Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/5914 E. 2022/3688 K. 20.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5914
KARAR NO : 2022/3688
KARAR TARİHİ : 20.06.2022

Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Bingöl 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.06.2020 tarih ve 2019/217 – 2020/112 sayılı kararı
Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, yetkili makamlardan izin almaksızın izinsiz patlayıcı madde bulundurma, nitelikli şekilde kamu malına zarar verme, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs etme
Hüküm : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 302/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına;
Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürmeye iştirak etme suçundan 3 kez TCK’nın 37/1 ve 302/2. maddeleri delaletiyle TCK’nın 82/1-a, g, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın
53, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandrılmasına;
Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs etme suçundan 17 kez TCK’nın 37/1 ve 302/2. maddeleri delaletiyle TCK’nın 82/1-a, g, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 35/2, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına;
Yetkili makamlardan izin almaksızın patlayıcı madde bulundurma suçundan TCK’nın 37/1 ve 302/2. maddeleri delaletiyle TCK’nın 174/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 52, 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına; Nitelikli şekilde kamu malına zarar verme suçundan TCK’nın 37/1 ve 302/2. maddeleri delaletiyle TCK’nın 152/1-a, 2-a, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına dair hükümlere yönelik istinaf başvurularının esastan reddi
Temyiz edenler : Sanık müdafileri
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurularının süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, ilk derece ve bölge adliye mahkemesinde silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından, işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, nitelikli şekilde kamu malına zarar verme, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme (3 kez), kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs etme (17 kez) suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
PKK silahlı terör örgütü üyes…kod adlı sanık …’ün 1999 yılında Almanya’da bulunduğu sırada PKK terör örgütü ile tanışarak örgüte katılmaya karar verdiği, Hollanda’dan Ermenistan’a geçtiği, buradan da İran’da bulunan Hınere kampına geçerek PKK silahlı terör örgütüne katıldığı, burada siyasi
ve askeri eğitim aldıktan sonra 2002 yılına kadar Rebur Serhat kod adını kullandığı, bu tarihten sonra ise Necmi-Serhat kod adını kullandığını, PKK silahlı terör örgütü üyelerinin kendi isimlendirmelerine göre Serhat (Erzurum) ve Amed (Diyarbakır) bölgelerinde PKK silahlı terör örgütü adına faaliyet yürüttüğü, kolluk görevlilerince yakalanan ve rızası ile teslim olan örgüt üyelerinin sanığı fiziki özelliklerini belirtmek suretiyle teşhis ettikleri, sanığın PKK silahlı terör örgütünün özel kuvvetler biriminin içerisinde yer aldığını, tim komutanı olduğunu, bomba konusunda eğitimli ve mayıncı olduğunu belirterek katıldığı eylemlere ilişkin ayrıntılı beyanlarda bulundukları, sanığın yakalandığı tarihe kadar yaklaşık 15 yıl terör örgütü adına faaliyet yürüttüğü, bu itibarla Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozmaya yönelik olarak amaç suçu işlemeye elverişli vahamet arzedici nitelikteki araç suçlardan olan kamu görevlisini tasarlayarak kasten öldürme ve öldürmeye teşebbüs etme, nitelikli şekilde kamu malına zarar verme, yetkili makamlardan izin almaksızın patlayıcı madde bulundurma suçlarını işlediği hususlarının tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu ve eylemlerinin vahamet arz eden nitelikte bulunduğu değerlendirildiğinde, eylemlerinin TCK’nın 302. maddesinde düzenlenen Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu oluşturduğuna dair kabulde bir isabetsizlik bulunmadığından;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosya kapsamına göre kurulan hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafilerinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemekle, CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, nitelikli şekilde kamu malına zarar verme, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme (3 kez), kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs etme (17 kez) suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin ONANMASINA,
II-Yetkili makamlardan izin almaksızın patlayıcı madde bulundurma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafilerinin temyiz dilekçesinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden, CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak
Sanık hakkında belirlenen temel cezanın, suçun niteliği ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi gereğince artırılırken arttırım oranı doğru yapıldığı halde, uygulama maddesinin 3713 sayılı Kanunun 5/2 maddesi yerine 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafilerinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün belirtilen sebepten dolayı BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmeden, CMK’nın 303/1 maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, temel cezanın tayin edildiği 4. bölümde bulunan hükmün 2. ve 3. fıkralarından ”3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi” ibarelerinin çıkarılarak yerine ”3713 sayılı TMK’nın 5/2. maddesi” ibarelerinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Bingöl 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.