Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/18257 E. 2022/851 K. 22.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18257
KARAR NO : 2022/851
KARAR TARİHİ : 22.02.2022

I-TALEP:

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.07.2021 tarih ve 2021/80845 sayılı yazısı ile; Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs ve nitelikli mala zarar verme suçlarından şüpheliler … ve diğerleri hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02/10/2020 tarihli ve 2020/3653 soruşturma, 2020/871 esas, 2020/376 sayılı iddianamenin iadesine dair Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/10/2020 tarihli ve 2020/140 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/10/2020 tarihli ve 2020/190 değişik iş sayılı kararını müteakip, Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 30/12/2020 tarihli ve 2020/6088 soruşturma, 2020/1131 esas, 2020/468 sayılı iddianamenin iadesine dair Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/02/2021 tarihli ve 2021/16 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/02/2021 tarihli ve 2021/64 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Her ne kadar şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin, “…şüpheli hakkında yalnızca bir gizli tanık anlatımının delil olarak gösterildiği ve ne var ki hiçbir somut, objektif ve kesin delil ile desteklenmeyen gizli tanık …’un anlatımıyla ilgili olarak 5276 sayılı Tanık Koruma Kanunu 9/8 maddesi düşünüldüğünde tek başına hükme esas alınması mümkün olmayan ve hatta gizli tanığın dahi yalnızca duyuma dayalı beyanları dışında yeterli şüphe oluşturacak ve şüphelinin hiyerarşik yapı içerisinde kurulmuş bulunan silahlı terör örgütünün emir komuta zinciri içerisinde ne şekilde yer aldığına; yahut örgüt adına nasıl ve ne şekilde örgütün amaç ve stratejisini benimseyerek, bu stratejinin gerçekleştirilmesi için Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayı gerçekleştirdiği; ayrıca kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki hangi biçimde örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğuna dair denetime elverişli delillerin somut olarak iddianamede hiçbir şekilde gösterilmeden ve bu itibarla 5271 sayılı CMK’nın 170/2, 170/4 maddelerine ve bu itibarla “Lekelenmeme Hakkı”na açıkça muhalefet edilerek…, …şüpheliler tarafından örgüt adına ve örgüt içerisinde kimler tarafından verilen talimatlar ile gerçekleştirildiğini gösteren delillerin hangi nedenlerle suçu oluşturacağına ilişkin nitelendirmenin somut olarak gösterilmeden ve bir bakıma fiil gerekçelendirilmeden yalnızca varsayımlara dayandırılarak, hiçbir maddi delil yer almaksızın terör örgütleri ile iltisak ve illiyet bağı kurulamadan…” gerekçesiyle iadesine karar verilmiş ise de,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 21/03/2019 tarihli ve 2018/7658 esas, 2019/4059 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanun’un 174/1.maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan Kanun’un 174/2. maddesinde suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceğinin düzenlendiği, yine söz konusu Kanun’un 170/2.maddesinde yer alan, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, somut olayda Cumhuriyet savcısı tarafından toplanan delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturması sebebiyle iddianame düzenlenmiş olması karşısında, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 14/06/2021 gün ve 94660652-105-73-4291-2021-Kyb sayılı istemlerine müsteniden gönderilen ihbar ile mevcut evrak, 23.06.2021 tarih ve 31520 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.07.2021 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararının II/1-a maddesi gereğince Yargıtay 16. Ceza Dairesi numarasının 3. Ceza Dairesi olarak değiştirilmesine müteakip devralınmıştır.
II- OLAY:
08.02.2020 günü, saat 22.40 sıralarında kendi imkanları ile hakimler ve savcılar lojmanına giderek, lojman giriş kapısında bulunan görevli polis memurlarına Cumhuriyet Başsavcısı ile acil bir konuda görüşmek istediğini beyan eden ve görevli polis memuru refakatinde Başsavcı ile görüştürülen, Silopi Adliyesi çalışanlardan şüpheli …’ın, Cumhuriyet Başsavcılığı yazı işleri müdürü olarak görev yapan …’in, adliyeye bomba düzeneği yerleştireceğini, herkesi öldürmek istediğini, bu saldırıyı daha önce birlikte almış oldukları kaya kırıcı kartuş ile zaman ayarlı elektrik aksamlarını birleştirerek yapacağını, bu hususta kendisine teklifte bulunduğunu, bu kartuşları kolonlara açtıkları deliklere yerleştirerek, tesisattan bağımsız çektirdiği elektrik sistemine bağlamasını istediğini beyan etmesi üzerine,
Cumhuriyet Başsavcısının kolluk kuvvetleri ile irtibata geçmesine müteakip, yeteri sayıda kuvvet ile güvenlik önlemleri alındıktan sonra, uzman ekiplerin katılımıyla şüpheli …’ın beyanları doğrultusunda adliye binasında yapılan aramada; adliyenin 2. katında bulunan bilgi işlem odasında, siyah renkli poşet içerisinde, 44 adet patlayıcı madde ele geçirilmesi, bodrum katında bulunan kolonlarda ise 20 adet, 15-20 cm derinliğinde, 10 cm çapında, üzeri priz ile kapatılmış deliklerin bulunduğunu ve bu prizlerin elektrik zamanlayıcı role aparatlarına bağlandıklarının görülmesi üzerine, 2020/680 soruşturma numarasına kayden, Silopi Adliyesine Bombalı Saldırı girişimi olayı ile ilgili olarak şüpheliler hakkında soruşturma başlatılmıştır.
İhbar/olay tutanağında adları geçen şüpheli şahısların tespiti sonrasında; gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında ikametlerinde yapılan aramalarda, şüpheli …’in 09.02.2020 günü ikametinde yapılan aramada mutfak dolabı içerisinde bulaşık süngerleri arkasına gizlenmiş halde alimünyum ambalaj içerisinde sarılı vaziyette, ucunda kablo bağlı şekilde patlayıcı olabileceği değerlendirilen (1) adet kayakırıcı kartuş ile çamaşır makinası içerisinde poşet içinde 2 deste halinde toplam “29.805 Amerikan doları”, şüpheli …’ın ikametinde yapılan aramada ise 200 adet sahte altın olduğu değerlendirilen eşya ele geçirilmiştir.
Her iki şüpheliden ele geçen ve süreçte export incelemesi yapılan telefonlarda, şüpheli …’ın telefonunda bulunan mesaj ve resimlerde, adliye binasına ait krokiler ve bodrum katına ait resimlerin, adli emanete kayıtlı para, altın gibi değerli malzemeleri içerdiği belirtilen emanet çuvalları ve evrakına ilişkin resimlerin, bir Irak vatandaşına ait pasaport resminin, bir şirkete ait arapça fatura resminin, adliye binasının iç ve dış yapısı ile ilgili olduğunu değerlendirilen kağıtlara yazılmış not parçalarına dair resimlerin, … adı ile kaydettiği … ile yapılan ve içeriğinde … adlı şahısla ilgili olduğu belirlenen mesajların, kargo teslim alma belgesi resminin; şüpheli …’ın telefonundan, şüpheli … ile yaptığı mesajların, kartuşcu adı ile kayıtlı şahısla yaptığı mesajların ve videoların, … Irak olarak kayıtlı bulunan şahısla olan içeriğinde para, değerli taş ve civa resimlerinin ve de siyah renkli bir tabanca ve bir miktar paranın bulunduğu görülen resim ve mesajların, her iki şüphelinin telegram ve whatshapp gibi uygulamalarda yer alan bir kısım mesajlarının; şüpheli …’den ele geçen telefonda ise telegram programından drone resimlerinin bulunduğu … ile yaptığı mesajların bulunduğu tespit edilmiştir.
Alınan ifadeler ve toplanan delillere istinaden, banka hesaplarından irtibatlarının bulunduğu belirlenen, … ve …’ın beyanlarda belirttiği olaylarda adları geçen, adliyede yapılan karot ve elektrik işlerini gerçekleştirdikleri, sistem veya kamera kontrolü yaptıkları tespit edilen diğer şüpheliler: …, …, …, …, …, …, …, …, … haklarında da, soruşturma kapsamında şüpheli sıfatı ile adli işlem başlatılmış, gözaltına alınarak şüpheli ifadeleri alınmıştır.
Bu minvalde kısaca belirtmek gerekirse, süreçte yapılan araştırmalarda geçmişte örgütle irtibatları tespit edilen veya araştırma tutanaklarında bilgilere yer verilen şüphelilerde dahil olmak üzere alınan ifadelerinde şüpheliler; örgüt üyeliği suçlaması dahil olmak üzere, üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmemişlerdir. Şüpheli … ile ilgili olarak şüphelilerden …’ın, “Ben normalde böyle bir şeyi kabul edemezdim ancak …’ın terör örgütü ile bir bağlantısının olabileceği durumunda benim peşimi bırakmaz ya da örgüt mensuplarına benim ve ailemin bilgilerini vererek bir sıkıntı yaşamamak adına kabul ediyormuş gibi…” ve şüpheli …’in ise “..kendisinden şüphelendiğini, ama arkasının çok sağlam olduğunu, bunu başkası ile paylaşırsam kötü olacağını söyleyerek kendisini tehdit ettiğini, makamı ve mevkisinden korktuğum için polise şikayet edemediği..” şeklinde beyanlarının bulundukları görülmüştür. Ayrıca, 155 Şırnak İl Emniyet hattına hainleri ihbar konulu, 16.02.2020 tarihli mail ile 284857 ihbar numarasına kayden: “Adliye binasına patlayıcı yerleştiren müdür yaptığı bütün alımlarda ve yaptırdığı işlerden pay almış olup yıllarca rüşvetten çok toplamıştır. Para ve yatırımlar başkasının adınadır. Patlatmak istemesinin nedenlerinden biri de dosyalardan ve kirli bağlantılardan kurtulmak istemiş. Kamera işlerini yapan firma patronu sistem odasını neden paylaşsın? Ne bağlantı olabiliyor? Ne mesaj veriyor. Patron PKK lı teröristler ile aynı safta. Adliye mahreminde ne işi var? Gözaltındakilerden … de bu firma elamanı.Firma kestiği tüm faturaları katlayarak müdür ile paylaşmış. Kirli ortak yatırımlar kısa sürede nasıl olur?” şeklinde ihbarda bulunulmuştur. İhbar evrakı ekinde …’ ait sosyal medya hesabında yapılan paylaşımın ve fotoğrafın ekran görüntüsü gönderilmiştir.
Banka ve emanetlere dair yapılan süreçte yapılan yazışmalar kapsamında celp edilen geçmiş tarihli müzekkere ve yazı içeriklerinde, bankalarda emanete alınan eşyalar arasında külçe altın ve değerli eşyaların bulunduğunun belirtildiği görülmüştür. Soruşturma sürecinde banka kamera kayıtlarının celp edildiği, kiralık kasaya şüpheli …’ın erişim yetkisinin bulunduğuna, 03 nolu kasayı 2019 yılında 4 defa ve en son 26.11.2019 tarihinde ziyaret ettiğine dair kayıtların celp edildiği, 17.02.2020 tarihli kasanın açıldığında boş olduğunun görüldüğüne dair tutanağın tanzim edildiği, 04.03.2020 tarihli görüntü inceleme tutanağı ile şüpheli …’ın 26.11.2019 tarihinde poşetle bankaya girdiğine, güvenlik görevlisi ile birlikte kasanın açıldığına ve elinde aynı poşetle kasadan çıktığına dair görüntülerin bulunduğu tespit edilmiştir. Şüphelilerin HTS kayıtları celp edilmiş, birbirleriyle irtibatları ile örgüt suçlarından haklarında işlem yapılan kişilerle olan irtibatlarının tespiti yapılmıştır. Şüpheliler hakkında bir kısmına yönelik olarak istihbari bilgilere yer verilmek sureti ile araştırma tutanakları tanzim edilmiştir. Bu kapsamda şüpheli … hakkında tanzim olunan araştırma tutanağında, hendek olaylarına katıldığı, kod adının …, … olduğu, YPS komutanı olduğuna dair ifade ve teşhislere yer verildiği, hakkında kamu davasının bulunduğu, beyanlarda geçen araçların PTS kayıtları ile şüphelilerin buluşmalarına yönelik yerlerde kamera kayıtlarına ilişkin araştırmaların yapıldığı, banka kayıtlarının celp edilerek incelendiği ve MASAK’a gönderildiği, yurda giriş ve çıkış kayıtlarının sorgulandığı, ele geçen telefonda tespiti yapılan mesaj içeriğinde … olarak belirtilen şahsa dair hazırlanan araştırma tutanağında, korucu olan şahısla ilgili istihbari bilgilere yer verildiği görülmüştür.
Soruşturma neticesinde tanzim olunan kolluk fezlekesinde olayın örgütsel yönüne yapılan anlatımda özetle, PKK/KCK silahlı terör örgütünden bahsedilerek, YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi) mensuplarının katılımıyla Aralık 2015’te YPS adı altında silahlı bir birim oluşturulduğu, bu birimin örgüte müzahir yayımlarda tespiti yapılan haberlerden ve yapılan operasyonlar sonucunda ele geçen belgelerden edinilen bilgiye göre 2-3 kişiden oluşan hücre tipi yapılanma şeklinde oluşturulduğu, bu hücrelerin deşifre olmasının önüne geçilmesi için gerekirse tedbir amaçlı iş yerlerinde çalışılıyor görüntüsü verileceğine, silahın gizli yerde ve bir kişi sorumluluğunda saklanacağına, rutin zamanlarda silahsız dolaşılacağına dair örgütsel talimatların ve de hareket tarzı ve örgütlenme esaslarında kırsalda silahlı eğitim almadıklarından eylem yapamayacak hücrelerde bulunan örgüte yeni katılan şahısların kırsalda bir haftalık kısa bir eğitim sonrasında faaliyet alanına geri döneceğine, bu şahıslara sabotaj eğitimi verileceğine dair bilgilerin ele geçtiği, YPS yapılanmasına dair başkaca örgüt üyelerinin ifadelerinde birimde görev alanlara sabotaj eğitimi verildiğinin beyan edildiği belirtilerek; olaya ilişkin, şüpheli …’in, şüpheli … ile telegram isimli uygulama üzerinden yapmış olduğu 4 Ekim tarihli, “… bi sabah erken kalk da sor …’ a diğerlerine hareketlilik var mı Suriye’ye doğru? Piyade veya araç akışı var mı? Giden birliklerin cinsi nedir?” mesaj içeriği ile kartuşların teminine dair “Bence yarın gel sen buraya erkenden çocukları eve bırak sen iş çıktı müşteri götüreceğim Diyarbakır’a de, uçakla Ankara’ya git parayı elden elemana ver gitsin İstanbul’dan Silopi’ye izini kaybettirerek bizim buraya gelsin, eşyaları güzelce paketlesin eleman valize alsın içeriye ayak ucuna koysun üzerine bir iki parça elbise atsın getirsin buraya biz de alalım ondan yevmiyesini verir uçakla evine geri göndeririz nasıl uygun mu? Erken gelmem lazım bence, bizim için yapılacak ürünlerin üzerin hiçbir iz ve emare olmasın, marka model şirket ismi hiçbir şey olmayacak düz boru şeklinde istediğimiz 250 cc’lik olsun, Ok?, Yani izi sürülecek hiçbir şey olmayacak hazırlayacağı kartuşun üstünde ok?” şeklindeki mesaj içeriklerinden, şüpheliler …, … ve …’ın ortak tarihlerde Irak ülkesine giriş çıkış kayıtları bulunmasından hareketle, Irak ülkesine giderek, terör örgütü mensupları ile görüştükleri, bahse konu eylemin gerçekleştirilmesi için talimat aldıkları, bahse konu eylemde kullanılacak malzemenin temini için ihtiyaç olan paranın, PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarından temin edilerek, …’in talimatı ile … isimli şahıs tarafından, … isimli şahsa gönderildiği, … isimli şahsın 17.10.2019 tarihinde saat 19.22 sıralarında, Irak’a geçiş yaptığı, yaklaşık 2 gün kaldıktan sonra 19.10.2019 tarihinde saat 21.17 sıralarında ülkeye döndüğü, … ve … isimli şahısların 19.10.2019 tarihinde saat 10.47 sıralarında birlikte Irak
ülkesine geçiş yaptıkları, yaklaşık 4 saat 35 dakika kaldıktan sonra birlikte saat 15.21 sıralarında ülkeye döndükleri, 02.08.2019 tarihinde saat 14:40’da şüpheli … tarafından, …’ın hesabına “nktytn” açıklamalı, 40.000 TL para yatırıldığı, ayrıca korucu olan … isimli şahıs hakkında geçmiş dönemlerde Silopi’de kurye/işbirlikçilik faaliyetlerinde bulunduğu şeklinde istihbari bilgiler bulunduğu, zaman ayarlı elektrik röleleri aracılığı ile planlanan tarihte adliye binası bodrum katında patlayıcıyı infilak ettirerek sansasyonel bir eylem gerçekleştirmek istenildiği, eylemin yapılması planlanan tarihin Abdullah Öcalan’ın yakalandığı tarih olan 15 Şubat 1999 tarihinin yıldönümüne yakın bir tarih olmasından dolayı terör örgütünün sansasyonel bir eylem arayışında olduğu, şüphelilerin iletişimde gizliliği sağlamak maksatlı telegram adlı programı kullandıkları, …’dan elde edilen dijital materyallerin incelemesinde; şüpheli … ile arasında yapılan whatsapp mesajlaşmalarında, …’ın kendisi tarafından gönderilen mesajları sildiğinin tespit edildiği, … isimli şahsın beyanlarından ve temin edilen mesajlar ile drone resimlerinden …’in kendisine adliye binasının kamera sisteminin değiştirilmesi bahanesiyle keşif yapmasına ve kör nokta tespitine yönelik çalışma yürütmesi talimatını verdiği, adliye binasında gerçekleştirilmesi planlanan eylemin hazırlık ve gerçekleşeceği zamana ait görüntülerini yok etmeyi tasarladığı, SİHA ve İHA teknolojisi ile alakalı araştırma yapmasını, TB2 ve TB52 model sihaların nasıl düşürülebileceği ile alakalı silahlı terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda araştırma yapmasını istediği, … isimli şahsın geçmiş dönemlerde Silopi’de KCK içerisinde faaliyet gösterdiği şeklinde istihbari bilgilerin bulunduğu, Önderliğe Özgürlük kampanyası çerçevesinde 11.12.2009 günü yakalanarak gözaltına alındığı yine … ile …’ın koyun kırpma senliğinde tanıştıkları ve örgüt mensuplarınca “Berxbir Festivali” olarak bilinen bu şenliğin, belirtilen ifade içerikleri ve örgüte müzahir yayımlardan anlaşılacağı üzere örgüte eleman temini ile örgüt mensuplarının aileleri ile görüşmelerinin sağlanması gibi yasal olmayan fiilleri, meşrulaştırma amacıyla düzenlenmiş sözde şenlik olduğu belirtilmek sureti ile şüphelilerin PKK/KCK terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda hareket ettikleri değerlendirildiği belirtilmiştir.
…’in tanık beyanında, 08.02.2020 günü …’ı içinde kablo olan poşetle gördüğünü, ayrıca süreçte kendisine mahkemede meydana gelen rüşvet olayı ile ilgili soruşturma yürütüldüğünü, bu sebeple kendisinin dinlenip dinlenmediğini, en az 4-5 defa sorduğunu beyan etmiştir.
Bilgisine başvurulan …, … isimli şahsın arayarak güç kaynağı ve 1 adet fotosel özellikli zaman rölesi istemesi üzerine kargo ile gönderdiğini, bir kaç ay sonra da zamanlayıcı temin etmesine dair ricası üzerine üç adet zaman rölesini, acil olduğunu belirtmesi nedeni ile 17.01.2020 tarihinde otobüse vererek gönderdiğini ve sonraki tarihte parasını adliyede …’dan elden aldığını beyan etmiştir.
11.02.2020 tarihli bilgi alma tutanağında, …, zabıt katibi olduğunu, adli emanet memurluğu vekilliğini yaptığını, yaklaşık 2-3 ay önce bodrum katında emanet deposunda iken halasının oğlu …’la karşılaştığını, adliyenin işlerini yaptığını söylediğini, abisi …’ın deprem dayanıklılık testi işi yaptığını, …’la konuşurken yanında hizmetli … ve daha önce birkaç kez Cizre gördüğü, tanımadığı ama görse tanıyabileceği bir şahsın olduğunu, emanet memurluğu deposunun kapısının bulunduğu duvar üzerinde yaklaşık 2- 3 metre kadar uzunluğunda kanal şeklinde bir oyuk gördüğünü, adliyede tadilat olabileceğini düşündüğü için üzerinde durmadığını beyan etmiştir.
Şüphelilerden alınan kan örneklerine istinaden hazırlanan uzmanlık raporunda, arşiv kayıtlarında DNA profillerinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Olayla ilgili alanında uzman elektirik ve inşaat mühendislerinden 17.04.2020 tarihli rapor alınmıştır. Raporda özetle: Elektrik Bilirkişisi, yeni çekilecek priz hatları konusunda sayısı ve yerlerine ilişkin mevuzatta bir sınırlamanın bulunmadığını, zaman rölelerinin kullanım alanı içerisinde, priz hatlarının kontrolü şeklinde bir uygulamanın bulunmadığı ve bu tür bir uygulamaya gerek duyulacak bir ihtiyacında hem genel kullanımlar, hem teknik anlam hem de mesleki bilgileri kapsamında anlaşılabilir olmadığını; İnşaat Mühendisi bilirkişinin ise depreme dayanıklılık testi için bodrum katında 15 cm derinliğinde, yaklaşık 6-7 cm çapında 21 adet oluk açılmasına lüzum bulunmadığını, bunun deprem yönetmeliğine uymadığını, deliklerin uygun yöntemle kapatılması gerektiğini, alçı ile doldurulmasının tekniğe uygun olmadığını, güvenliği tehlikeye sokmaması için uygun yöntemlerle, yeniden doldurulması gerektiğini, karot numunelerini alan kişinin inşaat mühendisi, tekniker, teknisyen ve benzer bir eğitimi yoksa, deprem dayanımı için kaç adet, hangi özellikte karot örneği alacağını bilemeyeceğini, ancak bu kişinin numuneyi labaratuvara götürmeden tahkik için kullanılmayacağını, sadece delik açarak tahkik yapılamayacağını bilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmayacağı şeklinde görüş bildirdikleri görülmüştür.
Adliye binasında bulunan kartuşlara yönelik olarak hazırlanan 10.02.2020 tarihli Bomba İmha ve İnceleme Büro Amirliği raporunda, 45 adet el yapımı basınç etkili bombanın hazırlandığı, patlatılması halinde canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip olduğu, anahtar sistemi olarak kullanılabilecek bulgularla irtibatlanması halinde zaman ayarlı bomba düzenekleri yapılabileceği belirtilmiştir.
Şüpheli …’ın, elektrik olmayan yerleri tespit ederek, 20 madde halinde notladığı belirtilen ajanda emanete alınmıştır.
Süreçte incelemeye gönderilen materyallerde; Şırnak Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünün 28.02.2020 tarihli raporuyla 52 adet; 13.02.2020 tarihli Uzmanlık Raporuyla 57 adet; 20.03.2020 tarihli Şırnak Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü raporuyla 4 adet vücut/parmak izi tespit edilmiştir. 01.03.2020 tarihli uzmanlık raporunda 52 adet izden, poşet ve bantlarda, … ve …’ın; 09.03.2020 tarihli ek uzmanlık raporunda …’ın parmak veya avuç izlerinin tespit edildiği, 08.04.2020 tarihli ek raporda ise iki adet vücut izinin eşleşmesinin bulunmadığı belirtilmiştir. 02.04.2020 tarihli uzmanlık raporunda duvara yazılı olan ve …’ın kendisinin yazdığını beyan ettiği telefon numarasının, …’dan alınan mukayese rakamları ile benzerlik gösterdiği, elinden çıkmış olma ihtimalinin bulunduğunun değerlendirildiği belirtilmiştir. 18.02.2020 tarihli uzmanlık raporunda (68) nolu bulguda …’ın DNA örneğine rastlanmıştır. 13.02.2020 tarihli uzmanlık raporunda; incelenen kablo, toz madde ve dübellerde, bir kısmında potasyum klorata rastlanıldığı, diğerlerinde patlayıcı madde kalıntısına rastlanılmadığı belirtilmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığınca, Devletin Birligini ve Ülke Bütünlüğü Bozma, Kişiyi Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle Bir Kişiyi Öldürme ve Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme suçlarından tutuklama istemiyle mevcutlu olarak şüpheliler 19.02.2020 tarihinde Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilmişlerdir. Silopi Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/30 sorgu, 19.02.2020 tarihli kararı ile sorgularının yapılmasına müteakip şüphelilerden …, …, …, …, …, … ve … atılı suçlardan tutuklanmalarına, şüpheliler …, …, … ve …’ın ise tutuklanma istemlerinin reddi ile adli kontrolle salıverilmelerine karar verilmiştir.
Silopi Cumhuriyet Başsavcılığının, 28.07.2020 tarih, 2020/682 soruşturma, 2020/222 nolu fezlekesi ile şüpheliler …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … haklarında; Devletin Birligini ve Ülke Bütünlüğü Bozma, Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme, Kişiyi Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle Bir Kişiyi Öldürmeye Teşebbüs Etme, Kamu Malına Zarar Verme suçlarından, şüpheli … hakkında TCK 302/1, 82.1.g, 35, 152.1.a, 174/1-2, 36, 37, 53, 63, 58/9, 3713 sayılı kanunun 3/1, 5/1.maddeleri; diğer şüpheliler hakkında ise: TCK’nın 302/1, 82.1.g, 35, 152.1.a, 174/1-2, 37, 53, 63, 58/9, 3713 sayılı kanunun 3/1,5/1. maddelerince cezalandırılmaları istemi ile hazırlanan tahkikat evrakları, Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.10.2020 tarih ve 2020/3653 soruşturma, 2020/871 esas, 2020/376 iddianame numaralı, Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesine hitaben düzenlediği iddianamesi ile: Devletin Birligini ve Ülke Bütünlüğü Bozma, Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme, Kişiyi Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle Bir Kişiyi Öldürmeye Teşebbüs Etme, Kamu Malına Zarar Verme suçlarından, şüpheli … hakkında; TCK’nın 302/1, 82.1.g, 35, 152.1.a, 174/1-2, 36, 37, 53, 63, 58/9, 3713 sayılı Kanun’un 3/1, 5/1; diğer şüpheliler hakkında ise TCK’nın 302/1, 82.1.g, 35, 152.1.a, 174/1-2, 37, 53, 63, 58/9, 3713 sayılı Kanun’un 3/1, 5/1. maddelerince cezalandırılmaları istenilmiştir. İddianame anlatımında özetle; PKK/KCK silahlı terör örgütünden bahsedilmek sureti ile şüphelilerin ifadelerine ve haklarında yapılan araştırma sonuçlarına dair tutanak ve rapor içeriklerine, bu kapsamda şüpheli …’a ilişkin teşhislere, ayrıca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan görülen davasının bulunduğuna, eyleme dair süreçte tanzim olunan rapor ve tutanak içerikleri ile tanık …’in beyanı belirtilerek, suçlamaları kabul etmeyen şüphelilerin, şüpheli …’ın gönüllü vazgeçerek olduğu ayrıntılı ifadesi, bilirkişi raporu, diğer şüpheli ifadeleri, aralarındaki arama aranma ve yurt dışına çıkış kayıtları, bazılarının PKK silahlı terör örgütü hiyerarşisi içinde faaliyet gösterdiğine yönelik yapılan teşhis ve elde edilen bilgiler, bazılarının telegram isimli programdan gizli görüşmeler yapmaları, aralarındaki para transferleri, şüphelilerin birlikte Irak ülkesine gitmiş olmaları, …’in ikametinde ele geçen dolarlar, dijital inceleme sonuçları ve dosya kapsamına göre; eylemlerinin belirtilmesi ve saldırı planının deşifre olması ihtimaline binaen saldırıyı planlayan …’in planını diğer şüphelilere anlatmış olduğu ve saldırıyı organize etmek üzere telegram programı yüklettiğine yönelik değerlendirmede bulunularak atılı suçlardan cezalandırılmaları istenmiştir. Bu kapsamda iddianamede belirtildiği şekli ile özetle; “şüphelilerden …’in büyük ölçüde binaya düzenlenecek saldırıyı tek başına planlamış gibi göründüğü ancak binanın yıkılması için gerekli patlayıcı miktarının belirlenmesi, binayı yıkacak kolonların tespiti ve kaya kırıcı kartuşları patlatmak için gerekli elektrik tesisatının bağlanmasının kimya elektrik ve inşaat alanında mühendislik bilgilerini gerektirdiği, şüpheli …’in ayrıca şüpheli …’den Telegram adlı programı indirmesini ve buradan gizli görüşmeler yapacağını söylemesi, daha sonra TB2 ve TB52 model Sihaların teknolojilerini araştırmasını ve bunların nasıl düşürülebileceği ile ilgili araştırma yapmasını istediği, adliye kamera sistemlerinin çalışma prensip ve görüş alanlarının tek tek saptanmaya çalışıldığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin ilgili konularda Kuzey Irak’a geçerek PKK silahlı terör örgütünden yardım almış olabileceği, tüm bu plan ve organizasyonlara bakıldığında PKK/KCK silahlı terör örgütünün eylem yapısı ile birebir uyuştuğu, bu şeklide şüphelilerin tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde silahlı terör örgütünden aldıkları talimat doğrultusunda örgütün sözde özerklik/öz yönetim planı doğrultusunda ülkenin belli bölgelerini içine alacak şekilde ülkeden ayırmak amacıyla BTÖ örgüt mensupları ile birlikte aynı fikir ve eylem birliği içerisinde adliye binasını mesai saatleri içinde 45 adet el yapımı basınç etkili bomba ile yıkarak adliyede çalışan personeli öldürmeyi planlayarak örgütün amacına hizmet ettikleri, şüpheli …’ın eylem planından vazgeçerek durumu ilgili makamlara bildirmesi ile olayın meydana çıktığı,,..” belirtilmiştir.
Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/140 iddianame değerlendirme numaralı 13.10.2020 tarihli iade kararı ile, iddianamenin iadesine karar verilmiştir. İade nedenleri özetle ilgili bazı kısımları belirtildiği şekli ile özetle;
“…YCGK’nin bir kararında belirtildiği üzere, …elverişli/vahim eylemin diğer tabirle araç suçun, hazırlık hareketi aşamasından icra hareketi safhasına geçmesi, en azından teşebbüs boyutuna ulaşması, amaçlanan sonucu doğurabilecek icra hareketi olarak belirginleşmesi gerekir.” …
…Yine vurgulanması gereken bir diğer husus, işlenen araç suçun vahim eylem olarak kabul edilmesi ve failin ayrıca amaç suçtan (TCK 302 md.) cezalandırılabilmesi için, eylemin kişisel saiklerle değil, kanun maddesinde belirtilen amaçları gerçekleştirmek üzere kurulmuş bir silahlı terör örgütünün faaliyeti kapsamında gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. …
…Belirtmek gerekir ki maddede tanımlanan suçun faili herkes olabilir. Failin bir örgüt mensubu olması da zorunlu değildir. Nitekim örgüt üyesi olmaksızın TCK’nun 314/3 ve 220/6 maddeleri gereğince örgüt üyesi olarak cezalandırılmayı kanun koyucu kabul etmiştir. Bu nedenle silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmadan da örgüt adına amaç suçu işlemeye elverişli araç suçların işlenmesi halinde TCK 302.maddesinde düzenlenen suç oluşacaktır. …
Uygun hareketlerin icrasına başlandığında suç tamamlanır. Suçun tamamlanması için zararlı neticenin gerçekleşmesi gerekmemektedir… Bu nedenle tehlikeyi gerçekleştirmeye elverişli hareket gerçekleştirildiğinde suç zaten tamamlanır. Eğer hareketler tehlikeyi gerçekleştirmeye elverişli değilse sadece hazırlık hareketleri söz konusu olur. Hazırlık hareketleri kural olarak cezalandırılmazlarsa da istisnaen başka bir suçu oluşturduklarında o suça göre cezalandırılmaları mümkündür. Örneğin şartları gerçekleştiği takdirde TCK’nun 314. maddesindeki silahlı örgütlenme, TCK’nun 316. maddesindeki suç için anlaşma, TMK’nun 7. maddesindeki terör amaçlı örgütlenme suçlarından birini oluşturabilirler.
…Tüm bu açıklamalar ışığında;
1-) Şüpheliler… hakkında hiyerarşik yapı içerisinde kurulmuş bulunan silahlı terör örgütünün emir komuta zinciri içerisinde ne şekilde yer aldıklarına; yahut örgüt adına nasıl ve ne şekilde örgütün amaç ve stratejisini benimseyerek, bu stratejinin gerçekleştirilmesi için Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayı gerçekleştirdikleri; ayrıca kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki hangi biçimde örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğuna dair denetime elverişli delillerin somut olarak iddianamede gösterilmediği ve şüphelilerin örgütsel bağlarının ortaya konulamadığı;… iddianamede yalnızca “şüphelilerin ilgili konularda Kuzey Irak’a geçerek PKK Silahlı Terör Örgütü üyelerinden yardım almış olabileceği, tüm bu plan ve organizasyonlara bakıldığında PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün eylem yapısı ile birebir uyuştuğu” şeklinde… anlatıma yer verildiği, şüphelilerin birbirleri ile iştirak halinde olduklarına dair “şüphelilerin bu eylemde görev almak sureti ile bu eylemlere iştirak ettiği” şeklindeki anlatımın da yine aynı şekilde varsayıma dayandırıldığı, zira işlenen fiil üzerinde şüpheliler arasında ne şekilde ortak hakimiyet kurulduğunun ve bununda PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü ile iltisakının hangi somut deliller ile irtibatlandırıldığının iddianameye yansıtılamadığı, kaldı ki iddianame anlatımında şüphelilerin “bazılarının PKK Silahlı Terör Örgütü hiyerarşisi içerisinde faaliyet gösterdiklerine
dair teşhis ve elde edilen bilgiler” şeklinde anlatıma verilmiş ise de yapılan inceleme itibari ile şüphelilerden yalnızca … hakkında hendek- barikat operasyonları dönemindeki teşhis beyanlarına ve bu kapsamda şüpheli hakkında Silahlı Terör Örgütü Üyeliği suçundan mahkumiyet hükmü tesis edilen… kararı dayanak gösterilerek şüphelinin örgüt hiyerarşisi içerisinde yer aldığı belirtilmiş ise de bu durum ile şüphelinin mübrez dosya kapsamında somut olarak örgütsel faaliyetlerini ne şekilde gerçekleştirdiği hususunda illiyet bağı kurulamadığı gibi şüpheli hakkında verilen ilamın henüz olağan kanun yolu incelemesinde olduğu ve bu itibarla kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü ile sanığın terör örgütü hiyerarşisi içinde yer aldığına dair belirlemeninde yapılamadığı; ayrıca diğer şüpheliler hakkında yapılan araştırmalar neticesinde PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde yer aldıklarına dair herhangi bir teşhis beyanı tespit edilemediği ve en nihayetinde şüphelilerin işledikleri iddia edilen eylem ile örgüte yahut örgüt üyelerinin emir ve talimatları ile hangi şekilde yerine getirildiğinin ortaya konulamadığı belirlenmekle; 5235 sayılı … Kanun’un 15/4. Fıkrasına göre … mahkememize hitaben kamu davası açılmış ise de ayrıntısı ile ele alındığı şekilde şüphelilerin iştirak halinde işledikleri iddia edilen… suçlarının şüpheliler tarafından örgüt adına ve örgüt içerisinde kimler tarafından verilen talimatlar ile gerçekleştirildiğini gösteren delillerin hangi nedenlerle suçu oluşturacağına ilişkin nitelendirmenin somut olarak gösterilmeden ve bir bakıma fiil gerekçelendirilmeden kamu davası açıldığı; bu itibarla şüphelilerin eylemlerinin doğrudan terör suçu yahut terör örgütü kapsamında işlenen ve bu kapsamda kalan suçlardan olmayacağı ve bu itibarla kişisel (adi) suç olarak değerlendirilmesi halinde suç vasfının da değişeceğinden 5235 sayılı … Kanun’un 15/2. fıkrası uyarınca suçun işlediği yer olan Silopi ilçesinin bağlı bulunduğu Cizre Ağır Ceza Mahkemeleri’nde görülmesi gerektiğinden… yetkili ve görevli mahkeme yönünden açık bir yanlışlık bulunduğundan 5271 sayılı CMK’nın 170/3-j, 170/4 ve 174/1-a maddelerine muhalefet edilerek,
2-) … 45 adet el yapımı basınç etkili bombanın… patlatılması halinde bu bombaların tahrip gücü açısından yalnızca yerleştirildikleri bodrum katında mı yahut adliye binasının tamamı üzerinde mi etkisinin olup olmadığına dair vehamet arz eden fiilin elverişliliğine ilişkin herhangi bir uzmanlık raporu tanzim ettirilmeden … TCK’nun 302.maddesinde düzenleme bulan …suçu yönünden sübuta etki edecek delilin bizatihi toplanmadan… CMK’nın 174/1-b maddesine muhalefet edilerek,
3-) Her ne kadar şüpheliler … ve …’ın Irak ülkesine birlikte gitmiş olmaları ve ilgili konularda PKK Silahlı Terör Örgütü üyelerinden yardım almış olabileceği varsayımına dayandırılarak eylemlerini örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak ya da belli bir organizasyon dahilinde iştirak iradesi gerçekleştirdiklerine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu iddianameye açıkça yansıtılamadan haklarında …suçlarından kamu davası açılmış ise de şüpheli …’ın ifadesinde geçen ve … aracılığı ile görüşme sağladıkları, Irak ülkesinde yaşayan ve irtibat numaraları bulunan “… ” isimli şahıs ile şüpheliler …, … arasındaki görüşme ve irtibatın ne hakkında olduğu ve “… ” isimli şahsın açık kimlik bilgilerinin tespiti ile örgütsel herhangi bir bağının olup olmadığı araştırılmadan yalnızca şüphelilerin Irak ülkesine gitmiş olmaları neticesinde örgütle irtibatlı olacağı varsayımı ile yetinilerek ve bu şekilde eksik soruşturma ile suçun sübutuna etki edecek delilin bizatihi toplanmadan 5271 sayılı CMK’nın 174/1-b maddesine muhalefet edilerek,
4-) Adliye binasının bodrum katında uzman ekiplerce yapılan çalışmalar neticesinde elektrik panosu üzerinde yazılı bulunan ve… tanzim edilen uzmanlık raporunda … eli ürünü olabileceği değerlendirilen… numaralı GSM hattının gerçek kullanıcısının kim olduğu ve ayrıca şüpheli … ile diğer şüphelilerin söze konu numara ile irtibatlaşmasının bulunup bulunmadığına dair hususun araştırılmadığı … CMK’nın 174/1-b maddesine muhalefet edilerek kamu davası açılmış olması…” şeklindedir.
20.10.2020 tarihinde Cumhuriyet savcısı iade kararının kaldırılmasına yönelik itirazda bulunmuştur. İtirazda özetle, usule uygun iddianame tanzim edildiğini, iddianamenin hangi hallerde iade edileceğinin kanunda açıkça belirtildiğini, yeterli şüphenin mevcudiyeti halinde kamu davası açmanın mecburi olduğunu, suçun hukuki nitelendirilmesinin ise Cumhuriyet savcısına ait olduğunu ve iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ile yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller değerlendirilerek, yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği halde iade kararı verilemeyeceği belirtilmiştir.
Mahkemenin, 21.10.2020 tarihli kararı ile itiraz yerinde görülmediğinden dosya itiraz incelemesi yapılmak üzere Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
Şırnak Sulh Ceza Hakimliğinin, 26.10.2020 tarih, 2020/2276 değişik iş sayılı kararı ile tutuklu şüpheliler … ve …’ın adli kontrol tedbiri uygulanmak sureti ile tahliyelerine karar verilmiştir.
Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.10.2020 tarih, 2020/190 değişik iş sayılı kararı ile Cumhuriyet savcısının itirazının reddine, kesin olmak üzere oybirliği ile mütalaaya aykırı olarak karar verilmiştir. Kararın gerekçesi belirtildiği şekli ile; “..iddianamenin iadesi kararına ilişkin iade kararındaki gerekçelerin usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı” şeklindedir.
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/4892 soruşturma sayısına kaydedilmesine müteakip, 28.10.2020 tarih ve 2020/1002 karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosya Silopi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş ve 2020/4077 soruşturma sayısına kaydedilmiştir.
UYAP sisteminde telefon hattının 11.11.2020 tarihinde yapılan sorgusunda, … adına kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
18.11.2020 tarihli araştırma tutanağında, … isimli şahısla ilgili araştırmalarda; … isimli şüpheli şahsın ifadesinde belirttiği …’in polnet sisteminden yapılan araştırmasında açık kimliği tespit edilemediğinden ve akrabaları arasında … isimli şahsın olup olmadığı da bu nedenle tespit edilemediğinden kimlik tespitinin yapılamadığı; telefon hattının kullanıcısına yönelik olarakta …’ın ifadesinde adı geçen …’ın Polnet sisteminde …’ın birinci ve ikinci derecede akrabaları arasında ismine rastlanılmadığı, ayrıca sistemde bahse konu hattın sorgusunda kaydı çıkmadığının görüldüğü, bu nedenle tespitin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
20.11.2020 tarihinde ise …’ın kollukta bilgisine başvurulmuştur. … beyanında özetle; belirtilen telefonun abisinin kızı … adına kayıtlı olduğunu, ancak 5-6 yıldır hattı kendisinin kullandığını, …’ın ablasının kızı ile evli olduğunu, eski numarasını kullanmadığı için eşinden yeni kullandığı bu numarayı istediğini, ancak bu numarayı adliye bodrum katına yazdığını bilmediğini, … ile …’ı tanıdığını, diğer kişileri tanımadığını beyan etmiştir.
19.02.2020 tarihli kolluk fezlekesinde kullanıcısının tespit edilemediği, 02.04.2020 tarihli raporda …’ın el yazıları ile uyumlu olduğu belirtilen numaraya yönelik şüpheli …’ın ifadesinde de telefonun amca oğlu olan …’a ait olduğunu, yazıyı 8-9 ay kadar önce duvara yazdığını, …’ın numarasının kendisinde olmaması nedeni ile eşi …’ı arayarak numarasını mesaj atmasını söylediğini, onunda numarayı mesaj atamayacağını, ancak okuyabileceğini söylemesi üzerine yanında kağıt olmadığı için duvara yazdığını beyan ettiği görülmüştür.
Bomba uzmanı ve inşaat mühendisinden alınan 11.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda ise özetle; patlayıcı ile bina yıkım işinin ayrı bir meslek ve kompleks uzmanlık alanı olduğu, bu sebeple belli uzmanlardan oluşan heyetin birlikte bir dizi matematiksel, fiziksel, istatistiksel hesaplamalar ve laboratuvar ortamındaki yapılacak analizler sonucu elde edilecek verilere ihtiyaç duyulması ancak bu verilerin elde olması halinde bina ve kolonların patlayıcıya maruz kaldığında bina yıkım davranış biçimlerinden hangi durumu sergileyebileceği bu noktada etkinin binanın tamamında mı yoksa bodrum katında mı olacağı hususunda net bir şey söylenebileceği; ancak buluntu materyallerin ilgili Kriminal ve Bomba İmha ve İnceleme Raporlarına göre 45 adetten oluşan, kaya kırıcı olarak tabir edilen, toplamda 3,888 gram ağırlığa sahip, potasyum klorat cinsi güçlü ve hassas patlayıcı madde olması sebebiyle gücünün ve mukavemetinin bulunması itibariyle, kolonlara yerleştirilip patlatılması halinde, kolonlarda belli bir tahribat yapacağı ve binanın kullanım dışı kalacağı kesin olmakla birlikte bu tahribatın boyutunun ne ölçüde olacağı noktasında ilgili heyet ve bu heyetin bir dizi matematiksel, fiziksel, istatistiksel hesaplamalar ve laboratuvar ortamındaki yapacakları belli analizler sonucu elde edilen veriler doğrultusunda kolonlarda oluşabilecek hangi durumun meydana gelebileceğinin kesin bilinebileceği, mübrez dosya içerisindeki ilgili raporlar doğrultusunda elde edilen bulguların patlayıcı madde olması sebebiyle bir gücünün ve mukavemetinin bulunması itibarı ile kolonlara yerleştirilmesi ve patlatılması halinde tahribat yapacağı ve binanın bu tahribat sonucunda kullanım dışı kalacağı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Silopi Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.12.2020 tarih, 2020/2485 soruşturma ve 2020/266 birleştirme numaralı kararı ile şüpheli … hakkında, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yürütülen dosyanın soruşturma evrakı ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Şüpheli … hakkında, Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/1744 sayılı soruşturma dosyasında yer alan “Gizli Tanık …” isimli şahıs, “resim 1 de bana göstermiş olduğunuz şahsı … olarak bilirim. Bu şahıs hakkında bildiklerim şunlardır. … ve … kod isimli Teröristlerin adliye çalışanı … isimli şahsa Silopi adliye hizmet binasının patlatılması konusunda 2020 yılı şubat ayı başlarında 500.000TL para verdiklerini, bahse konu paradan patlayıcı maddeleri adliye binasına getiren araca ücret ödendiği ayrıca 450000 TL nin ise üç kişi arasında paylaştırıldığını … isimli şahsın 150000TL kendi namına aldığını, ikinci kişiye işlem yapıldığını duydum. Üçüncü şahıs hakkında ise işlem yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. …’ün örgüt adına çalıştığını ve Silopi adliyesinde örgüte ait dosyalarını takibini yaptığını örgütün üst düzey sorumlularından duydum. Bu olaya ilişkin daha fazla bilgiye sahibim ancak kimliğimin tespit edilmesi ihtimali bulunduğundan anlatamıyorum…” şeklinde teşhiste bulunmuştur. Şüpheli …’ın banka kayıtlarının celp edildiği ve kredi borçlusu olduğu görülmüştür. 14.12.2020 tarihli savcılıkta verdiği ifadesinde … özetle, … isimli gizli tanığın beyanlarını kabul etmediğini, yıllardır borç ödeyen bir insan olduğunu, ayrıca sürekli kredi çektiğini, daha önce 1. şu an ise 2. Asliye Ceza Mahkemesinde mübaşir olduğunu, iki mahkemede genellikle kaçakçılık dosyalarının bulunduğunu, terör dosyasının olmadığını, bu güne kadar herhangi bir terör dosyasında işlem yapmadığını, Sulh Ceza Hakimliğinde ya da savcılıkta çalışmadığını, örgütün dosyalarının takibini yaptığına dair iddiayı kabul etmediğini, terör örgütüyle irtibatının olmadığını beyan etmiştir. Şüpheli iletişimleri dinlenilmiştir.
Şüpheli … hakkında, 30.01.2020 tarihli Cimer’ e yaptığı başvuruya ilişkin evrak, yakı tarafından sunulan dilekçe ekinde dosyaya ibraz edilmiştir.
Silopi Sulh Ceza Hakimliğinin 15.12.2020 tarih, 2020/2361 değişik iş sayılı kararı ile şüpheliler … ve …’ın adli kontrol tedbiri uygulanmak sureti ile tahliyesine karar verilmiştir.
Silopi Cumhuriyet Başsavcılığının 16.12.2020 tarih, 2020/4077 soruşturma, 2020/302 numaralı fezlekesi ile daha önce hazırlanan fezleke/iddianame kapsamında, kimlik bilgileri ve sevk maddeleri aynı şekilde belirtilen diğer şüpheliler ile birleşen soruşturma evrakında şüpheli …’ünde atılı suçlardan, TCK’nın 302/1, 82.1.g, 35, 152.1.a, 174/1-2, 37,53, 63,58/9, 3713 sayılı Kanun’un 3/1, 5/1. maddeleri sevk maddeleri olarak gösterilmek sureti ile, olaya ve safahate dair önceki fezleke anlatıma ek olarak, iade kararı sonrasında; Irak ülkesinde yaşayan … isimli şahsın açık kimlik
bilgilerinin, herhangi bir silahlı terör örgütü ile bağlantısının araştırılarak, 18.11.2020 tarihli araştırma tutanağının tanzim edildiği, açık kimlik bilgilerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilemediği; bodrum katında elektrik panosu üzerinde yazılı bulunan hattın fiili kullanıcısının … olduğu, şüpheli …’ın duvara yazdığı, …’ın bilgi sahibi sıfatıyla ifadesinin alındığı; rapor içeriğinde incelemesi yapılan 45 adet el yapımı basınç etkili bombaların patlatılması halinde tahrip gücü açısından vehamet arz eden fiilin elverişliliğine ilişkin, bomba uzmanı ve inşaat mühendisi bilirkişilerden 11.12.2020 tarihli raporun alındığı ve patlayıcıların kolonlara yerleştirilmesi halinde tahribat yapacağı, sonucunda binanın kullanım dışı kalacağı yönünde kanaate vardıklarının bildirildiği, 2020/2485 soruşturma sayılı dosyada gizli tanık …’un teşhisine istinaden, şüpheli … hakkında soruşturma başlatıldığı, şüpheli hakkında başkaca delilin bulunmadığı, banka hesaplarında olağanüstü bir duruma rastlanılmadığı, bir ay süreyle iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması tedbirinin uygulandığı fakat bir suç unsuruna rastlanılmadığı, şüphelinin alınan ifadesinde suçlamayı kabul etmediği, dosyasının iş bu dosya ile birleştirildiği, şüpheli hakkında başkaca herhangi bir bilgi, belge veya delile ulaşılamadığı, gizli tanık beyanı dışında herhangi bir delilin bulunmadığı belirtilerek, şüphelilerin eylemlerine dair önceki anlatım kapsamında fakat şüpheli Mehmet hakkında Gizli tanığın teşhis beyanına dair anlatıma yer verilerek özetle; şüphelilerin organize şekilde PKK silahlı terör örgütünden talimat ve yardım aldıkları, tüm bu plan ve organizasyonlara bakıldığında terör örgütünün eylem yapısı ile birebir uyuştuğu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde silahlı terör örgütünden aldıkları talimat doğrultusunda örgütün sözde özerklik planı doğrultusunda ülkenin belli bölgelerini içine alacak şekilde ülkeden ayırmak amacıyla örgüt mensupları ile birlikte aynı fikir ve eylem birliği içerisinde adliye binasını mesai saatleri içinde 45 adet el yapımı basınç etkili bomba ile yıkarak, adliyede çalışan personeli öldürmeyi planlayarak örgütün amacına hizmet ettikleri, her bir şüphelinin örgüt içerisindeki konumunun ayrı ayrı belirlenmesinin mümkün bulunmadığı; ancak her bir şüphelinin özenle ve örgütün gizlilik ilkelerine riayet ederek adliye binasının çökmesi için özenle işbirliği içerisinde çalıştıkları ve iştirak halinde sistemi adliye binasının bodrum katına döşedikleri, alınan bilirkişi raporlarında ayrıntılı olarak belirtildiği gibi şüphelilerin bu durumu bilmeden yapmalarının hayatın olağan akışına uygun olmadığının görüldüğü, şüpheli …’ın eylem planından vazgeçerek durumu ilgili makamlara bildirmesi ile olayın meydana çıktığı, Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere, örgütün hiyearşik yapısına dahil olarak, emir ve talimatları doğrultusunda hareket ederek, güvenlik güçleri ve kamu binalarına yönelik bombalı eylemlerin devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik vahim nitelikteki eylemler olduğu, yetkisizlik kararında belirttiği tüm eksikliklerin yerine getirilerek giderildiği belirtilerek, “şüpheli … hakkında gizli tanık beyanı dışında başkaca delil bulunmadığı ve gizli tanık beyanın tek başına hükme esas alınamayacağından ek takipsizlik kararı verilmesi”, diğer şüpheliler hakkında kamu davası açılması için tahkikat evrakları Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Dosya Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/6088 soruşturmasına kaydedilmiştir.
Şırnak Sulh Ceza Hakimliğinin, 30.12.2020 tarih 2020/2923 değişik iş sayılı, kararı ile şüphelilerden …’ın adli kontrol tedbiri uygulanarak salıverilmesine karar verilmiştir.
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 31.12.2020 tarih ve 2020/6088 soruşturma, 2020/468 no’lu iddianamesi ile Devletin Birligini ve Ülke Bütünlüğü Bozma, Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme, Kişiyi Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle Bir Kişiyi Öldürmeye Teşebbüs Etme, Kamu Malına Zarar Verme suçlarından, şüpheli … hakkında; TCK’nın 302/1, 82.1.g, 35, 152.1.a, 174/1-2, 36, 37, 53, 63, 58/9, 3713 sayılı Kanun’un 3/1, 5/1; diğer şüpheliler …, …, …, …, …, …, …, …, …, … hakkında TCK’nın 302/1, 82.1.g, 35, 152.1.a, 174/1-2, 37, 53, 63, 58/9, 3713 sayılı Kanun’un 3/1, 5/1; şüpheli … hakkında ise TCK’nın 302/1, 82.1.g,35,152.1.a,174/1-2, 36,37,53, 63,58/9, 3713 sayılı kanunun 3/1, 5/1.maddelerince, PKK/KCK silahlı terör örgütü yapılanmasından ve süreçte tanzim edilen fezleke kapsamındaki, daha önce düzenlenen iddianame de belirtilen şüpheli Faysal ile ilgili uyap sorgulamasında dosya içeriğine alınan gerekçeli karar ile teşhislerinde belirtilmesi sureti ile olay anlatımına ilaveten, iade kararı sonrasında, … isimli şahsın açık kimlik bilgilerinin tespit edilmesi ve herhangi bir silahlı terör örgütü ile bağlantısına dair 18.11.2020 tarihli araştırma tutanağının tanzim edildiği, şahsın açık kimlik bilgilerinin yapılan tüm araştırmalara tespit edilemediği, adliye binasının bodrum katında elektrik panosu üzerinde yazılı bulunan gsm hattının fiili kullanıcısının … isimli şahıs olduğu, bilgi sahibi sıfatıyla ifadesinin alınarak dosyaya konulduğu, bombaların tahrip gücü açısından yalnızca yerleştirildikleri bodrum katında mı yahut adliye binasının tamamı üzerinde mi etkisinin olup olmadığına dair vehamet arz eden fiilin elverişliliğine ilişkin bilirkişilerin 11.12.2020 tarihli raporunun dosyaya sunulduğu, Silopi Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/2485 soruşturma sayılı dosyasında gizli tanık …’un yapmış olduğu teşhis belirtilerek, başlatılan soruşturmada şüpheli …’ün ifadesinin alındığı, hakkında herhangi bir teşhis, bilgi, belge ve açık kaynak araştırmasının bulunmadığı, banka hesapları yönünden yapılan incelemede herhangi olağanüstü bir duruma rastlanılmadığı, şüpheli hakkında başka türlü delil elde etme imkanı bulunmaması sebebiyle hattına bir ay süreyle iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması tedbirinin uygulandığı, herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı, hakkında gizli tanık beyanı dışında herhangi bir delilin bulunmadığının görüldüğü belirtilerek, şüphelilerin eylemlerinin değerlendirildiği ve anlatıldığı kısımda belirtildiği şekli ile; “Her ne kadar şüpheliler üzerine atılı suçlamaları kabul etmeseler de olayı ihbar eden şüpheli …’ın gönüllü vazgeçmeden dolayı vermiş olduğu ayrıntılı ifadesi, bilirkişi raporu, gizli tanık ifadesi, diğer şüpheli ifadeleri, şüpheliler arasındaki arama aranma ve yurt dışına çıkış kayıtları, şüphelilerin bazılarının PKK silahlı terör örgütü hiyerarşisi içinde faaliyet gösterdiğine yönelik yapılan teşhis ve elde edilen bilgiler, şüphelilerin bazılarının telegram isimli program üzerinden gizli görüşme yapmış olması, şüpheliler arasındaki para transferleri, şüphelilerin birlikte Irak ülkesine gitmiş olması, şüphelilerden …’in ikametinde yapılan aramada elde edilen yüklü miktarda ki dolar, dijital inceleme sonuçları ve tekmil dosya kapsamına göre…” şüphelilerin eylemlerinin önceki iddianame anlatımıyla fakat gizli tanık …’in yapmış olduğu teşhis ile birlikte değerlendirildiği belirtilerek, “… şüphelinin ilgili konularda Kuzey Irak’a geçerek PKK silahlı terör örgütünden yardım almış olabileceği, tüm bu plan ve organizasyonlara bakıldığında PKK/KCK silahlı terör örgütünün eylem yapısı ile birebir uyuştuğu, bu şeklide şüphelilerin tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde silahlı terör örgütünden aldıkları talimat doğrultusunda örgütün sözde özerklik/öz yönetim planı doğrultusunda ülkenin belli bölgelerini içine alacak şekilde ülkeden ayırmak amacıyla BTÖ örgüt mensupları ile birlikte aynı fikir ve eylem birliği içerisinde adliye binasını mesai saatleri içinde 45 adet el yapımı basınç etkili bomba ile yıkarak adliyede çalışan personeli öldürmeyi planlayarak örgütün amacına hizmet ettikleri, yukarıda da anlatıldığı üzere her bir şüphelinin örgüt içerisindeki konumunun ayrı ayrı belirlenmesinin mümkün bulunmadığı, ancak her bir şüphelinin özenle ve örgütün gizlilik ilkelerine riayet ederek adliye binasının çökmesi için özenle işbirliği içerisinde çalıştıkları ve iştirak halinde sistemi adliye binasının bodrum katına döşedikleri, alınan bilirkişi raporlarında da ayrıntılı olarak belirtildiği gibi şüphelilerin bu durumu bilmeden yapmalarının hayatın olağan akışına uygun olmadığının görüldüğü, şüpheli …’ın eylem planından vazgeçerek durumu ilgili makamlara bildirmesi ile olayın meydana çıktığı,…” anlatımı ile cezalandırılmaları istenmiştir.
Şırnak 2 Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.01.2021 tarih 2020/177 id. değerlendirme nolu kararı ile iddianamenin iadesine karar verilmiştir. İade nedenleri belirtildiği şekli ile özetle;
“İddianamenin iadesi kararı, kesinleşmiş olmak koşuluyla, Cumhuriyet Savcılığını bağlayıcı, kesin nitelikte bir karar niteliğinde olup, gereklerini yerine getirmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülük yerine getirilmeden yeniden iddianame düzenlenmesinin yasaya aykırılık teşkil edecek bir husustur. …
1-) Mahkememizin 13/10/2020 gün 2020/140 iddianame değerlendirme sayılı iade kararının akabinde genişletilen soruşturma sonucunda hakkında ilk defa iddianame tanzim edilen şüpheli … hakkında gizli tanık …’un yapmış olduğu teşhis işlemi sonucu yalnızca gizli tanığın ifadesine yer verilerek … suçlarından kamu davası açılmış ise de yukarıda da belirtildiği üzere şüpheli hakkında yalnızca bir gizli tanık anlatımının delil olarak gösterildiği ve ne var ki hiçbir somut, objektif ve kesin delil ile desteklenmeyen gizli tanık …’un anlatımıyla ilgili olarak 5276 sayılı Tanık Koruma Kanunu 9/8 maddesi düşünüldüğünde tek başına hükme esas alınması mümkün olmayan gizli tanığın yalnızca duyuma dayalı beyanları dışında yeterli şüphe oluşturacak ve şüphelinin hiyerarşik yapı içerisinde kurulmuş bulunan silahlı terör örgütünün emir komuta zinciri içerisinde ne şekilde yer aldığına; yahut örgüt adına nasıl ve ne şekilde örgütün amaç ve stratejisini benimseyerek, bu stratejinin gerçekleştirilmesi için Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayı gerçekleştirdikleri; ayrıca kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki hangi biçimde örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğuna dair denetime elverişli delillerin somut olarak iddianamede hiçbir şekilde gösterilmeden ve bu itibarla… CMK’nın 170/2 maddesine ve “Lekelenmeme Hakkı”na açıkça muhalefet edilerek (Yargıtay 16CD 2019/7940 Esas – 2019/5937 Karar)
2-) Mahkememizin 13/10/2020 gün 2020/140 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile iade sebebi olarak gösterilen 1 numaralı … iade kararı… hiçbir şekilde karşılanmadan ve yinelenen iddianamede yine yalnızca “şüphelilerin ilgili konularda Kuzey Irak’a geçerek PKK Silahlı Terör Örgütü üyelerinden yardım almış olabileceği, tüm bu plan ve organizasyonlara bakıldığında PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün eylem yapısı ile birebir uyuştuğu” şeklinde …anlatıma yer verildiği, şüphelilerin birbirleri ile iştirak halinde olduklarına dair “şüphelilerin bu eylemde görev almak sureti ile bu eylemlere iştirak ettiği” şeklindeki anlatımında yine aynı şekilde varsayıma dayandırıldığı, zira işlenen fiil üzerinde şüpheliler arasında işlenen fiil üzerinde ne şekilde ortak hakimiyet kurulduğunun ve bununda PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü ile iltisakının somut deliller ile irtibatlandırıldığının iddianameye yansıtılamadığı kaldı ki…iade sebebi olarak gösterilen 3 numaralı iade kararında belirtilen …”… ” isimli şahıs ile şüpheliler …, … arasındaki görüşme ve irtibatın ne hakkında olduğuna basit bir kolluk araştırması ile yetinilerek bu husus dahi somutlaştırılamadan ve illiyet bağı kurulmadan yalnızca şüphelilerin Irak ülkesine gitmiş olmaları neticesinde örgütle irtibatlı olacağı varsayımı ile yetinilerek “şüphelilerin ilgili konularda Kuzey Irak’a geçerek PKK Silahlı Terör Örgütü üyelerinden yardım almış olabileceği” şeklinde iddianame kaleme alındığı, bu şekilde açıkça ve ayrıntılı bir şekilde ele alınan iade sebepleri karşılanmadan iddianame düzenlenmesi nedeni ile CMK’nın 170/3-j, 170/4, 174/1-a ve 174/4 maddelerine ayrı ayrı muhalefet edilerek müsnet suçtan kamu davası açılmış olması sebebiyle …iddianamenin iadesine,” şeklindedir.
15.01.2021 tarihli yazısı ile Cumhuriyet savcısı iade kararına itiraz etmiştir. İtirazda özetle, iddianamenin iade nedenlerinin açıkça Kanunda belirtildiği, soruşturma evresi sonunda toplanan deliller neticesinde yeterli şüphenin oluşması durumunda kamu davası açılmasının zorunlu olduğu, bu hususta suçun hukuki nitelendirmesinin Cumhuriyet savcısına ait olduğu, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, yapılan soruşturma ve tahkikat sonucunda şüphelilerin üzerilerine atılı suçları
işlediklerinin anlaşıldığı ve usulüne uygun olarak iddianame tanzim edildiğinden iade kararının kaldırılması gerektiği belirtilmiştir.
Şırnak 2 Ağır Ceza Mahkemesinin 15.01.2021 tarihli kararı ile itiraz yerinde görülmediğinden dosya incelenmek üzere merciie gönderilmiştir.
19.01.2021 tarihli, itiraz merciine sunulan mütalaada, itiraz sebepleri yerinde görülmekle kararının kaldırılması talep edilmiştir.
Şırnak 3 Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.01.2021 tarih ve 2021/26 değişik iş sayılı kararı ile itiraza konu kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, usul ve yasaya aykırı bir halde görülmediğinden itirazın reddine, kesin olmak üzere, oybirliğiyle karar verilmiştir.
Dosya Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/387 soruşturmasına kaydedilmiştir.
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 29.01.2021 tarih, 2021/387 soruşturma ve 2021/51 sayılı iddianamesi ile aynı şüpheliler hakkında, aynı atılı suçlardan, aynı sevk maddelerince cezalandırılmaları istenilmiştir. Hazırlanan bu iddianame anlatımında özetle, PKK/KCK silahlı terör örgütünden bahsedilerek, iade edilen iddianame anlatımında da yer alan soruşturmanın başlangıcı ve soruşturmaya yönelik genel bilgilerin belirtildiği fakat şüpheli ifadeleri ile haklarında yapılan araştırmalara dair şüpheli … ile ilgili kısımda bu sefer sadece teşhiste bulunanların adlarının yazılması sureti ile, şüpheli … ile ilgili kısımda, gizli tanık …’un yapmış olduğu teşhis beyanına yer verilerek ve şüpheli hakkında gizli tanık beyanı dışında herhangi bir delilin bulunmadığı, gizli tanık beyanına istinaden dosyanın birleştirildiği belirtilerek, değerlendirme ve sonuç kısmında ise her ne kadar şüpheliler üzerine atılı suçlamaları kabul etmeseler de olayı ihbar eden şüpheli …’ın gönüllü vazgeçmeden dolayı vermiş olduğu ayrıntılı ifadesi, bilirkişi raporu, gizli tanık ifadesi, diğer şüpheli ifadeleri, şüpheliler arasındaki arama aranma ve yurt dışına çıkış kayıtları, şüphelilerin bazılarının PKK silahlı terör örgütü hiyerarşisi içinde faaliyet gösterdiğine yönelik yapılan teşhis ve elde edilen bilgiler, şüphelilerin bazılarının telegram isimli program üzerinden gizli görüşme yapmış olması, şüpheliler arasındaki para transferleri, şüphelilerden …’in ikametinde yapılan aramada elde edilen yüklü miktarda ki dolar, dijital inceleme sonuçları, şüphelilerin birlikte Irak ülkesine gitmiş olması ve tekmil dosya kapsamına göre; şüphelilerin eylemlerine ilişkin anlatım yapılmak ve ile iade edilen iddianameden farklı olarak, şüphelinin ilgili konularda Kuzey Irak’a geçerek PKK silahlı terör örgütünden yardım almış olabileceğine dair bir anlatıma yer verilmeden, bu hususların gizli tanığın yapmış olduğu teşhisle birlikte değerlendirildiğinde, silahlı terör örgütünden aldıkları talimat doğrultusunda örgütün sözde özerklik/öz yönetim planı doğrultusunda ülkenin belli bölgelerini içine alacak şekilde ülkeden ayırmak amacıyla örgüt mensupları ile birlikte aynı fikir ve eylem birliği içerisinde adliye binasını mesai saatleri içinde 45 adet el yapımı basınç etkili bomba ile yıkarak adliyede çalışan personeli öldürmeyi planlayarak örgütün amacına hizmet ettiklerinin, her bir şüphelinin örgüt içerisindeki
konumunun ayrı ayrı belirlenmesinin mümkün bulunmadığı ancak, her bir şüphelinin özenle ve örgütün gizlilik ilkelerine riayet ederek adliye binasının çökmesi için özenle işbirliği içerisinde çalıştıkları ve iştirak halinde sistemi adliye binasının bodrum katına döşedikleri, alınan bilirkişi raporlarında da ayrıntılı olarak belirtildiği gibi şüphelilerin bu durumu bilmeden yapmalarının hayatın olağan akışına uygun olmadığının görüldüğü, şüpheli …’ın eylem planından vazgeçerek durumu ilgili makamlara bildirmesi ile olayın meydana çıktığı belirtilerek cezalandırılmaları istenilmiştir.
Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.02.2021 tarih, 2021/16 iddianame değerlendirme nolu kararı ile iddianamenin iadesine karar verilmiştir. İade nedenleri belirtildiği şekli ile özetle;
“İddianamenin iadesi kararı, kesinleşmiş olmak koşuluyla, Cumhuriyet Savcılığını bağlayıcı kesin bir karar niteliğinde olup, gereklerini yerine getirmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrıca iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itiraz üzerine Ağır Ceza Mahkemesi’nin itiraz merci sıfatı ile vermiş olduğu kesin nitelikteli mahkeme kararına karşı 5271 sayılı CMK’nın 271/4 maddesinde yer alan “Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir.” şeklindeki amir hükmü görmezden gelinerek, iade kararında sözü edilen yükümlülükler yerine getirilmeksizin, iddianame düzenlemenin açıkça yasaya aykırılık teşkil edeceği şüphesizdir.
.. itiraz mercii sıfatı ile Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/26 Değişik İş sayılı 22/01/2021 tarihli kararı ile mahkememizce belirtilen iade kararları usul ve yasaya uygun bulunarak, Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yapmış olduğu itirazın reddine kesin olmak üzere karar verilmiş ise de mahkememize hitaben yeniden gönderilen Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … 29/01/2021 tarihli iddianamesinin, 5271 sayılı CMK’nın 174/4-1. Cümlesinde yer alan emredici düzenlemeye uyulmaksızın, kesinleşen İddianamenin iadesi kararında yer alan eksiklikler tamamlanmadan, ayrıca kesin nitelikteki Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/26 değişik iş sayılı 22/01/2021 tarihli kararına riayet edilmeksizin düzenlenen iddianamenin yok hükmünde sayılması gerektiği ve fakat bu şekilde gönderilen iddianameye ilişkin UYAP sistemi marifeti ile menfi yahut müspet bir karar verilmesi kaçınılmaz olduğundan, mahkememizce yapılan inceleme neticesinde;
…iade edilen iddianameden farklı olarak soruşturma genişletilerek şüpheli … hakkında da … 29/01/2021 tarih 2021/387 Soruşturma, 2021/157 Esas, 2021/51 iddianame sayı ile tekrar iddianame düzenlendiği…,
1-) Mahkememizin 13/10/2020 gün 2020/140 iddianame değerlendirme sayılı iade kararının akabinde genişletilen soruşturma sonucunda hakkında, Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 02/10/2020 tarihli iddianamesinden farklı olarak, ilk defa iddianame tanzim edilen şüpheli … hakkında gizli tanık …’un yapmış olduğu teşhis işlemi sonucu yalnızca gizli tanığın ifadesine yer verilmek suretiyle… suçlarından kamu davası açılmış ise de yukarıda
da belirtildiği üzere şüpheli hakkında yalnızca bir gizli tanık anlatımının delil olarak gösterildiği ve ne var ki hiçbir somut, objektif ve kesin delil ile desteklenmeyen gizli tanık …’un anlatımıyla ilgili olarak 5276 sayılı Tanık Koruma Kanunu 9/8 maddesi düşünüldüğünde tek başına hükme esas alınması mümkün olmayan ve hatta gizli tanığın dahi yalnızca duyuma dayalı beyanları dışında yeterli şüphe oluşturacak ve şüphelinin hiyerarşik yapı içerisinde kurulmuş bulunan silahlı terör örgütünün emir komuta zinciri içerisinde ne şekilde yer aldığına; yahut örgüt adına nasıl ve ne şekilde örgütün amaç ve stratejisini benimseyerek, bu stratejinin gerçekleştirilmesi için Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayı gerçekleştirdiği; ayrıca kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki hangi biçimde örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğuna dair denetime elverişli delillerin somut olarak iddianamede hiçbir şekilde gösterilmeden ve bu itibarla 5271 sayılı CMK’nın 170/2, 170/4 maddelerine ve bu itibarla “Lekelenmeme Hakkı”na açıkça muhalefet edilerek, (Yargıtay 16CD 2019/7940 Esas – 2019/5937 Karar)
2-)Mahkememizin 13.10.2020 tarih 2020/140 iddianame değerlendirme sayılı kararı ve yine 13/01/2021 tarih 2020/177 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile iade sebebi olarak gösterilen 1 numaralı… iade kararı iddia makamınca hiçbir şekilde karşılanmadan ve ayrıntısı ile izah edildiği şekilde Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin itiraz merci sıfatı ile vermiş olduğu itirazın reddi kararına muhalefet edilerek yinelenen iddianamede yine yalnızca “şüphelilerin ilgili konularda Kuzey Irak’a geçerek PKK Silahlı Terör Örgütü üyelerinden yardım almış olabileceği, tüm bu plan ve organizasyonlara bakıldığında PKK/KCK Silahlı Terör Örgütünün eylem yapısı ile birebir uyuştuğu” şeklinde yalnızca soyut bir anlatıma yer verilerek delil gösterilmediği, şüphelilerin birbirleri ile iştirak halinde olduklarına dair ” şüphelilerin bu eylemde görev almak sureti ile bu eylemlere iştirak ettiği” şeklindeki anlatımın da yine aynı şekilde varsayıma dayandırıldığı, zira işlenen fiil üzerinde şüpheliler arasında işlenen fiil üzerinde ne şekilde ortak hakimiyet kurulduğunun ve bunun da PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü ile iltisakının somut deliller ile irtibatlandırıldığının iddianamede yer almadığı, delillerin gösterilmediği, kaldı ki mahkememizin 13/10/2020 gün 2020/140 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile iade sebebi olarak gösterilen 3 numaralı iade kararında belirtilen …’ın ifadesinde geçen ve … aracılığı ile görüşme sağladıkları, Irak ülkesinde yaşayan ve irtibat numaraları bulunan “… ” isimli şahıs ile şüpheliler …, … arasındaki görüşme ve irtibatın ne hakkında olduğuna basit bir kolluk araştırması ile yetinilerek bu husus dahi somutlaştırılamadan ve illiyet bağı kurulmadan yalnızca şüphelilerin Irak ülkesine gitmiş olmaları neticesinde örgütle irtibatlı olacağı varsayımı ile yetinilmek sureti ile “şüphelilerin ilgili konularda Kuzey Irak’a geçerek PKK Silahlı Terör Örgütü üyelerinden yardım almış olabileceği” şeklinde iddianame kaleme alındığı, bu şekilde yukarıda açıkça ve ayrıntılı bir şekilde ele alınan iade sebepleri karşılanmadan iddianame düzenlenmesi nedeni ile …” şeklindedir.
16.02.2021 tarihli yazısı ile Cumhuriyet savcısı karara itiraz etmiştir. İtirazda özetle, iddianamenin iade nedenlerinin açıkça Kanunda belirtildiği, soruşturma evresi sonunda toplanan deliller neticesinde yeterli şüphenin oluşması durumunda kamu davası açılmasının zorunlu olduğu, bu hususta suçun hukuki nitelendirmesinin Cumhuriyet savcısına ait olduğu, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, yapılan soruşturma ve tahkikat sonucunda şüphelilerin üzerilerine atılı suçları işlediklerinin anlaşıldığı ve usulüne uygun olarak iddianame tanzim edildiğinden iade kararının kaldırılması gerektiği belirtilmiştir.
Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.02.2021 tarihli kararı ile itiraz yerinde görülmediğinden dosya incelenmek üzere merciie gönderilmiştir. 19.02.2021 tarihli, itiraz merciine sunulan mütalaada itiraz sebepleri yerinde görülmekle, mercii kararının kaldırılması istenilmiştir.
Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/02/2021 tarih, 2021/64 değişik iş sayılı kararı ile itiraza konu kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi usul ve yasaya aykırı bir hal de görülmediğinden, itirazın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 22.02.2021 tarihli yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden, Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.02.2021 tarih, 2021/64 değişik iş sayılı kararının; süreçte itiraz dilekçesinde belirttiği nedenler ile iade kararının kaldırılması yerine herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin itirazın reddine karar karar verilmesinin hukuka aykırı olduğundan bahisle kanun yararına bozulması hususunda ihbarda bulunulmuştur.
Adalet Bakanlığının 14.06.2021 tarihli yazısında, Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/02/2021 tarihli ve 2021/64 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Kesinleşen iade kararı sonrasında, Devletin Birligini ve Ülke Bütünlüğü Bozma, Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme, Kişiyi Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle Bir Kişiyi Öldürmeye Teşebbüs Etme, Kamu Malına Zarar Verme suçlarından şüpheliler hakkında düzenlenen iddianamenin iadesi ile bu karara vaki itirazların reddine dair mercii kararında isabet bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV-HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
Somut olayda uygulanacak bazı yasalardaki düzenleme şu şekildedir:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
Kamu davasını açma görevi Madde 170
(1)Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2)Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3)Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a)Şüphelinin kimliği,
b)Müdafii,
c)Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d)Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e)Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f)Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g)Şikâyetin yapıldığı tarih,
h)Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i)Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j)Suçun delilleri,
k)Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
gösterilir.
(4)İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5)İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6)İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
İddianamenin iadesi
Madde 174 – (Değişik: 25.5.2005 – 5353/27 md.)
(1)Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a)170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b)(Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c)(Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Önödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
d)(Ek:17.10.2019-7188/20 md.) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2)Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3)En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4)Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5)İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
CMK’nın 160/1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hal” ifadesinden anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (Veli Özbek, Nihat M. Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, Ankara, 2011, sayfa 186 ve devamı).
Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun; 170/3. maddesinde, iddianamede nelerin gösterileceği, 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtilmiştir.
Savcının değerlendirmesine tabi hususlar iade gerekçesi olamaz. Bu nedenle mahkeme, savcının nitelendirmesine katılmadığını belirterek bir hususu iade konusu yapamaz. Ancak iddianamede bulunması gereken hususlarda bir eksiklik veya yanlışlığa dayanarak iade yoluna gidilebilir.
İddianamenin iadesi üzerine yapılan itiraz kapsamında merciinin kararı kesin olduğundan, Cumhuriyet savcısını da mahkemeyi de bağlayacaktır.
5353 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un gerekçesi;
‟…İlk iade kararında belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez. Bu nedenle, mahkeme, olabildiğince titiz bir inceleme ile, iadeye konu olabilecek bütün hususları belirlemelidir. İade süresinin onbeş gün olması bu tür bîr incelemeyi mümkün kılacaktır.
İade sebebi olarak gösterilen eksiklikler tamamlanmadan ve hatalı noktalar düzeltilmeden, adeta aynı iddianamenin yeniden mahkemeye verilmesi halinde, mahkeme bu iddianameyi de iade edebilecektir.”
şeklindedir. Bu kapsamda iddianamede ilk iade kararında belirtilen iade sebeplerinin eksiksiz ve hatasız bir şekilde giderilmeden yeniden iddianame düzenlenmesi halinde ilk iade kararında belirtilen sebepler hatasız ve eksiksiz giderilene kadar iddianamenin iadesine karar verilebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Yukarıda ayrıntılarına yer verildiği üzere, dava açılması yönünden karma sistemi benimseyen ceza yargılaması hukukumuza göre,”Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir. Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler (CMK madde 170/1-2).” Anılan sistemde aslolan dava açma mecburiyeti, istisna ise CMK’nın 171. Maddesinde yer alan Cumhuriyet Savcısının kamu davası açmada takdir yetkisini kullanmasıdır. 5271 sayılı CMK’da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek celse”de bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen yeniliklerden biridir. Bunun gerçekleştirilebilmesi, soruşturma safhasında mevcut tüm delillerin toplanmış olması ile mümkündür. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun; 170/3. maddesinde, iddianamede nelerin gösterileceği, 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceği tahdidi olarak belirtilmiştir. Suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez. İddianamenin iadesi üzerine yapılan itiraz kapsamında verilen itiraz merciinin kesinleşmiş kararının bağlayıcılığının, Cumhuriyet savcısının dava açma görev ve sorumluluğunu ortadan kaldıracak ve yeterli şüpheye dayanan, suç teşkil ettiği değerlendirilen fiille ilgili olarak dava açılmamasını netice verecek biçimde ve esas itibari ile yasanın kesin olarak yasakladığı (CMK madde 174/2) bir hususa dayanan iade sebeplerini de kapsadığı şeklinde anlaşılmaması gerekir. Süreçte ilk iade kararında yer alan yasal iade sebeplerinin, yeterli şüphe bağlamında gerekleri yerine getirilmekle birlikte başkaca delillerde ikame olunarak düzenlenen Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının 29.01.2021 tarih, 2021/387 soruşturma ve 2021/51 sayılı iddianamesinin, müşahhas başkaca dosyalarda verilen içtihada atıfla iadesi ile iş bu iadeye vaki itirazın reddine dair incelemeye konu mercii kararında hukuki isabet bulunmadığından, istemin kabulüne karar verilmiştir.
V-SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Şırnak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/02/2021 tarihli ve 2021/64 değişik iş sayılı kararının, CMK’nın 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.