Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/5325 E. 2023/2315 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5325
KARAR NO : 2023/2315
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği yasal şartları bulunmadığından reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1…. 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 10.08.2018 tarihli, 2018/201 Esas ve 2018/438 sayılı Kararı ile sanık hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan 5237 sayılı TCK’nun 314/2 nci maddesi gereği 6 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 3713 sayılı Kanun’un 5/1 inci maddesi gereğince cezasından 1/2 oranında artırım yapılarak 9 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 221/4 son cümle gereği takdiren 1/2 oranında indirim yapılarak 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK 62/1 inci maddesi gereği cezasından taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak neticeten 3 yıl 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak mahrumiyetlerine karar verilmiştir.
2. … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 03.12.2020 tarihli, 2018/3177 Esas ve 2020/1297 sayılı Kararı
ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin ve o yer cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunun kabulü ile yapılan yargılama neticesi yerel mahkeme hükmünün CMK’nın 280 inci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca kaldırılarak, sanık hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan 5237 sayılı TCK’nın 314/2 nci maddesi gereği 6 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 3713 sayılı Kanun’un 5/1 inci maddesi gereğince cezasından 1/2 oranında artırım yapılarak 9 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 62/1 inci maddesi gereği cezasından taktiren 1/6 oranında indirim yapılarak neticeten 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına ve hak mahrumiyetlerine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özet olarak; temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince temyiz davasının esastan reddine karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
-Sanık müdafiinin temyiz istemi:
1-Mevcut delillerin hukuka aykırı olduğuna,
2-Mahkumiyete yeter delil bulunmadığına,
3-Suçun unsurlarının oluşmadığına,
4-Duruşma açılmasına ve beraat kararı verilmesi gerektiğine ve sair nedenlere ilişkindir
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; sanık …’nın … 17 95 nolu GSM hattının kullanıcısı olduğu, 11/08/2014 (ilk tespit günü) tarihinden itibaren …/… silahlı terör örgütü mensuplarınca kullanıldığı yargısal kararlarca hüküm altına alınan ByLock tabir edilir kriptolu haberleşme programını kullandığı, tanık beyanlarına göre örgüte müzahir evlerde kaldığı, “…” kod adını kullandığı ayrıca 2015-2016 yılları arasında … … ilçesinde bulunan …/… silahlı terör örgütüne ait …. 8 ay kadar belletmenlik yaparak öğrencilerle ilgilendiği böylelikle de üzerine atılı silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği anlaşılmış,
Hal böyle olunca; Sanığın yukarıda belirtilen eylemleri ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde eylemlerinin çeşitliliği ve sanığın örgüt içinde belletmen olarak sorumluluk alması, kod adı kullanması, örgüt üyeleri arasında kullanılan kripto haberleşme ağı ByLock’u yoğun bir şekilde kullanması ve bu şekilde örgütteki konumu dikkate alınarak TCK’nın 61 inci maddesi uyarınca alınan gerekçelerle TCK’nın 314/2 nci maddesi uyarınca cezalandırılması yoluna gidilirken mahkememizce alt sınırdan uzaklaşma gereği hasıl olmuştur. Sanığın işlemiş olduğu suçun 3713 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinde belirtilen terör suçları kapsamında kaldığı anlaşıldığından sanığa verilen cezada 3713 sayılı Kanun’un 5/1 inci maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapılmış, sanığın savunmasında etkin pişmanlık kapsamında vermiş olduğu ifadeler dikkate alınarak hakkında TCK’nın 221/4-son cümlesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması şartlarının oluştuğu kanaatine varılmış takdiren 1/2 oranında indirim yapılmış ve yukarıda anlatılanlar ışığında mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olan hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı, bilirkişi raporu ile icra edilen duruşma ve tüm dosya içeriğine göre; sanığın adına kayıtlı ve kendi kullanımında olduğunu kabul ettiği … 17 95 nolu GSM hattı ile 11.08.2014 tarihinden itibaren 15153 bağlantı trafiğinin bulunduğu, 93282 ByLock ID (kimlik numarası), “levent82” kullanıcı adı ve “1982mk*” şifresi ile Bylock iletişim sisteminde kayıtlı olduğu,
ByLock isimli program yazışmalarından da anlaşıldığı üzere; sanığın örgüte müzahir evlerde kaldığı, “…” kod adını kullandığı, 2015-2016 yılları arasında … İli … İlçesinde bulunan …/… silahlı terör örgütüne ait …. sekiz ay kadar belletmenlik yaparak askeri öğrencilerle ilgilendiği, sohbetler düzenlediği, yurt dışındaki Türk okullarını, yurt dışında Türkçenin ne kadar ilerlediği konusunda bilgiler vererek, örgüt lideri …’in eylemlerini övdüğü, sohbetleri ayda bir defa yapmaya çalıştığı, sohbet ortamlarına örgüt lideri …’in kitaplarını getirdiği, … il yapılanmasında şehir dışı talebe mesulü olduğu, S. İ.’den öğrencileri devraldığı, askeri öğrenci abisi konumunda görev ve sorumluluk alarak örgüt hiyerarşisi içerisinde yer aldığı,
Ayrıca istinaf kanun yolu aşamasında dosyaya gelen;
… Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/43347 sayılı soruşturma kapsamında …/… suçundan gözaltına alınan H. S. isimli şüpheliye yaptırılan fotoğraf teşhis tutanağı ve ifadesine göre; “Bana göstermiş olduğunuz 19 nolu fotoğraftaki şahsı … (kod) olarak tanırım. Kendisi hakkında ifademde detaylıca bilgi verdim. Kendisi örgüt içerisinde … ilçesinde BTM (Bölge talebe mesulü) olarak faaliyet yürütmekteydi. Kendisi benim Bylock programımda ekliydi. Burada açık kimlik bilgilerini sizden M. K. olarak öğrendim.” şeklindeki anlatımı,
… Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/14595 sayılı soruşturma dosyası kapsamında şüpheli Ö. … isimli şüpheliye yaptırılan fotoğraf teşhis tutanağı ve ifadesine göre; “Bu şahsı ifademde bahsetmedim ancak fotoğrafını görünce teşhis ettim. Ben mezun olduktan sonra ilk dönemler bir kaç defa sohbet toplantılarına gelmişti. Bu şahıs sohbeti dinleyenlerdendi.” şeklindeki anlatımı,
… Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/19799 sayılı soruşturma dosyası kapsamında şüpheli C. D.’ye yaptırılan fotoğraf teşhis tutanağı ve ifadesine göre;” Benden başka benim gibi büyük bölge mezun mesulü olan … (1.75 boylarında, kilolu, gözlüklü, saçları önden seyrek, gazetecilik bölümü öğrencisi) isimli şahısları da hatırlıyorum. “…” olarak belirttiğim şahıstır.” şeklindeki anlatımı,
… Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/36221 soruşturma sayılı kapsamında şüpheli S. Ş.’ye yaptırılan fotoğraf teşhis tutanağı ve ifadesine göre:” Bana göstermiş olduğunuz 17 nolu fotoğrafta yer alan şahıs, ifademde … olarak belirtmiş olduğum şahıstır.” şeklindeki beyanları ve fotoğraf teşhis tutanakları içeriklerinin de kovuşturma aşamasında dinlenen tanıklar S. İ. ve V. K. Ö.’nün sanık hakkındaki beyanlarını doğruladıkları anlaşılmakla; sanığın, dosya içerisinde bulunan diğer delillerle birlikte …/… silahlı terör örgütüne üye olduğu konusunda Dairemizce tam bir vicdani kanaat ulaşılmıştır.
TCK’nın etkin pişmanlığa ilişkin 221 inci maddesinin amaç, kapsam ve gerekçesi ile Yargıtay’ın yerleşik içtihatları birlikte değerlendirildiğinde; dosya içeriğine göre soruşturma ve kovuşturma aşamalarında üniversite eğitimi aldığı yıllarda cemaate ait evlerde üç yıl kaldığını, cemaate bağlı öğrenci yurdunda sekiz ay işçi olarak çalıştığını kabul eden sanığın, terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmediği gibi ByLock isimli programı hiç kullanmadığını belirterek, pişmanlığın sonuçlarını etkin bir şekilde güvenlik güçlerince ve adli birimlerce kullanılmasından kaçındığı, tanık anlatımlarını kabul etmediği, etkin pişmanlık iradesi göstererek kendisinin ve örgüt üyelerinin eylemlerini açıkça ifade etmediği, samimi olarak bilgi vermediği ve hatta Ağır Ceza Mahkemesi ile Dairemizde gerçekleştirilen duruşma sırasında açıkça ve vurgulanarak sorulmasına rağmen etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirtmeyen ve dosya içeriğine göre silahlı terör örgütünün üyesi olduğu anlaşıldığı halde atılı suçlamayı reddeden sanığın, etkin pişmanlığından söz edilemeyeceğinden, hakkında TCK’nın 221 inci maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama koşulları bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla; sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması usul ve kanuna aykırı bulunarak, o yer Cumhuriyet savcısının istinaf istemi bu nedenle yerinde olduğundan, yerel mahkeme hükmü CMK’nın 280 ıncı maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca kaldırılarak, M. Kaya’nın üzerine atılı …/… silahlı terör örgütü üyeliği suçunu işlediği sabit bulunmakla eylemine uyan TCK’nın 314/2 nci maddesi gereğince cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.
IV. GEREKÇE
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;
a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere, …/…, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
b) Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında ByLock iletişim sisteminin …/… silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren bir delil olarak kabul edilmesi mümkündür.
c) Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, 93282 ID numarası üzerinden ByLock programını örgütsel iletişim amacıyla kullanan, örgütün … il yapılanmasında mahrem yapıda yer alıp şehir dışı talebe mesulü olarak faaliyet gösteren sanığın anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle üyesi olduğuna ve verdiği bilgilerin niteliği ve kapsamı itibariyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmamasına dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
d)Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen esasa müessir olabilecek savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık saptanmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 03.12.2020 tarihli, 2018/3177 Esas ve 2020/1297 sayılı Kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
25.04.2023 tarihinde karar verildi.