Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/3290 E. 2023/722 K. 16.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3290
KARAR NO : 2023/722
KARAR TARİHİ : 16.02.2023

T U T U K L U

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/387 E., 2020/424 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma ve el değiştirme, silahlı terör örgütüne silah sağlama
HÜKÜM : Sanıklar … ve … hakkında; İstinaf başvurularının esastan reddi, Sanıklar …, …, …, … ve … hakkında; İstinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanıklar …, … ve … müdafiilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin, 01.02.2018 tarih ve 7079 sayılı Kanunun 94. Maddesi ile değişik CMK’nun 299/1. Maddesi uyarınca takdiren REDDİNE, karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.01.2019 tarihli ve 2016/70 Esas, 2018/554 sayılı Kararı ile;
A. Sanıklar … ve … hakkında;
a) Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/2 nci maddesi ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca sanık … hakkında 12 yıl hapis cezası, sanık … hakkında 9 yıl hapis cezası,
b) Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma ve el değiştirme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun suç tarihinde yürürlükte bulunan 6763 sayılı kanunla getirilen değişiklikten önceki hali ile 174 üncü maddenin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 174 üncü maddesi ile ikinci fıkrası ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin ikinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası 63 üncü maddesi uyarınca sanıklar hakkında 8 yıl 4 ay hapis cezası ve 20.000 TL adli para cezası,
B. Sanıklar … ve … hakkında;
Silahlı terör örgütüne silah sağlama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 315 inci maddesinin birinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 62 nci maddesi ve 63 üncü maddesi uyarınca sanıklar hakkında 12 yıl 6 ay hapis cezası,
C. Sanıklar … ve … hakkında;
Silahlı terör örgütüne silah sağlama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 315 inci maddesinin birinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca sanıklar hakkında 15 yıl hapis cezası,
D. Sanık … hakkında;
Silahlı terör örgütüne silah sağlama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 315 inci maddesinin birinci fıkrası, 221 nci maddesinin 4 ncü fıkrasının son bendi, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 62 nci maddesi ve 63 üncü maddesi uyarınca sanık hakkında 6 yıl 3 ay hapis cezası,
İle cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 13.05.2020 tarihli ve 2020/387 Esas, 2020/424 sayılı Kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanıklar müdafiilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi yollaması ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 303 üncü maddesi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 15.09.2020 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … müdafilerinin temyiz dilekçelerinde özetle;
Yargılama sebebinin istihbari bilgiye dayandığına ancak kaynağının belirtilmediğine, eksik inceleme ile deliller toplanmadan mahkumiyet kararı verildiğine, suç üstü durumunun söz konusu olmadığına, …’un yönlendirme ile ifade verdiğine, HTS kayıtlarının iddianın aksine müvekili ile hiçbir bağlantısının olmadığının net bir biçimde ortaya koyduğuna, nakliye edilen patlayıcı maddelerin olay yerinde toprağın altında çıkartılan maddeler ile aynı olmama olasılığının sorgulanmadığına, Axin Biro isminin müvekkilinin sahne ismi olduğuna, isnat edilen suça ilişkin dosyada somut bir delil bulunmadığına, takip edildiğini bilen sanığın ormanlık alanda saklanan patlayıcıları gidip yerinden çıkarmasının mümkün olmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığına hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ve sair nedenlere ilişkindir.
B. Sanık … müdafiilerinin temyiz dilekçesinde özetle;
Sanığın cezalandırılmasına yetecek her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, müvekkilinin üzerine atlı suçlamayla ilgili tüm bildiklerini anlattığına, 62. maddenin uygulanmamasının hukuka aykırı olduğuna, müvekkilinin ele geçen patlayıcılardan haberdar olmadığına, BTK, telefon kaydı, fiziki takip vs. hiçbir delil bulunmadığına, sanığın söz konusu suçları işlemediğine, kararın bozulmasına kararı verilmesi gerektiğine ve sair nedenlere ilişkindir.
C. Sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinde özetle;
TCK’nın 62 nci maddesinin uygulanmamasının hukuka aykırı olduğuna, …’e müdafii olmaksızın teşhis işlemi yaptırıldığına, patlayıcıların içinde olduğu iddia edilen buğday torbalarının ve beyaz eşyaların abisinin iş yerine getirilme ve kamyonlara yükletilme anında müvekkilinin olmadığını beyan ettiğine, süreklilik, çeşitlilik, yoğunluk koşullarının oluşmadığına, patlayıcı maddelerin başka yere nakline ilişkin sanık ile ilgili bir delil bulunmadığına, mahkemenin kabul gerekçesinin somut delillere değil varsayımlara dayandığına, silah sağlama suçunun sadece özel kastla işlenebileceğine, kararın bozulmasına kararı verilmesi gerektiğine ve sair nedenlere ilişkindir.
D. Sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin hazırlık aşamasından itibaren samimi beyanlarda bulunduğuna, diğer sanıklar ile birlikte hareket etmediğinden tek başına İzmir’den ayrıldığına, birlikte hareket ettiklerine dair hiçbir kanıt olmadığına, kararın bozulmasına kararı verilmesi gerektiğine ve sair nedenlere ilişkindir.
E. Sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinde özetle;
Sanığın patlayıcı maddeler çıkartılırken …’ın yanında bulunmasının suçu işleme noktasında kastının bulunduğu anlamına gelmeyeceğine, suçun oluşabilmesi için özel kasta hareket etmesi gerektiğine, müvekkilinin olay yerine patlayıcı maddelerin değiştirilmesi amacıyla gittiğinin kabulünün mümkün olmadığına, müvekkilin el svabında tespit edilen iyonların hangi kaynaktan geldiği hususunun açıklığa kavuşturulmadığına, araçta sadece bir çift eldiven bulunduğuna sadece …’ın parmak izlerinin tespit edildiğine, patlayıcı maddelerin konulduğu ambalajların hiçbirinde müvekkilin parmak izine rastlanmadığına, TCK’nın 62 nci maddesinin uygulanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğuna, hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ve sair nedenlere ilişkindir.
F. Sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinde özetle;
Müvekkili hakkında verilen hükmün yasa ve hukuka aykırı olduğuna, cezalandırılmasına yetecek somut delil bulunmadığına, isnat edilen suçun özel kast aranan suçlardan olduğuna, patlayıcı madde bulundurmak suçuyla bağlantısı bulunmadığına, hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ve sair nedenlere ilişkindir.
G. Sanık …’in temyiz dilekçesinde özetle;
Olay gecesi şarjdaki cep telefonunu almak için ablasını gittiğine, kapıda eniştesi …’u gördüğüne, kendisine bir arkadaşının davet ettiğini kendisinde araba olmadığına, arkadaşına bırakıp bırakamayacağını sorduğunu ve bırakabileceğini söylediğine, isminin … olduğuna, müzik sektöründe olduğunu bildiğine, çok güzel manzaralı açık havadar bir yer olduğunu söylediğine, …’ın gidecekleri yeri tarif ettiğine, tekel büfe de durup …’in birşeyler aldığına, sonrasında …’in dar bir sokağa sapmasını istediğine, yolun sonunda çıkmaz bir sokak olduğunu gördüğüne, …’in burada içelim deyince içki şişesini eline alarak yer aramaya başladığına, …’ın ben az ilerde tuvalet ihtiyacımı giderip geliyorum dediğine, Mervan ile arabada beklemeye başladıklarına, belli bir süre sonra …’e seslendiklerine, yanıt alamayınca eniştesiyle o yöne gittiklerine, bulunduğu yer çok karanlık olduğundan hemen dibinde bittiğini gördüğüne, sonrasında …’in kucağında ağır bir kütle ile yanından hızlı adımlarla gittiğine, hafif bir yamaçtan aşağı düştüğünü gördükten sonra gözden kaybolduğuna, eniştesiyle birlikte arabaya döndüklerine, yola çıktıkları esnada …’in yola çıkarak arabanın önüne atladığına, elinde eldiven olduğunu farkettiğine, sonradan polislerin arabanın önününü kestiğine, olanları polise anlattığına, iddianamenin çelişkili olduğuna, tesadüf sonucu orada olduğuna, görüntülerin anlaşılmadığı gibi aleyhine kullanıldığını, tahliyesini talep ettiğine ve sair nedenlere ilişkindir.
H. Sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinde özetle;
Dosyada bulunan tüm maddi delillerin …’in anlatımları ile uyuştuğuna, …’ın İzmir iline söz konusu patlayıcıları getirdiği ve nereye gömüldüğünü kimlerle getirildiğinin bilindiğine, patlayıcıların olduğu dar bir alana güvenlik güçleri tarafından termal kamera yerleştirilerek beklendiğine, yapılan teknik ve fiziki takiplerde …’in hiçbir bağlantısı görülmediğine, HTS kayıtlarının çelişkili olduğuna, …’in el svaplarında patlayıcı bulunduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığına, kıyafetlerinde patlayıcı izi izine rastlanmadığına, müvekkilinin ele geçen patlayıcılardan haberdar olmadığına, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına, hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ve sair nedenlere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık … Yönünden Yapılan Hukuki Değerlendirme:
Sanık olay yerinde patlayıcı maddelerle birlikte yakalanmış, İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenmiş 11.11.2015 tarihli uzmanlık raporuna göre olayın hemen akabinde sanıktan alınan el svaplarında patlayıcı madde yapımında kullanıldığı bilinen amonyum ve nitrit iyonlarının kalıntılarının bulunduğu tespit edilmiş, sanıktan alınan DNA örneklerinin, patlayıcı maddelerin taşınmasında kullanılan ve olay yerinde araçta ele geçirilen eldivenlerdeki DNA yapısı ile uyumlu olduğu belirlenmiş, İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’nün 12.11.2015 tarihli yazısıyla gönderilen ve Bomba İmha ve İnceleme Şube Müdürlüğünce düzenlenen inceleme raporunda; olay yerinde ele geçirilen, 1’den 6’ya kadar numaralandırılmış, içerisinden çıkan kirli beyaz renkli nevi belirsiz macun kıvamında maddelerden 1, 4 ve 5 numaralı olanların, toplamda 8727 gram, ETN (eritritoltetranitrat) içeren kuvvetli patlayıcı madde olduğu; 2, 3 ve 6 numara ile belirtilmiş olanların ise toplamda 7681 gram, RDX ve PARAFİN içeren C4 türü kuvvetli patlayıcılardan olduğu, yine bomba imha uzmanlarının raporlarıyla söz konusu plastik patlayıcılar, bu patlayıcılarda ateşleyici olarak kullanılacak elektronik devreler, elektrikli infilak kapsülleriyle yapılacak olan bomba düzeneklerinin ve aramalarda ele geçen 10 adet el bombasının kullanılması durumunda canlılar üzerinde öldürücü, yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliklerinin bulunduğu belirlenmiş, olay yerini gösteren kamera kayıtlarının incelendiği 15.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda 10.11.2015 günü saat 01.17.12 sıralarından saat 02.44 sıraları arasında sanık … ile birlikte bulunan diğer şahısların … plakalı araçla seyir halinde oldukları, aynı … saat 02.44.28 sıralarında termal kamera görüntüsünde 3 şahsın bulunduğu, 1 şahsın muhtemelen toprak zemine eğilerek malzeme çıkarttığı ve iki eliyle taşıdığınını görüldüğü belirtilmiş, olay yeri görüntülerinden yapılan çıkarımların soruşturma aşamasında Emniyet birimlerince düzenlenen tutanak ile uyumlu nitelikte olduğu anlaşılmış, sanık … mahkemede yaptığı savunmasında ve soruşturma aşamasında alınan, mahkeme huzurunda doğruladığı beyanlarında; bir … … .’ın çalıştığı … Belediyesi Kütüphanesi’ne gittiğini, burada ismini “…” olarak öğrendiği sanık … ile tanıştığını, sanığın aynı zamanda Kürtçe müzik yapan bir sanatçı olduğunu öğrendiğini, 2015 yılı Ramazan ayı başında …’ün giysi mağazasına gittiğinde burada sanıklar … . ve … ile karşılaştığını, burada … .’ın kendisinden notere gitmesini, orada bir aracı kendisinin üzerine yapacaklarını söylediğini, ertesi … dedikleri notere gittiğini ve … plakalı aracı devraldığını, daha sonra sanık … .’ın kendisini arayarak tekrar …’e ait iş yerine gelmesini istediğini, bunun üzerine tekrar …’e ait giyim mağazasına gittiğinde sanıklar …, … ve … .’ın kendisine Kobanili bir aileye gönderilmek üzere ev eşyasını alacaklarını, bunları önce Manisa iline göndereceklerini söylediklerini, sonra karar değiştirerek İzmir iline göndereceklerini belirttiklerini, sanık …’ın kendisine nakliyecinin yanına gideceğiz benimle gel dediğini, birlikte nakliyeci olan sanık …’in dükkanına gittiklerini, ancak …’in yerinde olmadığını görmeleri üzerine sanık …’ın … ile telefonda konuştuğunu, …’in onu İzmir’de … Nakliyat isimli nakliye firması olan, o sabah iş için Sur’a gelen daha sonra da İzmir’e dönecek olan …’ya yönlendirdiğini, … ile birlikte gönderecekleri ev eşyalarını ikinci el eşya satan bir yerden satın aldıklarını, ertesi sabah Dicle-Fırat Kültür Merkezi’ne geçtiğini, burada … ., … ve … ile görüştüğünü, … ., … ve …’ün İzmir’e gidecek olan kamyonu takip edeceklerini öğrendiğini, eşyaların yüklenmesi sırasında eşyalarla birlikte 2 torba beyaz renkli buğday çuvalının da bulunduğunu gördüğünü, bu aşamada yüklenen eşyalarla birlikte gönderilenlerin buğday olduğunu düşündüğünü, bu şekilde eşyaları kamyona yükleterek gönderdiklerini, ertesi … birisinin kendisini arayarak “arabanın içinde ne var?” diye sorduğunu, kendisinin de bilmediğini söylediğini, arayan kişinin “ne sen sor ne ben söyleyeyim” diyerek cevap verdiğini, 2 … sonra … ve …’ın Diyarbakır’a geri döndüklerini öğrendiğini, …’e ait iş yerine gittiğini, burada sanıklar …, … . ve …’e ne olduğunu sorduğunu, sanık …’ın cevaben “kamyona koyulan buğday çuvallarının içinde mal olduğunu, malın gittiğini söylediğini, ancak daha sonra mal dedikleri şeyin halen nakliyecide olduğunu öğrendiklerini, bayramın üçüncü ya da dördüncü gününde … . ile görüştüğünü, sanığın kendisine “… ile birlikte İzmir’e gideceksin” dediğini, neden kendisinin gideceğini sorduğunu, …’ın da ev eşyalarını o teslim ettiği için nakliyeciden teslim almaya da kendisinin gitmesi gerektiğini söylediğini, bunun üzerine …, Kirve dedikleri şahıs ve kendisinin birlikte … plakalı araçla İzmir iline geldiklerini, İzmir’e geldiklerinde yerini tam olarak bilmediği Nakliyeciler Kooperatifi’ne gittiklerini, burada sanık … ile görüştüklerini, sanık …’ın ne olursa olsun …’yı bulması gerektiğini söylediğini, …’ya ait Foça’da bulunan nakliye dükkanına gittiklerini, ancak dükkanın kapalı olduğunu ve …’e ulaşamadıklarını, bunun üzerine kendisinin Diyarbakır’a döndüğünü, sanık … ve Kirve diye hitap ettikleri şahsın İzmir’de kaldıklarını, 2015 yılı kurban bayramından 3 … önce …’ün iş yerinde bulunduğu sırada sanık … .’ın da oraya geldiğini, …’a …’ın ne yaptığını sorduğunu, onun da …’in malı, yani patlayıcıları ve eşyaları İzmir’de teslim aldığını söylediğini, nasıl olduğunu sorduğunda da Hazro’da köyde …’in akrabaları ile görüşüldüğünü, ailenin yurtsever aile olduğunu, … ve …’in karısının Diyarbakır’a getirildiğini ve Diyarbakır’da Lice kırsalına götürüldüğünü, burada …’e malı İzmir’de Ahin’e yani …’a teslim etmelerini söylemeleri üzerine malı ve eşyaları …’in …’ten aldığını söylediğini, kendisinin buğday çuvalı sandığı çuvalların içerisinde patlayıcı madde olduğunu İzmir iline gittikten sonra öğrendiğini beyan ettiği görülmüş, yine sanık …’in soruşturma aşamasındaki ifadesinde; sanıklar … ve …’in; …’ya ait nakliye şirketi ile gönderilen eşyaların içinde mal olduğunu, …’in bu eşyaları teslim etmediğini söylediklerini ifade etmiştir. Burada mal denilerek kastedilenin, örgüte ait patlayıcı madde olduğu tüm dosya kapsamı ve diğer sanıkların beyanları ile sabit olduğu götrülmüş, ev eşyalarının getirildiği aracın şoförlüğünü yapan sanık … da ifadesinde önceden uyuşturucu madde olduğunu düşündüğü şeyin patlayıcı madde olduğunu daha sonra anladığını beyan etmiş, bu husus sanık …’in beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde, sanık …’ın söz konusu eşyaların içinde patlayıcı madde olduğunu henüz gönderilme aşamasında bildiğini, en başından beri olayı planladığını ve örgüt talimatları ile hareket ettiğini anlaşılmış, diğer sanıklardan … 21.03.2019 tarihli celse ve birkaç farklı celsede defaatle sanık …’ın oyununa geldikleri, …’ın, bombanın olduğu yere eniştesi …’u ve kendisini bir planın parçası olarak götürdüğü şeklinde, olayı planlayan şahsın sanık … olduğunu doğrular nitelikte beyanlarda bulunmuş, sanık …’un 01.11.2019 tarihli yazılı savunmasında; “olay yerinde bulunmamın 20 dakikalık sürenin sadece 10-12 saniye kadar bir süre birlikte hareketimiz söz konusudur. Ben bu sürelerde patlayıcı maddenin yerinin değiştirilmesine yardımcı olmadım. Ben bu kısa talihsiz sürenin sadece tanığı oldum. Kendimi ani gelişen bu olay içinde bulunca şoke oldum. O andan itibaren ne yaptım, ne yapmadım hatırlamıyorum. …’ın kucağında bir cisim olduğunu gördüğümüz anda … kendisine sen birini mi öldürmüşsün buraya getirmişsin dediğini hatırlıyorum…” şeklinde ifadelerde bulunmuş, sanık … ile birlikte …’un söz konusu beyanları da oluş bakımından tam manasıyla gerçeği yansıtmasa da sanık …’ın örgüte ait patlayıcı maddelerin nakledilmesi ve saklanması olayında ne kadar kilit bir rolü olduğunu açıkça gösterdiği anlaşılmış, tüm bu hususlar ve birleşen iddianamede örgütten ayrılarak etkin pişmanlıkta bulunan … isimli şahsın, sanık …’ın gençleri PKK/KCK terör örgütüne katılmalarını sağlamaya yönelik faaliyetlerde bulunduğu yönündeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde; mahkeme tarafından sanığın kendisine komplo kurulduğuna dair, somut hiçbir dayanağı bulunmayan ve salt suçtan kurutulmaya yönelik olduğu açık olan beyanlarına itibar edilmeyerek, sanık …’ya ait nakliye şirketi aracılığıyla ve Suriye’den gelen bir aileye eşya gönderileceği kılıfıyla, PKK/KCK terör örgütüne ait patlayıcı malzemelerin, İzmir ilinde yahut çevresinde düzenlenecek bir eylemde kullanılmak üzere naklini sağladığı, patlayıcı maddelerin ilk aşamada teslim edilmemesi üzerine, sanık … vasıtasıyla …’ya ulaşmaya çalıştığı, daha sonra patlayıcı maddeleri sanık …’dan teslim aldığı, saklamak üzere Gaziemir Evka-7 bölgesinde bulunan bir ormanlık alana gömülen patlayıcı maddeleri diğer sanıklarla birlikte çıkarmaya çalışırken yakalandığı, sanığın olayın en başından itibaren planlayıcılarından biri olduğu kanaatine varılmış, sanığın PKK/KCK terör örgütünün talimatları doğrultusunda, tam bir itaat içerisinde yargılamaya konu eylemleri gerçekleştirdiği, birleşen dosya itibariyle örgüte insan kazandırılması yönündeki faaliyetleri nedeniyle eylem çeşitliliği ve yoğunluğunun da mevcut olduğu görülmekle eylemleri silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu, ayrıca sanığın naklini ve saklanmasını sağladığı patlayıcı maddelerin bomba imha uzmanı ve kriminal raporlarıyla canlılar üzerinde öldürücü, yaralayıcı, cansızlar üzerinde, yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip olduklarının belirlenmiş olması karşısında; sanığın üzerine atılı tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçunun sabit olduğu anlaşılmakla eylemine uyan TCK’nın 174/1 inci maddesi uyarınca, patlayıcı maddenin miktarı ve niteliği, kastının yoğunluğu, eyleminin ağırlığı gözetilerek teşdiden cezalandırılmasına karar verilmiş, sanık hakkında; sosyal ilişkileri, yargılama sürecindeki ve fiilden sonraki tutum ve davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alındığında mahkeme tarafından olumlu kanaat oluşmadığından TCK’nın 62 nci maddesinde yazılı takdiri indirim uygulanmamasına karar verilmiştir.
2. Sanıklar … ve … Yönünden Yapılan Hukuki Değerlendirme:
Her iki sanığın emniyet güçleri tarafından düzenlenen operasyon neticesinde olay yerinde yakalanan 3 şahıstan biri olduğu, olay yerinde patlayıcı maddeler ele geçirildiği, İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’nün 12.11.2015 tarihli yazısıyla gönderilen ve Bomba İmha ve İnceleme Şube Müdürlüğü’nce düzenlenen inceleme raporunda; olay yerinde ele geçirilen, 1’den 6’ya kadar numaralandırılmış, içerisinden çıkan kirli beyaz renkli nevi belirsiz macun kıvamında maddelerden 1, 4 ve 5 numaralı olanların, toplamda 8727 gram, ETN (eritritoltetranitrat) içeren kuvvetli patlayıcı madde olduğu; 2, 3 ve 6 numara ile belirtilmiş olanların ise toplamda 7681 gram, RDX ve PARAFİN içeren C4 türü kuvvetli patlayıcılardan olduğu, yine bomba imha uzmanlarının raporlarıyla söz konusu plastik patlayıcılar, bu patlayıcılarda ateşleyici olarak kullanılacak elektronik devreler, elektrikli infilak kapsülleriyle yapılacak olan bomba düzeneklerinin ve aramalarda ele geçen 10 adet el bombasının kullanılması durumunda canlılar üzerinde öldürücü, yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliklerinin bulunduğu belirlenmiş, olay yerini gösteren kamera kayıtlarının incelenmesinde 15.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda 10.11.2015 günü saat 01.17.12 sıralarından saat 02:44 sıraları arasında sanık … ile birlikte bulunan diğer şahısların … plakalı araçla seyir halinde oldukları, aynı … saat 02.44.28 sıralarında termal kamera görüntüsünde 3 şahsın bulunduğu, 1 şahsın muhtemelen toprak zemine eğilerek malzeme çıkarttığı ve iki eliyle taşıdığınını görüldüğü belirtilmiş, olay yeri görüntülerinden yapılan çıkarımların soruşturma aşamasında Emniyet birimlerince düzenlenen tutanak ile uyumlu nitelikte olduğu anlaşılmış, İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenmiş 11.11.2015 tarihli uzmanlık raporuna göre olayın hemen akabinde her iki sanıktan da alınan el svaplarında amonyum ve nitrit iyonlarının kalıntılarının bulunduğu tespit edilmiş, sanıkların her ne kadar benzer nitelikte olan savunmalarında özetle olay yerine …’ın daveti üzerine içki içmek için gittiklerini beyan etmişler ise de; olay yerinde yapılan aramalarda içki şişelerinin yanında kazma, kürek gibi aletler de ele geçirildiği anlaşılmış, sanıkların patlayıcı maddeleri çıkarırken …’in yanında olmadıklarını, birlikte arabada beklediklerini beyan etmiş olmalarına rağmen, kamera kayıtlarından her iki sanığın da patlayıcı maddeler çıkarılırken …’ın yanında bulundukları açıkça anlaşılmış, sanıklardan olay günü alınan el svaplarında patlayıcı yapımında kullanıldığı bilinen amonyum nitrit iyonlarına rastlanılmış, ayrıca olay yerinde sanık …’dan, üzerinde kendi fotoğrafının bulunduğu polis gazetesi kimlik kartı ele geçirilmiş, bu kimliğin üzerinde büyük puntolarla polis yazısı ve rozeti bulunmasından dolayı ilk bakışta polis kimliği olarak algılanabileceği anlaşılmış,. tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda sanıkların olay yerine içki içmek için gittikleri yönündeki hayatın olağan akışına uygun bulunmayan savunmalarına itibar edilmeyerek, sanıkların olay yerinde örgüte ait patlayıcı maddelerin bulunduğunu eylemlerinin başından itibaren bildikleri, ayrıca sanık …’un üzerinden kendi fotoğrafı bulunan polis gazetesi kimliğinin ele geçirilmiş olmasından da örgütün amacından haberdar olduğu, gizlenmek maksadıyla tedbirler aldığının anlaşıldığı, sonuç itibariyle sanıklar … ve …’un, sanık … ile fikir ve eylem birliği içerisinde örgüte ait patlayıcı maddelerin saklandığı yerden çıkarılması eylemini gerçekleştirdikleri kanaatine varılmış, sanıkların eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sanıkların mevcut deliller itibariyle silahlı terör örgütüne üye oldukları her türlü şüpheden uzak bir biçimde belirlenememiş olmakla birlikte, PKK/KCK terör örgütünün faaliyetleri kapsamında kullanılmak maksadıyla ve örgütün amaçlarını bilerek patlayıcı maddeleri naklettikleri, olayın en başından beri patlayıcı maddelerin örgüt faaliyetlerinde kullanılacağını bilerek yargılamaya konu eylemleri gerçekleştirdikleri anlaşıldığından, eylemleri örgüte silah sağlama suçu kapsamında değerlendirilmiştir. Sonuç olarak sanıkların sübut bulan eylemlerine uyan TCK’nın 315 inci maddesi gereğince cezalandırılmalarına karar verilmiş, sanığın sosyal ilişkileri, yargılama sürecindeki ve fiilden sonraki tutum ve davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alındığında mahkeme tarafından olumlu kanaat oluşmadığından TCK’nın 62 nci maddesinde yazılı takdiri indirim uygulanmamasına karar verilmiştir
4. Sanık … Yönünden Yapılan Hukuki Değerlendirme:
Sanık … beyanlarında sanık ile ilgili olarak; 2015 yılı Ramazan ayı başında …’ün giysi mağazasına gittiğinde burada sanıklar … … ve … ile karşılaştığını, burada … …’ın kendisinden notere gitmesini, orada bir aracı kendisinin üzerine yapacaklarını söylediğini, ertesi … dedikleri notere gittiğini ve … plakalı aracı devraldığını, daha sonra sanık … …’ın kendisini arayarak tekrar …’e ait iş yerine gelmesini istediğini, bunun üzerine tekrar …’e ait giyim mağazasına gittiğinde sanıklar …, … ve … …’ın kendisine Kobanili bir aileye gönderilmek üzere ev eşyasını alacaklarını, bunları önce Manisa iline göndereceklerini söylediklerini, sonra karar değiştirerek İzmir iline göndereceklerini belirttiklerini, sanık …’ın kendisine nakliyecinin yanına gideceğiz benimle gel dediğini, birlikte nakliyeci olan sanık …’in dükkanına gittiklerini, ancak …’in yerinde olmadığını görmeleri üzerine sanık …’ın … ile telefonda konuştuğunu, …’in onu İzmir’de … Nakliyat isimli nakliye firması olan, o sabah iş için Sur’a gelen daha sonra da İzmir’e dönecek olan …’ya yönlendirdiğini, … ile birlikte gönderecekleri ev eşyalarını ikinci el eşya satan bir yerden satın aldıklarını, ertesi sabah Dicle-Fırat Kültür Merkezi’ne geçtiğini, burada … …, … ve … ile görüştüğünü, … …, … ve …’ün İzmir’e gidecek olan kamyonu takip edeceklerini öğrendiğini, eşyaların yüklenmesi sırasında eşyalarla birlikte 2 torba beyaz renkli buğday çuvalının da bulunduğunu gördüğünü, bu aşamada yüklenen eşyalarla birlikte gönderilenlerin buğday olduğunu düşündüğünü, bu şekilde eşyaları kamyona yükleterek gönderdiklerini, ertesi … birisinin kendisini arayarak “arabanın içinde ne var?” diye sorduğunu, kendisinin de bilmediğini söylediğini, arayan kişinin “ne sen sor ne ben söyleyeyim” diyerek cevap verdiğini, 2 … sonra … ve …’ın Diyarbakır’a geri döndüklerini öğrendiğini, …’e ait iş yerine gittiğini, burada sanıklar …, … … ve …’e ne olduğunu sorduğunu, sanık …’ın cevaben “kamyona koyulan buğday çuvallarının içinde mal olduğunu, malın gittiğini söylediğini, ancak daha sonra mal dedikleri şeyin halen nakliyecide olduğunu öğrendiklerini, bayramın üçüncü ya da dördüncü gününde … … ile görüştüğünü, sanığın kendisine “… ile birlikte İzmir’e gideceksin” dediğini, neden kendisinin gideceğini sorduğunu, …’ın da ev eşyalarını o teslim ettiği için nakliyeciden teslim almaya da kendisinin gitmesi gerektiğini söylediğini, bunun üzerine …, Kirve dedikleri şahıs ve kendisinin birlikte … plakalı araçla İzmir iline geldiklerini, İzmir’e geldiklerinde yerini tam olarak bilmediği Nakliyeciler Kooperatifi’ne gittiklerini, burada sanık … ile görüştüklerini, sanık …’ın ne olursa olsun …’yı bulması gerektiğini söylediğini, …’ya ait Foça’da bulunan nakliye dükkanına gittiklerini, ancak dükkanın kapalı olduğunu ve …’e ulaşamadıklarını, bunun üzerine kendisinin Diyarbakır’a döndüğünü, sanık … ve Kirve diye hitap ettikleri şahsın İzmir’de kaldıklarını, 2015 yılı kurban bayramından 3 … önce …’ün iş yerinde bulunduğu sırada sanık … …’ın da oraya geldiğini, …’a …’ın ne yaptığını sorduğunu, onun da …’in malı, yani patlayıcıları ve eşyaları İzmir’de teslim aldığını söylediğini, nasıl olduğunu sorduğunda da Hazro’da köyde …’in akrabaları ile görüşüldüğünü, ailenin yurtsever aile olduğunu, … ve …’in karısının Diyarbakır’a getirildiğini ve Diyarbakır’da Lice kırsalına götürüldüğünü, burada …’e malı İzmir’de Ahin’e yani …’a teslim etmelerini söylemeleri üzerine malı ve eşyaları …’in …’ten aldığını söylediğini beyan etmiş, ayrıca usulüne uygun şekilde alınmış ve uygulanmış teknik ve fiziki takip kayıtlarında sanık …’ün diğer sanık … … ile sık sık bir araya geldiği görülmüş, sanık soruşturma aşamasındaki beyanlarında sanık …’ın birkaç kez alışveriş amacıyla kendisine ait iş yerine geldiğini, sanığın sanatçı olduğunu ve adının Ahin olduğunu bildiğini beyan etmiş, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde mahkeme tarafından oluşan kanaate göre; sanık …’ün aracın alınmasına karar verilip hazırlıkların başladığı ilk aşamadan itibaren yargılamaya konu olayda önemli bir rol oynadığı görülmüş, Kobanili bir aileye yardım edileceği kılıfıyla eşyaların alınmasına diğer sanıklarla birlikte karar vererek eylemi gerçekleştirmiş, …’e Kobanili bir aileye gönderilmek üzere ev eşyasını alacaklarını, İzmir iline göndereceklerini diğer sanıklarla birlikte aktarmış, sanık …’in beyanlarından da bu husus anlaşılmış, ayrıca eşyaların alınmasından gönderilmesine kadar her aşamada Diyarbakır’da bulunan ve eylemi organize eden sanıkların sık sık sanığa ait giyim mağazasında bir araya gelerek planlamalar yaptıkları anlaşılmış, sanık içlerine patlayıcı maddelerin gizleneceği ev eşyalarını diğer sanık … ile birlikte almış, dolayısıyla sanığın en başından beri diğer sanıklar … ve … ile fikir ve eylem birliği içerisinde olduğu, örgüte ait patlayıcı maddelerin nakliye şirketi aracılığıyla İzmir iline aktarılması eyleminin planlayıcılarından birisi olduğu, her aşamada sanığa ait iş yerinde diğer sanıklarla bir araya gelerek nasıl hareket edeceklerini belirledikleri kanaatine varılmış, sanığın eylemlerinin PKK/KCK terör örgütünün menfaatleri doğrultusunda, tam bir itaat içerisinde gerçekleştirdiği anlaşılmakla mahkememizce sanığın eylemleri silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında değerlendirilmiş, ayrıca sanığın naklini ve saklanmasını sağladığı patlayıcı maddelerin bomba imha uzmanı ve kriminal raporlarıyla canlılar üzerinde öldürücü, yaralayıcı, cansızlar üzerinde, yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip olduklarının belirlenmiş olması karşısında; sanığın üzerine atılı tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçunun sabit olduğu anlaşılmakla eylemine uyan TCK’nın 174/1 inci maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş, sanık hakkında sosyal ilişkileri, yargılama sürecindeki ve fiilden sonraki tutum ve davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alındığında mahkeme tarafından olumlu kanaat oluşmadığından TCK’nın 62 nci maddesinde yazılı takdiri indirim uygulanmamıştır.
5. Sanık … Yönünden Yapılan Hukuki Değerlendirme:
Sanık savunmalarında Diyarbakır’da ikamet ettiği evin altında bulunan, abisine ait Mirali Kahvehanesi’nde Remzi isimli şahıs ile oturmakta iken oğlunun evli olduğunu ancak çalışmadığını, ona bir iş bulmaları gerektiğini söylediğini, … isimli şahsın da teyzesinin oğlu … …’ın … Belediyesinde çalıştığını, kendisine iş bulma konusunda yardımcı olabileceğini söylediğini, bunun üzerine … …’ın kahvehaneye geldiğini, burada sanık … …’a oğlunun kimlik fotokopisini verdiğini, daha sonra oğlunu belediyenin park ve bahçeler bölümünde çalışmak üzere çağrıldığını, bir … … …’ın çalıştığı … Belediyesi Kütüphanesi’ne gittiğini, burada ismini “…” olarak öğrendiği sanık … ile tanıştığını, sanığın aynı zamanda Kürtçe müzik yapan bir sanatçı olduğunu öğrendiğini, 2015 yılı Ramazan ayı başında …’ün giysi mağazasına gittiğinde burada sanıklar … … ve … ile karşılaştığını, burada … …’ın kendisinden notere gitmesini, orada bir aracı kendisinin üzerine yapacaklarını söylediğini, ertesi … dedikleri notere gittiğini ve … plakalı aracı devraldığını, daha sonra sanık … …’ın kendisini arayarak tekrar …’e ait iş yerine gelmesini istediğini, bunun üzerine tekrar …’e ait giyim mağazasına gittiğinde sanıklar …, … ve … …’ın kendisine Kobanili bir aileye gönderilmek üzere ev eşyasını alacaklarını, bunları önce Manisa iline göndereceklerini söylediklerini, sonra karar değiştirerek İzmir iline göndereceklerini belirttiklerini, sanık …’ın kendisine nakliyecinin yanına gideceğiz benimle gel dediğini, birlikte nakliyeci olan sanık …’in dükkanına gittiklerini, ancak …’in yerinde olmadığını görmeleri üzerine sanık …’ın … ile telefonda konuştuğunu, …’in onu İzmir’de … Nakliyat isimli nakliye firması olan, o sabah iş için Sur’a gelen daha sonra da İzmir’e dönecek olan …’ya yönlendirdiğini, … ile birlikte gönderecekleri ev eşyalarını ikinci el eşya satan bir yerden satın aldıklarını, ertesi sabah Dicle-Fırat Kültür Merkezi’ne geçtiğini, burada … …, … ve … ile görüştüğünü, … …, … ve …’ün İzmir’e gidecek olan kamyonu takip edeceklerini öğrendiğini, eşyaların yüklenmesi sırasında eşyalarla birlikte 2 torba beyaz renkli buğday çuvalının da bulunduğunu gördüğünü, bu aşamada yüklenen eşyalarla birlikte gönderilenlerin buğday olduğunu düşündüğünü, bu şekilde eşyaları kamyona yükleterek gönderdiklerini, ertesi … birisinin kendisini arayarak “arabanın içinde ne var?” diye sorduğunu, kendisinin de bilmediğini söylediğini, arayan kişinin “ne sen sor ne ben söyleyeyim” diyerek cevap verdiğini, 2 … sonra … ve …’ın Diyarbakır’a geri döndüklerini öğrendiğini, …’e ait iş yerine gittiğini, burada sanıklar …, … … ve …’e ne olduğunu sorduğunu, sanık …’ın cevaben “kamyona koyulan buğday çuvallarının içinde mal olduğunu, malın gittiğini söylediğini, ancak daha sonra mal dedikleri şeyin halen nakliyecide olduğunu öğrendiklerini, bayramın üçüncü ya da dördüncü gününde … … ile görüştüğünü, sanığın kendisine “… ile birlikte İzmir’e gideceksin” dediğini, neden kendisinin gideceğini sorduğunu, …’ın da ev eşyalarını o teslim ettiği için nakliyeciden teslim almaya da kendisinin gitmesi gerektiğini söylediğini, bunun üzerine …, Kirve dedikleri şahıs ve kendisinin birlikte … plakalı araçla İzmir iline geldiklerini, İzmir’e geldiklerinde yerini tam olarak bilmediği Nakliyeciler Kooperatifine gittiklerini, burada sanık … ile görüştüklerini, sanık …’ın ne olursa olsun …’yı bulması gerektiğini söylediğini, …’ya ait Foça’da bulunan nakliye dükkanına gittiklerini, ancak dükkanın kapalı olduğunu ve …’e ulaşamadıklarını, bunun üzerine kendisinin Diyarbakır’a döndüğünü, sanık … ve Kirve diye hitap ettikleri şahsın İzmir’de kaldıklarını, 2015 yılı kurban bayramından 3 … önce …’ün iş yerinde bulunduğu sırada sanık … …’ın da oraya geldiğini, …’a …’ın ne yaptığını sorduğunu, onun da …’in malı, yani patlayıcıları ve eşyaları İzmir’de teslim aldığını söylediğini, nasıl olduğunu sorduğunda da Hazro’da köyde …’in akrabaları ile görüşüldüğünü, ailenin yurtsever aile olduğunu, … ve …’in karısının Diyarbakır’a getirildiğini ve Diyarbakır’da Lice kırsalına götürüldüğünü, burada …’e malı İzmir’de Ahin’e yani …’a teslim etmelerini söylemeleri üzerine malı ve eşyaları …’in …’ten aldığını söylediğini, kendisinin buğday çuvalı sandığı çuvalların içerisinde patlayıcı madde olduğunu İzmir iline gittikten sonra öğrendiğini beyan etmiş, sanığın içinde patlayıcı maddelerin muhafaza edilerek naklinin sağlandığı ev eşyalarını temin ettiği, bu ev eşyalarının nakliye şirketine teslimini sağladığı, tüm bu aşamalarda diğer sanıkların talimatlarına bağlı kalarak, onlarla birlikte hareket ettiği, patlayıcı maddelerin … tarafından teslim edilmemesi üzerine de sorunu çözmek için sanık … ile birlikte İzmir iline geldiği, burada sanık … vasıtasıyla … ile görüşmeye çalıştıkları sanığın ikrar içeren savunması ile de sabit olduğu, sanığın soruşturma aşamasındaki ifadesinde eşyaların nakliye şirketine verilmesinden sonra Ahmet’in iş yerine gittiğini, burada …, … … ve …’ün olduğunu, …’in kendisine “kamyona koyulan buğday çuvalları içerisinde patlayıcı vardı. Mal gitti” dediğini, … ile birlikte sorunu çözmek için İzmir iline gitmelerinin bu olaydan sonra olduğunu beyan ettiği görülmüş, ancak sanık mahkemede huzurda yaptığı savunmasında diğer kısımları yönünden soruşturma aşamasındaki beyanlarını açıkça kabul edip, buğday çuvallarındaki malzemenin patlayıcı madde olduğunu İzmir’e geldikten sonra öğrendiğini ifade etmiş, sanığın savunması bu noktada bir çelişki barındırmakla beraber sanığın çuvaldaki maddenin patlayıcı olduğunu İzmir’de iken anladığı kabul edilse dahi bu aşamadan sonra da herhangi bir ihbarda bulunmayarak eylemlerine devam ettiği anlaşılmış, sanık İzmir’den tekrar Diyarbakır’a döndükten sonra da diğer sanıklarla patlayıcı maddenin … tarafından teslim alınıp alınmadığı hususunda konuşmalar gerçekleştirmiş bu aşamada söz konusu böylesine vahim nitelikte bir eylemi emniyet güçlerine ihbar etmesi beklenirken diğer sanıklarla birlikte hareket etmeye devam etmiş, sanığın sübut bulan eylemine uyan TCK’nın 315/1 inci maddesi hükümleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığın soruşturma aşamasından itibaren olayla ilgili bildiklerini samimiyetle anlatmış olması, olayın aydınlatılmasında olumlu katkılarının bulunması nedeniyle hakkında hükmolunan cezada TCK’nın 221/4 üncü hükümleri uyarınca takdiren 1/2 oranında indirim yapıldığı anlaşılmıştır.
6. Sanıklar … ve … Yönünden Yapılan Hukuki Değerlendirme:
Sanık … savunmasında özetle hakkındaki suçlamaların iftiradan ibaret olduğunu, terör yüzünden köyünü terk ederek bir nakliye şirketi açtığını, Diyarbakır’dan birisini Ankara’ya birisini İzmir’e götürmek üzere iki ayrı ev eşyası yüklediğini, Ankara’da diğer şahsın eşyalarını indirirken arabadaki eşyaları fark ettiğini, bunun üzerine kendilerine verdikleri telefon numarasını aradığını, küfrederek “bu eşyanın içinde ne vardı” diye sorduğunu, kamyonla Beypazarı’na geldikten sonra başka işler de aldığını, Diyarbakır’dan yüklenen eşyaların ise arabada kaldığını, örgüt ile hiçbir bağlantısının olmadığını, Diyarbakır Lice kırsalına çağrılıp patlayıcı maddelerin teslim edilmesi hususunda herhangi bir talimat almadıklarını beyan ederek suçlamaları reddetmiş, sanık … mahkemede alınan savunmasında özetle kamyon şoförlüğü yaptığını ve geçimini bu şekilde sağladığını, 2009 yılından beri sanık … ile yevmiye usulü çalıştıklarını, olay günü Diyarbakır’dan iki tane eşya yüklediklerini, arabada boş yerin bulunduğunu, bu sırada … diye bir adamdan bir iş geldiğini, onlardan da ev eşyalarını alarak araca yüklediklerini ve yola çıktıklarını, başlangıçta hiçbir şeyden haberlerinin olmadığını, eşya yüklenirken kendisinin kamyonun içinde olduğunu herhangi bir şey görmediğini, Ankara’ya gelip orada inecek olan eşyayı yere indirdiklerinde işçilerin arabada bir çuval olduğunu söylediklerini, ancak bu çuvaldakilerin patlayıcı madde olduğunu tahmin edemediklerini, işçilerin buğday çuvalında biraz çıkıntı var dediğini ancak kendisinin yetkisi olmadığından gidip çuvalın içinde ne olduğuna bakmadığını beyan etmiş, soruşturma ifadesindeki çelişki nedeniyle sanıktan sorulduğunda araca eşyalar yüklenirken kendisinin kontrol ettiğini, ama …’in çuvaldakilerin buğday olduğunu, bunun da Suriye’den gelen aileye gönderileceğini söylediğini, Ankara’da şüphelenmesi üzerine çuvaldaki maddelerin esrar olabileceğini düşündüğünü, ancak bununla ilgili herhangi bir ihbarda bulunmadığını ifade etmiş, yargılamaya konu olayla ilgili soruşturma …’ya ait şirket aracılığıyla, özellikle doğu illerimizden batı illerimize tayini çıkan kamu personellerinin eşyaları arasına gizlenerek örgüte ait patlayıcı maddelerin naklinin sağlandığı yönünde gelen bir ihbar üzerine başladığı anlaşılmış, sanık … beyanlarında patlayıcı maddelerin bulunduğu eşyaların … vasıtasıyla ulaştıkları sanık …’e ait şirket aracılığıyla gönderildiğini, eşyaları bizzat teslim ettiğini beyan etmiştir. Sanık … da aldıkları ev eşyalarını … isimli kişiden aldıklarını belirterek bu hususu doğrulamaktadır. Buna göre patlayıcı maddelerin bulunduğu eşyaların …’nın sahibi olduğu, …’ın ise şoförlüğünü yaptığı şirket aracılığıyla Diyarbakır ilinden İzmir iline getirildiği noktasında herhangi bir tereddüt bulunmamış, her iki sanık da sadece nakliye işi ile uğraştıklarını, araca yüklenen eşyalarda patlayıcı madde bulunduğunu bilmediklerini, patlayıcı maddelerin taşınmasına yönelik bir kastlarının olmadığını beyan etmiş, ancak sanıkların aşamalardaki savunmalarından da anlaşılacağı üzere, daha önceden haberlerinin olmadığı kabul edilse dahi eşyalar yüklenip Ankara’ya gelindiğinde sanıklarda şüphe oluşmuştur. Zira … savunmasında Ankara’da iken kendilerine verilen telefon numarasını aradığını ve küfrederek arabaya ne koyulduğunu sorduğunu beyan etmiş, … savunmasında işçilerin buğday çuvalından şüphelendiğini aktarmış, sanıklar her ne kadar bu aşamadan sonra da eşyaların arasında bulunan buğday çuvalında patlayıcı madde olduğunu anlamadıklarını beyan etmiş iseler de; sanık … duruşmadaki ifadesinde önce araç yüklenirken eşyalara bakmadığını belirtmiş, daha sonra sonrasında soruşturma aşamasındaki ifadesinin hatırlatılması üzerine, eşyaları kontrol ettiğini ve …’in kendisine çuvaldaki maddenin buğday olduğunu söylediğini beyan etmiş, duruşma sırasında doğruladığı soruşturma ifadesinde …’in kendisine çuvaldakilerin buğday olduğunu belirtmiş olmasına rağmen mahkeme huzurundaki savunmasında bu maddelerin uyuşturucu olduğunu düşündüğünü beyan etmiş, bu şekilde savunmada birçok çelişkili ifadenin bulunduğu görülmüş, ayrıca her iki sanık da kendilerine eşyaları veren şahsı arayıp küfredecek denli yoğun bir şüpheye kapılmalarına rağmen herhangi bir şekilde olay hakkında ihbarda bulunmamış, bununla birlikte sanık …’in beyanları dikkate alındığında, her ne kadar sanık … başta patlayıcı maddeleri vermekten imtina etmiş ise de daha sonra sanık …’ın patlayıcı maddeleri bir şekilde teslim aldığı anlaşılmış, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde başlangıçta patlayıcı maddelerin teslim edilmemiş olmasına rağmen, sonuç olarak söz konusu maddelerin tesliminin sağlanması ile sanık …’nın iradesinin patlayıcı maddeleri nakletmek yönünde olduğu, gerekli ihbarlarda bulunarak vazgeçme imkanının olmasına rağmen sanığın eylemini neticelendirerek örgüt faaliyetlerinde kullanılacağı bilinen patlayıcı maddeleri teslim ettiği, sanığın gelinen son aşamada söz konusu çuvalda bulunan maddelerin örgüt faaliyetlerinde kullanılacak patlayıcı madde olduğunu bilmemesinin mümkün olmadığı anlaşılmış, sanık … ise savunmasında ve diğer celselerdeki beyanlarında sadece şoförlük yaptığını, çuvaldaki maddelerin patlayıcı olduğunu bilmediğini beyan etmiş ise de; sanığın yukarıda da ifade edildiği üzere çelişkili beyanlarda bulunduğu, mahkeme huzurunda doğruladığı soruşturma ifadesinde de belirttiği üzere eşyalar yüklenirken kontrol ettiği ve çuvaldakilerin ne olduğunu sorduğu, bu haliyle hayatın olağan akışına uygun olarak şoförlüğünü yaptığı araçta bulunan eşyada patlayıcı maddelerin bulunduğunu bilmemesinin mümkün olmadığı, gerekli ihbarlarda bulunarak vazgeçme olasılığı varken bunu yapmayıp eylemini neticelendirdiği, bu şekilde her iki sanığın da suç işleme kastının tamamlandığı, sanıkların örgüt faaliyetlerinde kullanılacağını bildikleri patlayıcı maddeleri Diyarbakır ilinden İzmir iline taşıma eylemlerinin ve sanık …’nın patlayıcı maddeleri teslim etmesi eylemlerinin örgüte silah sağlama suçunu oluşturduğu anlaşılmış, bu doğrultuda her iki sanığın da sübut bulan eylemlerine uyan TCK’nın 315. maddesi gereğince ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmiş, sanık … hakkında sanığın sosyal ilişkileri, yargılama sürecindeki ve fiilden sonraki tutum ve davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alındığında mahkeme tarafından olumlu kanaat oluşmadığından TCK’nın 62 nci maddesinde yazılı takdiri indirim uygulanmadığı anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1-Sanıklar … ve … hakkında yapılan değerlendirme;
İlk Derece Mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu saptandığından istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafilerinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, istinaf başvurularının esastan ayrı ayrı reddine,
2-Sanık … hakkında yapılan değerlendirmede;
Etkin pişmanlık cezada indirim yapılması gereken şahsi sebep olup TCK’nın 61/5 inci maddesi gereğince 3713 sayılı Kanunun 5. maddesinden sonra uygulanması gerekirken yazılı şekilde uygulanmış ise de sonuç ceza değişmediğinden eleştiri ile yetinilmiş, sanık hakkında silah sağlama suçundan hüküm tesis edilirken koşulları oluşmadığı halde TCK’nın 58/9 uncu maddesinin uygulandığı görülmüştür. Sanığa ilişkin sabıka kaydı incelendiğinde, sabıkasız olduğu anlaşılmakla hükümde tekerrür uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkarılmak suretiyle, hukuka aykırılığın duruşma açılmaksızın dosya üzerinde CMK’nun 303 üncü maddesi uyarınca düzeltilebileceği anlaşılmış, belirtilen hususlar dışında mahkemenin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezaların kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, CMK’nun 280/1-a maddesi yollaması ile CMK’nın 303 üncü maddesi gereğince sanık hakkında hüküm fıkrasında TCK’nın 58/9 uncu maddesinin uygulandığı bölümün hükümden tamamen çıkarılmak suretiyle hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
3-Sanık … hakkında yapılan değerlendirmede;
Sanık hakkında silah sağlama suçundan hüküm tesis edilirken koşulları oluşmadığı halde TCK’nın 58/9 uncu maddesinin uygulandığı görülmüştür. Sanığa ilişkin sabıka kaydı incelendiğinde İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/252 Esas – 2007/348 Karar sayılı ilamı ile verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasının tekerrüre esas olduğu tespit edilmekle, hukuka aykırılığın duruşma açılmaksızın dosya üzerinde CMK’nun 303 üncü maddesi uyarınca düzeltilebileceği anlaşılmış, belirtilen husus dışında mahkemenin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezaların kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, CMK’nun 280/1-a maddesi yollaması ile CMK’nun 303 üncü maddesi gereğince hüküm fıkrasının TCK’nın 58/9 uncu maddesinin uygulandığı bölümün çıkarılarak yerine “İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/252 Esas – 2007/348 Karar sayılı ilamı ile verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 58/6 ncı maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
Mükerrir sanığa 5237 sayılı TCK’nın 58/6 ncı maddesi gereğince cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibaresinin eklenilmesi suretiyle hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
4-… hakkında yapılan değerlendirmede;
Sanık hakkında silah sağlama suçundan hüküm tesis edilirken koşulları oluşmadığı halde TCK’nın 58/9 uncu maddesinin uygulandığı görülmüştür. Sanığa ilişkin sabıka kaydı incelendiğinde, İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/198 Esas – 2005/596 Karar sayılı ilamı ile verilen 3 yıl 9 ay hapis cezasının tekerrüre esas olduğu tespit edilmekle, hukuka aykırılığın duruşma açılmaksızın dosya üzerinde CMK’nun 303 üncü maddesi uyarınca düzeltilebileceği anlaşılmış, belirtilen husus dışında mahkemenin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezaların kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, CMK’nun 280/1-a maddesi yollaması ile CMK’nun 303 üncü maddesi gereğince hüküm fıkrasının TCK’nın 58/9 uncu maddesinin uygulandığı bölümün çıkarılarak yerine “İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/198 Esas – 2005/596 Karar sayılı ilamı ile verilen 3 yıl 9 ay hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 58/6 ncı maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,
Mükerrir sanığa 5237 sayılı TCK’nın 58/6 ncı maddesi gereğince cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibaresinin eklenilmesi suretiyle hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
5-Sanıklar … ve … hakkında yapılan değerlendirmede;
Sanıklar hakkında silah sağlama suçundan hüküm tesis edilirken koşulları oluşmadığı halde TCK’nın 58/9 uncu maddesinin uygulandığı görülmüştür. Sanıklara ilişkin sabıka kaydı incelendiğinde, sabıkasız oldukları anlaşılmakla hükümde tekerrür uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkarılmak suretiyle, hukuka aykırılığın duruşma açılmaksızın dosya üzerinde CMK’nun 303 üncü maddesi uyarınca düzeltilebileceği anlaşılmış, belirtilen husus dışında mahkemenin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezaların kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafilerinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, CMK’nun 280/1-a maddesi yollaması ile CMK’nun 303 üncü maddesi gereğince sanıklar hakkında hüküm fıkrasında TCK’nın 58/9 uncu maddesinin uygulandığı bölümün hükümden tamamen çıkarılmak suretiyle hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Oluş, iddia, mahkeme kabulü, temyizlerin kapsamı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
Sanık …’ya ait … Nakliyat isimli bir nakliye şirketinin Diyarbakır ilinden, doğu ve güney doğu bölgelerinden tayini çıkan kamu personellerinin taşınma işlemlerini yaptığı, PKK/KCK terör örgütünün eylemlerinde kullanılmak üzere patlayıcı maddelerin de kamu personellerine ait eşyaların içerisinde gizlenmek suretiyle batıdaki illere aktarılmasının sağlandığı, eşyası taşınan kişilerin genellikle devlet memuru olması nedeniyle aramaya tabi tutulmadan bu maddelerin kolaylıkla istenilen yere aktarıldığı yönünde ihbar sonucu soruşturma başlatıldığı, 12.08.2015 tarihinde yapılan ihbarda; “12 Temmuz günü İzmir’deki … Nakliyat’ın sahibi Diyarbakır’lı …, PKK’nın milisi olan ve … Kod ismini kullanan 55-60 yaşlarındaki … isimli şahıstan ev eşyası aldı. Bu ev eşyasını İzmir ya da Manisa’da örgüt mensuplarına verecekti. Arabada 2 kişinin daha eşyası vardı. Bu eşyaları Ankara’da tırından indirdi. …’in verdiği ev eşyasının içinde PKK’ya ait silah ve patlayıcı madde vardı. Bunlardan …’in haberi var. … Ankara’da 2 kişinin ev eşyasının indirdikten sonra …’ n tıra koyduğu ev eşyalarının içindeki örgüte ait silah ve patlayıcıları İzmir’den yanına çağırdığı oğlu …’na verdi ve … bu malzemeleri sakladı. Bu konular olduğunda …’in yanında şoförü … da vardı. Örgütün malzemelerinden …’in yanı sıra oğlu … ve şoförü …’ın da haberi var. Bu işleri organize eden Diyarbakır’da örgütün milisliğini yapan … Kod ismini kullanan Mardin Mazıdağlı …’tır. Bu şahıs 35-40 yaşlarında. Patlayıcı ve silahlar ile örgüt mensupları önümüzdeki günlerde İzmir ya da Manisa’da eylem yapmayı planlıyor. …, oğlu … ve şoförü … yakalanırsa bütün olay aydınlanır. … kendisini Suriyeli olarak tanıtıyor. … 0532 (…)(..)01, … 0535(…)(..)12, …’de 0531(…)(..)72 ve 0506(…)(..)36 numaralı telefonları kullanıyor. O tarihlerdeki telefon görüşmeleri dinlenirse olayı anlarsınız. … malzemeleri örgüte teslim etmedi. … ve … bir hafta kadar sonra malzemeleri almak için yanımıza geldi. Ama … olmadığı için görüşemediler. … ya da oğlu … örgütün malzemelerini saklamış olabilir ya da Diyarbakır’a geri götürmüştür. İsmimin saklı kalmasını istiyorum. Ben de nakliyeciler garajında şoförüm. Burada herkes bunu konuşuyor. Son yaşanan olaylardan ötürü” şeklinde ifadelerde bulunduğu tespit edilmiş, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca bu ihbara ilişkin soruşturma devam ederken Diyarbakır ilinde de buna benzer bir soruşturma başlatılmış, Diyarbakır TEM Şube Müdürlüğü’nün; …, …, …, … … ve …’ün 30 kg C4 patlayıcı madde, 10 adet el bombası, 2 adet susturucu takılı tabanca gibi malzemeleri İzmir iline gönderdikleri, bu patlayıcı maddelerin orada düzenlenecek bir eylemde kullanılacağı yönünde bir rapor hazırladığı, bu rapor üzerinde de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebiyle teknik araçlar, ses ve görüntülerinin kaydedilerek incelenmesine, fiziki ve teknik takiplerinin yapılmasına karar verildiği, yapılan takipte …’ın 21.10.2015 tarihinde İzmir iline geldiği, … ve beraberindekilerin 22.10.2015 günü … plakalı araç ile Evka-7 yolu üzerinden Yalçın Yolu Sokak istikametinden ormanlık alan içerisindeki çıkmaz sokağa girdikleri, … ve kimliği tespit edilemeyen erkek şahsın araçtan indiği ve ormanlık alana doğru ilerledikleri görülmüş, bu aşamadan sonra şahısların gittiği yerin ormanlık alan olması ve takibin mümkün olmamış, sanık …’ın 09.11.2015 tarihinde Manisa’dan tekrar İzmir’e geleceğinin öğrenilmesi üzerine kolluk görevlilerince teknik takip kararlarının icrasını sağlayabilmek adına sanığın daha önce gittiği ormanlık alana tekrar gidebileceğini değerlendirerek bu alana kamera yerleştirmiş, 10.11.2015 tarihinde gece yarısı sanık …’ın diğer sanıklar … ve … ile birlikte söz konusu alana geldikleri ve bu bölgede gömülü vaziyette olan patlayıcı maddeleri çıkardıkları görülmüş, yapılan operasyon sonucunda sanıklar …, … ve … olay yerinde yakalanmış, olay yerinde sanıklardan 6 paket halinde ve yaklaşık 17 kg civarında RDX içeren plastik patlayıcı madde, 5 adet elektrikli infilak kapsülü, 1 adet ateşleme anahtar sistemi, 6 adet F1 tipi savunma tipi el bombası, 3 adet DM 41 tipi savunma el bombası ve 1 adet MOD 44 tipi savunma tipi el bombası ele geçirilmiş, ayrıca sanık …’dan, üzerinde “Polis” yazılı rozet bulunan, Polis Gazetesine ait bir kimlik kartı ele geçirilmiş, patlayıcı maddelerin ihbarda belirtildiği üzere; sanıklar … ve … tarafından, Diyarbakır ilinden nakliye şirketi aracılığıyla İzmir’e getirildiği, ancak sanıklar arasında çıkan bir anlaşmazlıktan ötürü …’nın patlayıcı maddeleri teslim etmediği, bunun üzerine sanık … ve eşi …’nın örgüt tarafından Diyarbakır Lice’de bulunan kırsal alana çağrıldıkları, burada aldıkları talimatlar doğrultusunda patlayıcı maddeleri teslim ettikleri anlaşılan olayda;
Yapılan yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun yapıldığı, söz konusu olayda sanıklar … ve …’ın, temyiz dışı sanık … … ile birlikte örgütsel talimat doğrultusunda söz konusu patlayıcı maddeleri İzmir iline gönderme görevini üstlendikleri, sanıklar … ve …’ın patlayıcı maddeleri İzmir iline getirdikleri ancak çıkan bir anlaşmazlık nedeniyle bu maddeleri teslim etmedikleri, daha sonradan sanık … tarafından …’dan teslim alınan patlayıcı maddelerin ormanlık alana gömüldüğü, bir müddet sonra ise patlayıcı maddelerin gömüldüğü yerden çıkartılması esnasında sanıklar … …, … ve …’un yakalandıkları, bu şekilde sanıklar … ve …’ün örgüt üyeliği ve patlayıcı madde temin etme, nakletme ve bulundurma suçlarını diğer sanıklar …, …, …, …, …’in ise silahlı terör örgütüne silah sağlama suçunu işledikleri hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde yer alan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 13.05.2020 tarihli ve 2020/387 Esas, 2020/424 sayılı Kararında sanık … ile sanıklar …, …, …, …, …, … ve … müdafilerinin öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN AYRI AYRI ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.02.2023 tarihinde karar verildi.