Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/7170 E. 2023/346 K. 07.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7170
KARAR NO : 2023/346
KARAR TARİHİ : 07.02.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/318E., 2018/106 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir. Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanıklar müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmekle gereği düşünüldü;
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İzmir 16.Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.06.2018 tarihli ve 2017/373 Esas, 2018/224 sayılı Kararı ile sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ayrı ayrı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314. maddesinin ikinci fıkrası, 53. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58. maddesinin dokuzuncu fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5. maddesinin birinci fıkrası uyarınca
6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin 28.09.2018 tarihli ve 2018/318 Esas ve 2018/106 sayılı Kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 04.05.2021 tarihli, ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Özetle; İlk Derece Mahkemesinin sanıkların sadece kollukta verdiği ifadelerine itibar edip sonrasında yaptıkları savunmalara itibar etmemesinin hukuka aykırı olduğuna, her iki sanığın da ByLock uygulamasını örgütsel amaçla kullandıklarının dosyada kanıtlanamadığına, tespit değerlendirme tutanağının tarihi itibariyle ByLock uygulamasının indirilmesinin veya kullanılmasının suç teşkil ettiğine ilişkin yasal bir düzenlene bulunmadığına, tespit değerlendirme tutanaklarında sanıklarca yapılmış örgütsel bir yazışma bulunmadığına, tanık T.S.’nin ifadelerinin gerçeği yansıtmadığına, CGNAT kayıtlarının delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığına, ByLock uygulamasına yönelik yapılan tespitlerin hukuka uygun olarak elde edilmediğine, MİT tarafından toplanan istihbari bilgilerin delil olarak değerlendirilemeyeceğine, sanık …’ın kullandığı kabul edilen ByLock programını diğer sanık …’ın kullandığını beyan etse de kabule göre düşünüldüğünde sanık … aleyhine delil olarak kullanılmasının mümkün olmadığına, tespit değerlendirme tutanağı ve CGNAT kayıtlarının birbirini doğrulamadığına ve sanıkların örgüt talimatıyla Bank …’ya para yatırdıklarının ispatlanamadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Dosya kapsamında toplanan delillerinden; sanıklar … ve …’ın ByLock kullanıcısı olmaları, tanık T.S.’nin beyanında sanıklardan …’ın Güzelbahçe’de bölgeci olduğu dönemden tanıdığını, 2008-2009 yıllarında kendisi büyük bölgeci iken sanık …’ın küçük bölgeci olduğunu, 2010-2011 yıllarına kadar sanığın bölgecilik yaptığını, daha sonra eşi bir yerlere gitmesine izin vermediği için bölgeciliği bıraktığını, sanık …’in eşinin … Körfez Dersanesinde müdür yada müdür yardımcısı olduğunu, sanık … ile daha sonra görüşmeye devam ettiğini, sanık …’in kendisine eve zaman zaman 1-2 günlüğüne yatılı misafirlerin geldiğini, evde kamp yapıldığını söylediğini, eve gelenlerin asker yada polis olabileceğini, gece gelip gittiklerini etraftan görünmek istemediklerini bildiğini, bu bilgileri sanık …’ten duyduğunu, bu bilgilerin 2012 yılı öncesine ait olduğunu, sanık …’in liman reis bölgesindeki mütevelli ablaları ile ilgilendiğini sohbet yaptığını, sanığın para toplama görevi olmadığını, ancak burs istediğini, toplanan paraların F.T isimli Güzelbahçe’de para toplayan ablaya gittiğini belirtmesi, sanıklardan …’ın FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı ve iltisakı bulunduğu gerekçesiyle KHK ile kapatılan … Özel Dersanecilik A.Ş.’de; sanık …’ın ise … Özel Dersanecilik A.Ş. ve … Özel Eğitim Basım Yayın Dağıtım Paz. Turizm Tic. A.Ş. isimli işyerlerinde çalışma kayıtlarının bulunması hususları itibariyle sempati ve iltisak boyutunu aşacak şekilde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amacını benimseyerek örgütün hiyerarşik yapısına dahil oldukları ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk etmek suretiyle üzerilerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işledikleri kabul edilerek mahkumiyetlerine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.
.
IV. GEREKÇE
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 15.05.2012 tarih ve 2011/1-872 Esas 2012/198 sayılı Kararında da ayrıntıları belirtildiği üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği, sanıkların karı koca oldukları; sanık …’ın adına kayıtlı 0533 … .. 63 numaralı hattın soruşturma aşamasında kollukta müdafii ile verdiği ifadesinde eşi sanık … tarafından kullanıldığını, kovuşturma aşamasında yaptığı savunmasında ise bu hattın kendisi tarafından kullanıldığını ve ByLock uygulamasını kendisinin yüklediğini beyan ettiği, sanık …’ın kollukta müdafii ile verdiği ifadesinde eşi adına kayıtlı 0533 … .. 63 numaralı hattın sekiz senedir kendisi tarafından kullanıldığını, kovuşturma aşamasında yaptığı savunmasında ise bu hattın eşi … tarafından kullanıldığını ve ByLock uygulamasıyla bir ilgisi olmadığını beyan ettiği, aynı müdafii tarafından temsil edilen sanıklar arasında savunmalarına zafiyet yaratacak düzeyde zarar verebilecek menfaat çatışması oluştuğundan ayrı müdafilerce temsil edilmelerine imkan sağlanması gerekirken CMK’nın 152/1. maddesine aykırı şekilde yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmak suretiyle sanıkların savunma haklarının kısıtlanması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanıklar müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 28.09.2018 tarihli ve 2018/318 Esas 2018/106 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, oybirliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 16. Ağır

Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18.Ceza Dairesinine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.02.2023 tarihinde karar verildi.