Yargıtay Kararı 3. Ceza Dairesi 2021/17977 E. 2023/3510 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17977
KARAR NO : 2023/3510
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

¸

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği tayin olunan cezanın süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 15. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.07.2018 tarihli ve …. sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi, 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası delaletiyle 58 inci maddesinin altıncı fıkrası ve 63 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.
2. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 02.05.2019 tarihli ve 2018/1146 Esas, 2019/666 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 29.10.2021 tarihli ve tekerrür hükümlerine ilişkin uygulama maddesinin hatalı gösterilmesi nedeniyle bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi özetle;
1. Mahkemeye intikal eden bazı deliller ile cevabi yazıların tartışılmadığı,
2. Eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna,
3. Alt sınırdan uzaklaşılmasının hukuka aykırı olduğuna,
4. Kararın gerekçesiz olduğuna,
5. ByLock delilinin hukuka aykırı elde edildiğine,
6. Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına,
7. Bank … nezdindeki işlemlerinin rutin olduğuna,
8. Temyiz dilekçesinde belirtilen sair temyiz sebepleri ve sair hususlara,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Emniyet mensubu olarak görev yapmaktayken 2008 yılında emekli olan sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğu iddiasına ilişkin yapılan yargılamasında; ByLock kullancısı olduğuna ilişkin ByLock içerikleri ile Bylock uygulamasının hizmet sunduğu IP adreslerine bağlantının tespitine ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kayıtlarına göre, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyelerinin kullanımı için oluşturulmuş ve münhasıran bu suç örgütünün mensupları tarafından kullanılmakta olan ağ özelliğini bilerek, 0505 (…) (..) (..) numaralı GSM hattı ile 144451 ID numarasıyla ByLock kullandığı, örgüte müzahir Bank Asyanın mali yönden güç duruma düşmesi üzerine yapılan destek çağrıları üzerine bilirkişi raporuna göre hesap bakiyesini artırmaya yönelik gayret içinde olduğu ve çocuğunun FETÖ/PDY ile irtibatlı/iltisaklı okul kaydı bulunduğu kabul edilerek silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği; kurulan hükümde, sanığın devlet kademesinde ve emniyet kademesinde çalışan bir polis memuru olmasına rağmen bu görevini de kötüye kullanmak ve devlete sadakat yükümlülüğünü ihlal etmek suretiyle yüklenen suçu işlemesi nedeniyle kastının yoğunluğu, eylemi nedeniyle meydana gelen tehlike ve zararın ağırlığı dikkate alınarak, takdiren ve teşdiden alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle temel cezanın tayin edildiği ve örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının atıf maddesi olarak kabulü ile aynı Kanun’un 58 inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince tekerrür uygulandığı anlaşılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan gizli iletişim ağı ByLock uygulamasını kullandığı ve örgüt liderinin talimatı üzerine örgütle iltisaklı Bank Asyada katılım hesabı açtığı anlaşılan sanık hakkında;
Çocuğunu örgütle iltisaklı eğitim kurumuna göndermesinin örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceğinin gözetilmemesi sonuca etkili bulunmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak eksiksiz yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; karar gerekçelerine göre sanık müdafiinin yukarıda ilgili bölümde ileri sürdüğü temyiz sebepleri ve sair hususlar aşağıda belirtilenler dışında yerinde görülmemekle sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır. Ancak;
Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan aynı Kanun’un 58 inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına muhalefet edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin, 02.05.2019 tarihli ve … Karar sayılı hükmün 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereği İlk Derece Mahkemesi hükmünün tekerrür uygulamasına kısmından “maddesi delaletiyle TCK’nın 58/6.” ibaresinin çıkarılması suretiyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 15. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.05.2023 tarihinde karar verildi.

… … … … …