Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/18027 E. 2023/3289 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18027
KARAR NO : 2023/3289
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

DURUŞMA TALEPLİ

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile onama
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Konya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.03.2019 tarihli ve … sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (3713 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 03.05.2019 tarihli ve …sayılı Kararı sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 01.11.2021 tarihli, onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi özetle, ByLock kullanmadığına, ByLock verilerinin çelişkili olduğuna, SGK çalışma kayıtlarının ve dernek üyeliklerinin müspet suç yönünden delil olarak kabul edilmeyeceğine, birtakım şüpheliler ile otel kaydının olmasının delil sayılamayacağına, HTS kayıtlarının, görüşme içeriklerinin tespit edilememesi nedeniyle suçun delili sayılamayacağına, kararın bozularak beraat kararı verilmesine ve sair sebeplere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sadece örgüt elemanlarınca aktivasyon kodu ile doğrulama yapılarak kullanılan, kişilerin karşılıklı olarak birbirlerini eklemelerinin gerektiği, sesli arama, yazılı mesajlaşma, e-posta iletimi ve dosya transferinin gerçekleştirilebildiği, bununla kullanıcıların örgütsel mahiyetteki haberleşme ihtiyaçlarının başka herhangi bir haberleşme aracına ihtiyaç duyulmadan karşılandığı, global bir uygulama görüntüsü altında münhasıran FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarının kullanımına sunulmuş bulunan ByLock programını 0507 (…) (..) (..) nolu hat üzerinden 05.01.2016 tarihinden itibaren kullandığı, bu durumu kabul etmese dahi Konya Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğünün 12.07.2017 tarihli yazısı ile ByLock kullanıcısı olduğunun doğrulanması, sanığın ByLock programına banlandığı IP’nin tespit edilmesi amacıyla sunucu yöneticisi tarafından kuralanan ByLock programına ait 46.166.164.181 numaralı hedef IP adresi üzerinden 0507 (…) (..) (..) numaralı hat için ilk giriş tarihi olan 05.01.2016 ve son giriş tarihi olan 02.02.2016 tarihleri arasında günün her saatinde ve bulunduğu ortamlarda baz istasyonu bilgilerinden de anlaşılacağı üzere farklı günlerde 289 kez bağlandığının tespit edilmesi, dosya içerisinde mevcut olan Konya TEM Şube Müdürlüğü tarafından yapılan araştırma tutanağından da anlaşılacağı üzere örgüte ait toplantıların arasında otel kaydının bulunduğu ve haklarında FETÖ/PDY üyeliğinden işlem yapılan A.H.C., T.E., M.C. ve G.İ, isimli kişilerin de sanıkla adı geçen yerde aynı tarihte otel kayıtlarının bulunması, FETÖ/PDY’ye ait olan ve tamamının 667-668 sayılı KHK ile kapatılan N-T Kitap Kırtasiye Basım Yay. Dağ. A.Ş.De 1998-1999 yılları arasında, Sembol Ambalaj Sanayi A.Ş.De ise 2000-2013 yılları arasında SGK kaydının bulunması ile 667 sayılı KHK ile kapatılan Anadolu Teknik Elemanlar Derneğinde Denetim Kurulu Başkanı olarak görev yapması, sanığın örgütün Ünite İmamı olan M.D. ile 13 kez, örgütün Büyük Bölge Muhasebecisi olan M.A. ile 4 kez, örgütün Böyük Bölge Muhasebecisi olan Y.U. ile 4 kez, örgütün Askeri yapılanmasında doktor olan K.T.U. ile 2 kez görüşmesinin tespit edilmesi birlikte değerlendirildiğinde; sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile önceden süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz eden organik bağının bulunduğu ve sanığın eylemlerinin bir bütün halinde 5237 sayılı TCK’nın 314/2 nci maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturduğu konuşmada mahkememizde tam bir vicdani kanı hasıl olmuştur. Her ne kadar sanık … üzerine atılı suçlamayı reddetse ve örgütün silahlı örgüt olduğunu bilmediğini iddia etse de, sanık …’nin örgüte üye olduğu, ByLock programını kullandığı hususunda dosyada bulunan ByLock raporları, SKK kayıtları delil olarak kabul edilmiş ve objektif sorumluluk gereği silahlı terör örgütü olduğunu bilmediğine dair suçtan kurtulmaya matuf savunmasına itibar edilmemiştir. Bunun yanında ByLock programının yukarıda değinildiği üzere sadece örgüt elemanları tarafından aktivasyon kodu ile doğrulanarak kullanılabilmesi, karşılıklı ekleme olmadan iletişime geçilememesi, genel olarak farklı isimle kullanılması ve mesajların bir süre sonra kendiliğinden silinmesi ve Yargıtay 16. Ceza Dairesinin (İlk Derece Olarak) 24.04.2017 tarih 2015/3 Esas 2017/3 Karar sayılı ilamı ve yine 16. Ceza Dairesinin (temyiz mercii olarak) 14.07.2017 tarih 2017/1443 Esas 2017/4758 Karar sayılı ilamında “ByLock iletişim sistemi, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantasını gösteren delil olacaktır.” şeklindeki tespiti sebeplerinden ötürü bunun tek başına bile örgüt üyeliği için yeterli olduğuna mahkememizce kanaat getirilmiştir. Sanık etkin pişmanlık kapsamında değerlendirilecek bir beyanda bulunmadığında hakkında TCK’nın 221 inci maddesi gereğince indirim uygulanmamış olup, suçun işleniş şekli, sanığın örgütteki konumu ve suç kastının yoğunluğu, sanığın örgütün gizli haberleşme programını kullanıyor olması, örgütün niteliği, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözetilerek mahkememizin vicdani kanaati de bu şekilde oluştuğundan hüküm tesis olunmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
1-Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.)
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu işin de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (Toruslu özel kalem kısım syf. 263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek için Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf. 280).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen (kapatılan) 16. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında, “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olun8duğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı”nın kabul edildiği dikkate alınarak, atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olan ve temyiz aşamasında gelen detaylı 469418 ID numaralı ByLock tespit ve değerlendirme tutanaklarının CMK’nın 217 nci maddesi uyarınca duruşmada okunup tartışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri lüzumu,
2-Temyiz aşamasında dosyaya gelen 22.12.2022 tarihli tanık İ.A.B.’nin sanık hakkındaki ifade tutanağının okunması, gerekirse anılan şahsın usulüne uygun şekilde tanık sıfatı ile dinlenilerek CMK’nın 217 nci maddesi gereğince sanık ve müdafiine okunup diyeceklerinin sorulması, UYAP’ta oluşturulan Örgütlü Suçlar Bilgi Bankasında hakkında herhangi bir beyan yahut ifade olup olmadığı araştırılarak, bulunması halinde beyan veya ifadelerin onaylı örneklerinin dosya arasına getirtilip, 5271 sayılı CMK’nın 217/1 inci maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak, gerekirse beyan yahut ifade sahipleri tanık olarak dinlenildikten sonra deliller bir bütün halinde değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı olup hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanığın temyiz talebi yerinde görüldüğünden Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 03.05.2019 tarihli ve 2019/590 Esas, 2019/687 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Konya 6. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.05.2023 tarihinde karar verildi.