Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/6130 E. 2022/3950 K. 29.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6130
KARAR NO : 2022/3950
KARAR TARİHİ : 29.06.2022

Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.08.2018 tarih ve 2016/232 – 2018/187 sayılı kararı

Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıklar …, …, …, …, …, … ve … müdafileri ile bir kısım gerçek kişi katılanlar vekillerinin duruşmalı inceleme istemlerinin 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren, sanıklar … ve … müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin ise yasal şartları oluşmadığından CMK’nın 299/1. maddesi gereğince ayrı ayrı REDDİNE,
I- TEMYİZİN KAPSAMI
Bölge adliye mahkemesinin gerekçeli kararının usulüne uygun olarak sanıklar … ve … müdafilerine 17.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, ancak anılan karara karşı sanıklar …, … ve müdafilerinin temyiz taleplerinin bulunmadığı anlaşılmış olup, diğer bir kısım temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1- …, Türk Tabipler Birliği, …, …, …, …, …, …, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, …, …, Birleşik Taşımacılık Çalışma Sendikası, …, …, …, … ve … vekillerinin Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet etme suçlarına ilişkin temyiz talepleri yönünden;
Suçların niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakları bulunmayan katılan vekillerinin hükmü temyiz yetkileri bulunmadığından, davaya katılmalarına ilişkin kararlar hukukî değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceği anlaşılmakla;
2- Diğer gerçek kişi katılanlar ve vekillerinin Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçlarına ilişkin temyiz talepleri yönünden;
Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet etme suçları bakımından niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakları bulunmayan diğer gerçek kişi katılanlar ve vekillerinin hükmü temyiz yetkileri bulunmadığından, bu suçlar yönünden davaya katılmalarına ilişkin kararlar hukukî değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceği anlaşılmakla;
Kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs etme suçları bakımından diğer gerçek kişi katılanlar ve vekillerinin temyiz hak ve yetkileri kendilerine yönelik işlenen kasten öldürmeye teşebbüs etme ve yakınlarına yönelik işlenen kasten öldürme suçları ile sınırlı olup, diğer mağdur, müşteki veya katılanlara yönelik işlenen suçlar bakımından hükmü temyiz yetkileri bulunmadığı anlaşılmakla;
3- Katılanlar …, …, … ve … vekilinin temyiz talebi yönünden;
Bölge adliye mahkemesinin gerekçeli kararının usulüne uygun olarak katılanlar vekiline 20.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, katılanlar vekilinin ise 05.11.2020 tarihli temyiz talepli dilekçesi ile anılan kararı temyiz ettiği, ancak katılanlar vekilinin 05.11.2020 tarihli temyiz dilekçesinin yasal süresinden sonra verildiği anlaşılmakla;
4- Sanıklar … ve … hakkında 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine ilişkin sanıklar … ve … müdafileri ile sanık …’in temyiz talepleri yönünden;
Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre, ilk derece mahkemesince verilen beş yıldan az hapis cezalarına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının CMK’nın 286/2-a maddesi gereğince temyizi mümkün olmadığı anlaşılmakla;
Temyiz istemlerinin CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİNE,
II- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs etme suçlarından kurulan mahkûmiyet; sanıklar …, …, …, … ve … hakkında tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçundan kurulan mahkûmiyet; sanıklar … ve … hakkında 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçundan kurulan mahkûmiyet; sanık … hakkında silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçundan, sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve kasten öldürme suçlarından kurulan mahkûmiyet; sanıklar …, …, …, … ve … hakkında tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçundan kurulan mahkûmiyet; sanıklar … ve … hakkında 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçundan kurulan mahkûmiyet; sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik yapılan incelemede;
Sanık … hakkında dosya kapsamına göre mahkemenin takdir ve değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmemekle, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafileri, sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …, sanık …’ın eşi, gerçek kişi katılanlar ve vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan kurulan (mağdurlar …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’a yönelik hariç olmak üzere) mahkûmiyet hükümlerine yönelik yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanıkların üzerine atılı kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan belirlenen hapis cezası miktarında bir isabetsizlik görülmemekle;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafileri, sanıklar …, …, …, …, …, … ve …, sanık …’ın eşi, gerçek kişi katılanlar ve vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden reddine, ancak;
Sanıklar hakkında kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan mahkûmiyet hükmü kurulurken tayin edilen temel ceza üzerinden 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi gereğince yarı oranında artırım yapıldıktan sonra TCK’nın 35/2. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri, sanıklar …, …, …, …, …, … ve …, sanık …’ın eşi, gerçek kişi katılanlar ve vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerle BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun CMK’nın 303/1. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün 5- numaralı bendinden; “20 kez” ibarelerinin çıkartılarak yerine “19 kez” ibarelerinin, “371 kez” ibarelerinin çıkartılarak yerine “360 kez” ibarelerinin eklenmesi, hükmün 5- numaralı bendinin ikinci fıkrasının bütünüyle çıkartılarak yerine “3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca sanıklara verilen cezanın yarı oranında arttırılmasına, ancak mevcut ceza aşılamayacağından sanıkların ayrı ayrı 379 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMALARINA,” ibarelerinin eklenmesi, hükmün 5- numaralı bendinin üçüncü fıkrasının bütünüyle çıkartılarak yerine “Sanıkların eylemi teşebbüs aşamasında kaldığından TCK’nın 35/2. maddesi uyarınca takdiren ve teşdiden sanıkların ayrı ayrı 379 KEZ 18 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMALARINA,” ibarelerinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında mağdurlar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan kurulan mahkûmiyet; sanık … hakkında silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik yapılan incelemede;
3.1- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında mağdurlar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik;
3.1.1- Mağdur …’ın davaya konu olayda yaralanması sebebiyle kaldırıldığı Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi bölümü yoğun bakımında 02.11.2015 tarihine kadar tedavi gördüğü, mağdura ait adli raporda yaralanmasının “Hayati tehlikeye sokan bir durum olduğu, kemik kırıklarına neden olduğu, vücuttaki kemik kırklarının hayat fonksiyonlarına etkisi, 3 (orta) derecede etkilediği, duyularından ya da organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi niteliğinde olup olmadığının tespiti için olay tarihinden itibaren 18 ay sonra tedavi gördüğü sağlık kuruluşundan alınacak son durum raporu ile birlikte muayene edilmek üzere Şube Müdürlüğüne gönderilmesinin gerekeceği” hususlarının belirtildiği, 02.12.2015 tarihli Engelli Sağlık Raporu ile “balistik patlama sonrası servikotorakal fraktür sebebiyle %99 engelli” olduğunun bildirildiği, mağdurun sonrasında sağlık sorunlarının devam ettiği, dosyaya ibraz edilen İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 12.01.2016 giriş – 22.01.2016 çıkış, 01.02.2016 giriş – 04.03.2016 çıkış tarihli epikriz raporları, … Üniversitesi Hastanesinin 14.04.2016 tarihli tedavi raporu, aynı hastanenin 19.12.2016 giriş – 21.12.2016 çıkış epikriz raporları ile müteakiben hastaneye yatırılarak tedaviler gördüğü, akabinde mağdurun 25.06.2017 tarihinde vefat ettiği anlaşılmakla; mağdur …’a ait tüm tedavi evraklarının ilgili kurum ve kuruluşlardan getirtilip Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas dairesine gönderilerek mağdurun ölümü ile davaya konu olayda yaralanması arasında illiyet bulunup bulunmadığı hususunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesinden sonra, sonucuna göre suç vasfının tayini ile sanıkların hukuki durumlarının buna göre değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmesi lüzumu,
3.1.2- Mağdur …’ın davaya konu olay sonrasında alınan adli raporunda “müştekinin yaralandığı, vücudunda haricen yaşamını tehlikeye sokan ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek herhangi bir lezyon saptanmadığı” hususlarının belirtilmesine karşın, mağdurun kovuşturma aşamasında alınan beyanında “Olay sabahı otobüsten indikten yarım saat sonra miting alanına doğru giderken henüz içeri girmeden tahminen 20 metre mesafede büyük bir patlama oldu. Ben yaralandım. Daha sonra hastanede tedavi gördüm. Sanıklardan şikayetçiyim, davaya katılma talebim vardır” şeklinde beyanda bulunmasına göre; söz konusu canlı bomba patlamalarının gerçekleştiği esnada mağdurun bulunduğu konum, bombaların tesir alanı ve katılana ait adli rapor ile tüm deliller birlikte yeniden değerlendirilip raporla mağdur beyanı arasında çelişki de giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3.1.3- Mağdur …’in soruşturma aşamasında alınan ifadesinde; olay tarihinde yürüyerek tren garının önünden geçtiği esnada patlama meydana geldiğini, patlamanın etkisiyle bayıldığını, daha sonra hastaneye kaldırıldığını, davacı … şikayetçi olduğunu beyan ettiği, olay sonrasında mağdura ait düzenlenen adli raporda “müştekinin yaralandığı, yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, BTM ile giderilebilecek şekilde yaralandığı” hususlarının belirtilmesi karşısında; söz konusu canlı bomba patlamalarının gerçekleştiği esnada mağdurun bulunduğu konum, bombaların tesir alanı ve mağdura ait rapor ile tüm deliller birlikte yeniden değerlendirilip mağdur beyanı ile rapor arasında gözüken çelişki de giderildikten sonra bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3.1.4- Mağdur …’ın patlama olayıyla ilgili bilgisinin olmadığını, olay günü sağlık nedenleri sebebiyle hastaneye gittiğini, T.C. kimlik numarasının alınarak yanlışlıkla patlama sebebiyle yaralanılanlar arasında gösterildiğini, olay sebebiyle yaralanmadığını; mağdur …’ın Kızılay’da bulunduğu esnada tren garının önünde patlama olduğunun haberini aldığını, sonrasında olay yerinde bulunan babası ve arkadaşlarını telefon ile aradığını, ulaşamayınca rahatsızlığı sebebiyle paniklediğini ve hastaneye gittiğini, olay sebebiyle yaralanmadığını; mağdur …’nın sabah işe giderken ard arda patlama sesleri duyduğunu, yaklaşık 15-20 dakika sonra bulunduğu yere üzerlerinde kanlar bulunan 2 bayanın geldiğini ve kendisinin tansiyonunun yükseldiğini, sonrasında hastaneye gittiğini, olay sebebiyle yaralanmadığını; mağdur … …’un sabah işe giderken ard arda patlama sesleri duyduğunu, paniklediğini ve tansiyonunun yükseldiğini, sonrasında hastaneye gittiğini, olay sebebiyle yaralanmadığını; mağdur …’nın tren garının içerisinde bulunduğu esnada patlamaların olduğunu, sonrasında olay sebebiyle görmüş olduğu manzaralar karşısında midesinin bulandığını ve hastaneye gittiğini; mağdur …’in tren garının arkasında bulunan durakta beklediği esnada ard arda patlama sesleri duyduğunu, kendisine bir şey olmadığını, sonrasında hastaneye gittiğini; mağdur …’nın patlamanın etkisiyle baygınlık geçirdiğini, sonrasında hastaneye götürüldüğünü, olay sebebiyle yaralanmadığını; mağdur …’ın patlama sebebiyle yaralanmadığını, patlamanın gerçekleşmesinden sonra polisler tarafından atılan gaz fişeği kapsülünün bacağına gelmesi sonucunda yaralandığını; mağdur …’ın tren garının önünde bulunan simitçiden simit aldığı esnada patlamanın olduğunu, patlamanın olduğu yer ile arasında kortej arabasının bulunduğunu, patlama sonrası kaçışan bir bayanın kendisine çarpması neticesinde yere düşüp yaralandığını, olay sebebiyle yaralanmadığını; beyan ettikleri anlaşılmakla; adı geçen mağdurların yaralanmalarının davaya konu canlı bomba patlamalarından kaynaklanmadığı, olayla aralarında doğrudan illiyet bulunmadığı gözetilerek sanıkların anılan mağdur, müşteki ve katılanlara yönelik kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan beraatleri yerine, delillerin takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
3.2- Sanık … hakkında silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik;
Dosya kapsamına göre DAEŞ (IŞİD) silahlı terör örgütü yöneticisi olduğu anlaşılan sanığın, davaya konu canlı bomba patlamaları ile ilgili olarak DAEŞ (IŞİD) silahlı terör örgütünün … sorumlusu olan …’dan ele geçirilen dijital materyallerin incelenmesi sonucunda dijital materyalde olay ile ilgili düzenlemiş bulunan belge içeriğine göre DAEŞ (IŞİD) silahlı terör örgütünün Suriye’de bulunan sözde yönetiminden davaya konu canlı bomba eylemlerine ilişkin onay bilgisinin sanık tarafından …’a getirildiğinin anlaşılmış olması karşısında; sanığın eyleme yönelik organizasyona dahil olduğunun kabulü ile hakkında TCK’nın 309. maddesinde düzenlenen Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan hakkında dava bulunmadığı dolayısıyla kazanılmış haktan da söz edilemeyeceği dikkate alınarak atılı suç nedeniyle sanık hakkında dava açılmasının sağlanılması, ayrıca UYAP kayıtlarının incelenmesinden sanık hakkında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/287 esas sayılı dosyası ile iş bu davaya konu olay ile ilgili olarak kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs etme suçlarından yargılaması devam eden derdest dava olduğu, yine … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/203 esas sayılı dosyası ile Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçlarından yargılaması devam eden derdest dava olduğu anlaşılmakla; sanığa yüklenen Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun geçitli; silahlı terör örgütü kurma veya yönetme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarının nitelikleri itibariyle temadi eden ve geçitli suçlardan olduğu gözetilerek, belirtilen derdest dava dosyaları ile hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşşebüs etme suçundan açılacak dava dosyasının birleştirilerek tüm deliller birlikte değerlerdirmek suretiyle sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri, sanıklar …, …, …, …, …, … ve …, sanık …’ın eşi ve gerçek kişi katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık … hakkında bozma sebebi, verilen ceza miktarı, mevcut delil durumu ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında tahliye talebinin reddine, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.