Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/6102 E. 2021/9056 K. 23.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6102
KARAR NO : 2021/9056
KARAR TARİHİ : 23.09.2021

I- TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.03.2021 tarih ve 2021/6102 sayılı tebliğnamesi ile; FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan şüpheliler … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/02/2020 tarihli ve 2016/9152 soruşturma, 2020/951 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Edirne 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 30/06/2020 tarihli ve 2020/2529 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, Edirne Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğünün 02/09/2016 tarihli yazısı ile olağanüstü hal kapsamında kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum ve kuruluşlarla ilgili yürütülen işlemler kapsamında, söz konusu kurum ve kuruluşların bir kısmının mülkiyetinin hazineye devrinin sağlandığı, ancak bir kısmının yakın zamanda el değiştirdiği, satın alanlar tarafından cüzi bir bedelle veya bedelsiz olarak kapatılan kurumlara kullandırıldığının tespit edildiği, taşınmaz mülkiyetinin el değiştirildiği tarih de dikkate alınarak satış işlemleri ile kullanımların gerçeği yansıtıp yansıtmadığının, piyasa fiyatından aşırı düşük veya yüksek olup olmadıklarının tespit edilerek FETÖ/PDY terör örgütüne destek amacı olduğu düşünülenler hakkında tüm kayıt ve belgelerin Edirne Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, anılan kayıt ve belgeler arasında incelemeye konu soruşturma kapsamında şüpheliler … ve …’a ait tapu kayıtlarının yer aldığı, şüphelilerin 2250 Ada 2 Parsel 1 bağımsız bölümdeki taşınmaz üzerinde 1/2 oranında paylarının bulunduğu, bahse konu taşınmazın D1 nolu bağımsız bölümü … Özel Eğitim Hizmetleri A.Ş. ile şüpheli … ve ana gayrimenkuldeki diğer hissedarlar adına kayıtlı iken 30/04/2015 tarihinde kat irtifakı tesis edilerek, … Özel Eğitim Hizmetleri A.Ş. ile şüpheli … adına yarı yarıya pay edildiği ve … Özel Eğitim Hizmetleri A.Ş.’nin 1/2 hissesinin tamamını 18/02/2016 tarihinde şüpheli …’a sattığının tespit edildiği, yürütülen soruşturma neticesinde, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığınca, “Şüphelilerin ve birinci derece aile yakınlarının bylock kayıtlarının bulunmadığı, şüphelilerin örgüt ile alakalı kuruluşlarda SGK kayıtlarının bulunmadığı, şüphelilerin örgüt dernek, vakıf ve sendikalarında üyeliklerinin bulunmadığı, şüphelilerin örgütün üst düzey yöneticileri ile telefon irtibatlarının bulunmadığının belirtildiği, şüphelilerin Fetö/Pdy Silahlı Terör Örgütüne yardım etmek amacı ile alış veriş yaptıklarına dair bir delil elde edilemediği, şüphelilerin savunmalarının aksine dosyaya yansır delil tespit edilemediği, şüpheliler hakkında tüm araştırmaların yapıldığı, iddia dışında haklarında kamu davası açmayı gerektirir yeterli şüphe oluşturacak dosyaya yansır delil elde edilemediği” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Müşteki kurum vekilinin itiraz dilekçesinde sunmuş olduğu sözkonusu taşınmazlara ait muvazaa iddialarına ilişkin Edirne Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülen dava dosyalarının getirtilmek suretiyle inceleme yapılmadığı, yine anılan taşınmazlara ait tapu defter ve kayıtlarının celbi ile bu taşınmazların bedel tespitine ilişkin bilirkişi raporu düzenlenmediği, her ne kadar dosyada mevcut bilirkişi teslim tutanağına göre şüphelilere ait banka hesap dökümlerinin incelenmek üzere bilirkişiye tevdii edildiği anlaşılmışsa da, ilgili bilirkişi raporunun dosyada bulunmadığının anlaşılması karşısında, söz konusu soruşturma kapsamında öncelikle şikayete konu taşınmazlara ait tapu defter ve kayıtlarının celbi ile bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, şüphelilere ait banka hesap dökümlerine ilişkin bilirkişi raporu ile suça konu taşınmazlar hakkında asliye hukuk mahkemelerinde görülen dava dosyalarının getirtilip incelenerek, sonucuna göre tarafların hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 01/02/2021 gün ve 94660652-105-22-16366-2020-Kyb sayılı yazılarına müsteniden gönderilen ve Yargıtay 16 Ceza Dairesinin 2021/1229 esasına kaydolunan ihbar ile mevcut evrak, 23.06.2021 tarih ve 31520 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.07.2021 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararının II/1-a maddesi gereğince
Yargıtay 16. Ceza Dairesi numarasının 3. Ceza Dairesi olarak değiştirilmesine müteakip, Yargıtay 16 Ceza Dairesinin 01.07.2021 tarih, 2021/1229 esas ve 2021/10321 sayılı kararı ile esası kapatılmak ve yeni esas numarası verilmek sureti ile Dairemizce devralınmıştır.
II-OLAY;
Edirne Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğünün 02.09.2016 tarihli yazısı ile Edirne Cumhuriyet Başsavcılığına 20.07.2016 tarih 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe giren kanun hükmünde kararnameler gereği kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ve bunların bağlı olduğu şirketlerin kapatıldığı ve taşınmazlarının hazine adına tescil edildiği, bu kapsamda yürütülen işlemlerde belirtilen kurum, kuruluş vs.. ve bunlara bağlı şirketlere ait taşınmazların bir kısmının yakın zamanda el değiştirerek satıldığı ve satın alan şahıslardan kiralandığı veya farklı şahıslara ait olmakla birlikte kapatılan bu kurum ve kuruluşlara cüzi bedelli veya bedelsiz olarak kullandırıldığının tespit edildiği, buna göre belirtilen bu kurum, kuruluş veya şirketlerden başka şahıslara ait olup, bedelli veya bedelsiz kullanılanlar ile ilgili olarak taşınmaz mülkiyetinin el değiştirdiği tarihte dikkate alınarak bahse konu satış işlemleri ile ilgili akitli veya akitsiz kullanımların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, piyasa şartlarında ki fiyatlardan aşırı düşük veya yüksek olup olmadığı ve benzeri durumların incelenerek FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne destek amacının güdüldüğü kanaatine varılanlara ait kayıtlar ve belgelerin Cumhuriyet Başsavcılıklarına gönderilmesi istenildiğinden, Edirne ili merkez ilçesinde bu kapsamda kaldıkları belirlenen iki adet taşınmaza ait kayıt, bilgi ve belgelerin gönderilmesi sureti ile suç duyurusunda bulunulması üzerine, Edirne Cumhuriyet Başsavcılınca 05.09.2016 tarihinde 2016/9152 soruşturma numarasına kayden soruşturma başlatılmıştır.
Suç duyurusuna konu yazı ekinde sunulan tapu kayıt örnekleri, tapu kütük örnekleri ve kıymet takdiri raporlarında özetle,
– 1. … Mahallesinde, 2250 nolu ada da bulunan arsa ve işyeri niteliğindeki, muhdesatında betonarme binanın bulunduğu arsanın, günün alım satım değerlerine göre bedelinin 902.304,00-TL, üzerindeki muhdesatın bedelinin ise 998.325.00-TL ve toplam 1.900.629,00-TL bedelinde değerinin olduğunun 31.08.2016 tarihli bedel tespit raporu ile takdir edildiği, … Özel Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketinin 1/2 payında kat irtifakı bulunmakta iken 18.02.2016 tarihinde terkinle …’a 1/2 payın 900.000-TL satışla, diğer 1/2 payın ise …’a 30.04.2015 tarihinde kat irtifakı ile tescil edildiği; 18.02.2016 tarihli resmi senede göre … Özel Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketini temsilen … ve … tarafından 900.000.00-TL ye arsa ve bodrum, zemin, 1-2-3-4 ile çatı katı ve işyerinden oluşan taşınmazın 1/2 hissesinin …’a tapu dairesinde nakden ve tamamen satış bedelinin alınmak sureti ile satıldığı, 30.04.2015 tarihli resmi senetle bodrum kat 11 nolu yerin 1/2 oranında … ile Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Konut Yapı Kooperatifine, Bodrum, zemin, 1-2-3-4- Çatı katında ise, 1/2 oranında … ile … Özel Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketine, şirketi temsilen … ve …’unda imzaları ile kat irtifakı tesis edildiği,
– 1. … Mahallesi 1733 ada da yer alan ve muhdesatında betonarme binanın bulunduğu arsa/işyerine, 31.08.2016 tarihli bedel tespit raporu ile günün alım satım rayiçlerine göre 625.934,15-TL, muhdesata ise 792.000,00-TL satış bedeli takdir edildiği, kat irtifakının … adına 20.12.2000 tarihinde yapıldığı, 29.07.2011 tarihinde terkinle … Özel Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Anonim Şirketine 49.000,00-TL satışla tescil edildiği, 07.12.2015 tarihinde ise terkin edilerek 71.500,00-TL satışla … ve … adlarına 1/2 şer payla tescil edildiği, 07.12.2015 tarihli resmi senetle … Özel Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Anonim şirketine ait yerlerin ayrı ayrı şirketi temsilen … ve … tarafından 1/2 hissesinin 35.750,00-TL bedelle …’a, 1/2 hissesinin ise 35.750,00-TL bedelle …’a nakden ve tamamen satış bedelinin alınmak sureti ile satıldığı,
Görülmüştür.
Cumhuriyet Başsavcılığı, 08.09.2016 tarihli müzekkeresi ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünden, söz konusu bedel tespit raporunu düzenleyen kişilerin ayrıntılı bilgilerinin alınması, raporun hazırlanmasına ilişkin bilgi ve belgelere dair işlemlerin ne şekilde gerçekleştiğini gösterir rapor düzenlemelerinin sağlanması, taşınmazları devralan kişilerin beyanlarının alınarak FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantılarının belirlenmesi, taşınmazların devir tesliminin mal kaçırmak amacı ile yapılıp yapılmadığının belirlenmesi için söz konusu taşınmazların hangi tarihlerde, kim tarafından ne şekilde kullanıldığının gerekirse tanık beyanları alınmak sureti ile tespiti, incelemeler esnasında olabilecek gelişmelerden bilgi verilerek talimat alınması istenilmiştir.
20.09.2016 tarihli dilekçe ile Maliye Hazinesi/Maliye Bakanlığı vekili, Cumhuriyet Başsavcılığına, şüpheliler …, … ve “diğerleri” hakkında başlatılan soruşturma dosyasına müdahilliklerine karar verilmesini ve ilgililer hakkında kamu davası açılmasını talep etmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığı, süreçte tanzim ettiği 18.10.2016 ve 28.11.2016 tarihli müzekkereler ile kolluktan verilen talimatın akibetini sormuştur. 08.12.2016 tarihli İl Emniyet Müdürlüğü yazısı ile bedel tespit raporunu düzenleyen görevlilerin ifadeleri ile görevliler tarafından düzenlenen rapor ve devralan kişilere ait bilgilerin Tapu Sicil Müdürlüğünden temin edilerek gönderildiği ve bu kişilere yönelik olarak araştırmaların devam ettiği bildirilmiştir. Bu kapsamda ve 01.12.2016 tarihli üst yazı ekinde gönderilen evraklardan özetle;
– 08.12.2016 tarihli araştırma tutanağı ile Tapu Sicil Müdürlüğünden temin edilen kayıtların incelenmesi ve yapılan araştırmalar neticesinde 2250 ada da bulunan taşınmazın mülk sahiplerinin 1/2 hisseler ile … ve … olduğu, taşınmazın D-1 nolu bağımsız bölümünün 30.04.2015 tarihinde kat irtifakı tesis edilerek … Özel Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketi ile … adına yarı yarıya pay edildiği, 1/2 olan şirkete ait hissenin de 18.02.2016 tarihinde …’a satıldığı, her iki şahıs hakkında yapılan araştırmalar ve istihbari çalışmalarda örgütle bağlantılı olduklarına dair bir emareye rastlanılmadığı, …’ın annesinin örgütle iltisaklı … Derneğine 09.04.2006 ve 15.10.2015 tarihleri arasında üyelik kaydının ve 2007-2013 yılları arasında toplam 6.750,00 -TL bağışta bulunduğu,
Anlaşılmış;
– Bilgisine başvurulan …’nın, Milli Emlak Müdürlüğünde memur olduğunu, bahse konu taşınmazın … Ortaokulu olduğunu, kapatılan kuruluşlar arasında yer alan okulun kayıtları incelendiğinde yakın zamanda el değiştirdiği anlaşıldığından araştırma yapıldığını ve değer tespitinin yapılan araştırma neticesinde raporla bildirildiğini beyan ettiği, raporda imzaları bulunan Gelir Uzmanı … ve Milli Emlak Uzman Yardımcısı …’ında beyanlarına başvurulduğu ve benzer beyanda bulundukları,
– … ve … adına gözüken, … Ortaokulu olarak belirtilen, … mevkiinde 2250 ada da yer alan, 29.07.2016 tarihinde içerisindeki taşınırlar ile birlikte İl Milli Eğitim Müdürlüğüne devredilen arsanın 902.304,00-TL, yapı değerlerinin ise 998.325.00-TL olduğu belirtilen 24.10.2016 tarihli taşınmaz bedel tespit raporunun ve bedel araştırma tutanaklarının, muhdesata ise 998.325,00-TL bedel takdir edildiğine dair kıymet taktir raporunun,
Bulunduğu görülmüştür.
Edirne Cumhuriyet Başsavcılığınca 03.01.2017 tarihli resen bilirkişi atama ve teslim tutanağı ile şüphelilerin banka hesaplarının ve para hareketlerinin incelenebilmesi için daha önce Bank …’da görev alması nedeni ile bankanın iş ve işlemlerine ilişkin tecrübesi bulunan halen TMSF bünyesinde görev alıp bilirkişi listesinde de adı bulunan bilirkişi … ile mesleki tecrübesine nazaran bir banka müdürü ile üniversite bünyesinde idari soruşturmalarda bilirkişilik yapan kişiden oluşan heyet, bilirkişi olarak görevlendirilmiştir.
Ancak 26.01.2017 tarihli bilirkişi azil ve resen atama tutanağı ile de mesleki tecrübesine nazaran atanan özel bir banka müdürü olan bilirkişi ile üniversite bünyesinde idari soruşturmalarda bilirkişilik yapan kişiden oluşan bilirkişilerin, bilirkişi listesinde kayıtlı olmaması nedeni ile azledilmelerine, daha önce Bank…’da görev alması nedeni ile bankanın iş ve işlemlerine ilişkin tecrübesi bulunan halen TMSF bünyesinde görev alan bilirkişinin ise bilirkişi olarak devamına karar verilmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim edilen 20.01.2017 tarihli müzekkereler ile Halk Bankası, İş Bankası, Finans Katılım Bankasından, …, …, …, …, …, …, …’ın 01.01.2014 tarihinden hesap ve kredi kart hareketlerini gösterir ekstrelerin, 02.01.2014-02.01.2016 tarihlerine yönelik ise kullandıkları veya kefil oldukları kredi ayrıntılarının gönderilmesi, Kaçakçılık ve Organize Suçlar ile Şube Müdürlüğünden ise …, …, …, …’ın, Bank …’dan yazışma yapılarak belirtilen bilgi ve belgelerinin temini istenmiştir.
Süreçte, Halk Bankası’nın 02.02.2017 tarihli yazısı ve ekleri ile … ve …’ın hesap ve kredi kartına rastlanılmadığı belirtilerek … ve …, …, …, …’ın bilgi ve belgeleri gönderilmiş, 17.02.2017 tarihli teslim tutanağı ile Türkiye Finans Katılım Bankasından gelen yazı ve eki cd bilirkişiye teslim edilmiş, İş Bankası’nın 02.03.2017 tarihli yazısı ile …, …,…, …, …, …, …, …, … ile ilgili hesapların ve ekstreleri gönderilmiş ve 10.03.2017 tarihinde bilirkişi tarafından suretin teslim alındığı görülmüştür.
Hazine vekili, 03.03.2017 tarihli dilekçesi ile soruşturmaya konu taşınmazlar üzerine tedbir konulması talebinde bulunulmuş, Edirne 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 27.03.2017 tarih 2017/1357 d. iş sayılı kararı ile istemin, CMK’nın 128 maddesi uyarınca, taşınmazların atılı suçlardan elde edildiğine ilişkin kuvvetli şüpheyi gösterecek delile rastlanılmaması nedeni ile reddine karar verilmiştir.
27.04.2018 tarihli müzekkereler ile …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …,…, …, …, … ve …’ın … Katılım Bankası’ndan hesap ve kredi kartı bilgileri ve ekstrelerinin gönderilmesi istenilmiştir.
27.04.2018 tarihli müzekkereler ile …, …, … ve … hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibat ve iltisaklı kurum veya kuruluşlar ile irtibat ve iltisakına dair MASAK’tan rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
27.04.2018 tarihli müzekkereler ile KOM Şube Müdürlüğü’nden …, …, …, …’ın havuz sorgulamalarının yapılarak FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlarının bulunup bulunmadığı hususunda rapor düzenlenilmesi, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nden …, …, … ve …’ın yurda giriş ve çıkış kayıtlarının çıkartılarak, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü şüphelileri ile yurda giriş veya çıkış kayıtlarının bulunup bulunmadığının tespiti ile …, …, … ve …’ın ifadeleri alınmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığında hazır edilmeleri istenilmiştir.
18.07.2018 tarihli Müflis … Katılım Bankası İflas İdaresinin yazısı ile …, … ve …’ın hesaplarının bulunduğu ve ekstrelerinin cd içeriğinde gönderildiği bildirilmiştir.
23.07.2018 tarihli İl Emniyet Müdürlüğü yazısı ekinde gönderilen 18.07.2018 tarihli tutanakta, …’ın veri havuzunda yapılan sorgulamasında 2017/1857 soruşturma sayılı dosyada şüpheli sıfatı ile soruşturmasının bulunduğu, 03.06.2016 tarihinde yakalandığı, kapatılan … Özel Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketinde %25 hisse ile 11.02.2004 – 01.06.2011 tarihleri arasında ortaklığının, 30.01.2004 – 07.09.2007 tarihleri arasında yönetim kurulu başkanlığının bulunduğu, eşi …’ın 28.02.2014, kızları …’ın 28.09.2011, …’nun 12.09.2014 tarihlerinden Bank … hesaplarının bulunduğu, 31.12.2013 – 24.12.2014 tarihleri arasında …’ın 44.458-TL, …’nın 16.468-TL, …’nin ise 5.38 TL bakiye farklarının bulunduğunu, …’ın ise şirket ortağı ve yöneticiliği nedeni ile 02.09.1997 tarihinden hesabının ve 89.379,22-TL bakiye farkının bulunduğu, 2016/7197 sayılı soruşturmada kızı …, 2016/1857 sayılı soruşturmada ise kendisi hakkında işlem yapıldığı, yine kapatılan Trakya Şükrü Paşa Eğitim ve Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, …’ın ise Aile Yaşamını Destekleme ve Aileler arası Dayanışma Derneğinde Denetim Kurulu Başkanı, yönetim kurulu üyesi, başkan yardımcısı ve yönetim kurulu yedek üyeliğinin bulunduğu, kızı …’nin kapatılan Özel … Eğitim ve Özel … Okulunda SGK kaydının bulunduğu; 18.07.2018 tarihli bir diğer tutanakta ise …’ın kapatılan Aile Yaşamını Destekleme ve Aileler arası Dayanışma Derneğinde yönetim kurulu üyesi olduğu, kocasının … Özel Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketinde %25 hisse ile şirket ortağı olduğu, kendisi ve kızlarının önceki tutanak içeriğinde de bahsedilen tespitlere yer verildiği görülmüştür. 18.07.2018 tarihli diğer tutanaklarda …’ın verilerde kaydına rastlanılmadığının, …’ın verilerde kaydına rastlanmadığının ancak annesi …’ın kapatılan Aile Yaşamını Destekleme ve Aileler arası Dayanışma Derneğinde denetim kurulu üyesi, başkanı ve yönetim kurulu üyeliğinin bulunduğu bildirilmiştir.
31.07.2018 tarihli dilekçesi ile … müdafii, müvekkili ve eşi …’ın ifade vermek üzere davet edilmiş iseler de …’ın Edirne 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/208 esas sayılı dosyasında ev hapsi ile adli kontrol altına alındığını, bu nedenle naklinin sağlanmasını, 06.08.2018 tarihinde ifadeye hazır olduklarını Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmiştir.
06.08.2018 havale tarihli, 18.07.2018 tarihli Müflis … Katılım Bankası’nın yazısı ile …, …, …, … , …’ın hesap bilgileri ve hareketleri gönderilmiştir.
03.09.2018 tarihli resen bilirkişi atama ve teslim tutanağı ile daha önce Bank …’da görev alması nedeni ile bankanın iş ve işlemlerine yönelik tecrübesi bulunduğu, TMSF bünyesinde görev alan ve bilirkişi listesinde de adının geçtiği belirtilen …, … ve … ile ilgili Bank …’dan gönderilen hesap ve hesap hareketlerini incelemek üzere görevlendirilmiş ve kendisine rapor hazırlaması için yirmi gün süre verilmiştir.
05.09.2018 tarihli müzekkere ile ev hapsi ile adli kontrol altına alındığı bildirilen …’ın, ifadesi alınmak üzere kolluk nezaretinde Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilmesi Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nden, 12.09.2018 tarihli bir diğer müzekkere ile de İl Emniyet Müdürlüğü’nden istenilmiştir. 19.09.2018 tarihli İl Emniyet Müdürlüğü yazısı ile hakkında konutu terketmeme yönünde adli kontrol tedbiri uygulanan …’ın, … ile birlikte Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne bilgi verilerek şüpheli sıfatı ile alınan ifadeleri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Bu kapsamda;
– 18.09.2018 tarihinde kollukta, şüpheli sıfatı ile müdafii eşliğinde alınan ifadesinde …, 1989 -1990 yıllarında belirtilen arsayı satın aldığını, bina yapmak istediğinden inşaat malzemelerini satın aldığını ve proje başlattığını ancak o tarihlerde sanayide kiracı olduğu dükkanın da satışa çıkması nedeni ile satın aldığı inşaat malzemelerini satarak kirada oturduğu dükkanı satın aldığını, 1992-1993 yıllarında belirtilen arsada tekrar inşaata başladığını, 1995 yılına kadar zemin katı inşa ettiğini, 2000 yılına kadar da inşaatı tamamladığını, binaya … ismini verdiğini, 2000’li yıllarda öğrenci yurtlarının yeni oluşmaya başlaması ile de öğrenciye kiraya vermek için … pansiyon adı altında ruhsat aldığını, ancak işlerinin yoğunluğu nedeni ile vazgeçerek kiralık ilanı verdiğini, kızı …’nın o tarihlerde … Dershanesine gittiğini, bu dershanenin bağlı olduğu … adlı şirketin burayı kiralamak istemesi üzerine bedeli karşılığında kiraya verdiğini, aynı zamanda şirkete hissedar olduğunu, yönetim kurulunda da yer aldığını, 1996 yılında hissedar olduğu bu şirketten ise maliye borçlarını ödememeleri nedeni ile tartışarak 1998 yılında ayrıldığını, …’in buna şahit olduğunu, şirket yetkililerinin süreçte kira ve faturaları ödememeye başladığını, binayı hor kullanmaya ve kendisine cephe almaya başladıklarını, bu nedenle binanın çatısına verici konulması hususunda bir GSM operatörü ile anlaştığını, bu durumdan şirketin rahatsız olduğunu, kira parasını ödemeleri için çıkmalarını istemesine rağmen çıkmamaları nedeni ile de binayı satılığa çıkardığını, bunun üzerine şirketin binayı satın almak istediğini, yaşadığı sıkıntılardan kurtulmak için ve dükkan satın almak istediğinden binayı … adlı şirkete satmaya karar verdiğini ve 2011 yılında … Özel Eğitim ve Öğretim Hizmetleri isimli şirkete binayı sattığını, satış bedelini ara ara elden aldığını, … adlı şahıstan da belirttiği üzere dükkan satın alarak, çek karşılığı yirmi taksitle bedelini ödediğini, süreçte Cumhurbaşkanı’nın söylemleri ile yapının ayyuka çıktığını, ekonomik kriz yaşamaları nedeni ile … Şirketi’nin sattığı apartmanı satışa çıkardığı duyması üzerine 2015 yılında binanın tamamını almak için şirket muhasebecisi ile irtibata geçtiğini, belediyenin rayiç bedelinden binayı satın aldığını ve yarı hissesini eşinin üzerine yaptığını, su borcu olan 160.000-TL’yi ise elden şirkete verdiğini, eşinin babasından kalan tarlası ile kendi adına olan dubleks villayı satarak temin ettiği paralar ile bu taşınmazı satın aldığını, Finansbank aracılığı ile ödeme yaptığını, banka görevlisini uyarmasına rağmen dekontlara sadece bir kısım taşınmazlara yönelik açıklamanın yazıldığını, diğer dekontlara açıklama yazılmadığını, görevlinin bunu düzelteceğini söylediğini, satın aldıklarında binanın kız yurdu olarak faaliyet gösterdiğini ve anlaşmaları gereği de öğretim dönemi sonuna kadar faaliyette bulunulduğunu, fakat kira bedelini ödememeleri üzerine sözleşmeyi feshettiğini, müftülüğe buranın kuran kursu olarak faaliyet göstermesi için başvuru yaptığını ancak büyük olması ve yeterli sayıda personel olmaması nedeni ile teklifinin kabul edilmediğini, süreçte bir takım kişiler ile müftülükle temasa geçtiklerini, Balkanlardan gelecek kız öğrenciler için yer ihtiyacı olduğunu belirten bir vakıf ile görüşmelere başladığını, kiralama işlemi yapacakken gözaltına alındığını; müdafii ise müvekkilinin Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/208 sayılı dava dosyasında aynı konuda yargılamasının bulunduğunu beyan etmiştir.
– 05.09.2018 tarihinde, kollukta, şüpheli sıfatı ile eşi ile aynı müdafiinin hukuki yardımından yararlanan …’da ifadesinde, 1990’lı yıllarda eşi tarafından yaptırılan binanın, 2000’li yıllarda öğrenci yurdu olarak kiraya verildiğini, sonrasında satıldığını, bu hususta bilgisinin olmadığını, 2015 yılında binanın satılık olduğunu duyunca da satın almaya karar verdiklerini beyan etmiştir.
09.10.2018 tarihli İl Emniyet Müdürlüğü yazısı ekinde gönderilen 06.10.2018 tarihli araştırma tutanağında, … ve …’ın yurda giriş çıkış kayıtlarının gönderildiği, …’ın ayrıntıları tablo halinde belirtilen yurda giriş ve çıkış yaptığı tarihlerde, …, …, …, … , …, …, …’ın ise …, … , …, …, …, …, , … , …, …, … ile yurt dışı giriş çıkış kayıtlarının bulunduğu bildirilmiştir.
12.11.2018 tarihli müzekkereler ile … ve … yönünden MASAK’tan akibet sorulmuştur.
18.07.2018 tarihli Müflis … Katılım Bankası İflas İdaresi’nin yazısı ile …, …, …, …, …, …, …, …’ın hesap ve kredi kartlarının bulunmadığı bildirilmiştir.
31.08.2018 tarihli İl Emniyet Müdürlüğü yazıları ekinde gönderilen 31.08.2018 tarihli araştırma tutanağında …’ın (…); aynı tarihli bir diğer araştırma tutanağında ise … ile …’ın yurtdışı çıkış giriş kayıtlarının bulunmadığı bildirilmiştir.
19.10.2018 tarihli MASAK yazısı ekinde gönderilen, 15.10.2018 tarihli mali analiz raporunda …’ın, 12.07.1993-17.07.2013 tarihleri arasında … Plastik Limited Şirketinde %5 ortaklığının bulunduğu,Aile Yaşamını Destekleme ve Aileler Arası Dayanışma Derneğinde yönetim kurulu üyesi olduğu, bir adet taşıt ve yedi adet gayrımenkul kaydına rastlanıldığı, kredi kullandığı bilgisine rastlanılmadığı, 05.08.2015- 24.12.2015 tarihlerinde BankAsya’da döviz cinsi katılım hesabının bulunduğu, Aralık 2013’te 0 TL bakiyesi bulunan hesapta Eylül 2014 te 44.850-TL ve 2015 yılı aralık ayına kadar artarak en son Aralık 2015’de 60.559,00-TL, Temmuz 2016’da ise 74,00-TL bakiyesinin bulunduğu, Ağustos 2014 te 47,00-TL si bulunuyor iken Eylül 2014’te 44.857,00-TL nin bulunduğu, hesap özetine göre 10.09.2014 tarihinde 504,-15 gr altınını hesabına transfer ettiğinin anlaşıldığı ve para transfer hareketlerinin bulunduğu belirtilmiştir. Yazı ve ekleri 15.11.2018 tarihinde bilirkişiye tevdi edilmiştir.
26.10.2018 tarihli MASAK yazısı ekinde gönderilen 18.10.2018 tarihli … hakkında tanzim edilen Mali Analiz Raporunda, SGK kayıtlarının bulunduğu ve inşaat mühendisi olduğunun belirtildiği, GİB kayıtlarında 2014-2017 yılları arasında kendine ait veya kiralanan gayrimenkullerin kiraya verilmesi veya leasingi şeklinde meslek bilgisinin bulunduğu, … ve … Adi Şirketinin %50 hissedarı olduğu, 2011 yılında fesh edilen … Koleji Mezunları Derneğinde ve faal olan … Gençlik Derneğinde kaydının bulunduğu, bir adet taşıt ve yedi adet gayrimenkulünün bulunduğu, Bank …’da 26.10.2014 tarihinde açılan hesabının aktif olduğu, 05.09.2012 yılında açılan hesabının 07.11.2014 tarihinde kapatıldığı, başkaca bankalarda da hesaplarının bulunduğu ve kasa kiraladığı, Bank … hesap bakiyelerinin “0” olduğu, transferler ile ilgili kayıtları incelendiğinde hakkında örgüte üye olma, dini inanç ve duyguların istismarı sureti ile dolandırıcılık, hukümeti ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlarından işlem yapılan …’a 26.02.2015 tarihinde 3000-TL EFT gönderdiği, şahsın kapatılan … Anonim Şirketi, … Özel Eğitim Anonim Şirketi, … Özel Eğitim Anonim Şirketi ve … Özel Eğitim Anonim Şirketinde muhasebeci olduğuna dair kaydın olduğu belirtilmiştir. Yazı ve ekleri 15.11.2018 tarihinde bilirkişiye tevdi edilmiştir.
26.10.2018 tarihli MASAK yazısı ekinde gönderilen 18.10.2018 tarihli … hakkında tanzim edilen Mali Analiz Raporunda, SGK kayıtlarına rastlandığının, GİB kayıtlarında 2016-2018 yılları arasında kendine ait veya kiralanan gayrimenkullerin kiraya verilmesi veya leasingi şeklinde meslek bilgisinin bulunduğu, 2011 yılında ortaklıktan çıktığı … Tekstil Temizlik Gıda İnşaat Limited Şirketinde ve 2017 yılından itibaren devam eden Karat Halı Dış Ticaret Limited Şirketinde ortaklık kayıtlarına rastlanıldığı, gayrimenkul kaydının olmadığı, bir adet taşıt kaydının olduğu, Bank … haricinde bankalarda hesap ve kredi bilgilerine rastlanıldığı, para transferleri incelendiğinde 04.09.2015 tarihinde …’ın havaalanına transfer ücreti olarak 725-TL gönderdiği … adlı kişi hakkında örgüt üyeliği suçundan işlem yapıldığı belirtilmiş, yazı ve ekleri 15.11.2018 tarihinde bilirkişiye tevdi edilmiştir.
12.11.2018 tarihli müzekkere ile … hakkında ki talimatın akibeti MASAK’tan sorulmuştur.
12.11.2018 tarihli müzekkere ile TEM Şube Müdürlüğü’nden …, …’ın şüpheli sıfatı ile ifadelerinin alınması istenilmiştir. 03.12.2018 tarihli İl Emniyet Müdürlüğü yazısı ekinde … ve …’ın ifadeleri ve veri havuz sorgulamalarını içerir tutanaklar, Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Bu kapsamda,
– İnşat Mühendisi olduğunu beyan eden …’ın 29.11.2018 tarihinde kollukta, müdafii eşliğinde şüpheli sıfatı ile alınan beyanında, geçmişte üç yıl, burslu kazandığı için … Dershanesine gittiğini, amcasının eşi …’ın … Yapı Kooperatifi ile yedi daire almak üzere anlaştığını ancak müteahhit … ile …’in bu daireleri başkalarına satmaları üzerine yengesinin mağduriyetini gidermek için bu sefer … Yapı Kooperatifinden 1/2 oranında hisse vereceklerine dair 2007 yılında bir anlaşma daha yaptıklarını, bu yerin belirtilen taşınmaz olduğunu, süreçte … Yapı Kooperatifi belirtilen yeri vermeyince yengesi ile mahkemelik olduklarını, bu mahkeme sonrasında 2008 yılında hissenin yengesine verildiğini, kat irtifakının kurulmasının beklenildiğini, devrolunduğu tarihlerde ise taşınmazda … Özel Eğitim Anonim Şirketinin kiracı olduğunu, 2014 yılında kirayı düzgün olarak alamaması nedeni ile yengesinin devretme kararı aldığını, 23.12.2014 tarihinde 85.000-TL karşılığında burayı satın aldığını, kira sözleşmesinin devam ettiğini, 2015 yılında hissedarlar ile bir araya gelerek irtifak tesis ettiklerini, süreçte … Şirketine kendileri ile devam etmek istemediğinden buranın tamamını ya kendilerinin yahut kendisince alınması isteminde bulunduğunu, şirketin alamayacaklarını, çıkmak istediklerini bildirmesi üzerine maddi gücü olmadığı için amcasının oğlu …’e burayı satın alıp alamayacağını sorduğunu, onun da kiracının çıkması durumunda alabileceğini söylemesi üzerine 12.02.2016 tarihinde 900.000-TL ye 1/2 hisseyi satın aldığını, taşınmaza böylece ortak olduklarını, şirketin Milli Eğitim ile imzaladıkları sözleşmeden kaynaklı binayı boşaltamayacaklarını bildirmeleri üzerine de taahhütname aldıklarını, ilk üç ay şirketin kira ödediğini sonrasında ödemediğini, bu nedenle ihtarnameler çektiklerini, ancak ellerine ulaşmadığını, süreçte dershanenin kapatıldığını ve …’in tapularına el konulduğunu öğrendiklerini, kendi hissesinin halen üzerinde olduğunu, örgütle bağının olmadığını beyan ettiği,
– 29.11.2018 tarihinde kollukta, bir başka müdafiinin hukuki yardımından yararlanarak şüpheli sıfatı ile ifade veren …’ın ise ticaretle uğraştığını, amca oğlu …’ın taşınmazı alıp alamayacağını sorması üzerine gidip taşınmaza baktığını ve … Anonim Şirketinin kiracı olduğunu öğrendiğini, şirket yöneticisi … ile yaptıkları pazarlık neticesinde 900.000-TL ye 1/2 hisseyi satın aldığını, parayı Yapı Kredi Bankası’ndaki hesabından şirket hesabına gönderdiğini, amcasının oğlu ile ortak olduğunu, burasını yatırım amaçlı satın aldığını, şirketin örgütle iltisaklı olduğunu bilmediğini, örgütle bir bağının olmadığını beyan ettiği,
– 30.11.2018 tarihli tutanakta, …’ın sorgulamasında, annesi …’ın Aile Yaşamını Destekleme ve Dayanışma Derneğine üye olduğu kaydına rastlanıldığı, aynı tarihli diğer tutanakta ise …’ın kaydına rastlanılmadığının bildirildiği,
Görülmüştür.
17.12.2018 tarihli dilekçesi ile … müdafii, ödenmeyen kira alacağına dair … Özel Eğitim Anonim Şirketi’ne noter aracılığı ile gönderilen
ihtarları, … ile şirket arasında yapılan, aylık 5500-TL ve bir yıllığı 66.000-TL den üç yıllık 20.02.2016 tarihli kira sözleşmesini, 20.03.2016 tarihli şirket tarafından verilen tahliye taahhütnamelerini, ilgili şirketin Bank … aracılığı ile …’ın Ziraat Bankası hesabına gönderdiği 5500-TL ye dair dekontu, 18.02.2016 tarihinde Yapı Kredi Bankası’ndan … tarafından … Özel Eğitim Anonim Şirketi’ne 900.000-TL, belirtilen taşınmazın satış bedelinin gönderildiğine dair dekontu, 01.05.2015 tarihinde … ile şirket arasında imzalanan kira sözleşmesini ve taahhütnameyi, … Yapı Kooperatifi ile ilgili belgeleri ve 25.12.2012 tarihli … ile ilgili taahhütnameyi ve … vekili … ile tasfiye halindeki … Konut Yapı Kooperatifi arasındaki ibraname ve yazışmaları, … ile … arasında … ‘nun şahitliğinde 24.12.2007 tarihinde yapılan satış sözleşmesini, …’ın 85.000-TL bedelle arsayı …’tan aldığına dair tapu senedini, … ile kooperatif ve yüklenici arasında imzalanan yapım sözleşmesini, arsanın bir miktarının 30.05.2003, 13.11.2003 tarihlerinde … Özel Eğitim Hizmetlerince satın alındığı, …’ın 08.01.2008 tarihinde …’den aldığı ve 23.12.2014 tarihinde …’a sattığı, … tarafından da 06.04.2015 tarihinde satış ve hisse tev. Yapıldığına dair tapu kaydının, ekran görünleri, çıktı ve fotokopileri içerir evrakları sunarak, takipsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Dosya içeriğinde bulunan;
… …’ın 29.07.2011 tarihli resmi senet ile belirtilen taşınmazdaki 12 adet mesken/işyeri vs… ait 1/1 paylı hisselerini 49.000.00-TL ye … Özel Eğitim ve Öğretim Anonim Şirketine; 7 nolu bağımsız bölümdeki 1/1 hissenin 49.000.00-TL ye, 9 nolu bağımsız bölümdeki 1/1 hissenin 49.000.00-TL ye … Özel Eğitim ve Öğretim Anonim Şirketine; 10 nolu bağımsız bir diğer bölümdeki 1/1 hissesini 51.750.00-TL ye, 11 nolu bir başka bağımsız bölüme ait 1/1 hissesini 26.000,00-TL ye, diğer altı ayrı bağımsız bölümlere ait 1/1 hisselerini 49.000,00-TL ye … Özel Eğitim ve Öğretim Anonim Şirketine sattığına ve şirketi temsilen Ahmet Özel’in imzasının bulunduğu görülen resmi senedin,
… Özel Eğitim ve Öğretim Anonim Şirketinin ise şirketi temsilen … ve …’ın imzaları ile 07.12.2015 tarihinde belirtilen taşınmazlardaki dokuz meskene ait 1/1 hisselerinin 1/2 hissesini 35.750,00-TL bedelle …’a, diğer 1/2 hissesini ise 35.750,00-TL bedelle …’a satıldığı, 8 ayrı bağımsız bölümdeki 1/1 hisselerinde aynı şekilde ayrı ayrı 1/2 oranında paylar ile 35.750.00-TL bedel ile … ve …’a satıldığına dair resmi senedin renkli örnekleri, görülmüştür.
21.01.2019 tarihinde …, Cimer başvurusu ile FETÖ/PDY terör örgütünce mağdur edilmelerine rağmen yürütülen soruşturma kapsamında yurt dışı çıkış yasağı uygulanması nedeni ile ticari işleri sekteye uğradığından mağdur olduklarını bildirerek soruşturmanın hızlandırılması ve yasağın kaldırılmasını istemiştir. Bahse konu istem itiraz olarak değerlendirilmiş ve yapılan inceleme neticesinde Edirne 1 Sulh Ceza Hakimliğinin 28.01.2019 tarih 2019/459 değişik iş sayılı kararı ile yürütülen soruşturma kapsamında hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmadığından, başkaca idari mercilerce yapılan işlemlere yönelik başvuru yapabileceğinden, talebinin reddine karar verilmiştir.
22.10.2019 tarihli müzekkere ile KOM Şube Müdürlüğü’nden, … ve …’ın kullandıkları ve beyan ettikleri telefon numaralarının tespiti istenmiştir. 30.10.2019 tarihli tutanaklar ile tespit edilen telefon numaraları 30.10.2019 tarihli İl Emniyet Müdürlüğü’nün yazısı ile Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.11.2019 tarihinde Edirne 2.Sulh Ceza Hakimliğinden şüpheliler … ile …’ın örgüte üye olma suçundan tespiti yapılan birden fazla telefon hatlarına yönelik 01.01.2009-15.09.2016 tarihleri arası tüm iletişim bilgilerinin tespiti isteminde bulunulmuştur. Edirne 2 Sulh Ceza Hakimliğinin 05.11.2019 tarih 2019/5067 değişik iş sayılı kararı ile …’ın kullandığı belirtilen yirmi adet sabit ve GSM numarasına; aynı tarihli 2019/5068 değişik iş sayılı karar ile de …’ın altı adet sabit ve GSM hattına yönelik HTS dökümlerinin istenilmesine karar verilmiştir.
06.11.2019 tarihli dilekçesi ile …, yurt dışı çıkış yasağı uygulandığından ticari işlerinin sekteye uğradığını, mülküne el konulduğunu, örgütle iltisakı olmamasına rağmen şüpheli sayıldığını, bu nedenle soruşturmanın hızlandırılarak ve işlerinin yurt dışında olması nedeni ile pasaportunun iadesi hususunda, mağduriyetinin giderilmesine yönelik, Cumhuriyet Başsavcılığından istemde bulunmuştur. Aynı tarihli bir diğer dilekçe ile de Onur … benzer istemde bulunmuştur.
07.11.2019 tarihli müzekkere ile Şüpheli …’a ait HTS verilerini içerir cd örgütün mahrem yapılanması içerisindeki kişiler ile ve örgüt şüphelisi kişiler ile irtibatının raporlanması için KOM Şube Müdürlüğü’ne gönderilmiştir. 06.01.2020 tarihli müzekkere ile … hakkındaki HTS analiz raporunun akibeti, KOM Şube Müdürlüğü’nden sorulmuştur.
06.01.2020 tarihli müzekkere ile KOM Şube Müdürlüğü’nden …’a ait HTS verilerini içerir cd gönderilerek, örgütün mahrem yapılanması içerisindeki kişiler ile ve örgüt şüphelisi kişiler ile irtibatının raporlanması istenilmiştir.
12.02.2020 tarihinde şüpheli … müdafii dosyaya vekaletname ibraz etmiştir.
İl Emniyet Müdürlüğü’nün 07.01.2020 tarihli yazısı ekinde gönderilen 07.01.2020 tarihli …’ a yönelik tanzim edilen HTS analiz raporunda, 5433834395 numaralı hatta arama aranma kaydının olmadığı, 5448781453 numaralı hattın abonelik kaydının 2013- 2017 yılları arasında şüpheliye ait olduğu, 11.12.2013 tarihi öncesi kayıtların şüpheliye ait olmadığı, sonrasında aile bireyleri ve kendi adına kayıtlı hatlar ile irtabatın bulunduğu, adına kayıtlı bu hattan haklarında işlem yapılan dört kişi ile irtibatının bulunduğu, bu kayıtlardan iki tanesinin … adına kayıtlı olduğu, diğer ikisinin ise öğretmen olan … adlı kişi ile 2009 ve 2010 yıllarında toplam sekiz defa yapıldığı, 5960 ile biten hattın şüpheli tarafından kullanılmadığı, 5323404930 nolu hattın 2015 yılından itibaren abonelik kaydının şüpheliye ait olduğu, 2015-2016 yıllarında ailesi ve adına alınan diğer hatlar ile irtibat kaydına rastlanıldığı, iki tanesi adına kayıtlı diğer hatlarda dahil olmak üzere, haklarında işlem yapılan yedi kişi ile irtibatının olduğu, 2016 yılında adına kayıtlı sabit ve GSM hattı ile, 2016 yılında aralarında öğretmen, muhasebeci oldukları da belirtilen üç kişi ile, 2009 yıllarında ise müdür ve astsubay olduğu belirlenen iki kişi ile bir defa kaydın bulunduğu, 5368430434 numaralı hattın adına kayıtlı olduğu, 2014-2016 yıllarında aile üyeleri ve adına kayıtlı diğer hatlar ile irtibatının bulunduğu, aralarında öğretmen, işletmeci ve emekli olduğu tespit edilen dört ayrı kişi ve adına kayıtlı bir hat ile irtibatının olduğu, 5335271905 numaralı hattın adına olduğu, 2012-2016 kayıtlarında aile bireyleri ve adına kayıtlı diğer hatlar ile irtibatının tespit edildiği, 2012-2015 yılları arasında adına kayıtlı iki hat ile 2013 yılında ise meslek kaydı bulunmayan Tevfik adlı şahısla bir adet irtibatının bulunduğu, … numaralı adına kayıtlı hattın 2012-2013 yılı kayıtlarında adına kayıtlı diğer hat ve aile bireylerine ait hatlar ile irtibatına rastlanıldığı, aralarında bir tanesi kendi adına olmak üzere dört kişi ile irtibatının bulunduğu, öğretmen olan şahısla onaltı, okul müdürü olan şahısla dört, imam veya hatip olan şahısla bir adet kaydının bulunduğu, … numaralı hattın adına kayıtlı olduğu, 2012 yılında kendisi adına kayıtlı diğer hatlar ve aile bireyleri ile irtibatın bulunduğu, bu kapsamda doktor olan bir şahısla iki, öğretmen olan şahısla bir, adına kayıtlı bir başka hat ile bir kaydın bulunduğu, … numaralı hattın adına kayıtlı olduğu, hattan annesi ve diğer hatlarının arandığı, bu kapsamda memur emeklisi bir şahısla 2014 yılında bir, adına kayıtlı bir diğer numara ile de 2013 yılında bir kaydının bulunduğu, … numaralı hattın adına kayıtlı olduğu, şüpheli tarafından kullanılmadığı ancak iş adamı olan bir şahısla 2011 yılında iki, 2013 yılında mesek kaydı bulunmayan Ahmet ile bir, araştırma görevlisi şahıs ile bir irtibat kaydının tespit edildiği, diğer hatların ise bir kısmının adına kayıtlı olduğu, ailesi ve diğer numaraları ile irtibatlı olduğu tespit edilmiş ise de haklarında soruşturma yürütülen kişiler ile irtibatın olmadığı, bir kısım hatların ise kullanıcısı olmadığı ve hakların soruşturma yapılan kişiler ile irtibatının bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.
İl Emniyet Müdürlüğü’nün 20.01.2020 tarihli yazısı ekinde, … yönünden gönderilen 20.01.2020 tarihli HTS analiz raporunda, … numaralı hattın babası adına kayıtlı olduğu, 2011 yılında kullanıcı olarak şüpheli tarafından beyan edildiği, annesi, babası, akrabaları ve kendi adına kayıtlı sabit hatla irtibatlı olduğu, 2009-2016 yıllarına yönelik toplam 2990 adet veride yapılan incelemede otuzbeş adet hakkında işlem yapılan şahıs adına kayıtlı hatlarla irtibatının bulunduğu, … numaralı sabit hattın babası adına kayıtlı olduğu, 2009-2014 yılları arasında annesi, babası, akrabaları ve kendi adına kayıtlı cep telefonu ile irtibatlı olduğu, şüpheli tarafından ev telefonu olarak beyan edildiği, haklarında işlem yapılan on dört şahısla irtibatının bulunduğu, bunlardan bir tanesinin mahrem yapıdan olduğu, 2009 yılında bir adet arama kaydı bulunan bu kişinin … adlı polis memuru olduğu, bir GSM hattının sehven yalnış ya da eksik yazılmış olabileceği, üç hattın adına kayıtlı olduğu ancak haklarında işlem yapılan kişiler ile irtibatının bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.
Karar başlığında, FETÖ/PDY Silahlı terör örgütüne bilerek isteyerek yardım etme suçundan şüpheliler …, … hakkında, suç tarihi 18.02.2016 ve yerinin ise Edirne olduğu, müştekinin Edirne Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü olduğu belirtilen Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının 12.02.2020 tarih, 2016/9152 soruşturma ve 2020/951 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ile şüpheliler hakkında, Edirne Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü’nün 02.09.2016 tarihli suç duyurusunun 05.09.2016 tarihinde soruşturmaya kaydedilmesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, şüphelilerin havuz sorgularının yapılan incelemesinde; şüphelilerin ve birinci derece aile yakınlarının ByLock kayıtlarının bulunmadığı, şüphelilerin örgüt ile alakalı kuruluşlarda SGK kayıtlarının, örgüt ile alakalı dernek, vakıf ve sendikalarında üyeliklerinin, örgütün üst düzey yöneticileri ile telefon irtibatlarının bulunmadığı, şüphelilerin FETÖ/PDY Silahlı terör örgütüne yardım etmek amacı ile alış veriş yaptıklarına dair bir delil elde edilemediği, savunmalarının aksine dosyaya yansır delil tespit edilemediği, şüpheliler hakkında tüm araştırmaların yapıldığı, iddia dışında haklarında kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, kararın bir örneğinin müştekiye ve şüpheli müdafilerine tebliğine, karardan bir suretin Edirne KOM Şube Müdürlüğü’ne gönderilmesine, kararın suçtan zarar görene tebliği ile tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde Edirne Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edebileceğine CMK’ nın 172 ve 173 maddeleri uyarınca karar verilmiştir.
14.02.2020 tarihinde … müdafii vekillikten çekildiğine dair dilekçe ibraz etmiştir.
Karar, 04.03.2020 tarihinde Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü’ne, 10.03.2020 tarihinde şüpheli …’a tebliğ edilmiş, şüpheli … müdafiine ise e tebligat ile 21.02.2020 tarihinde alıcı hesabına konulan evrak, 26.02.2020 tarihinde okundu sayılmıştır.
03.06.2020 tarihli dilekçe ile hazine vekili kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edeceğinden dosyanın bir nüshasının tarafına verilmesini istemiş ve almıştır.
09.06.2020 tarihinde Maliye Hazinesi vekilince kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itirazda bulunulmuştur. Özetle; itiraz dilekçesinde eksik araştırma yapıldığı, her ne kadar şüphelilerin örgütün üst düzey yöneticileri ile irtibatlarının olmadığı belirtilmiş ise de hakkında işlem yapılan şahıslar ile HTS irtibatlarının olduğu, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı raporlarında şüphelilerin haklarında işlem yapılan kişiler ile para transferlerinde bulunduklarının belirtildiği, bu durumun örgütün para trafiğinin içinde yer aldıkları ve örgüte yardım ettiklerinin kanıtı olduğunu, taşınmazın kapatılan … Özel Eğitim Anonim Hizmetleri
Şirketince 30.04.2015 tarihinde devredildiği, aynı şirketin bir başka taşınmazını da 26.03.2014 tarihinde …’a, … tarafından da 17.10.2014 tarihinde …’a devri sebebiyle Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/296 esas sayılı dosyası ile açılan tapu iptal ve teşcil davası neticesinde 13.12.2018 tarih ve 2018/629 karar sayılı karar ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı hazine adına tesciline karar verildiğini, bu kapsamda taşınmaz devirlerinin eş zamanlı olduğu nazara alındığında satışın gerçek bir satış olmadığını, 17/25 aralıktan sonra devletin el koyacağı endişesi ve öngörüsü içerisinde mal kaçırmak maksatlı bedel ödemeksizin yapılan bir satış olduğunu, örgüte yardım ettiklerini, taşınmazın rayiç bedelini, bu bedelin ödenip ödenmediğini, satın alma güçlerinin bulunup bulunmadığının araştırılmadığını, suç duyurusuna konu diğer taşınmaz hakkında ise karar verilmediğini, soruşturma yapılmadığını, tüm dosya evrakı birlikte dikkate alındığında silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu işlediklerinin sabit olduğu, ayrıca Türk Ceza Kanunun 157. maddesinin e) fıkrasında düzenlenen kamu kurum veya kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunun da oluştuğunu, bu nedenle haklarında her iki suçtan dava açılması gerekli iken eksik araştırma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinden kararın kaldırılması itirazında bulunmuştur.
Dilekçe ekinde Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2018 tarih 2017/296 esas ve 2018/629 sayılı kararının sunulmuştur. Kararda, Kazanova Köşklüada Mevkiinde bulunan 1191 ada 1 parsel sayılı tarla niteliğinde taşınmazın; 26.03.2014 tarihinde … Özel Eğitim Hizmetleri şirketi adına kayıtlı iken, bu şirketi temsilen … ve … tarafından 35.000 TL bedelle davalı …’a satılarak devredildiği, 17.10.2014 tarihinde ise davalı …’a vekaleten … tarafından davalı …’a yine 35.000 TL bedelle satılarak devredildiği ve taşınmazın halen davalı … adına kayıtlı olduğu, dava konusu taşınmaz her ne kadar tapuda tarla niteliğinde kayıtlı ise de, gerek davacı idare tarafından yapılan araştırmalara ve sunulan belgelere, gerekse Edirne Kapıkule arasındaki otoyolun hemen kenarında bulunmasına göre imar uygulama planı içerisinde kaldığı, taşınmaz başında kadastro bilirkişi ile inşaat, ziraat ve gayrimenkul değerleme uzmanından oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapıldığı, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 25.06.2018 tarihli rapor ve 16.10.2018 tarihli ek rapor ile üzerindeki ağaçlarla birlikte, dava tarihindeki değerinin 458.568 TL, 26/03/2014 tarihindeki değerinin 361.381 TL ve 17.10.2014 tarihindeki değerinin ise 370.410 TL olduğunun tespit edildiği, davalı …’un oldukça varlıklı ve çeşitli araç ve taşınmazları bulunan ve davaya konu taşınmazı satın alabilecek güçte bir kişi olduğu anlaşılmasına rağmen, davalı …’un ise tam tersine maddi durumu oldukça zayıf ve davaya konu taşınmazı satın alabilecek maddi gücü olmayan hatta ikinci satışta elde ettiği varsayılan paranın dahi kendisinde bulunmayan bir kişi olduğu, davalı … ile ilgili olarak bir soruşturma olmadığı anlaşılmış ise de, davalı … hakkında 2016/8365 soruşturma sayılı dosyası kapsamında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan dolayı yürütülen soruşturmanın bulunduğu, davalıların delil olarak sundukları banka hesap dökümlerinde davaya konu taşınmazın satış bedeli miktarı ile ilgili olarak herhangi bir hesap akışına rastlanmadığı, taşınmazın ilk satışı yapan maliki … Özel Eğitim Hizmetleri şirketinin, 667 sayılı KHK gereğince, silahlı terör örgütüne üye olma ile ilgili soruşturmalar kapsamında kapatılan ve malvarlığına hazinece el konulan bir şirket olduğu, dava konusu taşınmazın; Edirne-Kapıkule arasındaki otoyol kenarında bulunan ve oldukça değerli bir taşınmaz olmasına, 667 sayılı KHK gereğince kapatılan şirket yetkilileri tarafından silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan hakkında soruşturma yapılan ve maddi gücü oldukça zayıf olarak alım gücü bulunmayan davalı …’a 35.000 TL gibi çok düşük gerçek değerinin yaklaşık onda biri bedel ile 26.03.2014 tarihinde devredilmesine, akabinde aradan fazla zaman geçmeden 17.10.2014 tarihinde yine aynı bedel ile davalı … tarafından davalı …’ye devredilmesine, bu devirlerin her ne kadar 15 Temmuz sürecinden önce olmuş ise de örgüt yapılanmasının belirgin bir şekilde açığa çıktığı 17-25 Aralık 2013 sürecinden hemen sonra gerçekleşmesine, davalı …’un her ne kadar maddi gücünün bu taşınmazı almaya yeter olduğu anlaşılmış ise de bu konuda gerçek değerini ödediğine dair herhangi bir yazılı kanıt sunamamasına, banka hesap dökümlerinde herhangi bir kayda rastlanmasına göre, her iki devrinin de muvazaalı olduğu, yani; 17-25 Aralık sürecinden hemen sonra, FETÖ/PDY örgütüne ait olan şirketin malı olan bu taşınmaza yakın bir süreçte devletin el koyacağı endişesi ve öngörüsü içerisinde bu malı kaçırmak amacıyla ve herhangi bir bedel ödemeksizin bu devirlerin yapıldığı kanaatine varıldığından davaya konu taşınmazın mevcut tapu kaydının iptali ile davacı hazine adına tesciline karar verildiği görülmüştür.
Edirne 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 30.06.2020 tarih 2020/2529 değişik iş sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından itirazın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
25.09.2020 tarihli dilekçe ile Maliye Hazinesi vekili Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne kesinleşen itiraz merci kararının kanun yararına bozulması hususunda ihbar ve istemde bulunmuştur. Özetle başvuruda, itiraz dilekçesinde belirtilen nedenlere atfen eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği belirtilmiştir.
Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı 07.10.2020 tarihli yazısı ile şüphelilerin örgüte yardım etme amacı ile alış veriş yaptıklarına dair ve savunmalarının aksine bir delil elde edilemediği, tüm araştırmaların yapıldığı, kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak bir delil elde edilemediği, örgüte yardım kastı ile hareket ettiklerine dair ifade, teşhis ile sair delilin bulunmadığı, ceza davası ile hukuk davasında uygulanan usulün, korunan hukuki değerin ve temel alınan hukuk ilkelerinin farklı olduğu, şüphelilerin örgüt mensupları ve örgütle irtibatlarının tespit edilemediği, ticari bir alışverişin örgüte yardım kastı ile yapıldığına dair somut bir delil elde edilemediği anlaşıldığından, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ile mercii kararının usul ve kanuna uygun olduğu kanaatine varılmakla, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesince kanun yararına bozulmasına karar verilmesi talebinin haklı ve uygun bulunmadığına dair Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne görüşte bulunmuştur.
III-HUKUKİ UYUŞMAZLIK;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan yürütülen soruşturma neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile bu karara Maliye Hazinesince vaki itirazın reddine dair kararda isabet bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV- HUKUKİ MEVZUAT;
5237 sayılı TCK’nın
Silahlı örgüt
Madde 314- …(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır…
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
Madde 220-… (7) (Değişik: 2/7/2012 – 6352/85 md.) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir…
5271 sayılı CMK’nın
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
Madde 172 – (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
(2) (Değişik: 02.01.2017-KHK-680/10 md.; Aynen kabul: 01.02.2018-7072/9 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.
173. maddesi;
Cumhuriyet savcısının kararına itiraz
(1)Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2)İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3)(Değişik: 18.6.2014-6545/71 md.) Sulh Ceza Hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4)(Değişik: 25.5.2005 – 5353/26 md.) Sulh Ceza Hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir

(6)İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172. maddenin 2. fıkrası uygulanır.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 – 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.
Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez.
Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yararına bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
Sübutu kabul edilen eylemin suç oluşturup oluşturmayacağı ya da hangi suçu oluşturacağı yönündeki hukuki tespit, kabul ve uygulamaların yukarıda sayılan, uygulama birliği ve hukuk güvenliği amaçları bağlamında kanun/kamu yararı taşıdığından kanun yararına bozma yasa yoluna konu olabileceğinde şüphe yoktur. Yüksek Ceza Genel Kurulu da aynı görüştedir(23.6.2009 t, 2009/7-69,176 sy).
Ancak ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 25.10.1993 tarih 260/281 sayılı kararında da açıklandığı üzere; olaya ilişkin deliller toplanıp değerlendirilmişse, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine noksan kovuşturma yapıldığından ya da takdirinde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozmaya gidilemez.
Konu ile ilgisi bakımından suç ihbarı ya da şüphesi üzerine Cumhuriyet savcılığı tarafından yapılacak soruşturma işlemleri, tamamlanan ceza soruşturması neticesinde Cumhuriyet savcısınca verilecek kararlar ve bu kararlara karşı gidilebilecek kanun yolları ile bunlara ilişkin usul hükümleri ile suçtan zarar gören kavramları üzerinde kısaca durmak gerekmektedir.
“Suçtan zarar gören” kavramı: Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara itiraz edebilmek için suçtan zarar görmek gereklidir. Suçtan zarar görme kavramı yasada açık olarak tanımlanmamış ise de, mağdur ve şikayetçi ile suçtan zarar görenin hakları CMK’nın 234. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdur suçtan bizzat zarar gören kişidir. Bazı hallerde doğrudan suçtan zarar görmemekle birlikte dolaylı olarak da zarar söz konusu olabilir. Bu kişiler suçtan zarar gören olarak ifade edilmektedir. ”Zarar gören” kavramı, mağdurdan daha geniş bir alanı kapsamaktadır. Yerleşik uygulamalara göre suçtan ancak doğrudan zarar gören kişiler davaya katılma hakkını haizdirler.
Esas itibariyle silahlı terör örgütüne üye olma veya örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte yardım etme suçları kanundaki düzenleme yerine göre anılan suçlar Devletin güvenliğine, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı icra edilmektedir. Anılan suçların koruduğu hukuki yarar, devletin Anayasal düzeni ve devletin birliği, kamu düzeni, toplumsal güven ve barışın korunması, örgütün sağladığı kolaylıktan faydalanılarak suç işlenmesinin önlenmesidir.
Bu nedenledir ki, demokrasi ve güven ortamında yaşama hakkına sahip toplumun her bir ferdinin bu suçlardan dolaylı olarak etkilenip zarar gördüğü tartışmadan varestedir. Örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar yönünden şartları oluştuğunda bu suçların, gerçek ya da tüzel kişi mağdurlarının araç suçlarla ilgili olarak, soruşturma aşamasında CMK’nın 173/1. maddesi gereğince itiraz hakkını, kovuşturma safhasında da aynı Kanunun 237. maddesi kapsamında davaya katılma hakkını kullanabilir ise de doğrudan zarar görmediğinden silahlı terör örgütüne üye olma veya örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte yardım etme suçu yönünden bu hakları haiz değildir. Yüksek Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamaları da bu yöndedir. (Ceza Genel Kurulunun 03.05.2011 gün ve 155–80, 04.07.2006 gün ve 127–180, 22.10.2002 gün ve 234–366 ile 11.04.2000 gün ve 65–69 sayılı kararları)
Soruşturma İşlemleri ve Kovuşturmaya Yer Olmadığına İlişkin Kararlara İlişkin Usul yönünden ise, Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar (CMK. 160/1 m.). Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adli kolluk görevlileri aracılığıyla her türlü araştırmayı yapabilir (CMK. 161/1 m.). Soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmemesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı süresi ve mercii gösterilir. (CMK. 172/1 m.).
Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı Ağır Ceza Mahkemesinin bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edebilir (CMK. 173/1 m.). İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirecek olaylar ve deliller belirtilir (CMK. 173/2 m.).
Sulh Ceza Hakimliği, istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir (CMK. 173/4 m.). Sulh Ceza Hakimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek üzere, o yer Cumhuriyet savcılığına talepte bulunabilir. Kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa istemi gerekçeli olarak reddeder. İtiraz edeni giderlere mahkum eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir (CMK. 173/2 m.). Dava zaman aşımı süresi içinde kamu davası açılabilmesi için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmesi ve bu hususta merciince yeniden soruşturmaya başlanılması hususunda bir karar verilmedikçe aynı fiilden dolayı kamu davası açılamayacaktır. Bu halde sulh ceza hakiminin kararına karşı kanunda itiraz yolu öngörülmediği için CMK’nın 267/2 maddesinin uygulanma olanağı yoktur. Dolayısıyla sulh ceza hakiminin artık kararını değiştirme imkanı bulunmamaktadır. Bu kararlardaki hukuka aykırılıklar koşulları uygunsa kanun yararına bozma yoluyla giderilebilecektir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
Örgütle iltisakları nedeni ile kapatılan şirketlerden taşınmazları muvazaalı olarak satın aldıkları iddiası ile işleri takip etmekle yetkili kılınan Edirne Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü’nün suç duyurusuna istinaden, silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan şüpheliler hakkında yapılan soruşturma neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına konu dosya kapsamında, şüphelilerin örgütle iltisaklarını, para veya değeri para ile temsil edilebilen banka kredisi, banka ve seyahat çeki, havale, menkul kıymet, hisse senedi, kripto para, teminat, tahvil, bono, poliçe, kredi mektubu ve benzeri kıymetler ile taşınır veya taşınmaz, maddi veya gayri maddi, her türlü mal, hak, alacaklar ve bunlar üzerinde bir mülkiyet hakkını veya menfaati tevsik ve temsil eden elektronik veya dijital ortamdakiler de dahil olmak üzere her türlü ekonomik değerleri hakkında ayrıntılı araştırma yapılarak ve 5237 sayılı Kanunun iştirak hükümlerinin değerlendirilmesi neticesinde suçla ilgili diğer kişilerin malvarlığının da tespit edilmesi, bu yönde ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılması ve tespit edilen malvarlığının kazanım sebebinin belirlenmesi, tespit edilen malvarlığı değerlerinin, gayrimeşru kaynağını gizlemek ya da meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutulup tutulmadığının araştırılması; tanık, bilgi sahibi ve şüpheli beyanlarında da bu hususa yer verilmesi, gerekirse koruma tedbirlerinin uygulanması sureti ile etkin soruşturmanın yapılması gerektiği gözetilerek;
Söz konusu soruşturma kapsamında öncelikle şikayete konu taşınmazlara ait tapu defter ve kayıtlarının celbi ile bilirkişi incelemesi yaptırılması, şüphelilere ait banka hesap dökümlerine ilişkin bilirkişi raporu ile varsa suça konu taşınmazlar veya ilgili şirketle ilgili Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülen dava dosyalarının getirtilip incelenerek sonucuna göre tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden sonra şüphelilerin hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de,
Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığı kararlarının Kanun Yararına Bozma kanun yoluna tabi olmaması (5271 sayılı CMK madde 309/1) ve zikredilen hukuki hataların 5271 sayılı Kanunun 172 ve 173 maddeleri çerçevesinde safahatta olağan usul ve yöntemlerle telafisinin mümkün bulunması ve özellikle, kamu adına kovuşturmaya yer olmadığı kararına konu suçun nev ve mahiyeti itibari ile doğrudan zarar görmeyen Maliye Hazinesi tarafından yapılan itirazın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekmekte ise de bu husustan zuhul ile işin esasına girilip delil değerlendirmesi yapmak suretiyle verilen talebe konu merci kararında netice itibariyle isabetsizlik bulunmadığından istemin reddine karar verilmiştir.
VI-SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.03.2021 tarih ve 2021/26529 sayılı tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi uyarınca Kanun Yararına Bozma isteğinin REDDİNE, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.09.202 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.