Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/6925 E. 2023/3322 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6925
KARAR NO : 2023/3322
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.02.2018 tarihli ve …. sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun(5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun(3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesi, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 31.05.2018 tarihli ve … sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tanzim olunan 28.04.2021 tarihli onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiin temyiz istemi özetle; sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine, sanığın ByLock’u işi gereği kullandığına ve sanığın bu durumu samimi şekilde açıkladığına, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının getirtilmeden hüküm verildiğine ve sair nedenlere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Antalya İl Emniyet Müdürlüğünün yazısı ekinde gönderilen ByLock karşı IP adres bilgileri, BTK tarafından Mahkememize gönderilen iletişim tespit tutanakları, Antalya İl Emniyet Müdürlüğü tarafından Mahkememize gönderilen 05.01.2018 tarih ve 46914323-7446-(22105)-3762550 sayılı ByLock araştırma tutanağı, sanık savunması, arama ve el koyma tutanakları ve tüm dosya kapsamı göz önüne alındığında;
Sanığın FETÖ silahlı terör örgütü ile bağlantılı olduğu için TMSF’ye devredilen Işık Yayıncılık A.Ş. ve bağlı şirketlerde SGK kaydının bulunduğu, N-T Kitap kırtasiye A.Ş, Gökkuşağı A.Ş.’de SGK kaydının bulunduğu,
Sanığın FETÖ silahlı terör örgütü ile bağlantılı PAK-İŞ sendikası üyesi olduğu,
Sanığın 530 (…) (..) (..) numaralı GSM hattı ile 03.12.2014 tarihinden 12.01.2015 tarihine kadar 0130350043899416 IMEI numaralı cihaz ile 49 kez ByLock programı ile bağlantı sağladığı, dolayısıyla söz konusu programı kullandığı,
Sanığın örgüt üyesi olduğu, ByLock programını örgütün talimatı ile ve örgüt içi haberleşmeyi sağlamak için kullandığı, örgütün kullandığı gizli haberleşme ağına, bu özelliğini bilerek dahil olduğu anlaşılmıştır.
Örgütün tüm felsefesinin tedbir/takiye üzerine kurulu olması nedeniyle toplum içerisinde kimin FETÖ örgütüne üye olduğu vatandaşlar ve kurumlar tarafından bilinmez iken, kimlerin bu örgütün üyesi olduğunun bu örgüt tarafından çok iyi bilindiği, örgütün güvendiği, sadakatinden emin olduğu üyelerine bu programı verdiği, üyelerinden bu program ile iletişim kurmalarını istediği anlaşılmıştır. Örgüt bu konuda çok seçici davranmış ve ByLock sırrı kamu oyuna sızmamıştır. Bu da örgüt üyelerinin disiplinini ortaya koymaktadır.
ByLock programının FETÖ silahlı terör örgütünün gizlilik esasına uygun olarak, örgütsel faaliyetlerin icrası amacıyla, örgüt üyeleri arasındaki haberleşmenin sağlanması için, münhasıran FETÖ silahlı terör örgütünün mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu, FETÖ’nün 15 Temmuz hain darbe girişimi ve öncesindeki pek çok terör suçunun falili olduğu, sanığın FETÖ tarafından kullanılmakta olan ağa, ByLock programına bu özelliğini bilerek kasten dahil olduğu, bu ağı iletişim için kullandığı, dolayısı ile FETÖ silahlı terör örgütünün üyesi olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün bir üyesi olarak, örgütün ideolojisi ve stratejisi doğrultusunda hareket ettiği, ByLock iletişim sisteminin, yukarıda açıklanan somut delillerle kanıtlandığı üzere, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğu anlaşılan ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak teknik verilerle tespit eden Yargıtay 16. Ceza Dairesi 14.07.2017 tarih … Karar sayılı emsal içtihadında da açıklandığı üzere, kişinin örgütle bağlantısını gösteren somut delil niteliğinde olduğu, sanığın üzerine atılı FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği mahkememizce kabul edilmiş, sanığın inkara yönelik savunmasına, yukarıda açıklandığı üzere delillerin mahiyeti ve ispat gücü anlamında mahkememizde bir tereddüt bulunmadığından itibar edilmemiştir.
5237 sayılı TCK’nın 61 inci maddesi gözetilerek sanık hakkında cezanın belirlenmesinde alt sınırdan ayrılmayı gerektirir herhangi bir neden bulunmadığı mahkememizce sabit görülerek 5237 sayılı TCK’nın 314/2 nci maddesi gereğince alt sınırdan ceza tayin edilmesi cihetine gidilmiş, yukarıdaki deliller ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında sanık hakkında anayasa, kanunlara ve hukuka uygun olarak oluşan vicdani kanaate göre hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince, incelenen dosya kapsamına ve gerekçeye göre İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular ile hukuki vasıflandırma ve cezanın kişiselleştirilmesi yönünden hükümde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, tanık beyanları ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadale bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K. 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; soruşturma aşamasında etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini beyan ederek örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı ve faaliyetleri ile ilgili bilgi veren ve mahkeme aşamasında da bu yöndeki beyanlarını devam ettiren sanığın, verdiği bilgilerin konum ve faaliyetleri ile uyumlu olup olmadığı ve eldeki mevcut bilgiler ile örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden de sorulmak suretiyle, özellikle hükümden sonra gelen ByLock tespit ve değerlendirme raporlarının savunmanın denetlenmesi bakımından okunup tartışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi ile hakkında 5237 sayılı Kanun’un 221 inci maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmasında zorunluluk bulunması,
b) Kabule göre de;
Tayin edilen temel cezanın 3713 sayılı Kanun’u 5 inci maddesi uyarınca artırılması sırasında 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrası yerine fıkra belirtilmeksizin yalnızca 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi olarak gösterilmesi hukuka aykırıdır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 31.05.2018 tarihli ve 2018/1668 Esas, 2018/1426 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …