Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/3576 E. 2022/978 K. 18.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3576
KARAR NO : 2022/978
KARAR TARİHİ : 18.01.2022

İlk Derece Mahkemesi : Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.02.2018 tarih ve 2016/488 – 2018/26 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal
04.03.2015 sanık …,
20.03.2015 sanık …,
23.08.2016 sanık … hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları yönünden:
2010 yılı sanıklar …, … (…) ve …,
2011 yılı sanıklar … ve …,
2013 yılı sanıklar … ve …,
2014 yılı sanıklar …, …, …, … ve … hakkında,
Hüküm : 1-Tüm sanıklar hakkında TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1. TCK’nın 62, 53, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
2-Sanıklar …, …, …, … (…), …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında TCK’nın 37/1 maddesi delaletiyle TCK’nın 204/1, 43/1 (sanık … hariç), 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis (sanık … hakkında 3 yıl 9 ay hapis) cezası ile mahkumiyet,
3-Sanıklar … (31 kez), … (13 kez), …(…) (17 kez), … (6 kez), …, …,… ve …, hakkında TCK’nın 132/1-2 (2.cümle), 137/1-a, 43/1, 62, 53 ve 63 maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile mahkumiyet,
4-Sanıklar … (12 kez), …(…) (4 kez), … (3 kez), … (11 kez), … (5 kez) ve … hakkında TCK’nın 132/1, 132/1-2 (2. cümle) 137/1-a, 43/1, 62, 53 ve 63 maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile mahkumiyet kararlarına yönelik istinaf başvurularının esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
I) Sanıklar …, …, …, … (…), …, …, …, …, …, … ve …, hakkındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarından, sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükümler yönünden;
İlk Derece Mahkemesince hükmolunan 5 yılın altındaki hapis cezalarına ilişkin istinaf istemlerinin esastan reddine dair verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının, CMK’nın 286/2-a maddesi uyarınca temyizi kabil bulunmadığından, sanıklar …, …, …, …, …, … ve … ile sanıklar müdafilerinin temyiz istemlerinin CMK’nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Diğer hüküm ve temyiz talepleri yönünden temyizin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Tayin olunan cezaların süreleri itibariyle yasal şartları oluşmadığından, sanıklar …, …, …, … ve … ile sanıklar …, …, …, …, … ve Servet müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin CMK’nın 299. maddesi gereğince REDDİNE.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriklerine göre;
II-Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ve sanıklar …, …, …(…), …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan verilen hükümler yönünden;
Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçu ile ilgili olarak, haklarında dinleme ya da fiziki takip kararı almak amacıyla gerçeğe aykırı araştırma tutanak ve raporları ve/veya talep yazıları düzenleyen sanıkların eylemlerinin, her bir mağdur yönünden ayrı ayrı sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, örgütün genel amacının “aynı suçu işleme kararı” olarak hatalı değerlendirilmesi neticesinde; tek sahtecilik suçunun oluştuğu ve belirlenen cezanın, suçun müteselsilen işlenmesi nedeniyle TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca artırılması gerektiği mülahazası ile noksan cezaya hükmolunması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … ile sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden sair temyiz itirazlarının esastan reddine, ancak;
Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezaların, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6. maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … ile sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK’nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerin her bir sanık yönünden ilgili paragraflarındaki “delaletiyle 58/6. maddesi” ibarelerinin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- Sanıklar … ve … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen hükümlerle ilgili olarak;
A) … yönünden:
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının esastan reddine, ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK’nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K. 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
TCK’nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; safahatta hüküm celsesine kadar örgütte kaldığı süre ve konumuna uygun bir kısım bilgiler vermek suretiyle suçun aydınlatılmasına katkıda bulunan, etkin pişmanlık kapsamında dinlendiği celseden sonra hatırlamadığı bir kısım kişilerin tespitine yönelik dilekçeler gönderen sanığa usulüne uygun teşhis işleminin de yaptırılması ile ayrıntılı beyanının alınmasından sonra bu bilgilerin konum ve faaliyetleri ile uyumlu olup olmadığı ve mevcut bilgiler ile örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden sorulup, sanık hakkında TCK’nın 221/4-2 cümlesinin uygulanıp uygulanmayacağının buna göre değerlendirmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
B-) Sanık … yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih ve 2017/16.MD-956 Esas, 2017/370 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih ve 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacağının kabul edildiği gözetilerek;
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, buna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, hükümden sonra geldiği anlaşılan ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının duruşmada CMK’nın 217. maddesi gereğince okunup tartışılması, UYAP veri havuzundan sanık hakkında herhangi bir bilgi veya beyan olup olmadığının tespiti ile bulunması halinde ifadelerinin onaylı örneklerinin getirilmesi, varsa belirlenen şahısların gerekirse tanık olarak dinlenilmelerinin sağlanmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
C-) Kabul ve uygulamaya göre de;
Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6. maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ile sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA, sanıklar … ve …’in tutuklulukta geçirdiği süreler, mevcut delil durumu, atılı suçun niteliği gözetilerek tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304/2. maddesi uyarınca dosyanın Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.