Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/7381 E. 2023/3085 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7381
KARAR NO : 2023/3085
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması
İlk Derece Mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen esastan ret kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 17. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.07.2017 tarihli ve 2017/78 Esas, 2017/28 sayılı Kararıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infazına ve mahsubuna karar verilmiştir.
2. … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 11.06.2018 tarihli ve 2017/733 Esas ve 2018/373 sayılı Kararıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafinin istinaf başvurusunun, suç tarihinin ve tutuklama tarihinin hatalı yazılmasının mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 03.05.2021 tarihli ve temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özet olarak;
1. Sanığa savunmasını yapmadan önce dosyaların tebliğ edilmesi yönünde ara karar kurulmasına rağmen cezaevine bu yönde bir müzekkerenin yazılmadığına,
2. Usul ve kanuna aykırı, eksik araştırma, inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğuna, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine,
3. Tevsi tahkikat taleplerinin gerekçesiz reddedildiğine, savunma hakkının kısıtlandığına,
4. Dijital materyallerin çözümlenmesi gerektiğine, dijital materyallerin akıbetine ilişkin karar verilmediğine,
5. Sanığın ByLock kullanmadığına, örgütsel amaçla ByLock kullanıp kullanmadığının ve ByLock ile ilgili sair hususların araştırılarak netleştirilmediğine, bu hususta analiz raporu düzenlenmediğine,
6. ByLock delilinin hukuka aykırı delil niteliğinde olduğuna,
7. Kabule esas alınan delillerin hukuka aykırı olduğuna,
8. Hukuka aykırı ve yetersiz gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edildiğine,
9. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının tebliğinden sonra gerekçeli temyiz dilekçesinin sunulacağının belirtilmesine rağmen, dosyanın asile tebliğ edilmeksizin istinafa gönderildiğine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından duruşmalı inceleme talebi hususunda değerlendirme yapılmadan duruşma açılmaksızın değerlendirme yapıldığına,
10. Bank … hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemi olduğuna, talimatla hareket etmediğine,
11. İlgili dönemde Kanunlar çerçevesinde faaliyet gösteren Bank … hesap kayıtlarının, Pak Sağlık … sendika üyeliğinin yahut SGK kayıtlarının, müsnet suç yönünden delil olarak kabul edilmeyeceğine,
12. Sanığın örgüt içindeki konumunun somut şekilde tespit edilmediğine,
13. Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına, suçun yasal unsurlarının oluşması için sempati boyutunu aşan özel kastın bulunması gerektiğine ve temyiz dilekçelerinde belirtilen sair hususlara ve sair temyiz sebeplerine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın “324094” ID numarası ile 07.01.2015 tarihinden itibaren ByLock iletişim sistemine 195 kez giriş yaptığı, ByLock iletişim sistemi üzerinden mesaj ve mail gönderip aldığı ve ByLock iletişim sistemi üzerinden sesli aramalar yapmak suretiyle aktif olarak kullanması, örgüt talimatı ile bu ağa dahil olan ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla “324094” ID numarası ile kullandığının anlaşılması, 667 sayılı KHK ile kapatılan…Üniversitesinde memur olarak görev yapması, 667 sayılı KHK ile kapatılan Pak Sağlık … sendikasının üyesi olması ve yine örgüt liderinin talimatı doğrultusunda Bank Asyada yeni hesaplar açması birlikte değerlendirildiğinde, eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğunun kabulüyle mahkumiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, suç tarihinin ve tutuklama tarihinin yanlış yazılması şeklinde mahallinde düzeltilebilir hususlar dışında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanık müdafiinin İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının kendisine tebliğ edilmesinin akabinde 27.08.2017 tarihli gerekçeli istinaf dilekçesini dosyaya sunduğu, dosyadaki evrakların taranmış suretinin sanığa tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu aracılığıyla 03.03.2017 tarihinde tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ-tebellüğ belgesinin dosya arasında mevcut olduğu, kaldı ki 5271 sayılı Kanun’un 153 üncü maddesi uyarınca sanık müdafiinin dosyadan harçsız örnek alma hakkının bulunduğu gözetildiğinde, sanık müdafinin bu yöndeki temyiz itirazları ve sair temyiz itirazları isabetli bulunmamış,
Hükümden sonra UYAP sistemi üzerinden dosyaya gelen …. ID numaralı bir diğer ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının, E.D.’nin, M.H.A.’nın, M.T.’nin ve S.D.’nin beyanları, 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesi uyarınca sanık ve müdafine okunmadan hüküm kurulmasının, diğer delillerin suçun sübutu için yeterli olduğu görüldüğünden, sonuca etkili olmadığı değerlendirilmiş olup;
Bölge Adliye Mahkemesi karar metninde, İlk Derece Mahkemesi kararında suç tarihinin “15.07.2016” olarak hatalı yazıldığı isabetli şekilde belirtilmiş olmasına rağmen, suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olan “16.08.2016” yerine karar metninde “06.12.2016” olarak, karar başlığında ise “16.08.2016 ve öncesi” olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir maddi hatalar olarak değerlendirilmiştir.
Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas 2017/3 sayılı Kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere, …/… cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütü niteliğinde olduğu, söz konusu kararda; “ByLock iletişim sisteminin …/… silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun 29.05.2015 tarihli kararı ile temüttü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi TMSF’ye devredilen ve 22.07.2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107 nci maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, …/… silahlı terör örgütü ile iltisaklı … … Bankası A.Ş.’de (Bank …) gerçekleştirilen rutin hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek, örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin, örgüte üye olmak suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak kabul edilebileceği nazara alındığında;
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, sanığın adına kayıtlı olan ve sanığın kendisinin kullandığını kabul ettiği GSM hattı üzerinden sanık ile ilişkilendirilen, sanığın kişisel bilgileriyle de uyumluluk arz eden 324094 ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı, söz konusu tutanak içeriğindeki örgütsel nitelikli yazışmalar, Bank … hesap kayıtları, SGK kayıtları, sendika üyeliğine ilişkin tespitler ve sair deliller itibarıyla, örgüt içi haberleşmesini ByLock adlı uygulama üzerinden gerçekleştirdiği, ByLock üzerinden yaptığı yazışmalar itibarıyla …/… hiyerarşisi içinde örgütsel sohbetlerin organize edilmesi, örgüte … evlere ve yurtlara öğrencilerin yerleştirilmesi, örgütsel yayınlara abone kazandırılması konularında aktif olarak faaliyet gösterdiği, örgüt liderinin talimat vermesinden sonra önceki işlemleriyle bağdaşmayacak şekilde … hesapları açmak suretiyle bakiye artırımında bulunarak örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eder nitelikte eylemlerde bulunduğu, örgüte … Pak Sağlık … isimli sendikaya üye olduğu, 667 sayılı KHK ile kapatılana kadar örgütle iltisaklı…Üniversitesinde çalıştığı, eylemlerine örgütün operasyonel faaaliyetlerinin başlamasından sonraki süreçte de devam ettiği belirlenen, İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin kararlarında da bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılan sanığın,
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu uygulandığı, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, sanık müdafinin yukarıda ilgili bölümde ileri sürdükleri temyiz sebepleri ile sair hususlar yerinde görülmemekle, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde yer alan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 11.06.2018 tarihli ve 2017/733 Esas, 2018/373 sayılı Kararında sanık müdafi tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca … 17. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.05.2023 tarihinde karar verildi.