YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/609
KARAR NO : 2022/2165
KARAR TARİHİ : 19.04.2022
İlk Derece Mahkemesi : Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 08.11.2018
tarih ve 2017/148 – 2018/438 sayılı kararı
Suça Sürüklenen Çocuk : …
Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması, silahlı terör örgütü propagandası yapmak Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması; (14.03.2017 Silahlı terör örgütü propagandası yapmak; (24.02.2015)
Hüküm : 1-TCK’nın 302/1, 31/3, 63., 2-TCK’nın 174/1-2, 31/3, 52/2-4., 3- 3713 sayılı Kanunun 7/2-2. cümle, TCK’nın 31/3, 50/1. a-3, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddi çocuk
Bölge adliye mahkemesince suça sürüklenen çocuk hakkında silahlı terör örgütü propagandası yapma suçuna ilişkin kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddesinin 1/f bendinde belirtilen süre içerisinde temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurularının süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
A-) Suça sürüklenen çocuk hakkında tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçuna ilişkin bölge adliye mahkemesinin kararı, verilen cezanın tür ve süresine göre CMK’nın 286/2-a maddesi gereğince temyiz edilemez nitelikte olduğundan suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin temyiz istemlerinin CMK’nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
B-) Diğer temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Suça sürüklenen çocuk müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, ilk derece mahkemesinde silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, istinaf ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
1-) Suça sürüklenen çocuk hakkında silahlı terör örgütü propagandası yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Silahlı terör örgütü propagandası yapma suçunda söz konusu paylaşımın yapıldığı “24.02.2015” suç tarihinin ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi gerekçeli karar başlıklarında gösterilmemesi mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-) Suça sürüklenen çocuk hakkında devletin birliğini ve ülke bütünlüğnü bozma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 01.04.2016 tarihli, 2016/8331 soruşturma, 2016/3550 esas ve 2016/147 karar sayılı iddianamesi ile Diyarbakır ili Sur ilçesinde meydana gelen hendek kazma, barikat kurma ve güvenlik güçlerine yönelik silahlı eylem ile faaliyetlere silahlı olarak destek verme eylemlerinde bulunduğundan bahisle “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçundan açılan dava sebebiyle suça sürüklenen çocuğun Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/199 esas sayılı dosyasında yargılandığı ve 06.04.2017 tarihinde suça sürüklenen çocuğun yapılan teşhisi kabul etmeyen ve hükme esas alınmayan tanık beyanlarının dışında TCK 302 maddesinden cezalandırılmasına elverişli eylemi tespit edilemediği gerekçe gösterilen dosya kapsamına yansıyan diğer eylemleri nedeniyle “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan mahkumiyetine karar verildiği, anılan kararın suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesinin 13.06.2017 tarihli, 2017/806 esas ve 2017/900 sayılı kararı ile kesin olarak esastan reddine karar verilerek aynı tarihte kesinleştiği, yine suçu sürüklen çocuk hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının; 21.04.2017 tarihli, 2017/12785 soruşturma, 2017/5521 esas ve 2016/92 sayılı iddianamesi ile “silahlı terör örgütüne üye olmak, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ve silahlı terör örgütü propagandası yapmak”, 27.01.2018 tarihli, 2018/5316 soruşturma, 2018/1051 esas ve 2018/37 sayılı iddianamesi ile “silahlı terör örgütüne üye olmak”, 03.07.2018 tarihli, 2018/32558 soruşturma, 2018/11862 esas ve 2018/240 sayılı iddianamesi ile “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçlarından örgütle iltisakını ortaya koyan ve Diyarbakır ili Sur ilçesinde meydana gelen hendek kazma, barikat kurma ve güvenlik güçlerine yönelik silahlı eylem ile faaliyetlere silahlı olarak destek verme eylemlerinde bulunduğuna dair yeni tanık anlatımlarının ve belgelerin elde edilmesi nedeniyle açılan dava sebebiyle suça sürüklenen çocuğun Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/148 esas sayılı dosyasında yargılandığı ve 08.11.2018 tarihinde suça sürüklenen çocuğun silahlı terör örgütünün amaç suçunun gerçekleştirilmesine yönelik olarak YDG-H yapılanması içerisinde … Kod adı ile yer alarak örgüt faaliyeti kapsamında Sur ilçesinin çeşitli mahallelerinde meydana gelen hendek kazma, barikat kurma, çatışmaya giren örgüt mensuplarının birbirleriyle irtibatını sağlama ve örgüt mensuplarına silah temin ettiği, özyönetim ilan edilen yerlerde hendek kazılması, kurulan barikatların etrafına mayın döşenmesine katıldığı kabul edilerek “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçundan “20 yıl” hapis cezası ile cezalandırılmasına ve “silahlı terör örgütü üye olmak” suçundan kesinleşen “4 yıl 8 ay” hapis cezasının mahsubuna karar verilerek neticeten “15 yıl 4 ay” hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere muhakeme yapılabilmesinin şartlarından birisi de “Non bis in idem” olarak ifade edilen, aynı fiilden dolayı verilmiş bir hükmün veya açılmış bir davanın bulunmamasıdır. Kanunlarda açıkça yazılı olmadan da uygulanan bir hukuk normu olarak doktrinde de kabul olunan ve muhakeme hukukunun ana ilkelerinden olan “Non bis in idem” ilkesi 1412 sayılı CMUK’nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasında; “Aynı konuda, aynı sanık için evvelce verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava var ise davanın reddine karar verilir”, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nın “Duruşmanın sona ermesi ve hüküm” başlıklı 223. maddesinin yedinci fıkrasında ise; “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, aynı fiil nedeniyle, aynı sanık hakkında önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, sonradan açılmış olan davanın reddine karar verilecektir.
Somut olayda suça sürüklenen çocuğun Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/199 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamaya teşkil eden eylemleri ile Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/148 esas sayılı dosyasında yargılamaya teşkil eden eylemlerinin aynı olaya ilişkin olduğu, “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma” suçundan yapılan yargılama neticesi “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan kurularak kesinleşen mahkumiyet hükmü üzerine “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü” bozma suçundan suça sürüklenen çocuk hakkında aynı suçlama nedeniyle tekrar görülen davada “non bis in idem” kuralı gereğince davanın CMK 223/7. maddesi gereğince reddine karar verilmesi yerine yargılamaya devamla mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve bozma nedeni gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.