Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/2468 E. 2023/38 K. 12.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2468
KARAR NO : 2023/38
KARAR TARİHİ : 12.01.2023

TUTUKLU

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/410 E., 2020/297 K.
SUÇLAR : Silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi, 6136 sayılı Kanun’a muhalefet
HÜKÜMLER : İstinaf başvurularının esastan reddi kararı
TEMYİZ EDENLER : Sanık ve müdafii

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

A. Siirt 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.11.2019 Tarihli ve 2018/103 Esas, 2019/479 Sayılı Kararı ile Sanık Hakkında

1. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5327 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü ceza rejimine göre çektirilmesine, suça konu eşyaların müsaderesine ve mahsuba,

2. Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası yollamasıyla 5237 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 inci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 8 ay hapis ve 20 … (160,00 TL) adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü ceza rejimine göre çektirilmesine, suça konu eşyaların müsaderesine ve mahsuba,

3. 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun’un (6136 sayılı Kanun) 13 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis ve 625 … (12.500,00 TL) adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü ceza rejimine göre çektirilmesine, suça konu eşyaların müsaderesine ve mahsuba karar verilmiştir.

B. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 27.02.2020 Tarihli 2020/410 Esas, 2020/297 Sayılı Kararı ile Sanık Hakkında

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık, müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

A. Sanık Müdafinin Temyiz İstemi

1. Silahlı Terör Örgütü Üyeliği Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İstemi

Sanığın 27 Mayıs 2018 tarihine kadar … Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde okuyan bir öğrenci olduğuna, 26 Haziran 2018 tarihinde yakalandığına, 26.07.2018 tarihli araştırma tutanağında sanığın kullandığı telefonun 26.05.2018 tarihinden itibaren kapalı olduğunun belirtildiğine, örgüte katıldığı tarih ile yakalandığı tarih arasında bir aydan daha az bir zaman olduğuna, bu kısa zaman aralığı içerisinde neler yaptığını samimi olarak anlattığına, bu süreçte herhangi bir ideolojik ya da askeri

eğitim almadığına, örgüt faaliyetleri hakkında kendisine herhangi bir bilgi verilmediğine, bu kadar kısa zaman aralığında örgütsel bir eğitim almasının mümkün olmadığına, herhangi bir örgütsel faaliyet ya da eyleme katılmadığına, hiyerarşik yapıya dahil olmadığına, bu sebeplerle örgüt üyeliği suçundan cezalandırılmasının mümkün olmadığına, nitekim uzmanlık raporlarında da, sanığın DNA profilinin ülke genelinde herhangi bir olayda elde edilen DNA profilleriyle uyum sağlamadığına, olay yerinde ele geçirilen çanta ve giysiler üzerinde herhangi bir atış artığına rastlanılmadığına, olay yerinde ele geçirilen silah, mermi ve kovanların ülke genelinde gerçekleştirilen herhangi bir eylemde ele geçirilen mermi ve kovanlarla uyum sağlamadığının belirtildiğine, sanığın ülke genelinde örgütsel bir eyleme katıldığının tespit edilemediğine, sanığın olay tarihinde yapılan hava harekatının akabinde güvenlik güçleri tarafından yakalandığına, sanığın silahsız şekilde, herhangi bir mukavemet göstermeden kaçma imkanı da varken özgür iradesiyle teslim olduğuna, dolayısıyla isnat edilen suçun unsurlarının oluşmadığına,

2. Tehlikeli Maddelerin İzinsiz Olarak Bulundurulması veya El değiştirmesi ile 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet Suçlarından Kurulan Hükümlere Yönelik Temyiz İstemi

Gerekçenin TCK’nın 61 inci maddesine uygun olmadığına, gerekçesiz olarak teşdiden hüküm kurulduğuna, ele geçen silah ve bombanın sanığın üzerinde yakalanmadığına, buna dair bir tutanağın dosya içerisinde olmadığına, ayrıca silah ve bombalarda sanığın parmak izinin çıkmadığına, bir an için söz konusu silah ve bombaların müvekkil üzerinde çıktığını düşünsek bile bunun örgüt üyeliği suçunun bütünleyici parçası olduğuna, ayrıca bu suçlardan ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğuna, söz konusu silah ve el bombalarının her örgüt üyesinin taşımak zorunda olduğu silahlar olduğuna, ayrıca ele geçirilen el bombalarına ilişkin uzmanlık raporunda bunların 6136 sayılı Kanun kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığına, akabinde alınan uzmanlık raporunda da 6136 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilebileceğine ilişkin ihtimal içeren bir görüş belirtildiğine, ihtimale dayanarak ceza verilemeyeceğine, sanığın yakalandığı tarih itibariyle örgüt içerisinde bir aydan kısa bir süre vakit geçirdiğine, bu kadar kısa bir süre içerisinde henüz silah eğitimi de almayan sanığa bu silah ve el bombalarının teslim edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğuna, ilişkindir.

B. Sanığın Temyiz İstemi

1. Silahlı Terör Örgütü Üyeliği Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İstemi

27 Mayıs 2018 tarihinde örgüte katıldığına, bu süreçte herhangi bir ideolojik ve askeri eğitime tabi tutulmadığına, örgüte katılan herkesin örgüt üyesi olması için altı aylık bir eğitimden geçtiğine, bu süreye kadar sadece yaşamsal teknik bilgilerle örgütün güveninin kazanılmasına çalışıldığına, bu süreci de mahkemede samimiyetle anlattığına, yakalandığında üzerinde bomba, silah vs.’nin olmadığına, herhangi bir silahlı eğitim almadığından şahsına silah verilmediğine, örgütte bir aydan az bir zaman kaldığına, örgüt üyeliği suçunun kriterlerinin kendisi bakımından gerçekleşmediğine,

2. Tehlikeli Maddelerin İzinsiz Olarak Bulundurulması veya El Değiştirmesi ile 6136 Sayılı Kanun’a Muhalefet Suçlarından Kurulan Hükümlere Yönelik Temyiz İstemi

Herhangi bir silahlı eğitim almadığından şahsına silah verilmediğine, operasyonda ele geçen silah ve patlayıcıların kendisine ait olmadığına, uzmanlık raporlarının da bunu doğruladığına, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

“Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak Suçu yönünden:
Sanık …, mahkememizce itibar edilen soruşturma aşamasında müdafii huzurunda etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek vermiş olduğu beyanlarında; PKK/KCK silahlı terör örgütünün dağ kadrosuna katıldığını, kod adının … olduğunu, ancak pişman olduğunu, her hangi bir örgüt faaliyetinde bulunmadığını, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini ifade etmiştir.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 20.04.2015 tarih 2015/1069 Esas, 2015/8404 sayılı kararına göre; ‘Silahlı örgüt üyeliği suçu; silahlı bir örgütün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine dahil olmayı tercih etmek suretiyle işlenmektedir. Bu bakımdan eylemin iradi olması ve örgüte iştirak bilinç ve iradesiyle hareket edilmiş olması gerekir. Suç, örgüte üye olma fiilinin gerçekleştiği anda tamamlanmakla birlikte, üyelik süresince eylem temadi etmektedir. Örgüte üye olmak fiili bir katılma olup örgüte üye olmak için örgüt yöneticilerinin rızasının varlığına gerek yoktur, tek taraflı iradeyle bile örgüte katılmak mümkündür.’ şeklinde belirtilmiştir. Kararda belirtildiği şekilde örgüt üyesi olmak için tek taraflı irade ve bu irade ve örgüte aidiyet duygusu kapsamında sanığın örgüt hiyerarşisini benimsemesi yeterli görülmüştür.

Sanığın soruşturma aşamasında etkin pişmanlık kapsamında vermiş olduğu beyanları ile dosya içerisindeki yakalama ve teşhis tutanakları ile birleşen dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları nazara alındığında, örgütün dağ kadrosuna katılım yapan, örgüt içerisinde kod adı bulunan sanığın PKK/KCK terör örgütü içerisindeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetleri itibariyle 5327 sayılı TCK’nın 314/2 nci maddesi kapsamında ‘terör örgütü üyesi’ olma eylemini gerçekleştirdiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 314/2 nci maddesi gereğince, suçun işleniş biçimi, suç konusunun önemi ve değeri dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaştırmayı gerektirir bir durum olmadığı değerlendirilerek alt sınırdan cezalandırması cihetine gidilmiş, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5/1 inci maddesi gereğince sanığa verilen cezada 1/2 oranında arttırım yapılmış, sanığın geçmişi, yargılamadaki davranışları ve cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak cezasından 5237 sayılı TCK’nın 62 nci maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılmıştır.

Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçu yönünden:

Sanık …’in yakalandığı sırada üzerinde bulunduğu tespit edilerek el konulan sanığın soruşturma aşamasında yapmış olduğu teşhis işlemi ile de sanığa ait olduğu sabit olan Kaleşnikof marka tüfeklerden (4) no’lu tüfek ile ilgili soruşturma aşamasında 6136 sayılı Kanun kapsamında kriminal inceleme yaptırılmış,

Dosya içerisinde bulunan Jandarma Genel Komutanlığının 06.08.2018 tarihli Uzmanlık Raporunda; söz konusu el konulan silahların 6136 sayılı Kanun kapsamında ‘vahim nitelikteki ateşli silahlardan’ olduğunun tespit edildiği görülmüş olup sanığın üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmıştır.

Üzerine atılı suç sabit olan sanığın, suçu işleyiş biçimi ve güttüğü amaç göz önünde bulundurularak 6136 sayılı Kanun’un 13/2 nci maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, suç konusunun önemi ve değeri dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaştırmayı gerektirir bir durum olmadığı değerlendirilerek alt sınırdan cezalandırması cihetine gidilmiş,

Sanığın eyleminin terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması sebebiyle 3713 sayılı TMK’nın 5/1 inci maddesi gereğince sanığa verilen cezada 1/2 oranında artırım yapılmış, sanığın geçmişi, yargılamadaki davranışları ve cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak cezasından 5237 sayılı TCK’nın 62 nci maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılmıştır.

Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçu yönünden:

Sanık …’in yakalandığı sırada üzerinde bulunduğu tespit edilerek el konulan sanığın soruşturma aşamasında yapmış olduğu teşhis işlemi ile de sanığa ait olduğu sabit olan el bombalarından 2 adet el bombası ile ilgili düzenlenen Fiziki İnceleme Tutanağında el bombalarının sağlam ve kullanıma hazır olduklarının tespit edildiği,

Söz konusu el bombalarının 27.06.2018 tarihinde imha edildiğine, imha sonrasında yapılan kontrolde el bombalarının tamamının patlamış olduğunun görüldüğüne yönelik İmha Tutanağı düzenlendiği,

Kovuşturma aşamasında ele geçen el bombaları ile ilgili kriminal inceleme yaptırılmış, rapora göre ele geçen el bombalarının görünümü itibariyle sağlam ve kullanıma elverişli olduğu, 5237 sayılı TCK’nın 174 üncü maddesi kapsamında ‘patlayıcı madde’ tabiri kapsamında mütalaa edilebileceğinin belirtildiği, böylece sanığın üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmıştır.

Üzerine atılı suç sabit olan sanığın, suçu işleyiş biçimi ve güttüğü amaç göz önünde bulundurularak 5237 sayılı TCK’nın 174/1 inci maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, suç konusunun önemi ve değeri dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaştırmayı gerektirir bir durum olmadığı değerlendirilerek alt sınırdan cezalandırması cihetine gidilmiş,

Sanığın üzerine atılı suçun terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması sebebiyle, 3713 sayılı TMK’nın 5 inci maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nın 174/2 nci maddesi uyarınca cezasından bir kat artırım yapılmış, sanığın geçmişi, yargılamadaki davranışları ve cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak cezasından 5237 sayılı TCK’nın 62 nci maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılmıştır.”

Tespitlerine yer verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

“Yapılan yargılamaya, dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, karar yerinde gösterilip
incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli delillere, mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınarak, savunmanın inandırıcı gerekçelerle reddedilmesine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından, sanık ve müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısının istinaf talepleri yerinde görülmemiş olmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine”

Tespitlerine yer verilmiştir.

IV. GEREKÇE

A. Sanık Hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden

Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, sanığın yakalandıktan sonra 06.07.2018 tarihinde kollukta şüpheli sıfatıyla müdafi huzurunda verdiği ifadesinde etkin pişmanlık kapsamında örgüte katılım yaptığı ve örgütte geçirdiği süreci ayrıntılarıyla anlattığı, savcılık ve sulh ceza hakimliği beyanlarında da özü itibariyle bu beyanlarından dönmediği, kovuşturma aşamasında ise etkin pişmanlıktan yararlanmaktan istemediğini ifade ederek beyanlarının bir kısmından dönmüşse de terör örgütüne katılım yaptığını ve bir süre burada bulunduğunu tekrar etmesi karşısında silahlı terör örgütüne üye olma suçunun unsurları itibariyle oluştuğu sabit olduğundan kurulan mahkumiyet hükmü ile buna bağlı hak yoksunlukları, tekerrür ve suçun işlenmesinde kullanılan emanet eşyaların müsaderesi kararlarında hukuka aykırılık görülmemiştir.

B. Sanık Hakkında Tehlikeli Maddelerin İzinsiz Olarak Bulundurulması veya El Değiştirmesi Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden

Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, sanığın yakalandıktan sonra 06.07.2018 tarihinde kollukta şüpheli sıfatıyla müdafi huzurunda verdiği ifadesinde etkin pişmanlık kapsamında olay yerinde ele geçirilen el bombalarından iki tanesinin kendisine ait olduğunu, bu el bombalarının … kod isimli örgüt üyesi tarafından verildiğini beyan ettiği, ele geçirilen el bombalarından kendisine ait olanları teşhis ettiği, savcılık ve sulh ceza hakimliği beyanlarında da bu ifadelerini tekrar ettiği, 29.06.2018 tarihinde tanzim edilen Fiziki İnceleme Raporuna göre, ele geçirilen el bombalarının görünümü itibariyle sağlam ve kullanıma hazır olduğunun, 27.07.2018 tarihli Uzmanlık Raporuna göre, söz konusu el bombalarının parça tesirli, savunma tipi el bombaları olduğunun, 26.09.2019 tarihli Uzmanlık Raporuna göre de, bu el bombalarının kullanılışı itibariyle canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı, tahrip edici özelliğe sahip olduğundan 6136 sayılı Kanun’un Ek 5 inci maddesi ile TCK’nın 174 üncü maddesinde bahsi geçen patlayıcı madde tabiri kapsamında kaldığının belirtildiği, her ne kadar sanık kovuşturma aşamasında alınan beyanlarında üzerinde herhangi bir el bombası bulunmadığını beyan ederek soruşturma aşamasında verdiği beyanlarından dönmüş ise de, sanığın kolluk aşamasında alınan beyanlarını müdafi huzurunda verdiği, ayrıca savcılık ve sulh ceza hakimliği ifadelerinde de bu beyanlarından özü itibariyle dönmediği görülmekle CMK’nın 148/4 üncü maddesi gereğince soruşturma aşamasında alınan beyanların hukuka uygun olduğu

değerlendirilmiş, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile buna bağlı hak yoksunlukları, tekerrür ve suçun işlenmesinde kullanılan emanet eşyaların müsaderesi kararlarında hukuka aykırılık görülmemiştir.

C. Sanık Hakkında 6136 Sayılı Kanun’a Muhalefet Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden

Mahallinde hukuka uygun olarak ikame olunup usulünce tartışılan delillere ve dosya kapsamına göre, sanığın yakalandıktan sonra 06.07.2018 tarihinde kollukta şüpheli sıfatıyla müdafi huzurunda verdiği ifadesinde etkin pişmanlık kapsamında olay yerinde ele geçirilen Kaleşnikof marka silahlardan bir tanesinin kendisine ait olduğunu, bu silahın … kod isimli örgüt üyesi tarafından iki şarjörle birlikte verildiğini, bu silahı aldıktan sonra 10 günlük eğitiminde 1 defa 2 el atış yaptığını beyan ettiği, ele geçirilen silahlardan kendisine ait olanı teşhis ettiği, savcılık ve sulh ceza hakimliği beyanlarında da bu ifadelerini tekrar ettiği, 06.08.2018 tarihli Uzmanlık Raporuna göre, olay yerinde ele geçirilen söz konusu silahların ve fişeklerin 6136 sayılı Kanun kapsamında vahim nitelikte ateşli silah ve fişeklerden olduğunun belirtildiği, her ne kadar sanık kovuşturma aşamasında alınan beyanlarında üzerinde herhangi bir silah bulunmadığını beyan ederek soruşturma aşamasında verdiği beyanlarından dönmüş ise de, sanığın kolluk aşamasında alınan beyanlarını müdafi huzurunda verdiği, ayrıca savcılık ve sulh ceza hakimliği ifadelerinde de bu beyanlarından özü itibariyle dönmediği görülmekle CMK’nın 148 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince soruşturma aşamasında alınan beyanların hukuka uygun olduğu değerlendirilmiş ancak,

Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen, sanık hakkında 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçunun terör suçu kapsamında işlenmesi nedeniyle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesi uyarınca artırım yapılırken anılan maddenin birinci fıkrası uyarınca artırım yapıldığının belirtilmesi gerektiği gözetilmeden uygulama maddesinin yalnızca 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi olarak gösterilmesi dışında 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile buna bağlı hak yoksunlukları, tekerrür ve suçun işlenmesinde kullanılan emanet eşyaların müsaderesi kararlarında hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR

A. Sanık Hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma ve Tehlikeli Maddelerin İzinsiz Olarak Bulundurulması veya El Değiştirmesi Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden

Gerekçe bölümünde A ve B bentlerinde açıklanan nedenlerle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 27.02.2020 tarihli ve 2020/410 Esas, 2020/297 sayılı kararında sanık ve müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

B. Sanık Hakkında 6136 Sayılı Kanun’a Muhalefet Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden

Gerekçe bölümünde C bendinde açıklanan nedenle sanık ve müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görüldüğünden Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 27.02.2020 tarihli ve 2020/410 Esas, 2020/297 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının c bendi gereği hükmün “C” başlığının ikinci fıkrasındaki “3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesi” ibaresinin çıkarılarak yerine “3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrası” ibaresinin eklenmesi suretiyle Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Siirt 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.01.2023 tarihinde karar verildi.