YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6688
KARAR NO : 2023/157
KARAR TARİHİ : 17.01.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/463 E., 2018/1097 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : Sanığın, 3713 sayılı Kanun’un 7/1 ve TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 5/1, TCK’nın 62/1, 53/1-2-3, 58/9, 63/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına ilişkin Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.12.2017 … ve 2017/372 (E) ve 2017/312 (K) sayılı hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Hükmolunan ceza miktarına göre yasal koşulları oluşmadığından sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin 5271 sayılı CMK’nın 299 uncu maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.12.2017 tarihli ve 2017/372 Esas, 2017/312 sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 7 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası ve 5327 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkrası uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 16.05.2018 tarihli ve 2018/463 Esas, 2018/1097 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun hüküm fıkrasının birinci bendindeki “…3713 sayılı TMK’nın 7/1. maddesi yollamasıyla…” ibaresinin çıkartılması suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; Dosya içeriğine, yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapılmasına, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilenmesine, özleri değiştirmeksizin tartışılmasına, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığının anlaşılmasına göre, sanık müdafinin; kararın usul ve kanuna aykırı olduğuna, suçun yasal unsurlarının oluşmadığına, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığına, eksik inceleme yapıldığına, hukuka aykırı yöntemle edinilen delillerin hükme esas alındığına ilişkin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1 inci maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASI görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemleri özetle; sanığın kullanmış olduğu GSM hattına ait internet veri trafiği üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, ByLock içeriklerinin ve içeriklerine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin kayıtlar dosyaya kazandırılmadan ve mahkumiyete yeterli delil olmadan eksik incelemeyle hüküm kurulduğuna, istihbari nitelikteki MİT raporlarının hükme esas alındığına, ByLock programına ilişkin delillerin, dijital verilere ilişkin el koyma işleminin ve HTS kayıtları temininin usulsüz yapıldığına, savunma hakkının kısıtlandığına ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine, tanık beyanlarını kabul etmediklerine, suçun işlediği iddia edilen tarihlerde FETÖ/PDY terör örgütünün olmadığına, sanığın suç işleme amacını bilerek silahlı terör örgütüne girmesinin söz konusu olmadığına, sanığa atfedilen eylemlerin gerçekleştiği iddia edilen tarihlerde suç teşkil etmediğine, suçun manevi unsurunun oluşmadığına, dosyada mahkumiyete karar vermek için yeterli delil bulunmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame kapsamında mahkemece yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince “Her ne kadar sanık üzerine atılı suçlamaya karşı redde yönelik savunma yapmış ise de; yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamındaki delillere göre sanığın münhasıran FETÖ/PDY mensupları tarafından kullanıldığı anlaşılan “ByLock” isimli kriptolu mesajlaşma programını ile örgüt mensuplarınca yoğun olarak kullanıldığı bilinen “Kakaotalk” isimli programı örgütsel talimata uyarak yüklediği ve örgütsel gizliliği temin maksadıyla kullandığı, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 24.04.2017 … ve 2015/3 E. 2017/3 sayılı kararında da belirtildiği üzere ByLock programını kullanmanın başlı başına örgüt üyeliği açısından delil olarak kabulünde zorunluluk bulunduğu, keza alınan bilirkişi raporları, ByLock içerikleri itibariyle ByLock programının sanık tarafından kullanıldığının şüpheye yer vermeyecek şekilde ispat edildiği, sohbet imamı olan tanık . Y.’nin beyanlarına göre örgüt içerisinde örgüte olan bağlılığı artırmak amacıyla yapılan sohbetlere katıldığı, örgütü elebaşı …’in videolarının yayınlandığı …org isimli site ile terör örgütünün basın yayın organları olan Bugün, Zaman Gazetesi, Aksiyon Dergisi, Taraf Gazetesi, Cihan Haber Ajansı, Radyo Cihan, Radyo Mehtap ve Samanyolu TV’nin mobil uygulamalarını kendisine ait cep telefonuna yükleyerek kendisini örgütün emir ve talimatlarına açık tuttuğu, sanığın bu şekildeki eylemleriyle örgüt hiyerarşisine dahil olduğu, örgütle organik bağ kurarak örgüt üyesi vasfını kazandığı kanaatine varılmakla aksi yönde suçtan kurtulmaya yönelik sanık savunmalarına itibar edilmeyerek sanığın üzerine atılı FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılması cihetine gidilmiştir.” şeklinde gerekçeyle mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince, toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutunun kabulünde, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasfının tayininde, cezanın belirlenmesinde, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesinin takdirinde, savunmasının inandırıcı gerekçelerle reddedilmesinde ve incelenen dosyaya göre belirtilen düzeltilen kısım dışında verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
b)Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve
münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olarak kabul edilmesi mümkündür.
c)Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, anılan örgüt evlerinde kalıp örgütsel toplantılara katılan, … ID numaralı ByLock Tespit ve Değerlendirme tutanağı içeriğine göre ByLock iletişim sistemini örgütsel iletişim amacıyla kullanan sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
d) Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 16.05.2018 tarihli ve 2018/463 Esas, 2018/1097 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
17.01.2023 tarihinde karar verildi.