Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/7240 E. 2023/2965 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7240
KARAR NO : 2023/2965
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet hükmüne
yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Sanık müdafileri
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Gaziantep 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.03.2018 tarihli, 2017/120 Esas ve 2018/73 sayılı Kararı ile sanık hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan 5237 Sayılı TCK’nın 314/2 inci maddesi gereği 5 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 3713 Sayılı Kanun’un 5/1 inci maddesi gereğince cezasından 1/2 oranında artırım yapılarak 7 yıl 15 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 62/1 maddesi gereği cezasından taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak neticeten 6 yıl 10 ay 15 … hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak mahrumiyetlerine ve tahliyesine karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 27.09.2018 tarihli, 2018/1882 Esas ve 2018/1598 sayılı Kararı
ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özet olarak; temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince temyiz davasının esastan reddine karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafilerinin temyiz istemi:
1-Sanık müdafii M.Fatih İçer’in istinaf istemi hakkında herhangi bir karar verilmediğine,
2-Aleyhe beyanların itibar edilemez nitelikte olduğuna, tanığın bizzat dinlenmesi gerektiğine,
3-Yargılama usulünün ve ByLock delilinin hukuka aykırı nitelikte olduğuna,
4-Delillerin mahkumiyet için yeterli olmadığına, eksik araştırma yapıldığına,
5-Temel cezanın belirlenmesinde teşdit uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna,
6-Suçun unsurlarının bulunmadığına, kararın bozulmasına ve sair nedenlere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Yukarıda izah edilen açıklamalar ışığında ve tüm dosya kapsamı itibariyle Sanık …’in ByLock programını kullanması, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı olan haber sitelerine girmesi, Fetullah Gülen ile ilgili haberleri takip etmesi, örgüt içerisinde Emin kod adını kullanması, örgüt faaliyeti kapsamında sohbet vermesi, büyük abi konumunda olması, sohbetlerde Fetullah Gülen’in ahir zamanda beklenen insan olduğu, namazın 3 vakitte kılınması gerektiği, ima ile namaz kılınabileceği, ramazanda çay içilmesinin orucu bozmayacağı şeklinde söylemlerde bulunarak örgütsel faaliyet ve amaç çerçevesinde hareket etmesi hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı ve sabit görülen silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği anlaşıldığından bu suçtan dolayı eylemine uyan TCK 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 5/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir. Sanık hakkında ceza belirlenirken sanığın eylemlerinden mahkememiz tarafından terör örgütüne üyelik bakımından delil olarak kabul edilen ve yukarıda ayrıntılı olarak açıklananlar sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü hiyerarşisine tabi olarak süreklilik ve çeşitlilik gösteren eylemlerde bulunduğunun gösterdiğinden ve bu durum da eylemlerin yoğunluğunu ortaya koyduğundan alt sınırdan uzaklaşarak cezaya hükmedilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların istinaf denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdanı kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 280/1.a maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas ve 2017/370 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında ve Dairemizin müstakar kararlarında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilerek,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının ilgili birimlerden yeniden istenmesi, UYAP’ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda sanık hakkında beyan yahut delil bulunup bulunmadığının araştırılması, elde edilecek tüm bu delillerin 5271 sayılı Kanun’un 217 inci maddesi uyarınca duruşmada okunup tartışılması belirleyici delil niteliğinde olan sanık hakkında bilgi içeren, ifade tutanağı okunulmakla yetinilen ve beyanı mahkumiyetine esas alınan A.N. S.’nın ve tespit halinde diğer beyan sahiplerinin tanık sıfatıyla, doğrudan aleni duruşmada sanığın huzurunda veya 5271 sayılı CMK’nın 180/1-2-5 maddesi gereğince SEGBİS kullanılmak ya da anılan Kanun’un 181/1 maddesinde öngörülen usule riayet edilmek suretiyle istinabe yoluyla dinlenmelerinden sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz belgelere dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafilerinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 27.09.2018 tarihli, 2018/1882 Esas ve 2018/1598 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası a bendi uyarınca Gaziantep 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …