Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/6570 E. 2023/2737 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6570
KARAR NO : 2023/2737
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.03.2018 tarihli ve 2017/352 Esas, 2018/136 sayılı kararı ile, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun

314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası delaletiyle 58 nci maddesinin altıncı fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi kararının sanık ve müdafii tarafından istinafı üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 22.05.2018 tarihli ve 2018/887 Esas, 2018/848 sayılı kararı ile, sanık hakkında verilen hükme yönelik istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesi kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 13.04.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle:

1. ByLock delilinin mahkeme kararı olmadan hukuka aykırı olarak elde edildiğine, delil olarak kullanılamayacağına,

2. Tanık beyanının hayal ürünü olduğuna, somut bir bilgiye dayanmadığına,

3. Gerekçeli kararda, sanığın eski tarihte FETÖ ile irtibatlı olduğu sonradan anlaşılan dershaneye gitmesinin delil olarak kabul edilmeyeceğine,

4. Sadece aleyhe olan olan delillerin toplanığına, sanık lehine olanların ise dikkate alınmadığına,

5. Sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair yeterli delillin mevcut olmadığına,

6. Sair temyiz sebepleri ve sair hususlara, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

19.02.2018 tarihli ByLock tespit ve değerlendirme tutanağında; sanığın (…76 14 ) numaralı hatla ve “HKKAN” kullanıcı adıyla, ilk log tarihi 08.11.2014 ve son online tarihi 05.05.2015 olacak şekilde ByLock kullandığının tespit edildiği bildirildiği, sanığın söz konusu telefon numarasını kendisinin kullandığını ikrar ettiği,

Sanığın ByLock tespit tutanağındaki kullanıcı adı nüfusta yer alan Hasan adını anımsatan bir ibare olduğu, kaldı ki bu hat ile ByLock’a bağlanan kişiyi, bu hatla iletişime geçen diğer kişiler “Hakan, Hasan Bey” şeklinde kaydettikleri, diğer kullanıcıların bu hattı kullanan şahsı sanığın adı olan “Hasan bey” şeklinde kaydettiklerinden hattı kullanan kişinin sanık olduğu kanaatine ulaşıldığı,

Sanığın ByLock tespit tutanağında görüştüğü kişilerle kaydedilen kişilerden biri Balıkesir ilindeki adliye yapılanmasının imamı olarak yargılanan ve imamı olduğunu kabul eden İ.Ö. olduğu,

Sanığın kullandığını belirttiği telefona ait CGNAT kayıtları incelendiğinde de sanığın görev yaptığı Kepsut’taki baz istasyonları kullanılmak suretiyle Litvanya’da bulunan ByLock bağlantısının yapıldığı IP ile birden çok kez bağlantı kurulduğu tespit edildiği,

Tanık S.A. beyanında; sanık …’ı 2009-2011 yılları arasında Bandırma M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz koruma memuru olarak çalıştığımız zamandan tanıdığını, Bandırma’da sanıkla birlikte o zamanki adıyla cemaatin sohbetlerine birkaç kez (6-7 defa) katıldığını, sohbetlerde Kur’an – Risale okunduğunu, FETÖ elebaşının CD’leri izletildiğini, sanık …’ın bu toplantılarda kendilerinden sorumlu İ… isimli kişiye himmet ve bağış verdiğine tanık olmadığını ancak böyle konuların ulu orta konuşulmadığını, daha sonra teke tek yapılan görüşmelerde söylendiğini ifade ettiği,

Sanık, yukarıda ayrıntılı bir şekilde belirtildiği ve Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere, örgütün haberleşme aracı olan ve örgüt üyelerinin onayı olmaksızın bu haberleşme sistemine girilemeyen ByLock adlı programı aktif olarak kullandığı, ByLock programını aktif olarak kullanmış olması dahi terör örgütü üyesi olduğunun açık kanıtı olduğu,

Sanık, 2004-2006 yıllarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle irtibatlı ve iltisaklı olduğu bilinen ve bu gerekçeyle KHK ile kapatılan Balıkesir merkezdeki Zağnos Dersanesine gittiğini beyan ettiği, her ne kadar Yargıtay kararları ve bir kısım Bölge Adliye Mahkemeleri kararlarında, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan dersanelerine gitmiş olmasının, örgüt üyeliği için yeterli olmadığı yer alsa da; sanığın yalnızca örgüt üyeleri tarafından gizlice haberleşmek amacıyla kullanılan ByLock programını kullanmış olması, bu programın konuşma içerikleri de dikkate alındığında, sanığın bu dersaneye gitmiş olması da terör örgütü üyeliğinin delili sayıldığı,

Sanığın ayrıca FETÖ/PDY terör örgütü elemanlarınca düzenlenen sohbetlerine katıldığı, terör örgütü liderine ait CD’leri izlediğine ilişkin tanık beyanları göz önüne alındığında da, sanığın FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olduğu kanaatine varılarak cezalandırılmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İncelenen dosya kapsamında ve gerekçeye göre, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda ile hukuki vasıflandırma ve cezanın kişileştirilmesi yönünden hükümde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, ancak hüküm fıkrasının 1 inci maddesinde silahlı terör örgütüne uygulanma imkanı bulunmayan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/1 inci maddesi yollamasıyla sanığın

cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka uygun bulunmadığından, söz konusu ibarenin hüküm fıkrasından çıkarılarak sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;

1. Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.

2. Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olarak kabul edilmesi mümkündür.

3. Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, 193846 ID numarası üzerinden ByLock iletişim sistemini örgütsel iletişim amacıyla kullanan, örgütsel toplantılara katılan ve örgütle irtibatlı şahısların kamu personeli yapılması için gerçekleştirilen organizasyonlarda görev alan sanığın anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 22.05.2018 tarihli ve 2018/887 Esas, 2018/848 sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen

temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …