Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/18707 E. 2023/2976 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18707
KARAR NO : 2023/2976
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEMYİZ EDENLER : Sanık ve müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
Sanık ve müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, sanık hakkında tayin olunan cezanın süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından CMK’nın 299 uncu maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.02.2018 tarihli ve… sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 6 Yıl 10 ay 15 … hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.
2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 12.12.2018 tarihli ve … sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 10.10.2021 tarih ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafiinin temyiz istemleri özetle,
1.ByLock’un hukuka aykırı delil niteliğinde olduğuna, MİT tarafından sunulan raporun, suç şüphesinin ortaya çıkmasından sonra CMK kurallarının uygulanması gerektiğine ilişkin yasal ve yargısal ilkelerin çiğnendiğini gösterdiğine,
2.Yargıtay’ın yapmış olduğu tespitlerin ve MİT’in düzenlemiş olduğu teknik analiz raporunun, hatalı ve çelişkili olduğuna, kısa süreli ByLock kullanımı göründüğüne, sanığın mor beyin mağduru olabileceğine,
3.Dijital inceleme raporunda herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığına,
4.Elektronik haberleşme kanunu ve ilgili yönetmeliğe aykırı şekilde veri elde edildiğine,
5.Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
6.Sanık hakkında başlatılmış bir soruşturma dahi yokken haksız ve hukuksuz olarak ihraç işlemi yapıldığına,
7.Kim tarafından yapıldığı bilinmeyen fişlemelerin hukuken geçerliliği bulunmadığına,
8.Savunma hakkının kısıtlandığına, silahların eşitliği ilkesine aykırı hareket edildiğine, taleplerin reddedildiğine,
9. Suçun unsurlarının teşdit sebebi yapıldığına,
10. Beraat kararı verilmesi talebine,
11.Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Somut olay değerlendirildiğinde, FETÖ terör örgütüne ait özel iletişim ağı olan ByLock programının suç işlemek amacıyla oluşturulmuş ve münhasıran bir suç örgütünün mensupları tarafından kullanılması, gizlilik temeline dayalı FETÖ terör örgütünün bu programı yalnızca güvendiği kişilere özel yöntemlerle kurması, sanığın, terör örgütünün mensupları tarafından kullanılmakta olan bir ağa bu özelliğini bilerek, kasten dahil olması ve hatta bu ağı iletişim için kullandığının teknik verilerle belirlenmesi, bu programın kurulmasının veya kullanılmasının örgüt bağlantısını göstermesi ve dosyadaki diğer deliller bir bütün halde değerlendirildiğinde, sanığın FETÖ silahlı terör örgütünün bir üyesi olarak, örgütün ideolojisi ve stratejisi doğrultusunda hareket ettiği ve FETÖ terör örgütünün üyesi olduğu kanaatiyle, üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit kabul edilerek hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanığın ByLock iletişim sistemini kullanmasına dair ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının ilk derece mahkemesi tarafından dosyaya dahil edilememesi sonuca etkili bir eksiklik olarak görülmemekle, ilk derece mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay( kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporunun getirtilmesi, ByLock’ta kayıtlı kişiler var ise bu kişilerin de araştırılarak gerekirse tanık olarak dinlenmeleri, ayrıca örgütlü suçlar bilgi havuzunda sanıkla ilgili bilgi ya da beyan olup olmadığı da araştırılıp gerekirse ilgili şahısların tanık olarak dinlenmelerinin sağlanması, tüm bu delillerin dosya arasına temini ile birlikte tüm delillerin CMK’nın 217 nci maddesi gereğince duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
1.TCK’nın 61 inci maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle, 3/1 inci maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde; suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun olarak makul bir cezaya hükmedilmesi, gerekçelerin de cezaların şahsiliği ilkesine uygun bulunması, keyfilikten uzak olması, sanığın yargılama sırasında izlenen kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin oluşa ve tüm dosya kapsamına göre yerinde takdir edildiğini göstermesi gerekir.
Açıklanan ilkeler doğrultusunda; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre sanığın faaliyetlerindeki nitelik, yoğunluk ve çeşitlilik itibariyle temel cezanın tayininde asgari hadden uzaklaştırmayı gerektirir bir sebep bulunmadığından suçun unsurlarının ayrıca teşdit sebebi kabul edilerek 5237 sayılı TCK’nın 61/3 üncü maddesine aykırı davranılmak suretiyle alt sınırdan uzaklaşılarak kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmuştur.
2.Sanığa örgüte üyelik suçundan verilen cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/1 inci maddesi artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin aynı Kanunun 5 inci maddesi olarak gösterilmesinde hukuka aykırılık saptanmıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık ve müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 12.12.2018 tarihli ve 2018/1288 Esas, 2018/2550 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …