Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/3624 E. 2023/999 K. 23.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3624
KARAR NO : 2023/999
KARAR TARİHİ : 23.02.2023

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
TUTUKLU

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/316-2020/436
SUÇ : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma,
Kasten öldürmeye teşebbüs etme
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü;
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.07.2017 tarihli, 2016/50 Esas ve 2017/333 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314. maddesinin ikinci fıkrası, 62. maddesi, 53. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58. maddesinin dokuzuncu fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5. maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
2.Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 08.11.2017 tarihli, 2017/1600 Esas ve 2017/1704 sayılı Kararı ile sanığın nöbet tuttuğu alanda vahim nitelikte bir eylemin gerçekleşip gerçekleşmediğinin ilgili birimlerden sorulması, gerçekleşmiş ise bu olaylarla ilgili soruşturma veya kovuşturma kapsamında savunma ya da ifadelerine başvurulan şahısların varsa sanıkla ilgili olanlarının tespiti ile ifade tutanaklarının onaylı suretlerinin dosya içine temini, gerekli görülmesi durumunda ilgililerin dinlenmesi, sanığın vahim eylemlere iştirakinin tespiti halinde araç suçlardan da dava açılması için gereğine tevessül edilerek açılan davaların iş bu dava ile birleştirilerek birlikte görülmesi ile ulaşılacak sonuca göre sanığın eyleminin yada eylemlerinin Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma suçunu oluşturup oluşturmadığının karar yerinde yöntemince tartışılarak sanığın hukuksal durumunun buna göre taktir ve tayini gerektiğinin gözetilmeyerek yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verildiği gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun’un 280/1-b, 289/1-g maddeleri uyarınca bozma kararı verilmiştir.
3.Bozma ilamına uyarak yargılama yapan Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.03.2020 tarihli, 2017/848 Esas ve 2020/117 sayılı Kararı ile sanık hakkında devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 302. maddesinin birinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun’un 5. maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62. maddesi, 53. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58. maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63. maddesi CMK’nın 283. maddesi uyarınca sanığın 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve kazanılmış hakkın korunmasına; kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 302. maddesinin ikinci fıkrası yollamasıyla 82. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (g) bentleri, 3713 sayılı Kanun’un 5. maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 35. maddesinin ikinci fıkrası, 62. maddesi, 53. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58. maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63. Maddesi uyarınca 10 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
4.Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 16.06.2020 tarihli ve 2020/316 Esas, 2020/436 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun TCK’nın 82/1-a maddesinin hükümden çıkarılması suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 280.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 303. maddesi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 21.09.2020 tarihli, ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Özetle; tanık beyanlarının çelişkili olduğuna, tanıkların kovuşturma aşamasında sanığı tanımadıklarını beyan etmeleri sebebiyle sanığın beraat etmesi gerektiğine, silahlı faaliyet iddiası sanığın araç suçtan cezalandırılmasının adil yargılanma ve hukuki güvenlik ilkelerine aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanığın bu kapsamda PKK/KCK silahlı terör örgütünün şehir gençlik yapılanması (YDG-H) içerisinde faaliyet gösterdiği,tanıkların anlatımlarından da anlaşılacağı üzere sanığın Cumhuriyet Mahallesinde örgüt mensuplarınca hazırlanan hendek ve barikatların yapımında bulunarak ve de kendisine örgüt tarafından silah verilmek suretiyle güvenlik güçleriyle çatışmaya girme amaçlı açılan hendek barikatlarda silahlı nöbet tuttuğu,Tirej Kod adını kullandığı,sanık hakkında yapılan teşhişlerde verilen bilgilerin sanığın bu mahallerde silahlı faaliyet gösterdiği sanığın böylelikle; PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimsediğini gösterir şekilde ve örgütün amaçları doğrultusunda emir talimat içerisinde silahlı faaliyet göstermek, güvenlik güçleriyle çatışmaya girmek amaçlı hendek barikatlarda nöbet tutmak, kod adı (TİREJ) kullanmak şeklinde yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik arzeden eylem ve faaliyetlerde bulununarak örgütle hiyeraşik ve organik açıdan tam bir disiplin içinde bağlı olduğu verilen emir ve talimat doğrultusunda hareket ettiği vede sanığın Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmak ve devletin bağımsızlığını ile eğemenliği zayıflatmayı amaç edinen PKK/KCK silahlı terör ile organik bağ içine girerek yapıya dahil olmakla silahlı terör örgütü üyesi olduğu sabittir.
Sanıkla birlikte … İl merkezinde faaliyet yürüten Mahkememizin 2017/603 Esas-2019/261 Karar sayılı dosyası ile Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak suçundan mahkumiyet hükmü verilen ve tutuklu olarak yargılanan tanık A.Y, yine mahkememizin 2019/499 Esas sayılı dosyası ile Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçundan ssç olarak yargılanan S.İ, Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/146 E-2018/283 K sayılı dosyası ile yargılanan ve hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan CVYO verilen tanık S.S kovuşturma aşamasında beyanından dönmüş ,soruşturma aşamasındaki beyanlarını zorla işkence ile teşhis yaptırıldığından bahisle doğrulamamış ise ler de dosya içerisine alınan gözaltı giriş çıkış adli raporları ve tanıkların kendi hakkındaki soruşturma dosyasındaki ifadelerinde bu hususa ilişkin bir emareye dahi rastlanmamış olup tanıkların teşhis beyanlarına mantıklı bir açıklama getiremediklerinden ve örgüt hiyerarşisinin doğal tezahürü neticesi soruşturmada teşhiş yapmış olmaları nedeniyle bu beyanından dönen tanıkların kovuşturma aşamasındaki beyanlarına mahkememizce itibar edilmemiş olup;
Mahkememizin 2017/574 E-2019/603 K sayılı dosyası ile Devletin birliğini ve Ülke bütünlüğünü bozmak suçundan tutuklu yargılanan ve hakkında mahkumiyet hükmü kurulan Tanık A.B soruşturma aşamasındaki beyanlarını kovuşturma aşamasın da da mahkeme huzurunda doğrulamış,yine Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinde Devletin birliğini ve Ülke bütünlüğünü bozmak suçundan yargılaması tutukulu devam eden tanık E.İ ise kovuşturma aşamasında da beyanlarını mahkeme huzurunda doğrulamış olup,
Her ne kadar sanık aşamalarda atılı suçu işlemediğinden suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiş ise de; teşhiste bulunan açık tanıkların sanığın Cumhuriyet Mahallesi, mezarlık alt tarafında ve … Sokak civarındaki hendek barikatlarda silahlı nöbet tuttuğu,silahlı olarak faaliyet gösterdiği,hendek ve barikat yapımında yer aldığı yönündeki beyanları, sanığın kovuşturma aşamasında tanımadığını beyan eden tanıklarla sanıklar arasında önceye dayalı bir husumetin varlığına ilişkin tespitin yapılamadığı, sanığın da bu noktada bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmakla,tanıkların tanımadığı kişilere iftira atmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve vahim eylem araştırması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütünün YDG-H yapılanması içerisinde yer alarak örgütün öz yönetim ilanı çerçevesinde dağ kadrosundan gelen örgüt elemanlarıyla birlikte Cumhuriyet Mahallesinde silahlı faaliyet göstererek ve güvenlik güçleriyle çatışmaya girme amaçlı silahlı nöbet tutan sanığın suçtan kurtulmaya yönelik inkar yollu savunmalarına itibar edilmeyerek bu haliyle sanığın PKK/KCK terör örgütünün amacı olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmak ve devlet egemenliğini zayıflatmak amacıyla silahlı faaliyet göstererek hendek barikat yapımında yer alması,buralarda silahlı nöbet tutması ve güvenlik güçleriyle çatışmaya girmek suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 302/1 inci maddesinde belirtilen Devletin birliği ve Ülke bütünlüğünü bozma amaç suçuna elverişli/vahim nitelikte olduğuna kuşku bulunmayan filleri gerçekleştiren sanığın; Bu fiiline uyan 5237 sayılı TCK’nun 302/1 inci maddesinde belirtilen Devletin birliği ve Ülke bütünlüğünü bozma amaç suçunu işlediği mahkememizce sabit görülmekle bu fiilleri nedeniyle mahkumiyetine karar verilmiştir.
Mahkememizin birleşen 2019/509 E-2019/693 K sayılı dosyasından;
Vahim eylem araştırması sonucunda sanığın güvelik güçleriyle çatışmaya girme amaçlı Cumhuriyet Mahallesinde kurulan hendek ve barikatlar silahlı faaliyet göstermek suretiyle sanığın tasarlayarak, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçunu işlediği mahkememizce sabit görülerek mahkumiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince sanığın kabul edilen eyleminde, 5237 sayılı Kanun’un 82/1-a maddesinde düzenlenmiş olan “tasarlama” halinin meydana gelmemesi sebebiyle “TCK’nın 82/1-a” maddesinin hükümden çıkarılıp istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan redde karar verilerek olay ve olgularda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Hakkında Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden
Oluş, iddia, mahkeme kabulü, sanık müdafiinin temyiz kapsamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Yapılan yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, duruşmada tanık olarak dinlendiklerinde beyanlarını inkar eden dava dışı sanıkların beyanlarının soruşturma aşamasında müdafileri eşliğinde alındığı ve bu beyanlara üstünlük tanınmasında bir hukuka aykırılık bulunmadığı, sanığın sübutu kabul olunan hendek ve barikatlarda silahlı nöbet tutma eyleminin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre, amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasfı tayin edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılarak incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

B. Sanık Hakkında Kasten Öldürmeye Teşebbüs Etme Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden
Dosya kapsamına göre sanığın hendek ve barikatlarda silahlı nöbet tuttuğu kabul edilen olay mahallinde meydana gelen çatışmalara katıldığına dair her türlü kuşkudan uzak delil bulunmaması karşısında, atılı suçtan beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması kanuna aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde A bendinde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4.Ceza Dairesinin, 16.06.2020 tarihli ve 2020/316 Esas, 2020/436 sayılı Kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289. maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B. Kasten Öldürmeye Teşebbüse Etme Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde B bendinde açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 16.06.2020 tarihli ve 2020/316 Esas, 2020/436 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302. maddesinin ikinci fıkrası gereği, oybirliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4.Ceza Dairesinine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.02.2023 tarihinde karar verildi.