları okuma, vaazlerı dinleme gibi Fethullahçı faaliyetlere katıldığı, 2005 yılında Ege Üniversitesi Fizik Bölümüne başladığı, dersanedeki öğretmenleri aracılığı ile 2006 yılına kadar
değişik örgüt evlerinde kaldığı, 2006 yılında okulu bıraktığı, Bafra’ya geri döndüğü, tekrar aynı dersaneye gittiği, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Biyoloji Bölümünde okumaya başladığı, örgütle irtibatının devam ettiği, 2010 yılında Polis Okulunu kazandığı, Yozgat Polis Okulunda eğitim görürken de örgüt evlerine gidip geldiği, yukarıda anlatılan Fethullahçı öğreti faaliyetlerine katıldığı, 2012 yılında Artvin’e tayin olduğu, orada da örgüt mensubu polislerin kaldığı örgüt evinde kaldığı, Fethullahçı faaliyetlere katıldığı, sonra kendi başına ev tuttuğu, bu faaliyetlere kendi evinde de devam ettikleri, 17-25 yargısal darbe girişimi sonrasında da sohbet adı altındaki örgüt toplantılarına katıldığı, bu toplantılarda siyası söylemler de olduğu, her ay düzenli olarak örgütü finanse etmek için himmet adı altında para yardımında bulunduğu, 2015 yılı Ağustos ayında Uzunköprü’ye tayin olduğu, orada da örgüt mensubu imam diye tarif edilen kişi ile buluştuğu, onunla irtibatlandığı, bu örgüt mensubu sanığın telefonuna gizli haberleşme yapmak için ByLock programını kurduğu, bu örgüt mensubuna da himmet adı altında para verdiği, daha sonra başka bir örgüt mensubuna devrolduğu, onunla da ByLock üzerinden haberleştiği, bu örgüt mensubunun 15 Temmuz gecesi sanığa bizimle alakası yok diye mesaj attığı, sanığın daha sonra bu telefonu kırdığının anlaşıldığı,
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen sanığın bildiklerini anlattığı, örgüt içerisinde örgütle bağlantısı olan kişilerin isimlerini verdiği, örgütün faaliyeti ve yapısı hakkında bildiklerini anlattığı sabittir.
Örgüt yapılanması içerisinde kod isimlerini bildiği ancak açık kimlik bilgilerini bilmediği örgüt sorumluları ile gizlilik içerisinde “sohbet” adı verilen faaliyetlere katıldığı, örgütün öğrenci ve polis (emniyet) yapılanması içinde yer aldığı, örgüt mensupları ile ByLock isimli gizli haberleşme programı üzerinden yazıştığı, örgütsel yoğun faaliyetler yaptığı, aldığı talimatları yerine getirdiği, örgüt mensubu olan polis sorumlularının denetiminde tam bir bağlılık göstererek hiyerarşik yapıya dahil olduğu, düzenli ve sürekli katılım sağladığı, bu şekilde yukarıda ayrıntıları izah edilen Fetullahçı silahlı terör örgütü FETÖ/PDY ile arasında organik ve sıkı bir bağ olduğu, örgütün bir üyesi olduğu, yakalandıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunarak atılı eylemleri de ikrar ettiği, örgütün yapısı ve faaliyeti hakkında beyanlarda bulunduğu ve bir kısım örgüt üyelerinin yakalanmasını, bir kısım örgüt üyelerinin ise belirlenmesini sağladığı, iddianamede de bu hususun belirtildiği;
Bu şekilde üzerine atılı terör örgütü üyeliği suçunu işlediği ve etkin pişmanlık gösterdiği sabit olmakla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutunun kabulünde, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasfının tayininde, cezanın belirlenmesinde, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesinin takdirinde, savunmasının inandırıcı gerekçelerle ret edilmesinde ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin istinaf talebi yerinde görülmemiş olmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Ayrıntıları Dairemizin 14.10.2019 tarihli ve 2019/3337 Esas 2019/6048 sayılı kararında açıklandığı üzere;
Silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılanan, kovuşturma aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafi bulunmadığı gibi CMK’nın 156 ncı maddesi uyarınca da re’sen müdafi görevlendirilmeyen sanığa, Anayasa’nın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesinin zorunlu sonucu olarak CMK’nın 150 nci maddesinin 2 ve 3 üncü fıkraları uyarınca müdafi görevlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, savunma hakkının kısıtlanmasını netice verecek biçimde müdafi hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK’nın 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 31.05.2018 tarihli ve 2018/909 Esas – 2018/896 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Edirne 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.05.2023 tarihinde karar verildi.
… … … … …