Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/18706 E. 2023/2975 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18706
KARAR NO : 2023/2975
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1688 E., 2019/64 K.
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEMYİZ EDENLER : Sanık ve müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.01.2018 tarihli ve 2017/191 Esas, 2018/59 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 6 Yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.
2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 18.01.2019 tarihli ve 2018/1688 Esas, 2019/64 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 10.10.2021 tarih ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafiinin temyiz istemleri özetle,
1.İddia makamının kanuna aykırı şekilde yalnızca aleyhe hususları ileri sürdüğüne,
2.Hakim ve mahkemelerin her türlü kararının gerekçeli olması gerekirken, iddianamenin kabulü kararının gerekçeden yoksun olduğuna,
3.ByLock’un hukuka aykırı delil niteliğinde olduğuna, dijital veriler elde edilmeden önce hakim kararı alınmasının zorunlu olduğuna,
4.Usule uygun alınmayan ve somut delillerle desteklenmeyen çelişkili tanık beyanına itibar edilmemesi ve tanığın beyanlarında geçen kişinin dinlenmesi gerektiğine,
5.Sanığın örgütün emir ve talimatı altında hareket etmediğine, örgütün hiyerarşik yapısı içinde ve örgüte organik bağla bağlı olduğunu gösterir hukuki, somut hiçbir delil bulunmadığına,
6.Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
7.Sanığın ByLock programını kullandığına, görüşme ve yazışmasının olduğuna dair delil bulunmadığına, ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının temin edilmediğine,
8.Bank … hesabının örgütsel amaç için kullanılmadığının alınan raporla ortaya konulduğuna,
9.Şüpheden sanık yararlanır ilkesinin göz ardı edildiğine,
10.Taleplerin gerekçesiz şekilde reddedildiğine, hakkındaki iddiaların somutlaştırılmadığına,
11.Örgüt üyeliği suçu için aranan kriterlerin nazarında var olmadığına,
12.Verilerin orijinal haliyle saklandığına dair güvencenin bulunmadığına,BTK kayıtlarının yetersiz olduğuna, ByLock sunucu kayıtlarının tespit edilmediğine ve dolayısıyla MİT raporundaki sonuçların da hatalı olduğuna, aynı sunucuyu kullanan başka uygulamaların da bulunduğuna, bu hususun MİT raporunda yer aldığına,
13.Gizli tanıktan ele geçirilen verilerin, delil niteliğinin bulunmadığına,
14.Kod isim kullanmadığına, örgütün hiçbir kurumuna gitmediğine,

15.İddia olunan eylem tarihleri itibariyle yargı kararı ile belirlenmiş terör örgütünün bulunmadığına, bu tarihten önceki eylemlerin suç sayılmaması gerektiğine,
16. Hata hükümlerinin değerlendirilmesi talebine,
17.HTS kayıtlarının suçun delili sayılamayacağına,
18.Kararda, delillerin açıklanmadığına, tartışılmadığına ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine,
19.Beraat kararı verilmesi talebine,
20.Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Yapılan değerlendirmeler ve açıklamalar kapsamında somut olayda sanığın eylemleri değerlen dirildiğinde; sanık savunmalarında aksini beyan etmiş ise de, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile organik bir bağ kurduğu, münhasıran FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından gizliliği sağlamak amacıyla haberleşme için bir kısım örgüt mensupları tarafından kullanılan ByLock özel iletişim ağına dahil olarak kullandığı, mahrem yapının sohbet toplantılarına katıldığı, örgütün mahrem (Emniyet Yapılanması) kısmının hiyerarşik yapısı içerisinde yer aldığı, örgüte finansal destek sağladığı anlaşılmakla, örgüt üyeliği suçunda aranan eylem çeşitliliği, sürekliliği ve yoğunluğu ölçütlerini karşılayacak şekilde örgütün varlığına ve güçlenmesine nedensel bağ oluşturacak eylemlerde bulunduğu sabit kabul edilmiş; sanığın inkara yönelik savunmasına itibar edilmemiş ve atılı suçtan cezalandırılmasına dair hüküm kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Yargıtay (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında; “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporunun getirtilmesi, ByLock’ta kayıtlı kişiler var ise bu kişilerin de araştırılarak gerekirse tanık olarak dinlenmeleriyle birlikte, mevcut dosya kapsamı itibariyle suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olan ve tek tanık durumunda bulunan ve talimat yoluyla beyanının alındığı anlaşılan tanığın, doğrudan doğruyalık ilkesi gereği, tanığı sorgulama ve soru sorma hakkı tanınarak, tanığın mahkeme huzurunda yada SEGBİS aracılığıyla mutlaka dinlenilmesi gerektiği ve tanığın beyanında geçen M.K. isimli şahıs hakkında da araştırma yapılarak soruşturma dosyasının ve varsa sanık hakkındaki ifade örneklerinin getirtilmesi, gerekirse tanık olarak dinlenmesi, ayrıca örgütlü suçlar bilgi havuzunda sanıkla ilgili bilgi ya da beyan olup olmadığı da araştırılıp gerekirse ilgili şahısların tanık olarak dinlenmelerinin sağlanması, tüm bu delillerin dosya arasına temini ile birlikte tüm delillerin CMK’nın 217 nci maddesi gereğince duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırmayla kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık ve müdafinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 18.01.2019 tarihli ve 2018/1688 Esas, 2019/64 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.05.2023 tarihinde karar verildi.