Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/19978 E. 2023/434 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/19978
KARAR NO : 2023/434
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

T U T U K L U
D U R U Ş M A T A L E P L İ

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık ve müdafiinin duruşmalı inceleme taleplerinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdiren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.06.2021 tarihli ve 2021/100 Esas, 2021/192 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsubuna karar verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 06.10.2021 tarihli ve 2021/1216 Esas, 2021/1581 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 07.11.2021 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanığın Temyiz Sebepleri
Sanığın temyiz istemi özetle, üzerine atılı suçu işlemediğine ve örgüt üyeliği için kast unsurunun oluşmadığına, mahkûmiyetine yeterli her türlü kuşkudan uzak delilin bulunmadığına ve mahkûmiyet kararının 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesine uygun gerekçe içermediğine, terör örgütünün varlığına ilişkin somut delillerin ortaya konulmadığına, savunmasının SEGBİS ile alınarak savunma hakkının kısıtlandığına, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasına karşı beyanda bulunmak üzere süre verilmediğine, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ile şüpheden sanık yararlanır ilkesinin ihlal edildiğine, ByLock programını kullanmadığına, ByLock verilerinin çelişkili olduğuna ve hukuka aykırı olarak elde edildiğinden hükme esas alınamayacağına, etkin pişmanlıktan faydalanan kişilerin beyanlarının hükme esas alınamayacağına, hakkındaki tanık beyanlarının soyut ve çelişkili olduğuna, hakkında beyanda bulunan kişilerin mahkeme huzurunda dinlenmediklerine, hukuka aykırı ve yetersiz gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edildiğine ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinde belirtilen takdiri indirim maddesinin uygulanmadığına, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılarak hakkında beraat ve tahliye kararı verilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle, Bölge Adliye Mahkemesinin kararının gerekçesiz olduğuna, delillerin mahkeme huzurunda tartışılmadığına, mahkemenin hukuken geçersiz bir delile dayanarak varsayım ve genişletilmiş yorum ile hüküm oluşturduğuna, sanığın örgütün hiyerarşik yapısında ilişkide bulunduğu kişiler ve bağlı bulunuğu yöneticisinin tespit edilememesi karşısında hükmün kuşkulu varsayımlara dayandırıldığına, savunmada ileri sürdükleri talep ve görüşlerin, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin gerekçeli kararda açıkça gösterilmediğine, sanığın müsnet suçu işlediğinin sabit olmadığına, ByLock verilerinin 5271 sayılı Kanun’a aykırı olarak elde edildiğinden hükme esas alınamayacağına, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesindeki hata hükümlerinin uygulanması gerektiğine, sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilen cezanın 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesine aykırı olduğuna, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinde belirtilen takdiri indirim maddesinin yerinde olmayan gerekçe ile uygulanmamasının hukuka aykırı olduğuna, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılarak sanık hakkında beraat ve tahliye kararı verilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık hakkında üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Kırıkkale Sulh Ceza Hakimliğinin, 13.07.2017 tarihli ve 2017/2250 Değişik İş sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 98 inci maddesi uyarınca yakalama kararı düzenlendiği, sanığın eşi … ile birlikte 30.09.2020 tarihinde illegal yollardan Yunanistan ülkesine geçmeye çalıştığı esnada kolluk kuvvetlerince yakalandığı, sanık hakkında 30.09.2020 tarihli yakalama tutanağının düzenlendiği ve dosya içerisine alındığı belirlenmiştir.
2. Sanık adına kayıtlı olup kendi kullanımında bulunan 0 507 (…) (..) 44 numaralı hatta ByLock programının tespit edildiği, dosya içerisine alınan … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının incelenmesinde; kullanıcı adının “…”, şifresinin “….” olduğu, ekleyen kişilerin sanığa “…” ve “…” isimlerini verdikleri, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağında mesaj ve mail içeriklerinin bulunduğu, … ID numaralı kullanıcıya gönderilen “uzun sürer hayatım iş çok canım” mesaj içeriğinden anlaşılacağı üzere … ID numaralı ByLock kullanıcısının sanığın eşi … olduğunun anlaşıldığı, sanığın Fenerbahçeli olduğunu beyan ettiği, kullanıcı adı ve şifre bilgilerinde geçen rakamların sanığın Yozgat, eşinin ise Tokatlı olması nedeniyle söz konusu illere ait plaka numaralarının olduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının sanığa ait olduğu ve sanığın örgüt içerisinde gizliliğe riayet ederek ByLock programını … ID numarası ile kullandığı belirtilmiştir.
3. Sanık hakkında etkin pişmanlık kapsamında anlatımlarda bulunan ve hükme esas alınan tanıklar M. A. D., E. B., F. E., A. E. D., R. A., A. M. M., M. E. G., H. A., B. G. ve E. K.’nın beyanlarının dava dosyasının içerisine alındığı, hakkında beyanda bulunan kişiler ile sanık arasında husumet bulunmadığı, tanık beyanlarının birbirleri ile tutarlı olduğu ve sanığa ait ByLock tespit ve değerlendirme tutanağı ile tanık beyanlarının örtüştüğü nedenleri gerekçe gösterilerek sanığın suçtan ve cezadan kurtulmaya, örgüt üyeleri ve faaliyetlerini korumaya yönelik savunmalarına itibar edilmediği belirlenerek tanık beyanlarına itibar edildiği belirtilmiştir.
4. Dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre, sanığın gizliliği sağlamak için örgüt içi haberleşmede kullanılan ByLock programını … ID numarası ile kullandığı, örgüt içerisinde “…” kod adını kullandığı ve BTM, BBTM, Gözcü ve Doktor olarak görev yaptığı, örgütün askeri mahrem yapılanması içerisinde üst düzey görev aldığı, Kırıkkale ili içerisinde askeri okullara yönlendirilecek lise öğrencileri ile ilgilendiği, akabinde askeri okullara gidecek öğrenci abileri ile ilgilendindiği ve sohbet adı altında toplantılar yaptığı, farklı illerde okuyan askeri öğrenciler ile irtibat kurarak örgütle irtibatlarını devam ettirmeye çalıştığı, sorumlu olduğu örgüt üyelerine ByLock programını yüklediği ve ByLock içeriklerinden anlaşılacağı üzere örgütsel haberleşme ağı ile gizliliği sağlayarak almış olduğu talimatları ilettiği, örgüt içerisinde yer alan üye ve öğrencilere ilişkin bilgileri şahsi bilgisayarında tuttuğu, sanığın eylemlerinin örgüt suçları açısından süreklilik ve çeşitlilik kriterlerine uyduğu, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği, sanığın örgüt içerisindeki konumu dikkate alınarak hakkında takdiren ve teşdiden 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, yargılamayı sürüncemede bırakması ve eşi ile birlikte illegal yollardan yurt dışına kaçma girişiminde bulunması nedenleri ile hakkında takdiren 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği tespit edilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1. İncelenen duruşma sürecini yansıtan tutanak içeriğine göre, 5271 sayılı Kanun’un 196 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince pandemi koşulları gerekçe gösterilerek Keskin T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu olarak bulunan sanığın savunmasının SEGBİS vasıtasıyla alınmasına karar verilmesi, sanığın savunmasının SEGBİS ile alınmasına sanık ve müdafiince yargılmanın hiçbir aşamasında itiraz edilmeyerek savunmanın SEGBİS ile alınmasını kabul etmiş olmaları, savunma esnasında SEGBİS sisteminde savunmayı zafiyete uğratacak kesinti olduğuna dair tespitin bulunmaması, bu yöntemle savunma alınmasının silahların eşitliği ve adil yargılanma ilkesi çerçevesinde sanığın savunmasında zafiyet yaratmadığının anlaşılması ve iddia makamının esas hakkındaki mütalaasına karşı beyanda bulunmak üzere sanık ve müdafiince süre talebinde bulunulmadığının belirlenmesi karşısında, savunma hakkının kısıtlandığına yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2. Sanık hakkında etkin pişmanlık kapsamında anlatımlarda bulunan ve ifadeleri hükme esas alınan M. A. D., E. B., F. E., A. E. D., R. A., A. M. M., M. E. G., H. A., B. G. ve E. K.’nın soruşturma aşamasında müdafi eşliğinde alınan ifadelerinin dosya içerisine alındığı, kovuşturma aşamasında M. A. D. ve E. K.’nın ilk derece mahkemesince; E. B., F. E., H. A., A. M. M., A. E. D., B. G., R. A. ve M. E. G.’nin ise talimat mahkemesince tanık sıfatıyla beyanlarının alındığı, hükme esas alınan ifade ve beyanların 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulduğu anlaşılmakla, bu yöne ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
3. Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas, 2017/370 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararı ve Dairemizin müstakar kararlarında açıklandığı üzere; FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 26.09.2017 tarihli ve 2017/16-956 Esas, 2017/970 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarihli ve 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanığın örgütle bağlantısını gösteren delil olarak kabul edileceği gözetildiğinde; … ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının sanığa ait olduğuna ve sanığın ByLock programını … ID numarası ile gizliliği sağlamak amacıyla örgütsel haberleşmede kullandığına dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Mahallinde hukuka uygun ikame olunup usulünce tartışılan dellilere, dosya kapsamına ve tanık beyanlarına göre, gizliliği sağlamak için örgütsel haberleşmede … ID numarası ile ByLock programını kullanan, örgüt içerisinde “…” kod adını kullanan ve öncelikle BTM (Bölge Talebe Mesulü) ve BBTM (Büyük Bölge Talebe Mesulü) olarak görev alan, akabinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün nihai amacını gerçekleştirmek için stratejik öneme haiz askeri mahrem birim yapılanması içerisinde Gözcü (Gözcü; Askeri lise ve harp okulundaki örgüt mensubu öğrenciler ile ilgilenen ve her on beş günde bir okul dışında buluşma yapan talebe abisine verilen isimdir) ve Doktor (Doktor (Dr.); Örgüte mensup olan Askeri Okulları ve Polis Okullarını kazanmış olan öğrencileri örgüt adına öğretmenlik yapan kişiler üzerinden takip eden ve durumları hakkında rapor alan kişiyi ifade eder) konumlarında görev alıp Kırıkkale ili içerisinde askeri okullara yönlendirilecek olan lise öğrencileri ile ilgilenen ve askeri okullara gidecek olan öğrenci abileri ile ilgilenip sohbet adı altında toplantılar yapan, farklı illerde okuyan askeri öğrenciler ile irtibat kurarak örgütle irtibatlarını devam ettirmeye çalışan, sorumluluğu altındaki örgüt üyelerine ByLock programını yükleyen ve örgüt içerisinde almış olduğu talimatları ByLock programı üzerinden ileten sanığın, anılan örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla katılıp süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk arz eden faaliyetlerde bulunmak suretiyle FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğuna, örgütsel konum ve faaliyetlerindeki çeşitlilik sebebiyle temel cezanın tayininde teşdit uygulanmasına ve hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin takdiren uygulanmamasına dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, incelenen hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin, 06.10.2021 tarihli ve 2021/1216 Esas, 2021/1581 Karar sayılı kararında sanık ve müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
14.02.2023 tarihinde karar verildi.