Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/18924 E. 2022/3981 K. 29.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18924
KARAR NO : 2022/3981
KARAR TARİHİ : 29.06.2022

Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.12.2018 tarih ve 2018/440 – 2018/498 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme
Hüküm : TCK’nın 314/2, 220/7, TMK’nın 5/1, TCK’nın 62, 53, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetine ilişkin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

Bölge adliye mahkemesince kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Ayrıntıları Dairemizin 2015/3 esas sayılı kararında ve dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere;
Örgüte yardım suçunda kast unsuru yönünden, Yargıtay uygulamaları ve öğretideki görüşler incelendiğinde; Bir suçun kanuni tanımında “bilerek”, “bildiği halde”, “bilmesine rağmen” gibi ifadelere açıkça yer veren suçlar olası kastla
işlenemez (Prof. Dr. İzzet Özgenç, TCK Genel Hükümler, 7. Baskı, s. 241).
Kişi, örgütün işlediği somut fiili bilmese de terör örgütü olduğunu, sağladığı yardımın örgütün yararına kullanılacağını bilmeli ve bu irade ile hareket etmelidir. İnsani mülahazalarla yapılan yardımlar örgüte yardım suçunu oluşturmaz. Yapılacak her türlü yardımın suç olarak değerlendirilmemesi gerekir (Prof. Dr. A. Caner Yenidünya – Arşt. Görv. Zafer İçer, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, 1. Baskı, s. 56).
Örgüte yardım suçunda manevi unsurun oluşması için genel kasıt yeterli değildir. Özel kasıt ile işlenen bir suçtur. Fail örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlamak kastı ile hareket etmelidir (Yrd. Doç. Dr. Namık Kemal Topçu, Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları, s. 164).
Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir. Başka bir ifadeyle, yardım fiilinin örgütün suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğu bilinerek gerçekleştirilmiş olması gerekir. Fıkra metninde geçen “bilerek” ibaresi doğrudan kastı ifade eder. Doğrudan örgüte değil de örgüt mensuplarına yardım edilmesi halinde, yardım edilen kişilerin suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt mensubu olduklarının da bilinmesi gerekmektedir. Örgüt mensuplarına yapılan yardım, aynı zamanda örgüte yapılan yardım olarak değerlendirmek gerekir. Ancak, bu yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet eden bir yardım olması gerekmektedir (Prof. Dr. İzzet Özgenç, Suç Örgütleri, 7. Baskı, s. 38-39).
Yukarıda yer verilen öğretideki görüşler ve Yargıtay Yüksek 9. ve 16. Ceza Dairesinin geçmişteki uygulamaları göz önüne alındığında; suç örgütleri veya silahlı terör örgütlerine yardım suçunun ancak doğrudan kastla işlenebileceği, yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet etmesi gerektiği, örgüt üyelerine yapılan yardımın da örgüte yapılmış gibi kabul edilmekle birlikte örgüt üyesinin mensup olduğu örgütün bilinmesi ve bu yardımın da insani mülahazalarla değil örgütün amaçlarını gerçekleştirme gayesiyle yapılması hususunda ortak bir kanaat mevcuttur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Dosya arasında bulunan Bank Asya hesap hareketleri sanık savunması ile birlikte değerlendirildiğinde; birikimini örgüte müzahir Bank Asya’ya bir adet katılım hesabı açarak yatırdığını beyan eden, 29.01.2015 tarihinde eşinin askerden terhis olmasından sonra 02.02.2015 tarihinde araç satın alarak bu süreçte mezkur bankanın TMSF’ye devrinden önce savunması ile uyumlu şekilde parasını çeken sanığın, hesap hareketleri ve dosyaya sunulan noter satış sözleşmesi ile de teyit edilen savunmasının aksine örgütle iltisaklı Bank Asya isimli bankaya talimatla para yatırdığına, silahlı terör örgütüne yardım kastıyla hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak mahkumiyetini gerektirir yeterli delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
A) Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan temel ceza belirlenirken delalet maddeleri olan
TCK’nın 314/3. ve 220/7. maddelerinin belirtilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
B) Dosya kapsamında … sendikasına üyeliği tespit edilemeyen sanık hakkında gerekçeli kararda mezkur sendikaya üye olduğunun belirtilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.