Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/5688 E. 2022/2456 K. 25.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5688
KARAR NO : 2022/2456
KARAR TARİHİ : 25.04.2022

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
İlk Derece Mahkemesi : nin tarih ve sayılı kararı
Suç : Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
Hüküm : 5918 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki TCK’nın 282/1, 62/1, 52/2-4, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında verilen hükmün daha önce Yargıtay denetiminden geçmesi dolayısıyla temyiz yasa yoluna tabi olması ve 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesi hükmü karşısında tebliğnamede yer alan temyiz talebinin reddine dair görüşe iştirak edilmemiş; 12.01.2017 tarihli 2. celse duruşma tutanağında zabıt katibi … …’ın (…) gerek fiziki gerekse elektronik imzasının bulunmaması, mahallinde giderilebilir eksiklik olarak kabul edilmiştir.
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun oluşabilmesi için failin, alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini, yurt dışına çıkarması veya gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutması gerektiği; somut olayda öncül suç niteliğindeki “4926 sayılı Kanun’a Muhalefet” suçundan sanık hakkında kamu davası açılıp yargılama yapıldığı, atılı suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçunu oluşturduğu belirlenen son işlem tarihinin 05.01.2006 olduğu, sanığa atılı bulunan suçun suç tarihinden önce 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanunun 7. maddesinde düzenlendiği, yine aynı Kanunun 8. maddesinde bu suça ilişkin kovuşturma zamanaşımının 10 yıl olarak belirlendiği, anılan maddede 26.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren 5020 sayılı Kanunun 16. maddesi ile yapılan değişiklik üzerine kovuşturma zamanaşımı süresinin 15 yıla çıkartıldığı, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 282. maddesinde yer verilmesi üzerine 18.10.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkındaki Kanunun 26. maddesi ile 4208 sayılı Kanunun 7 ve 8. maddelerinin yürürlükten kaldırıldığı, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun düzenlendiği TCK’nın 282. maddesinin, 26.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilmeden önceki ilk halinde; “cezanın üst haddinin 5 yıl” olarak düzenlendiği ve TCK 66/1. maddesi uyarınca 8 yıllık olağan ve TCK’nın 67. maddelerinde belirlenen 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresine tabi olduğu, tüm bu yasal düzenlemelerin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu zamanaşımı bakımından, TCK’nın 282. maddesinin 26.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilmeden önceki ilk halinin sanık lehine olduğunun anlaşılması karşısında; bozmaya uyularak yapılan yargılamada anılan Yasanın 66/1-e ve 67. maddelerinde belirlenen dava zamanaşımının suç tarihi ile karar tarihi arasında gerçekleştiği anlaşılmakla hükmün BOZULMASINA, CMUK’nın 322. maddesine istinaden sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 25.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.